Türk Cumhuriyeti tarihten günümüze, yaşamın her alanında Kürtlere karşı düşmanlıkta sınır tanımayan bir partiden söz edeceksek, bu parti Türkiye’ye Adelet ve ekonomik kalkınmayı getireceği yalanını söyleyerek iktidara gelen Faşist AKP’nin ta kendisidir. Kürtlere karşı Özel şavaşın her türlü biçimini, en kirli yöntemlerini devreye koyup, birçok kapitalist-emperyalist gücün de yardımı ile sürekli bir biçimde sürdürdü. Kürt kanı dökmekten zevk alan Erdoğan, kimi Kürtleri de kendisine katarak Kürt halkı üzerinde çok tehlikeli oyunlar oynadı. AKP’nin şövenist şefi Erdoğan iktidara geldiğinde ilk Diyarbakır ziyaretinde, ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ yalanıyla Kürt halkında beklentiler yarattı. Kürt halkında yarattığı beklenti ile birlikte adım adım soykırımı dayatarak, Kürt halkının varlığını ortadan kaldırmaya çalıştı ve çalışıyor. Gelinen aşamada ise Kürtleri yok saymaktadır. Soykırımcı zihniyetle imhayı amaçlamaktadır.
Faşist Erdoğan, tam bir demagoji uzmanıdır ve yalan söylemede üstüne yoktur. Bu kişilik karakteriyle siyaset yapmaktadır. Erdoğan’dan adalet, şeffaflık beklemek hamlıktır. Erdoğan; Türkiye’yi getirmek istediği noktaya yeni getirmiştir. Çeteci Erdoğan’ın ve ihvancı AKP’nin yürüttüğü ayrıştıcı, kutuplaştırıcı, soykırımcı politikaları iflas etmeye başlayınca, AKP’nin eski kurucuları yeni parti kurma çalışmalarını başlattı. Kürtleri soykırımdan ve katliamlardan geçiren AKP’nin alt yapısını ve akıl hocalığını yapanlar şimdi de Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) adıyla bir parti kurdular. DEVA partisi Kürtlere yapılan zulümden ve soykırımlardan sorumlu olan kişilerden oluşmaktadır. Bunu hiç bir zaman unutmamak gerekir. Şimdi de kurulan partinin Kürtlere yaklaşımı ve nasıl kurulduğunu ele alacağız.
DEVA Kurucusu Ali Babacan Kimdir?
2002 seçimlerinden sonra Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklı olması nedeniyle Abdullah Gül başbakanlığında kurulan ilk AKP hükümetinde Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev alan Ali Babacan, daha sonraki hükümetlerde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenmişti. Abdullah Gül’ün 2007’de Cumhurbaşkanı seçilmesiyle boşalan Dışişleri Bakanlığı’nı kısa süreyle üstlenen Ali Babacan, daha sonra bu göreve Ahmet Davutoğlu getirilince yeniden ekonominin başına geçerek 2015 yılına kadar görevde kaldı. Şövenist Erdoğan’ın akıl danışmanlığını yürütenlerden biriydi. Ekonomist olan Ali Babacan, kurduğu yeni bir partide özellikle libarel ekonomiyi esas alarak, bütün politikasını ağırlıklı olarak ekonomiye verecektir. Türkiye’deki halkları esas alacak bir ekonomi paketini hayata geçirmeyecektir. Erdoğan’ın aile şirketine karşı Babacan aile şirketini kuracağını görmek gerekir.
DEVA Nasıl Kuruldu?
AKP rejimi, 2015’te iktidardan düştüğü halde 1 Kasım’da halkın sandığa korku ile gitmesi sağlandı! 1 Kasım 2015’te seçimler yenilendi. AKP, aynı anda HDP’den ve MHP’den oy alarak tek başına iktidar oldu. Ancak daha sonra yapılan seçimlerde AKP iktidar çoğunluğunu yitirdi. Halen AKP’nin Meclis çoğunluğu yok, MHP ile ayakta duruyor. Gelinen noktada AKP’nin içinden iki parti çıktı. Bu çıkan iki parti AKP’ye yön veren ve politikasını belirleyen şahışların kuracağı partilerdır. Ölen bir AKP’den yeni bir AKP doğurmayı düşünüyorlar. Bir yandan Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi, diğer tarafta ise Ali Babacan’ın kurduğu DEVA partisi yerini almış durumda.
