Antik Yunan’ın en önemli kadın filozoflarından Miletli Aspasia. “Sokrates’in hocası” olduğu da iddia edilen Aspasia, tarihe varlığını hem birikimi hem de özgür kadın bilinciyle kazıyan bir isim.
İlkçağ düşünce tarihine adını yazdıran bir kadın olan Miletli Aspasia’nın M.Ö. 460 yılında Milet’te doğduğu tahmin ediliyor.
Aspasia, geçmişteki Antik Yunan bugünse Aydın ili sınırlarında yer alan Milet’te büyümüş, ardından hayatının sonuna kadar Atina’da yaşamıştır.
Babasının adının Axiochus olduğu bilinen Aspasia’nın dönemin şartlarındaki diğer kadınlara nispeten iyi bir eğitim alma olanağı olmuş. Bunun en büyük sebebi ise yabancı ve büyük olasılıkla ‘hetaera’ denilen kadınlar grubuna mensup olması.
Bu sınıfa dahil olmasının sebebi olarak ülkeye savaş sonrası gelen bir yabancı olması gösterilmektedir. Tüm bu sebeplerden ötürü Aspasia, geleneksel olarak evli kadınları evine bağlayan yasal zorunlulukların boyunduruğundan kurtulmuştur.
Kimi tarihçiler, Aspasia’nın seks işçisi olduğunu ve genelev işlettiğini iddia etmiştir. Lakin kaynakların pek çoğu bunun Aspasia’yı ‘karalamak’ için öne sürüldüğünü belirtiyor.
Sokrates’ten Platon’a onun adı her yerde
Aspasia’nın, “Sokrates’in hocası” olduğu, öyle ki Sokrates’in Diyalog Yöntemi’ni Aspasia’dan öğrendiği iddia edilmektedir.
Felsefe ve retorik bilgisi iyi olan Aspasia’nın adı hem Platon’un hem de Aristophanes ve Xenophon’un eserlerinde de sık sık teleffuz edilir.
Aspasia içinde bulunduğu çevre ve bilgi donanımıyla dönemin siyasi yaşamına etki eder.
Hitabet yeteneğiyle dikkat çeken Aspasia’nin evi dönemin önemli düşünürlerinin merkezi haline gelir.
Aspasia’nın döneme ‘fazla’ gelen bu özgürlükçü tavrı elbette saldırıların hedefi olur. Hatta bazı siyasiler, eşi Perikles’i Aspasia’yı siyasete ‘bulaştırdığı’ için eleştirir.
British Columbia Üniversitesi’nde Klâsik Dönem profesörü olan Anthony J. Podlecki’nin Plutarkhos’tan aktardığına göre Aspasia “Tanrılara saygısızlık” suçlamasıyla şair Hermippus’un davacı olmasıyla mahkemeye çıkarılır. Sonunda bu davadan beraat eder.
Aspasia’ya türlü türlü lakap takılır o dönemde; “Yeni Omphale”, “Deianira”, “Hera” ve “Helen” bu lakaplardandır.
Platon’un Aspasia’nın zekâsı ve aklından etkilendiği ve onu Sempozyum’daki Mantinealı Diotima karakterine temel aldığı iddia edilse de kimi kaynaklar bunun gerçek olmadığını, Diotima’nın gerçekten yaşamış olduğunu söyler.
Pennsylvania Üniversitesi’nde Felsefe Profesörü Charles Kahn’a göre ise “Diotima birçok yönden Aeschines’in Aspasia’sına karşı Platon’un bir cevabıdır.”
Saldırıların hedefi oldu
Aspasia beraat ettiği davanın ardından Perikles’in diğer çocukları ve yöneticiler de dahil olmak üzere pek çok kişinin çeşitli suçlamalarına maruz kalır. Ancak bu iftiralar, Aspasia’nın öne çıkan özelliklerini perdeleyemez. Öyle ki adı bugüne dek Yunan felsefesinin önemli isimleri arasında yer alır.
Bazı araştırmacılar Aspasia’nın Antik Yunan’da toplum içinde ortaya çıkabilmiş tek kadın olduğunu savunur ve Perikles’in söylevlerinin yazımında etkili olmuş olacağını aktarır.
Aspasia’nın karakteri ve Perikles ile olan aşkı günümüz edebiyatının da biricik konularından biri olmuştur. Ahmet Semih Tulay’ın kaleme aldığı “Miletoslu Aspasia” kitabında ondan şöyle bahsedilir:
“Bundan 2500 yıl önce Ege Denizi’nin iki yakasında yasayan ve geceleri erimiş gün ışığıyla aydınlanan insanların kuskusuz ayni zamanda hırsları, kaygıları, sevinçleri, umutları ve büyük aşkları da vardı. Her iki yakada o dönemde dünya tarihine damgasını vuracak olayların yanı sıra özellikle Miletoslu bilge Aspasia ile Atina´nın güçlü strategosu Perikles arasında büyük bir aşk yaşandı. Bu aşk, karşıtlarının her fırsatta onları çekiştirmelerine neden oldu. Tüm engellemelere, iftiralara karşın ne Aspasia ne de Perikles ödün vermeden sevgilerine sonuna kadar sahip çıktılar.”
Aspasia, Perikles’in ölümünün ardından Lysikles ile evlenir. Lysikles, bir yıl sonra savaşta yaşamını yitirir.
Aspasia yaşamının devamında da “üst düzeyde diyalektik ve retorik hocası” olarak aranan kişi olur.
Aspasia, net olmayan bilgilere göre MÖ. 400’de hayatını kaybeder.