KEMAL SÖBE
Bilindiği gibi, partimiz PKK, Kürt halkını yeni bir zihniyet doğrultusunda yeniden yaratmayı hedefliyor ve yeni toplum ve yeni insan olma amacıyla, onlarca yıldır kesintisiz bir siyasi/ideolojik/askeri bir mücadele yürütüyor. Bu mücadelede başarı, ancak önderlik tarzını doğru ve etkince uygulayarak gerçekleşiyor. PKK’de önderlik tarzı, toplumsal/ sınıfsal mücadelede net ve kararlı olmak ve düşmanın binlerce yılda toplumu yok etme noktasına kadar getiren ölümcül ve çürütücü özelliklerinden/alışkanlıklarından arınma olarak ortaya çıkmaktadır. PKK’de önderlik tarzı kesinlikle ideolojik netlik ve keskin politik duruştur. İdeolojik netlik ve politik duruş, neye karşı olduğunu ve ne yapmak istediği kararına ulaşmak ve bu konuda pratik yoğunlaşma ve yenilenme yaşamadır. Yeni yaşamın ideolojik/kültürel ve politik çizgisini kavramak ve yaşam tarzı olarak geliştirmek, militanın en önemli görevi olmaktadır. Militan, sadece silah kullanan değil, sadece askeri eylem yapan değil, teorik birikimiyle, hareket ve davranışlarıyla insanları eğiten ve etkileyen kişidir.
Kitle ortamında siyasi çalışma yürütürken, propaganda faaliyetlerinde tarz/üslup ve davranış çok önemlidir. Ideolojik birikim ve propaganda, kitleyi etkiler ama propagandayı yapan ve ideolojik faaliyeti yürüten militanın tarzı/üslubu ve davranışlarıda toplum üzerinde ideolojik inandırıcılığı gerçekleştirir. Militan, daha çok, hareket ve davranışlarıyla ideolojik olarak etkili olur ve kitleye güven verebilir, inandırıcı olabilir. Militan, partiyi halka götürendir, parti ile halk arasında köprü olmuş kişidir. Bilindiği gibi, partimiz PKK, düşmanı yenmeyi, geliştirdiği İdeolojik yoğunlaşmayla ve tarzdaki ustalıkla ve taktik zenginlikle başardı. Kürt bireyini kadını ve erkeğiyle, korkunç bir mücadele ortamında, ideolojik bir ateş içinde adeta erite erite yeniden şekillendirdi. ” Önderlik, biz gücümüzün yüzde seksenini kendi içimizdeki gerilimlere karşı harcıyoruz, sadece yüzde yirmisini düşmana karşı harcıyoruz ” diyor.
Bu mücadelede, devrimci politikayı esas almak, toplumsal yenilenmenin çok yönlü ideolojik ve kültürel gereklerini yerine getirmek, başarı için olmazsa olmazdır. Sınıflı/devletli sistemin, bize dayattığı yaşamdan ne kadar kurtulursak, PKK’de hedeflenen yaşamın temelini o denli inşa etmiş oluruz. PKK’nin, kapitalist sistemin geleneksel ulus devlet zihniyetine karşı mücadele yürüttüğünü kavramak durumundayız. Çünkü bu sistemin son yüzyıllık pratiği bile, dünyayı ve insanlığı çok tehlikeli bir noktaya getirdi. İnsan toplumu ve gezegenimiz, büyük bir kaza geçirip ağır yaralı hale gelen birini andırıyor. Bundan kurtulmanın yollarını doğru bir şekilde bulmak zorundayız. Partimiz PKK ve önderliğimizin, adeta beynini patlatırcasına, insanlığı kurtuluşa götürecek formüller ve yollar geliştiriyor. Ne devletçi sosyalizmin nede kapitalist ulus devlet liberalizmi çözüm olamadı insanlığın birikmiş sorunlarına.