Bununla birlikte AKP’nin bütün kirli çamaşırları ortaya dökülmüşken, bütün foyası açığa çıkmışken, AKP’nin eski kurucuları, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık yapmış isimler partiden kopup yeni arayışlara yönelerek, AKP’li Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın öncülüğünde DEVA adında bir parti kurdular. Bu partinin kurucuları, AKP’de görev üstlenmiş 4 eski bakan, 7 eski AKP’li milletvekili yer alırken, kurucular kurulunda 27 kadın, 16 gençten oluşuyor. Yine Babacan’ın öncülüğünde kurulan partinin 90 kişilik kurucular kurulunda Ali Babacan’ın yanı sıra eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Selma Aliye Kavaf, eski Bilim ve Sanayi Bakanı Nihat Ergin, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Kürt katliamlarına destek veren, Türk’ü bir üstün ırk olarak gören, Ülkü Ocakları eski başkanı Ramiz Ongun, yer alıyor. Bunun yanı sıra geçen günlerde AKP’den istifa eden Mustafa Yeneroğlu’nun, yeni partinin kurucular listesinde yer almasıyla birlikte DEVA, Meclis’te temsiliyet kazanmış oluyor. Parlamento’nun 11. Siyasi partisi olarak yerini alacak.
Babacan’ın AKP’nin Ekonomik Ayarlarına Dönüşü
DEVA Partisi’nin AKP’nin 2002’de başlattığı ekonomi politikalarının yürütücüleri oluşturdu. AKP iktidarında Hazine Müsteşarlığına getirilen ve Cumhuriyet tarihinde bu görevi en uzun yürüten Müsteşar olan İbrahim Çanakçı, yeni partinin kurucuları arasında. Çanakçı’nın yardımcısı, Hazine Müsteşar Yardımcılığı görevini sürdüren Cavit Dağdaş da Kurucular Listesinde. Çanakçı, çok uzun bir süre AKP’nin ekonomi politikalarında planlamacı olarak görev almıştı. Babacan, “altın yıllarını yaşattığını” öne sürdüğü, 2002-2013 ekonomi programıyla ve programın yürütücüleriyle kamuoyunun önüne çıkıyor. İlk mesajı, hem iç kamuoyuna hem de dış kamuoyuna “liberal ekonomi” üzerinden. Partinin kuruculuğunda yer alanların çoğu ekonomist kökenli siyasetciler olduğnu gözden kaçırmamak gerekir. Bu da nasıl bir politika yürüteceğini gözler önüne seriyor.
Yani AKP’nin eski kadrosu hepsi DEVA’da birleşmiş durumda. Ancak önemli olan husus şudur; soykırımcı bir zihniyetten gelen bu şahışlar hangi farklı adlar altında parti kurarlarsa kursunlar yürütecekleri politika hiç değişmeyecektir.
DEVA Ve AKP’nin Temeli Aynı Yerde Atıldı
Milli Görüş çizgisinin kuramcısı ve lideri Necmettin Erbakan’dan koparak AKP’yi kuran Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Abdüllatif Şener ekibi de AKP’nin kuruluşunu ve programını 11 Ağustos 2001’de Ankara’da Bilkent Otel’in Sakarya Salonu’nda düzenledikleri toplantıyla duyurmuşlardı. O toplantıda AKP kurucuları arasında yer alan Ali Babacan, 11 Mart 2020’de aynı otelin aynı salonunda bu kez kendisinin genel başkanı olduğu DEVA Partisi’nin kuruluşunu ve programını ilan etti. Bununla birlikte Ali Babacan’ın bu kapsamda Partisi’nin kuruluş lansmanını Bilkent Otel’de yapması da gözden kaçmaması gereken dikkat çekici bir ayrıntıdır. Çünkü Erdoğan, 2001 yılında AKP’nin kuruluş dilekçesinin verilmesinin ardından, partisinin kuruluş ilkelerini Bilkent Otel’de açıklamıştı. Soykırımcı AKP’nin kurulduğu yer olan Bilkent Otel’in seçilmiş olması ve DEVA’yı bu salonda topluma sunması önemlidir. Bu da bize DEVA partisinin, militarist AKP’nin yeni versoyunu olduğunu gösteriyor.
