
Kobanê, 26 Ocak 2015 tarihinde dünyanın en barbar ve vahşi terör örgütü DAİŞ çetelerinden özgürleştirildi. Kobanê’de 134 gün boyunca verilen büyük ve tarihi direniş, DAİŞ’in yenilmesiyle sonuçlandı. Kobanê’de yenilen DAİŞ çeteleri, sonun başlangıcına girmiş oldu. Kobanê’deki zafer, Suriye coğrafyasında radikal değişimler yaşanmasına neden oldu. Okuduğunuz dosya haberimizde Kobanê’de yaşanan savaşın öncesini ve sonrasını ele alacağız.
DAİŞ SURİYE VE IRAK’TA
2014 yılının başlarında Suriye, karmaşık bir süreç geçiriyordu. Ülke tehlikeli bir ortama doğru yol alıyordu. O dönemde dünyada da savaşa karşı ciddi bir tutum yoktu. Böyle bir ortamda DAİŞ çeteleri, vahşi uygulamaları ile ortaya çıkmaya başladı.
Sayısı 100’ü geçmeyen DAİŞ çetesi, çok geçmeden Suriye ve Irak’ta büyük toprak parçalarını işgal etti. Mezopotamya coğrafyasının büyük şehirlerinden biri olan Musul birkaç saat içerisinde DAİŞ’in eline geçti. Aynı saatlerde Suriye’nin Reqa kenti çeteler tarafından işgal edildi. Suriye ve Irak devletlerinin askeri üsleri ele geçirildi ve yüzlerce asker infaz edildi. Bu olayın ardından Suriye krizi yeni bir boyut aldı.
DEVRİMİN BAŞLADIĞI ŞEHİR İŞGAL EDİLMEK İSTENDİ
DAİŞ’in eski emirlerinin açıkladığı belgelere göre, Türk istihbaratı ile DAİŞ’in anlaşmasının ardından DAİŞ, 3 defa Kobanê’ye ulaşmak için saldırıya geçti. DAİŞ’in bütün saldırıları da geri püskürtüldü. Bunun üzerine DAİŞ, Afganistan, Irak ve diğer devletlerde bulunan en iyi savaşçılarıyla birlikte Suriye rejimi ve Irak ordusundan aldıkları onlarca tankla birlikte bir kez daha Kobanê’ye saldırdı. Türk devleti ve DAİŞ’in amacı, Kobanê’yi işgal ederek 19 Temmuz’da Kuzey Suriye’de gerçekleştirilen devrimi yok etmekti.
Kuzey Suriye devrimi 19 Temmuz tarihinde Kobanê’de başladı. Suriye rejimi temsilcilerinin halk tarafından Kobanê’den çıkarılmasının ardından Kobanê devrimi bir ışık gibi diğer bölgelere yayılmaya başladı. Bu nedenle Kobanê Kuzey Suriye Özerk Yönetimi için büyük bir moral kaynağı olmuştu.
Türk devleti ve DAİŞ devrimin başladığı şehri ele geçirmek istiyordu. Bu amaç ortaklığı DAİŞ’in Türk devletinin Kobanê ile olan sınır kapılarından çok güç almasına neden oldu.
BİRKAÇ GÜN İÇERİSİNDE 300 KÖY İŞGAL EDİLDİ SAVAŞ KENT SOKAKLARINA ULAŞTI
2014 yılının Ekim ayının başlarında DAİŞ birkaç gün içerisinde 300’e yakın köyü işgal etti. İşgalin ardından büyük göç dalgaları yaşanmaya başladı. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 300 binden fazla kişi, Kuzey Kürdistan’ın Pirsus (Suruç) kentine göç etmeye başladı. Göçmenler ve Kuzey Kürdistan halkı, DAİŞ çetelerinin Suriye sınırından Kobanê’ye girmemesi için canlı kalkan oldular. Kobanê’de kalan yüzlerce genç, ağır silahlı vahşi çetelere karşı tarihi bir direniş sergilemeye başladı.
Kentin bir mahallesine sıkışan savaşçılar son ana kadar direnmeye kararlıydı. 21 gün boyunca tek bir mahallede direnen savaşçılar, DAİŞ’in mahalleye girmesine izin vermedi. Uluslararası koalisyon uçaklarının DAİŞ’in stratejik noktalarını vurmasıyla birlikte YPG ve YPJ savaşçıları Kobanê’ye sokak sokak özgürleştirmeye başladı.