İktidar ve devlete ait bütün ölçüler ret edilmezse, ideolojik gelişim olmaz. Öncelikle, devletçi ideolojiden uzaklaşacağız. Buda parti ortamında iyi bir sınıf mücadelesinin başarısıyla mümkündür. Sınıfsız toplum ve demokratik ulus, bizim yaşam kültürümüz olacak. Sınıf mücadelesinde başarı, toplumsal militan olmakla olur. Birilerinin kendilerini kurtarmasını beklemek ve birilerinin kendilerini yönetmesini istemek, kölelerin istekleri olabilir. Özgür ve doğal toplum, yönetilmeyi ret eden ve kendi kendisini yönetebilecek bütün ideolojik gelişimleri ve idari araç gereçleri edinmiş toplumdur. Özgür insan/toplum, ideolojik birikime sahip olmuş, toplumsal değerler bütünlüğü içinde kendisini yeniden ahlâkî ve politik toplum haline getirmiştir toplumdur. Özgür insan, şikayetçi olmaz, sizlanmaz, yakınmaz, dert yanmaz.
Özgür insan, yaratıcıdır, üretkendir, fedakârlıkta sınır tanımayan bir tarza sahiptir. Bittim, tükendim, yıkıldım, yapamıyorum, edemiyorum demez. İnsan, öldü mü biter ama yaşayan insan, herşeyi başarabilir. Devrimci/yurtsever ortamda, en çok uğraştırıcı olan özelliklerinden biride küçük burjuva eğilimler olmaktadır. Zaten şikâyetçik ve sızlanma, yakınma durumları, küçük burjuva eğilimli insanlarda ortaya çıkan özelliklerdir. Bu küçük burjuva eğilimli kişilikler, parti ile sistem arasında dururlar, özel mülk sahibi olma sevdası içinde olurlar ve değişen koşullara göre hareket ederler, toplumun çıkarını ve toplumsal değerleri/yaşamı önemsemezler, kendi küçük dünyalarıyla meşgul olurlar. Devrimci görünürler, devrimci yurtsever ortamdan nemalanmaya çalışırlar, ama çıkarları tehlikeye girdiğinde, hiçbir devrimci yurtsever değeri harcamaktan çekinmezler.
Bu küçük burjuva eğilimler, kişilikler, partiye bir verirler ama üç isterler, partiye ve halka biraz faydaları olduğunda partiyi ve halki kendilerine borçlu görürler. Halbuki PKK’de gelişen militan tarz, ben öldüğümde, mezarıma borçludur yazın diyen tarzdır. Bazıları, bir çocuğu yada kardeşi parti saflarına katıldı diye, partiyi adeta kendi tekellerine alma ve sanki parti, kendilerine borçluymuş gibi, yanlış tavırlara giriyorlar. Partide şehit olan, Parti’nin ve halkın şehididir. Şehidin ailesi parti ve halktır. Kimse, partiye şehit verdik deyip, partiden beklentiye girmemelidir, özel ilgi içine girmemeli ve partiden maddi çıkar sağlama hesapları yapmamalıdır. Devrimci yurtsever ortamda şehitlik, özgür insan ve yeni yaşamın ruhudur, yeni insanın sönmeyen ışığıdır. Şehitler özgür yaşamın üstünde sönmeyen birer ışıktır. Partiye yakın olan bazı çevrelerde, küçük burjuva eğilimli olanların, parti tarzını ve önderlik çizgisini doğru bilince çıkarmaları ve partiyi doğru kavramaları gerekiyor.
Küçük burjuva eğilimler, parti ortamı için son derece tehlikelidir ve düşmanın tohumlarını kendi içinde barındırır. Partiye ve derneklere yakın yurtsever kesimlerde, bu eğilimlere sıkça rastlanılıyor. Küçük burjuva eğilimli insanlarda, yoldaşlık ilişkileri ya hiç yoktur yada pamuktan ipliğe benzer ve en küçük bir sorunda kopar, düşmanın tarzı ortaya çıkar. İşte, düşmanı içimizde yaşamak denilen durum budur. En büyük düşman bencilliktir, burnu havada olmaktır, parti normlarına karşı durmaktır. PKK’li, yoldaşını korur, geliştirir, yüceltir, yemez yedirir, her desteği verir ve gerektiğinde de eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını iyi çalıştırır. PKK, bütün Kürt halkının özgürlük gücüdür. Kimse, PKK’ye biraz maddi destek verdi diye veya bir çocuğu parti saflarına katıldı diye, partiyi kendi aile partileriymiş gibi görmemeliler.