DEVA, AKP’nin 2002 kodlarına dönüşünü temsil ediyor aslında. Kurucular Kurulu’nun üzerine oturduğu 3 ilke; liberal ekonomi, yüzünü batıya dönme hedefi ve de bunu yaparken kendi tabanını da koruma niyeti. AKP’nin ilk çıkış dönemi politikaları da bunlardı zaten.
Babacan ve Erdoğan’ın Kürtleri Kandırma Vaatleri Aynı
DEVA’partisinin de Kürtlere cefadan ve soykırımdan başka bir şey getirmeyeceğini iyi görmek gerekir. Çünkü AKP’nin versiyonundan başka hiç bir özelliği olmayan DEVA’nın ilk yaptığı icraat Kürt yazarları, akademisyenleri, ileri gelenleriyle görüşmesi oldu. AKP 2002 de kurulduğunda Erdoğan’ın yaptığı ilk iş Kürt diplomatları, yazarları, akademisyenleri ve aşiret reisleriyle görüşmek olmuştu.
Faşist Erdoğan, 1991’de Refah partisine (RP) İstanbul İl Başkanı iken hazırlattığı ‘Kürt Sorunu’ başlıklı raporda önemli tespitlere yer vermişti.
18 Aralık 1991 tarihinde hazırlanıp RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’a sunulan ‘Kürt Sorunu ve Çözüm Önerileri’ başlıklı raporda, “Bugün ‘Doğu’ veya ‘Güneydoğu Sorunu’ olarak adlandırılan sorun, aslında bir ‘Kürt Sorunu’dur. Bugün Doğu ve Güneydoğu olarak adlandırılan bölgeler, tarihin en eski devirlerinde ‘Kürdistan’ olarak adlandırılan coğrafyanın içinde yer alan bölgelerdir” ifadeleri yer almıştı. Erdoğan, raporunda, sorunun güvenlik eksenli tedbirlerle çözülemeyeceğini belirtirken, “Devlet, kontrgerillasıyla, özel timiyle, harcadığı trilyonlarca lirasıyla, köy korucularıyla vs. bu sorunun üstesinden gelinemeyeceğini artık anlamış bulunmaktadır” demişti. Zamanla bu raporun kandırmacadan öteye gitmediğini Kürt halkına uygulanan katliam politikalarında gördük.
Bu raporun ardından 2002’de İktidara gelmesiyle birlikte, Kürtlere ilişkin açıklama ve söylemlerine devam eden Erdoğan, ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ diyerek Kürtlerin ilgisini kazanmaya çalıştı.
Tarih: 12 Ağustos 2005. Yer: Diyarbakır:
Erdoğan bu tarihte artık Başbakan sıfatını taşıyor ve halka şöyle hitap ediyor: “Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur. Anayasal düzen dahilinde her sorunu daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha çok refahla çözeceğiz.”
Tarih: 16 Kasım 2013. Yer: Diyarbakır
Erdoğan’ın o mitingdeki konuşmasından bir pasaj:
“Yüz yıl önce bu topraklarda adeta cetvelle sınırlar çizildi ama bizim muhabbetimize sınırlar çizemezler. Bizim ortak tarihimize ve geleceğimize sınır çizemezler. Nasıl ki Türk’ü Kürt’ten ayıramazlarsa, Kürt’ü de Türk’ten ayıramazlar. Bir annenin çocuğuyla anadilinde konuşamıyor olmasından büyük azap ne olabilir?”
Erdoğan bu söylemlerle birlikte Kürtlerden kazandığı bu ilgiyi ‘benim Kürt Kardeşlerim’ diyerek devam etti. Şimdi ise ‘Kürt yoktur’ söylemleri üzerinden Kürtleri soykırım ve katliamlarla sürdürmektedır. Erdoğan’ın söylemleri ile Babacan’ın söylemleri bir birini tamamlar niteliktedır. Şimdi de Ali Babacan’ın söylem ve açıklamalarına göz atalım.