DÜNYA KOBANÊ İÇİN AYAĞA KALKTI
Kobanê kuşatması sırasında Avrupa’nın birçok yerinde halklar ayağa kalktı. Havaalanları, BM binaları ve insan hakları örgütleri eylemciler tarafından basıldı. Herkes Kobanê direnişinin yanında olduğunu haykırdı. DAİŞ’e doğrudan destek veren Türk devleti, her alanda protesto edildi. YPG ve YPJ saflarında savaşan enternasyonalist savaşçıların resimleri, Güney Amerika’dan Avrupa’ya oradan Afganistan ve Japonya’ya kadar her yerde alanlarda taşındı. Bütün dünyanın gözü kulağı Kobanê’deydi. Yaşananların ardından 1 Kasım 2014 Dünya Kobanê ile Dayanışma Günü ilan edildi.
DAİŞ İLK OLARAK KOBANÊ’DE YENİLDİ
DAİŞ çeteleri Kobanê sokaklarında tarihi bir direnişle karşılaştı. QSD tarafından yakalanan bir DAİŞ emirinin 2017 yılında anlattıklarına göre, Kobanê kuşatması sırasında DAİŞ çetelerine yapılan katılımların ardından çetelerin sayısı 300 bini geçti.
Kobanê’nin son iki mahallesinde yaşanan çatışmalarda DAİŞ, binlerce çete üyesini kaybetti. Özellikle Kuzey Kürdistan sınırında bulunan Mürşit Pınar sınır kapısında sergilenen direnişte, DAİŞ çeteleri ağır darbeler aldı.
YPJ, YPG ve Enternasyonalist savaşçılar arasında yapılan koalisyonun neticesinde kentin bütün mahalleleri birer birer özgürleştirildi. 26 Ocak 2015 tarihine gelindiğinde, 134 gün süren destansı direnişin ardından büyük zafer ilan edildi. Kobanê artık özgürdü. YPG ve YPJ savaşçıları bayraklarını Miştenur tepesinde göndere çekti. Dünyanın yüzlerce kentinde bu eşsiz zafer kutlandı.
TERÖRE KARŞI YENİ BİR SÜREÇ BAŞLADI
Kobanê’nin özgürleştirildiği 26 Ocak 2015 Suriye ve Irak’ta teröre karşı yeni bir sürecin başlangıcı oldu. Suriye ve Irak, DAİŞ terörüne büyük toprak parçalarını kaptırmıştı. Aylarca süren direnişin sonunda Kobanê’nin alt yapısının yüzde 70’i zarar görmüştü. Kentin yüzde 40’ı yaşanan savaştan dolayı yıkıldı.
Kobanê’de yaklaşık 6 bin çete üyesi öldürüldü. Binlerce çete de yaralandı. Kalan çeteler de DAİŞ’in işgali altındaki diğer bölgelere kaçtı. Birkaç gün ardından DAİŞ, işgal ettiği 350 köyü de kaybederek geri çekildi.
DAİŞ’in haber ajansı Amaq, paylaştığı görüntülerde kentten çıkmak zorunda kaldıklarını anlattı. DAİŞ yanlıları binlerce çetenin ölmesi nedeniyle Kobanê’nin işgal edilmemiş olmasına tepki gösterdi.
YPG VE YPJ DÜNYA GÜNDEMİNDE
DAİŞ’in Kuzey Suriye’deki işgalini kıran YPG ve YPJ savaşçıları, bütün dünyada kabul gördü. DAİŞ bütün dünya için tehlike arz ediyordu. Dünyanın birçok kentinde DAİŞ bombalı saldırılarda bulunmuştu.
10 Şubat 2015 tarihinde Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Elysee sarayında YPJ Komutanı Nesrîn Abdullah ve PYD eski Eşbaşkanı Asya Abdullah’ı kabul etti. Fransa devleti DAİŞ’e karşı kurulan uluslararası koalisyonun en aktif üyesi oldu.
Diğer Özerk Yönetim temsilcileri Avrupa’daki birçok mecliste kabul edildi. Avrupa parlamentolarında konuşan Özerk Yönetim temsilcileri, Suriye’de yaşanan siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Bu gelişmeler Özerk Yönetim ile AB ülkeleri arasındaki ilişkileri güçlendirdi. Türk devleti ve DAİŞ’in Suriye’de yarattığı göç dalgaları tartışıldı.
DAİŞ’E KARŞI BİRLİK QSD’NİN KURULMASINA VESİLE OLDU
Kobanê’nin özgürleştirilmesinin ardından YPG ve YPJ savaşçıları Girê Spî’ye yöneldi. 15 Haziran 2015’te Girê Spî de özgürleştirildikten sonra, DAİŞ ve Cebhet El Nusra çetelerinin Kobanê’ye dayattığı üç yıllık kuşatma da kırılmış oldu. 27 Temmuz günü Kobanê’nin Sirîn kasabası özgürleştirildi.
10 Ekim 2015 günü Cizre Kantonunda Demokratik Suriye Güçleri (QSD) kuruluşu ilan edildi. Süryani, Ermeni, Arap, Asuri ve Kürt askeri güçleri başta olmak üzere QSD yaklaşık 20 askeri gücü içinde barındırdı.