Bütün Kürt halkının birbirine sahip çıkması ve birbirine destek vermesi gerekiyor. Özellikle partiye yakın olan sempatizan kesimlerin, birbirlerine sahip çıkmaları gerekiyor ve kimse, kimseyi, basit ve ucuz kişisel çıkarlardan dolayı düşürmemeli, düşmanca davranışlar içinde olmamalı. Hiç kimsenin, partiye yakın ortamlarda ve dernek çevrelerinde birbirlerini küçük düşürücü hareketler içine girmemeli. Çünkü insanlar, basit bir ticari nedenden dolayı, dost ve yoldaş bildiği insanı kötülüyor, düşürmeye çalışıyor. Bu gibi bir anlayış, düşmanın topluma empoze etmeye çalıştığı anlayıştır. Bu sakat anlayışı hala yaşayanların, fiziki olarak partiye yakın olmaları veya derneklere gidip gelmeri niteliksel olarak pek anlamlı değildir. Küçük burjuva eğilimler, aslında düşmanın partiye yakın olan yurtsever çevrelerde hala kendisini bir eğilim olarak yaşatmasıdır.
Bundan dolayı, parti ideolojisi nedir, neyi hedefliyor, nasıl bir insan ve toplum oluşturmak istiyor? sorusuna doğru bir cevap vermek ve kendimizi bu doğrultuda, doğru bir partileşmeye ulaştırmamız gerekiyor. İyi bir PKK’li olmak için, iyi bir insan olmak gerekiyor. İyi insan olunmadan, iyi PKK’li olunmaz. Çünkü PKK, iyi insanların kurduğu bir parti. Olup, iyi insanların ve iyi bir toplumun oluşumunun hedeflendiği bir mücadele yürütüyor. Bu açıdan, PKK’yi anlamak ve kavramak ve bu ideolojik kavrayışın gereklerini yerine getirmek büyük bir fedakârlık ve çabayla olur. Bencil ve egoist insanın, PKK’ye verebileceği bir şeyi olmaz/olamaz. PKK, maddi/ekonomik hesapların yapıldığı ve kimsenin biraz maddiyat sahibi olup, kendisine bir hayat kuracağız bir ortam değildir. Kimse, PKK ortamında kendisine bencilce bir yaşam arama anlayışına girmesin. Ideolojik eğitime ve gelişime ihtiyaç duyanlar ve halk için çalışmak ve değer üretmek isteyenlere parti ortamında her zaman yer vardır.
Kürt halkı, genellikle paylaşmasını bilen bir halktır. Ama kapitalizmin bataklığına batıp, küçük burjuva eğilimli olanların sayılarıda az değildir. İnsan kusursuz ve hatasız değildir ancak hatalardan gerekli dersleri çıkarmak ve en aza indirmek ve tekrarlamamak gerekiyor. Bazıları, kendilerini dev aynasında görüyorlar, kusursuz/hatasız, putu pak ve her konuda yeterli görüyorlar. Halbuki PKK’de yeterlilik diye birşey yoktur, sürekli gelişim esastır. PKK’yi güçlendiren ölçülerin en önemlisi, sürekli gelişimi hedeflemesi ve sorunlara çözüm olma gücüdür. Bu açıdan PKK, hakikate dayanarak ve insan hakikatinden güç alarak yeni bir tarih yarattı/yaratıyor. PKK’yi doğru anlarsak, PKK’den çok şey öğreneceğimiz kesindir. Yeni İnsan, adaletli insan olmayı başarabilir dek, PKK’ye layık olabiliriz…