Yıl 2020 Ali Babacan’ın Kürtlerle ilgili söylem ve açıklamaları
26 Kasım 2019 Ali Babacan katıldığı özel bir televizyon proğramındaki konuşması: DEVA partisinin kurucusu olan AKP’li eski bakan Ali Babacan, “Kürt vatandaşlarımızın sorunu biraz daha farklı. Tarihi niteliği var. Bu ülkenin asli unsuru” dedi. Yine özel bir televizyon kanalında konuşan Babacan, “Her bir vatandaşımızı kendisini tanımladığı şekilde kabul etmemiz lazım. Hiç kimsenin başkasına üstünlüğü yok”.
11 Mart 2020 partisinin tanımındaki konuşması, “Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksiklikleri, Kürt sorununun da kaynağında yatan temel faktördür. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu, vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz”. Bu tür açıklama ve söylemlere Kürtler hiç yabancı değildir aslında.
Çünkü Babacan’ın bütün söylemleri kaftasçı Erdoğan’ın Kürtlerin desteğini almak için her defasında dile getirdiği söylem ve açıklamalardır. Şimdi de Babacan aynı yol ve yöntemi deniyor.
Onun için Babacan’ın Kürt meselesiyle ilgili “Kürt sorunu bizim en önemli çalışma alanlarımızdan biridir” şeklindeki açıklamasını somut adımları görmeden Kürtlerin Babacan’a inanmamaları gerekir. Kürtlerin yeni partilerden herhangi bir beklentileri olmamalıdır. Kürtler, Babacan ve Davutoğlu’nu beklememelidir. Kürtler kendi birliğini ve örgütlüğünü kendisi sağlamalıdır. Erdoğan’ın ve Babacan’ın söylemleri aynı ise pratikleri de aynı olacağını iyi görmek ve bu doğrultuda adım atmak gerekir.
Babacan, “Demokrasi ve Atılım Partisi olarak, anadilin bir çatışma konusu haline getirilmesini doğru bulmuyoruz. Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçe’nin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte anadile ilişkin talepleri, vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz. Bu itibarla, anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz”
Babacan yaptığı konuşmada özellikle Kürt kelimesini kullanmamaya çalıştı. Açıkladığı parti programında ülkenin en çok merak ettiği konuların başında gelen Kürt Sorunu için programında kullandığı 20 binden fazla kelimeden sadece 6 tanesi Kürt. Kürt kelimesini kullanmakta bile aciz olan bir partinin Kürt halkına nasıl faydası olur düşünmek gerekir. Parti Programında Babacan da Davutoğlu gibi anadil sorununa değiniyor. Ama burada bir adım daha geride duruyor. Parti programında anadil temel haklar bölümünde değil eğitim bölümünde değerlendirilmiş. Tüm bunlar Babacan’ın Kürtlere huzuru getirmeye gelmediğinin göstergesidir.
DEVA Kürtlere DEVA Değil Cefa Getirecek
DEVA Partisinin kuruculuğunda 20’ye yakın Kürt yer alıyor. Kürtlere yapılan soykırım ve katliamları görmezden geldikleri ve faşist AKP döneminde olduğu gibi Kürt halkının karşısında yerlerini almış durumdalar. Soykırımcı AKP’nin kurucularından olan ve iki dönem milletvekilliği yaptıktan sonra HDP’den milletvekiliği de yapan Kürt siyasetçi Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kızı Münevver Helün Fırat partinin kurucu isimlerinden biri. Yine Deniz Karakullukçu ile 1998 doğumlu öğrenci Buran Deniz Bağatur ve AKP’nin eski Şırnak milletvekili Abdullah Veli Seyda’nın oğlu Muhammed İkbal Seyda, eski BBP Genel Başkan Yardımcısı Musa Malik Yıldırım’ın yanı sıra, avukat Gülçin Avşar ve AKP’de önceki yıllarda milletvekilliği yapan ve yeni partide yer alan bir çok Kürt siyasetçi de var. Bunların başında daha önce AKP ve diğer partilerden milletvekilli yapan, Medeni Yılmaz, Kerem Altun, Ali İhsan Merdanoğlu, Abdürrahim Aksoy, Mehmet Emin Ekmen, Ahmet Faruk Ünsal ve Hakkarili avukat Rojhat Ölmez de bu bölgeden partiye kurucu olarak katılan isimlerdendır.