QSD’nin kurulması Kobanê’nin özgürleştirilmesinin ardından Kuzey ve Doğu Suriye’nin özgürleştirilmesinin ikinci adımı olarak okundu.
QSD SURİYE VE IRAK DEVLETİNİN KAYBETTİĞİ BİRÇOK KENTİ GERİ ALDI
QSD’nin 2016 yılında yaptığı güçlü hamlelerle DAİŞ büyük yenilgiler almaya başladı. DAİŞ’in kendisine stratejik bir yer olarak gördüğü Minbic, QSD tarafından özgürleştirildi. Türkiye’nin DAİŞ’e gönderdiği yardımların yolu kesilmiş oldu. DAİŞ’in aldığı bu yenilgilerden sonra Suriye ve Irak devleti güçlerini yeniden DAİŞ’in işgal ettiği bölgelere yönlendirdi.
Suriye rejimi geniş katılımlı operasyonlar yapmaya başladı. DAİŞ’in önemli üslerinin bulunduğu Halep’e rejim saldırmaya başladı. Bir hafta içinde yüzlerce köy DAİŞ’in elinden özgürleştirildi. Irak’ta Haşdi Şabi güçleri DAİŞ’in elinde bulunan en büyük kent olan Musul’u DAİŞ’ten alınca DAİŞ adım adım yenilmeye devam etti.
TÜRKİYE’NİN RÜYALARI KABUSA DÖNDÜ
5 Kasım 2016’da QSD güçleri, Reqa’yı Özgürleştirme Hamlesi başlattı. Hamleye, Fırat Gazabı Hamlesi adı verildi. Hamle iki koldan yürütüldü. Biri Eyn Îsa diğeri de Silûk üzerinden başladı. QSD her iki kolda da ilerlemeye başladı.
QSD güçleri Tebqa Askeri Havalimanı ile Kerama, Menûsra, Sefsafa ve onlarca köyün yanı sıra DAİŞ’in işgalinde olan birçok barajı da birkaç gün içerisinde özgürleştirdi.
DAİŞ uluslararası koalisyon uçakları ve QSD’nin hızlı ilerleyişi karşısında direnemedi. “Halifeliğinin başkenti” ilan ettiği Reqa’yı da kaybeden DAİŞ, Dêrazor’a sıkıştı. 3 bin DAİŞ çetesi ailesiyle birlikte burada QSD’ye teslim oldu.
Dünyanın en tehlikeli terör örgütlerinden biri olan DAİŞ, Baxoz’da son nefeslerini alıyordu.
İşgalci Türk devleti, Baxoz’da sıkışan DAİŞ çetelerine destek olabilmek için Kuzey Suriye’nin sınır hattına saldırılarda bulunmaya başladı.
DÜNYANIN YENİ TERÖRÜ: TÜRK DEVLETİ
Ortadoğu’da Türkiye ve Katar, DAİŞ’in en büyük destekçisi oldu. DAİŞ Lideri Ebubekir Bağdadi İdlib’de Türk gözlem noktasına 5 km mesafedeki bir noktada, QSD’nin koordinesiyle ABD güçleri tarafından öldürüldü. İdlib, çeteler için bir korunma alanı haline geldi. İşgalci Türk devleti, DAİŞ ile en fazla ilişkisi bulunan devlet oldu. İşgal planlarını gerçekleştirmek için her gün Özerk Yönetimi tehdit etti. DAİŞ ile arasındaki ilişkinin ortaya çıkmaması için DAİŞ çetelerinin yargılanmasını reddetti.
Şüphesiz dünya 2020 yılında büyük bir tehlike ile karşı karşıya olacaktır. Türk devleti Suriye, Irak ve Kuzey Afrika’nın birçok yerini işgal etme planları yapıyor. İşgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları nedeniyle QSD’nin cezaevlerinde bulunan yüzlerce tehlikeli DAİŞ çetesi kaçtı. Diğer yandan Eyn Îsa kampında kalan yüzlerce DAİŞ çetesi ailesi de saldırılardan dolayı kaçtı.
Yüzlerce DAİŞ çetesinin Türk devletinin yanında Kuzey ve Doğu Suriye’de savaştığına dair görüntüler ortaya çıktı. Türk devleti ile birlikte saldıran çeteler sivilleri hedef aldı. Aralarında Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef’in de bulunduğu binlerce sivil katledildi.
Erdoğan, göçmenleri “Güvenli bölge” adı altında işgal ettiği Rojava’ya yerleştireceğini söylüyor. Diğer yandan Kobanê’yi tehdit ediyor. Dünyadaki devletlerin yüzde 93’ünün Kobanê direnişini desteklediğini herkes biliyor. Ancak bunu unutan Türkiye, toprağını koruyan savaşçıları ‘terörist’ ilan ediyor.