12 yıllık KCK dosyası

0
372

Kürt siyasetini hedef alan ve on binlercesinin tutuklatmasına gerekçe yapılan “KCK” operasyonlarının başladığı 14 Nisan’ın üzerinden 12 yıl geçti. Tümünün kumpas olduğunu belirten HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, rehine operasyonlarının hiç durmadığını söyledi.

Aralarında milletvekili, belediye başkanı, akademisyen, gazeteci, yazar, avukat ve siyasetçilerin de bulunduğu binlerce kişinin gruplar halinde sırayla gözaltına alınıp tutuklanmasına gerekçe gösterilen “KCK/Türkiye Meclisi” operasyonların ilkinin başladığı 14 Nisan 2009’un üzerinden 12 yıl geçti. Operasyon, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde kapatılan Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) bölge illerinde oy oranını ikiye katlaması ve PKK’nin Kürt sorununun çözümü için 13 Nisan’da almış olduğu çatışmasızlık kararının hemen ardından başlatıldı. 

İlk operasyon

Operasyonlar, 14 Nisan 2009 tarihinden Haziran ayının sonuna kadar sürdürüldü. 40’ı aşkın ilde eş zamanlı olarak başlatılan düzenlenen operasyonun hedefinde siyaset yürüten DTP vardı. Kapatılan DTP’nin o dönem Genel Başkan Yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun ve Selma Irmak’ın da aralarında bulunduğu 51 kişi gözaltına alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.  Ardından DTP üye ve yöneticilerine yönelik Nisan ayından gerçekleşen operasyonda gözaltına alınan 509 kişiden 225’i, Mayıs ayında gözaltına alınan 213 kişiden 116’sı, Haziran ayında ise gözaltına 223 kişiden 73’ü tutuklandı. 

DTK ve Belediye Başkanları

Operasyonların hız kesmeden devam ettiği tutuklama ve gözaltı furyalarının bir diğer dalgası ise 24 Aralık 2010’da gerçekleşti.

Bu operasyonların hedefinde ise Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlamak amacıyla 2007 yılında Diyarbakır’da kurulan, bölgede 25 ilde faaliyet gösteren ve bünyesinde 800’e yakın sivil toplum örgütünün bulunduğu Demokratik Toplum Kongresi (DTK) oldu. Birçok ili kapsayan operasyonda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından milletvekilliği düşürülen DTK eski Eş Başkanı Hatip Dicle ile Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, Batman Belediye Başkanı Necdet Atalay, Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk, Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Bağlar Belediye Başkanı Yüksel Baran, Çınar Belediye Başkanı Ahmet Cengiz, Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin’in de aralarında bulunduğu 35 kişi gözaltına alınarak, tutuklandı.

Erdoğan’ın onayıyla hız kazandı

Operasyonlar devam ederken uzunca bir süre sessiz kalan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “KCK operasyonlarını destekliyorum” açıklaması siyasi soykırım operasyonlarının adeta kimin tarafından yürütüldüğünün ilanı gibiydi. Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra hız verilen operasyonlarda Kürtlerin yanı sıra, akademisyenler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, hukukçular ve öğrenciler de hedef haline geldi. 

Siyaset akademileri suç sayıldı

5 Ekim ve 28 Ekim 2011 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 193 kişiden, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde Öğretim Üyesi ve BDP Anayasa Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile Yazar-Yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da aralarında bulunduğu 147 kişi tutuklandı. 

Öcalan’ın avukatları ve gazeteciler tutuklandı

22 Kasım 2011’de 16 ili kapsayan operasyonda ise hedefte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları vardı. 49’u avukat 88 kişinin gözaltına alındığı operasyonda, 36 avukat tutuklanırken, toplam 52 kişi hakkında dava açıldı. İstanbul Özel Yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile Dicle Haber Ajansının (DİHA) tüm büroları ile Gündem gazetesi ve Demokratik Modernite dergisi ve Etkin Haber Ajansı’nın bürolarına yönelik 20 Aralık 2011’de düzenlenen baskınlarda bürolarda bulunan tüm haber materyallerine el konuldu. Operasyonda 49 gazeteci gözaltına alındı, 36’sı “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı.   

Dava açıldı

Tutuklananlarla ilgili bir çok ilde farklı mahkemelerde onlarca dava açılırken, aralarında milletvekili seçilen Hatip Dicle, Kemal Aktaş ile Selma Irmak’ın da bulunduğu 12’si belediye başkanı, 2’si İl Genel Meclis Başkanı ve 2’si Belediye Meclis Üyesi olmak üzere 99’u tutuklu 152 kişi hakkında açılan dava Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 

Dava 10 yıl sürdü

Diyarbakır’da 10 yıl süren yargılamalar sonucu “KCK Ana Dava”da 99 kişiye ceza verildi, 55 kişi beraat etti. Mahkeme toplamda bin 109 yıl 10 ay 22 gün ceza verdi. Yargıtay, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararını kısmi olarak onadı. Yargıtay 59 kişiye toplamda verilen 475 yıl hapis cezasını onadı, diğer cezaları ise bozdu. 