Celladına Aşık Olan Kürtler DEVA’nın Yönetim Kurulunda
Bu yeni partiye katılan ve siyaset yapmak isteyen Kürtler faşist AKP’nin Kürtlere uyguladığı inkar, asimile, işkence, katliam ve soykırım politikalarını görmezden geldiğini ve umutlarını düşmana bağladıkları görülüyor. Bunlar için ‘Celladına aşık Kürtler’ diyebiliriz. Her ne kadar Babacan ve ekibi AKP’den farklı siyaset ve yol izleyeceğini söylese de AKP’den farksızdırlar.Yani AKP’nin cilalanmış hali olan DEVA’nın Kürtlere yine cefa, soykırım, inkar ve katliam getireceğini görmek gerekir.
Bu yeni partide yer alacak olan Kürtler, AKP ve faşist şefi Erdoğan’a destek sunan ve kraldan daha kralcı kesilen Abdulkadir Aksu, Galip Ensarioğlu, Mehdi Eker, Mehmet Metiner ve Orhan Miroğlu gibi ihanetin pençesine düşeceklerini unutmamaları gerekir. İhanetçi, işbirlikçi AKP ve DEVA partisinde yer alacak Kürtler, yol yakınken bu aşağılık konumlarını terk etmelidirler. Çünkü Kürtler kime nasıl yaklaşacağını ve kime inanması gerektiğini çok iyi biliyor.
Kürtlerin Katliamına Fetva Çıkartanlar DEVA’da Yerlerini Aldı
Yine partinin Kurucular arasında Kürtlerin katlimana fetva veren FETO’cüler yerlerini almış durumdalar. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında, İstanbul’da kızının düğünü sırasında darbeciler tarafından rehin alınan emekli Korgeneral Mehmet Şanver de Babacan’ın partisinin kurucuların arasında yer aldı. Kürtlerin katliamına fetva çıkartanlar şimde de yeni kurulan partide yer alarak, yeni politikalarla Kürtlerin katliamına yeni yeni fetvalar çıkartmayı amaçladıkları görülmelidir. TC zihniyetiyle kurulan partiler Kürtlerin katliamları ve yok etmeleri üzerinden siyaset yapacakları unutulmamalıdır.
Yeni kuruluna parti de yer alanlar arasında, Eski asker ve akademisyen Metin Gürcan ile Ülkü Ocakları’nın kurucu genel başkanı, bir dönem Bahçeli’ye rakip de olan Ramiz Ongun, eski Hazine Müsteşarı ve IMF İcra Direktörü İbrahim Çanakçı, eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Cavit Dağdaş, eski TÜİK Başkanı Birol Aydın ve gazeteci Gülay Göktürk’te partide yerlerini aldı.
AKP’nin Eski Kadınları DEVA’nın Yeni Kadınları Oldu
Yen partinin listesindeki 90 isimden 27’si kadındır. Listedeki kadınlar arasında KAGİDER’in kurucularından olan, Yılmaz Erdoğan’ın eski eşi Sanem Oktar, eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’ın eşi Arzu Kılıçlar, eski AKP milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kızı, Cermodern’in kurucusu ve eski AKP yöneticisi Helün Fırat, iş insanı Merve Mollamehmetoğlu ve Baran Deniz Bağatur listede yer aldı. Bu kapsamda cesaretli bir çıkış yapan Yeni Parti, Kurucular Kurulu’nda bu oranı tutturamadı. Yine yeni parti de yer alan kadınların arasında, Karaman’da 45 erkek çocuğa tecavüz edildiği Ensar Vakfıyla yakınlığı bilinen ve Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da yöneticileri arasında olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği‘nde (KADEM) Yönetim Kurulu üyeliği yapan ve cumhurbaşkanlığı danışmanlığı görevi de yürüten Elif Esen’de yerini aldı. DEVA partisinde yer alan kadın daha önce ihvancı AKP iktidarının kurum ve kuruluşunda yer alan kadınlardan oluşuyor. Yani faşist AKP’nin eski kadınları DEVA’nın yeni kadın kotasını oluşturduğunu söyleyebiliriz.
