Onur Direnişi’nin komplocu güçleri ateşkese zorladığını belirten TEV-DEM Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelil, köy ve şehirlerinin Türkiye’ye bırakmayacaklarını söyledi ve “Türkiye hayal görüyor” dedi.

Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, katıldığı Ronahi TV’nin Bûyer programında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kuzey ve Doğu Suriye halklarının direnişine dikkat çeken Xelîl, “Zorlu süreç ve imkansızlıklara rağmen Onur Direnişi’nin geride kalan 15 gününde eşsiz bir direniş sergilendi. Çünkü artık halk, hiçbir hakkı bulunmadan yaşamayı kabul etmiyor” dedi.
‘Başarmasaydık görüşmezlerdi’
Zorlu ve aynı zamanda içerisinde çözümü de barındıran bir süreçten geçildiğini belirten Xelîl, şöyle devam etti: “İnsanlık ve özgürlük düşmanları bize saldırıyor ve ardından yeni gelişmeler yaşanıyor. Zafer ulaşma imkanımız, bize komplo uygulayan devletleri tekrardan görüşmeye itiyor. Eğer bu saldırılarda kaybetmemiş olsalardı saldırıları durdurmayı düşünmezlerdi. Burada dikkat çekmek istediğim şey, bize saldırmak için komplolar gerçekleştiren devletler şimdi ise görüşmek zorunda kalıyor. Eğer başarılı olmasaydık görüşmezdiler. Şimdi asıl onlar derin bir kriz yaşıyor ve ellerindeki kartlar boşa çıkıyor.”
‘Demokratik proje ayaktadır’
Suriye krizinin ilk dönemlerdeki güçlerin tamamının iktidar hırsında olduğunu belirten Xelîl, “2011 yılında güçlü olan bu yapılar artık neredeyse yok. Ne rejim eski gücünde ne de İhvancılar var. Ne ÖSO güçlü, ne de El-Nusra ya da DAİŞ eskisi gibi değil. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye’deki demokratik tecrübe gelişti ve ayaktadır” ifadelerini kullandı.
Bölgeye dönük halen tehlikelerin bulunduğunu vurgulayan Xelil, “Direnişimiz bu tehlikeye karşı sürüyor. Ancak kazanımlarımız garanti altına alınıyor, irademiz çok güçlü ve asla kırılmayacaktır. İlerde de sorunlarla karşılaşabiliriz ancak irademiz asla kırılmayacaktır” dedi.
‘Sahada büyük bir gücüz’
Xelîl şöyle devam etti: “En büyük kazanımlardan bir tanesi, sana saldırma kararı alanların sana dost olmaya mecbur kalmasıdır. Bu tarihte yaşanmamıştır. Bu basit bir olay değildir. Ayrıca Türkiye NATO üyesidir. Bugün ise NATO üyeleri toplanıyor ve Türkiye’nin NATO’dan çıkarılması çağrıları yapılıyor. Bu da sahada ne kadar büyük bir güç olduğumuzu gösteriyor.”
‘Türkiye hayal görüyor’
Türkiye’nin hayal gördüğünü söyleyen Xelîl, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye, kurduğu hayallere ulaşamayacak. Yaşam alanlarımızı sınır hattındadır. Bizi nasıl buradan çıkarabilirler? Ne biz ne de dünya demografik yapının değiştirmesini kabul etmeyecek. İkincisi, bizi hangi hakla köy ve şehirlerimizden çıkaracaklar?” Gelinen süreçte ABD ve Rusya’ya tarihi görevlerin düştüğünü söyleyen Xelîl, “Her iki devlet de bu konuya olumlu yaklaşmalıdır” dedi.
‘Halk iradesi esas alınmalı’
Türkiye ve Rusya arasında varılan mutabakata da değinen Xelîl, “Bu mutabakatta bizlerin de görüşü alınmalıydı. Çünkü konu direkt bizimle ilgilidir. Bu mutabakatın maddeleri bizim yararımıza da olabilir ancak görüşümüze başvurulmadı. Bu mutabakatı iyi ele almalıyız. Halkların iradesi esas alınmalıdır” dedi. Xelîl, önceliklerinin halkın menfaati olacağını vurguladı.
‘Sınır hattına bağımsız güçler girmelidir’
Uluslararası güçlerin sınır hattına girmesi konusuna ilişkin ise Xelîl, “Bizim için uluslararası güçlerin sınır hattına gelmesi önemlidir. Çünkü Türkiye, bölgenin güvenliğini tehlikeye atmaktadır ve krizin baş aktörüdür. Bu bölgelerin Türkiye’nin kontrolü altında olması kabul edilemez. Yani sınır hattına, bu savaşın tarafı olmayan bağımsız güçler gelmelidir. Bu talep de tüm çabalara rağmen Türkiye’nin anlaşmayı kabul etmemesinden doğdu” şeklinde konuştu.