HDP’li 2 Vekilin cezası onandı

Yargıtay, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları’na “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla verilen 9 yıl, aynı suçlamayla DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven’e verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasını onadı. Kararlar üzerine milletvekillikleri düşürülen Güven ve Farisoulları, tutuklanarak cezaevine konuldu. Yargıtay, “Örgüt yöneticisi olmak” suçlamasından HDP Van Milletvekili Tayip Temel’e verilen 18 yıl hapis cezasını, “Örgüt üyesi olmak” suçlamasından HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar’a verilen 9 yıl hapis cezasını bozdu. 

Belediye başkanların tümüne ceza

Yargıtay, kapatılan Demokrasi Partisi eski Milletvekili Hatip Dicle, Kayapınar Belediyesi eski Başkanı Zülküf Karatekin, Ergani Belediyesi eski Başkanı Nadir Bingöl, Bağlar Belediyesi eski Başkanı Yüksel Baran, Nusaybin Belediyesi eski Başkanı Sara Aktaş, BDP yöneticileri Abbas Çelik, Ahmet Erden, Cibrahil Kurt, Nihayet Taşdemir, Pınar Işık, Elif Kaya, Pergüzar Kayğısız, Zahide Besi, Adil Erkek, Mahmut Okkan ve Burhan Karakoç’a “örgütü üyesi olmak”tan verilen 9 yıl hapis cezası kararını yerinde buldu. Yargıtay, “örgüt üyesi olmak” suçlamasından dönemin Dicle Belediye Başkanı Abdullah Akengin, Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertak, Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin, Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin, Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı, Bostaniçi Belediye Başkanı Gülcihan Şimşek, Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler, Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, Dersim Belediye Başkanı Erol Abdil, Lice Belediye Başkanı Şeyhmus Bayhan ve Mazıdağı Belediye Başkanı Nuran Atlı Söyler’e verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasını haklı buldu. 

Operasyonlar sürüyor

Kürt siyasetçilerine yönelik operasyonlar sonraki süreçte de hiç durmadı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılarak, tarihe “4 Kasım darbesi” olarak geçen operasyon sonucu tutuklanmalar devam etti. 2015 ve 2019’daki yerel seçimler Kürt siyasetinin kazandığı hemen hemen tüm belediyelere kayyım atandı, belediye başkanları ve meclis üyelerinin bir kısmı gözaltına alınarak tutuklandı, haklarında açılan davalar ağır hapis cezalarıyla sonuçlandırıldı.  

HDP’ye kapatma davası girişimi

Benzer operasyonlar sivil toplum ve kadın örgütlerine yönelik de sık sık gerçekleştirilirken, baskıların hedefindeki HDP hakkında ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kapatma talebiyle iddianame hazırlandı. İddianame eksiklikler nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından iade edildi.  KCK operasyonları sonrası tutuklanan siyasetçilerin avukatlığını yapan HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve 2009 yılında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) il yöneticisi olduğu sırada operasyonlar kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Celal Yoldaş, KCK operasyonların nedenlerini, sonuçlarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 

‘KCK operasyonları kumpastı

KCK operasyonlarının 29 Mart yerel seçimlerinde yüksek bir başarı elde eden DTP’ye yönelik yapıldığını ifade eden Beştaş, operasyonların, seçim zaferinin halkta bir umut oluşturduğunu ve siyasetin güçlendiği bir atmosferde gerçekleştiğini belirtti. KCK davalarının iktidar tarafından bir kumpas davası olarak yürütüldüğünü kaydeden Beştaş, “O dönem Ergenekon, Balyoz ve KCK davaları sürüyordu. KCK davaları dışında diğer tüm davalar beraatla sonuçlandı. KCK davalarında görev alan hakim ve savcıların önemli bir bölümü ya ihraç edildi ya da tutuklandı. Kürt halkına yönelik sürdürülen KCK operasyonları devam ettirildi ve halen de devam ediyor. O dönem AKP cemaatle beraber ortaklaşa cezalar veriyordu. HDP’ye yönelik parti kapatma ve vekillerin vekilliğinin düşürülmesi hukuksuzluğu KCK operasyonlarından bugüne hız kesmeden devam ediyor. KCK davaları demokratik siyaseti istemeyen, üçüncül iradeyi kabul etmeyenlere karşı açılan kumpas davaları olduğunu önemle belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. 