DEVA’da İlk Çelişkiler Ortaya Çıkmaya Başladı
Ankara’daki toplantıya Gül’e yakın isimler davet edilmedi. Gül dışında parti çalışmasında öne çıkan Haşim Kılıç, Beşir Atalay ve Candan Karlıtekin gibi isimlerin de dışlandığı öğrenildi. Hafta içinde Gül, Mustafa Baş’ı (Refah Partili eski vekil) Babacan’a göndererek tüzük çalışmasına son şeklini vermek istedi. Babacan tarafı olumsuz yanıtlar verdi ve önerileri dikkate almadılar.
Babacan’ın, kurduğu DEVA’partisin de Abdullah Gül’e yakın isimlerden kimsenin yer almaması ‘Babacan-Gül arasında ilk çelişkinin gösterisidir. 90 kişilik kurucular kurulu listesinde, bu hareketin arkasındaki en önemli isim olduğu bilinen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakın önemli isimlerin yer almaması, Gül ile Babacan arasında çelişkilerin başladığını gösteriyor. Partinin kuruluş sürecinde etkin görev alan Gül’e yakın isimlerden eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Gül’ün eniştesi ve AKP eski milletvekili Mehmet Tekelioğlu, eski THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin ve gazeteci-yazar Fehmi Koru’nun diplomat kardeşi Naci Koru kurucular arasında yer almadı.
DEVA Kurucu Listesi Şu Şekilde:
Ali BABACAN, Abdurrahim AKSOY,Abdurrahman BİLGİÇ, Abdurrahman Müfit YETKİN, Ahmet Burçin YERELİ, Ahmet Edip UĞUR, Ahmet ERGİN, Ahmet Faruk ÜNSAL, Ali İhsan MERDANOĞLU, Ali Rıza BABAOĞLAN, Ali Ufuk YAŞAR, Altuğ ANKARALI, Arzu KILIÇLAR, Ayşe Ezgi YILDIRIM, Bahar EKŞİ, Baran Deniz BAĞATUR, Bekir Sıtkı ASLAN. Bilgehan ÇETİNER, Birol AYDEMİR, Burak DALGIN, Burcu YAĞAN, Bünyamin ÜNLÜ, Canberk DEMİRCİ, Cavit DAĞDAŞ, Cem AVŞAR, Cennet USLU, Deniz KARAKULLUKÇU, Doğa ŞANLIOĞLU, Elif ESEN, Essum ASLAN, Evrim RIZVANOĞLU, Fahriye Oya KUYUMCU, Fazıl Hüsnü ERDEM, Ferayi ÖKMEN, Furkan AYDOĞAN, Gül Didem PEKUZ, Gülay GÖKTÜRK, Gülçin AVŞAR, Haldun HAKCI, Hasan CANPOLAT, Hasan KARAL, Hatice Dudu ÖZKAL, Hatice, Selvi DEMİREL, Hüseyin NALBANTOĞLU, İbrahim Alper AKALIN, İbrahim DÖNERTAŞ, İbrahim GEZER, İbrahim Halil ÇANAKÇI, İdris ŞAHİN,İhsan GÜNAYDIN, İlker ÇELİK, Kadircan KÖŞDERE, Kadriye Esra AYGÜN, Kemal Can GÜR, Kerem ALTUN, Kerem YAVAŞÇA, Mahmut Sami TOPBAŞ, Medeni YILMAZ, Mehmet AVCI, Mehmet Emin EKMEN, Mehmet ŞANVER, Meltem GÜRLER, Merve MOLLAMEHMETOĞLU KELEŞ, Metin GÜRCAN, Metin KAŞIKOĞLU, Muhammed İkbal SEYDA, Musa Malik YILDIRIM, Mustafa ERGEN, Mustafa Nuri AKBULUT
Mustafa SATICI, Mustafa UÇAK, Mustafa YENEROĞLU, Münevver Helün FIRAT, Nazlı Seda VURAL, Nevim BİLİCİ, Nihat ERGÜN, Oğuzhan AYGÖREN, Ömer Rıfat GENCAL, Ramiz ONGUN, Rojhat ÖLMEZ, Sadullah ERGİN, Sanem OKTAR ÖĞÜT, Sedat KADIOĞLU, Selma Aliye KAVAF, Seyit Halil ÖZSOY, Tuğba TAPSIZ, Tunahan ELMAS, Yasemin BİLGEL, Zehra Zeynep DERELİ, Zeynep TATAR yer almaktadır.
Sara GULAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi