Kemal SOBE–
Kürtler yüzyıldır bir isyan halinde olsalarda, bu isyanın son otuz yılı ulusal isyan olarak değerlendirilir. 80-100 yıl önceki isyanlar ulusallık adına olduysa da daha çok dar ve
aşiretseldi. Aşiret temelde ve parçalı olan isyanlar bir yıl bile sürmedi bitti, bastırıldı. Modern Kürt ulusal hareketi tabiki kırk yılı geride bıraktı. Ancak ilk yılları grup oluşumu, partileşme ve direnişe geçme şeklinde oldu. Özgürlük Hareketi’nin ulusal temelde kitle-selleşmesi, direnişe geçtikten sonra adım adım gerçekleşti. Mücadelenin ilk yılları, Kürtlere güç ve cesaret verme, düşmandan korkmama, canı pahasına da olsa, kendi değerlerine ve kimliğine sahip çıkma şeklinde oldu.
Kürtler şimdi bütün Kürdistan parçalarında tek yürek ve tek ruh olmuşlardır. Kürtlerin ruh ve yürek birliği, ulusal bilinç ve direniş, inkarcı sistemi her alanda çökertmiştir, şaşkına çevirmiştir.
1990’lı yıllar, artık mücadelenin kitlesel hale gelmeye başladığı ve düşmana ağır darbe vurmaya başladığı ve yasal zeminde de mücadele imkanlarının ortaya çıktığı zamanlardı. Bu yıllar aynı zamanda özel savaş rejiminin hiçbir savaş hukuku ve kuralı tanımadığı yıllar olup, binlerce köyün yakıldığı ve milyonlarca Kürt insanının topraklarında sürüldüğü yıllar olarak tarihe geçti. Kürtler büyük bedeller vererek yıllarca süren ve hala devam eden büyük bir ulusal önderlikle direnerek kendilerini var ettiler. Kürt yoktur diyenler, diyemez hale getirildiler, sözde ve taktik amaçlı olsa da, Kürt sorununun çözümünden bahsetmeye başladılar, açılım, çözüm, süreç demek zorunda kaldılar.
Özgürlük Hareketi uzun yıllara dayalı büyük bir mücadeleden sonra, Kuzey Kürtlerinin yanı sıra, Güney, Doğu ve Rojava Kürtlerini de ulusal bir çatı altında birleştirmeyi başardı. Bütün Kürdistan parçalarında Kürt gençleri kadını ve erkeğiyle mücadele alanlarına akın
ettiler. Özellikle son on yılda bütün Kürtler uluslaşmada büyük bir devrim gerçekleştirdiler. Kürtlerin, inkar siyasetine vurdukları en büyük darbe, tabiki ulusal bilinç ve ulusal birlikti. İnkar siyaseti en çok, Kürtlerin ulusal bilince sahip olmasından ve ulusal birlikten darbe almıştır. Kürtler ulusal bilinç ve birliğe sahip oldukça, inkar siyasetinin onlarca yıl, Kürtler üzerinde yarattığı korku duvarları tek tek yıkıldı, inkar siyaseti her yerde darbe üstüne darbe yedi. İnkar siyaseti Kürdistan’da olduğu gibi, Türkiye’de de iflas etmek ve tükenme noktasına gelmiş bulunuyor. Özel savaş rejiminin, Özgürlük Hareketi ve gerilla karşısında, kazanma şansı sıfıra inmiştir. AKP-MHP rejimi her cephede yenilgi yaşıyor. Ekonomik ve sınıfsal nedenlerden dolayı Türkiye’de, Türk halkı, köylüler ve emekçilerde, sistemden şikayetçi olup, bir değişim istemekteler.
Kürtlerin kırk yıla dayalı ulusal direnişi, artık dünya arenasında ses getirmeye ve dünya halklarından destek almaya başladı. Kürtler dünyaya seslerini duyurdukça, inkar siyaseti uluslararası alanda yalnızlaştı ve inkar siyasetini sürdüremez hale geldi. Kürdistan’da ve Kürtlerin hafızasında artık siyaseten biten inkar rejimi, gelinen noktada kendi varlığını sürdürmeyi ve eski etkisini tekrar sağlamayı askeri operasyonlara bağlamış durumda. Siyaseten biten bir rejimin, askeri olarakta daha fazla dayanamayacağı ve tam olarak bir yıkılışı yaşayacağı ortadadır. İmkanların kıt olduğu ve halkın ulusal bilince ve birliğe sahip olmadığı koşullarda bile, mücadeleyi bitiremeyen inkarcı güçlerin, ulusal birliğin ve bilincin, ulusal ordulaşmanın gerçekleştiği günümüzde, inkar siyasetini sürdürmesinin imkanı ve
olanağı kalmamıştır. Yeni yılda Kürtler yeni bir hamleyle, 2021 yılını zaferle taçlandıracaklar, ulusal demokratik devrimi gerçekleştirecekler. 2021 yılı, Kürtler ve Türkiye halkları için
başarı ve zafer yılı olacaktır…