‘Demokratik olan her şey suç sayıldı

KCK davalarının hukuk dışı raporlarla hazırlandığını dile getiren Beştaş, davalar kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan tüm siyasetçilerin çok uzun bir süre hem fiziki hem de teknik takibe alındığını aktardı. Soruşturmaya konu olan ve suç olarak isnat edilen tüm iddiaların absürt olduğunun altını çizen Beştaş, o dönem mahkemelerde tutukluların anadilde savunma yaptığını da hatırlatarak, “ O davalarda legal demokratik her şey suç sayıldı. O günün sonuçları ise bugüne kadar geldi” dedi. 

‘O fotograf kara bir leke olarak kaldı

Diyarbakır’da siyasetçilerin ve belediye başkanlarının ellerinden kelepçelenmiş bir şekilde görüldüğü fotoğraf karesinin halen hafızalarda taze olduğunu ifade eden Beştaş, o fotoğrafın anti propaganda için bilinçli bir şekilde servis edildiğini vurguladı. Beştaş, fotoğraf için şunları kaydetti: “O fotoğraf, çok uzun yılara dayanan bir intikam, öç alma duygusunun yansıması aslında. Propaganda aracı olarak kullanıldı, bilinçli organize edilen bir fotoğraftı. Yine bir meydan okumaydı. Diz çöktüreceğiz, siyaset yapılmasına izin vermeyeceğiz tarzında okundu o fotoğraf. Ama benim yorumum barış iradesine, çözüm iradesine karşı bir intikam mesajıydı. Bir anlamda o fotoğraf, Türkiye siyasetine büyük bir kara leke olarak kaldı.” 

KCK Davalarından Kobane davalarına!

2009 tarihinden bu yana sürdürülen operasyonlara ilişkin “Rehine operasyonuydu ve hiç durmadı” diyen Beştaş, tüm bu yaşananların hukukla açıklanmayacağını dile getirdi. Demokratik siyasete yönelik tahammülsüz yaklaşımla rehin alma operasyonlarının halen sürdüğünü belirten Beştaş, şunları söyledi: “Burada yargı araç olarak kullanılıyor. Siyasetin yarışamadığı bir zeminde yargının siyasetti engelleme görevi hala devam ediyor. Bugün açılan Kobanê davasının da başka bir izahı yok. 1 Kasım seçimlerine giderken 5 Haziran saldırılarını akıldan çıkarmamak lazım. Burada Kürt siyasal hareketini ve Türkiye muhalefetini de ayrıca bir yeri var. Demokratik bir Türkiye mücadelesi engelleniyor. Her türlü araç kullanılıyor ve bu araçlardan en büyüğü yargı. 

‘Asla başaramayacaklar’

Kürt siyasi hareketi geri adım atmadı atmayacakta. Kürt halkının özgürlük mücadelesi dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. KCK operasyonu da, Kobanê davası da Kürt halkının özgürlük mücadelesini asla geriye düşüremeyecek, asla başaramayacaklar. Karşımızdaki güç hukuk dışı ve zor aygıtlarla bu yöntemi uygulamaya çalışıyor. Ama ayakta olmaya devam edeceğiz ve daha da büyüyeceğiz.” 

‘Operasyonlar Kürt iradesine yapıldı’

14 Nisan operasyonunda gözaltına alınan ve 5 yıl tutuklu kalan dönemin DTP il yöneticisi Celal Yoldaş da, operasyonların AKP ve cemaat ortaklığında gerçekleştiğini vurguladı. 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğini ve dava sonucunda yine de cezalandırıldığını kaydeden Yoldaş, tüm bu operasyonların seçimlerden zaferle çıkan Kürt iradesine yönelik yapıldığını belirtti. Operasyonlarda 10 binin üzerinde siyasetçinin gözaltına alındığını hatırlatan Yoldaş, “Her seçimde oyumuzu ikiye katlayıp çıkıyorduk seçimlerden. 36 belediye elimizdeydi, 2009’da iki katına çıktı ve 54 belediyeyi aldık. Seçimlerden sonra Diyarbakır’da her ay siyasetçilere yönelik gözaltılar yapılıyordu. Ben KCK operasyonlarından sonra 3 kez daha tutuklandım. 6 ay, 1 yıl ceza aldım. Suçlama gerekçesi ise parti üyesi olmamdı” şeklinde konuştu. 

‘Yavaşlatmaya çalışıyorlar’

25 yıldır Kürt siyaseti içerisinde yer aldığını kaydeden Yoldaş, iktidarın Kürt siyasetini en iyi dönemlerinde sürekli KCK tarzı operasyonlarla yavaşlatmaya çalıştığını dile getirerek, bugün de sudan bahanelerle operasyonlar yapıldığını söyledi. Yoldaş, “Bu operasyonların böyle devam edeceğini düşünmüyorum. Kürtler yeterince zülüm, gözyaşı gördü. Bundan sonraki süreçte bunlar yaşanmayacak. Çünkü bizi destekleyen öyle bir halk var ki, her dönem gücünü ikiye katlayarak partisine sahip çıkıyor” dedi. 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here