Cihan DENİZ
Kürtler insanlığın ve Ortadoğu’nun en kadim halklarından birisidir. Kürtlerin yaşadığı coğrafya olan Kürdistan kutsal kitaplarda cennet olarak tarif edilen yerdir. Bu kadim ülke ve halk devletli uygarlığın doğuşundan beri devletle sürekli kavga halindedir. Tarih boyunca bütün devletler hep Kürdistan’a sefer yapmıştır ve Kürtler’de hep direnmiştir. Son yüzyılda dünyanın egemen devletleri tarafından dört parçaya bölünen Kürdistan’ın ve Kürtlerin varlığı dahi yok sayılmıştır. Kürdistan bir başından diğer başına kadar ateşler içinde kalmış, Kürt Halkı’da sayısız katliamla karşı karşıya kalmıştır. Mazlum bir halk olan Kürtlerde bu katliamlara karşı hep dağlarına sığınarak direndi ve direniyor.
Mazlum bir halkın çocuğu olarak doğar Mazlum Tekdağ arkadaşta. Çocukluğunu ona Mazlum adını veren hem amcası hem de ilk yoldaşı olan Ali Tekdağ arkadaşın yanında geçirir. Ali Arkadaş Amed’de ilk cephe çalışmalarını yürüten arkadaşlardan birisidir. Halk içerisinde Pastacı Ali olarak tanınır. Amed halkı bugün dahi hala bir efsane gibi onu hatırlar ve anlatır. Hizbullah’ın halka saldırdığı dönemlerde halkı savunmak için Hizbullah’a karşı silahlı eylemlerde yapmıştır. Yürüttüğü çalışmalar ve eylemleri ile düşmanında dikkatini çekmiştir. Düşman hem onu hem de bütün ailesini hedef almaya başlar. Önce değerli bir yurtsever olan kardeşi Mehmet Tekdağ Rêzan’da pastahanesinin önündeki kaldırımda kurşunlanarak şehit edilir. Birkaç ay sonra ise Ali Tekdağ Arkadaş Amed’de jitemciler tarafından kaçırılır. Ağır işkenceler görür. Ali arkadaş bu işkencelere karşı destansı bir direniş sergiler. Jitemciler adını dahi söylettiremezler ona. Direnişi üzerine yazılmış ‘’ Gözlerinde Berivan’ın Gülüşü Saklıydı’’ adlı bir kitap dahi vardır. Öyle ki bir itirafçı kendisine en çok etkilendiği olay sorulduğunda Ali Tekdağ’ın direnişi olduğunu söylemiştir. Faşist jitemciler en sonunda Ali arkadaşı diri diri yakarak şehit ederler. Bedeninden geriye yalnızca gökyüzüne umutla ve sevgiyle bakan güzel gözleri kalmıştır.
Mazlum Arkadaş henüz çocuk yaşlarda iken düşman gerçekliğinin en çıplak haliyle tanışır. Babası ve amcası şehit edildiğinde henüz 10 yaşındadır. Yaşadığı acıyı düşmana karşı kin ve öfkeye dönüştürerek büyümüştür. Bu iki şehadet ile birlikte aile olarak hem maddi olarak hem de manevi olarak çok zorlanmışlardır. Fakat aile olarak hiçbir zaman mücadeleden uzaklaşmamışlardır. Annesi Amed’de siyasi parti çalışmalarına katıldığında Mazlum arkadaşta çocuk yaşta annesi ile birlikte çalışmalara katılır. Gazete dağıtımcılığından gençliğe kadar hemen her alanda çalışma yürütür. Amed’de ilk göz altısını annesi ile birlikte yaşar. Ana-oğul direnirler düşmana karşı. Daha o yaşlarda düşman burnunu kırar gözaltında. Normal bir çocukluk yaşamaz.
Mazlum Arkadaş Özgürlük Hareketi içerisinde gençlikten siyasi parti çalışmalarına ve toplumsal alana kadar birçok alanında çalışma yürütmüştür. Kürdistan’da ayak basmadığı şehir, çalışma yürütmediği şehir kalmamıştır neredeyse. 2009’da KCK Ana Davasından tutuklanır ve 5 yıl zindanda kalır. Zindanda da mücadeleye devam eder. 2012 yılında bütün zindanlarda direnişçiler Önderlik ile görüşme yapılması için açlık grevi başlattıklarında Mazlum Arkadaşta ilk grupta yer almaktaydı. 68 gün boyunca süren direnişte kararlı bir şekilde yer almıştır. Bu eylem ile birlikte halk ve zindan direnişçileri bir olmuş Kürdistan ve Türkiye metropollerinin her yerinde halk eylemlere başlamış ve kısa bir sürede Serhıldan niteliği kazanmıştır. Bunun karşısında düşman mecburen Önderliğin yanına gitmek zorunda kalır.
Çocukluğu, gençliği ve hayatı hep mücadele içerisinde geçer. Kısa süren hayatına birçok şey sığdırmıştır. Amed’in taşlarının sertliği de güneşinin sıcaklığı da sinmişti yüreğine ve yüzüne. Duygusal yönleri güçlü olan ve çocuksu yanlarını koruyan bir arkadaştı. Arkadaşlığını, dostluğunu muhakkak hissettirirdi. Dostlarına, yoldaşlarına şiirler yazacak kadar incelikleri olan bir arkadaştı. Hataları, yanlışları da olurdu. Hatta çokta olurdu bazen. Ama fark ettiğinde telafi etmeye çalışırdı. Düşmana karşı olan öfkesi çok keskindi. Onu hiçbir zaman kaybetmedi. Devrimci yaşamının son yıllarını Kürdistan Dağlarında bir gerilla olarak taçlandırdı. Gerilla faaliyetlerinde de aktif bir şekilde yer aldı. Bu çalışmalarını yürütürken 2019 yılının Ekim ayında bir hava saldırısında şehit oldu.
Her gidiş erkendir. Acıdır. Amed’in Mazlum’unun gidişi de erkendi, acı vericiydi. Ama bir devrimciye yakışır biçimde yıldızlara koştu. Mücadele içerisinde verdi son nefesini. Bu anlamda arkadaşları olarak gurur duyduk. Arkasından yas tutmayacağız. Yıldızlara varıncaya dek bu özgürlük mücadelesini yürütmek boynumuzun borcudur.