KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, KCK’nin başlattığı “Tecride, Faşizme ve İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı” hamlesini ve son günlerde Şengal’de yaşanan kirli oyunları ANF’ye değerlendirdi. 12 Eylül’de başlayan ‘Tecride, Faşizme, İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı’ hamlesinin Kürdistan halkı ve dostları tarafından coşkulu bir şekilde karşılandığını belirten Avesta, “Öncelikle bu tutumlarından dolayı bütün Kürdistan halkını, dostlarını, kadınları ve gençleri tebrik ediyorum, selamlarımı iletiyorum.
Özgürlük hareketi çok anlamlı bir süreçte bu hamleyi ilan etti. Şüphesiz bu hamle çok anlamlı. Kürdistan ve bölge halkına karşı faşizm ve soykırım saldırıları devam ediyor. Faşist Türk devleti Erdoğan ve Bahçeli rejimi ile bölgede büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu faşizmi ve tecridi kırmak gerekiyor artık. Özgürlük hareketi 50 yıldır bu zihniyet ile mücadele ediyor. Rêber Apo’nun 21 yıl önce esir alınmasının ardından bu mücadele daha da yükseltildi. Erdoğan ve Bahçeli rejimi artık vakitlerini doldurmuş durumdalar.
AKP-MHP rejimi bir kez daha iktidarlarını devam ettirmek, ömürlerini uzatmak istiyor. Bunu da tecritle, soykırımla, işgalle ve faşizmle yürütmek istiyorlar ve yürütüyorlar da. Buna karşı her koşulda ve şartta mücadele eden de özgürlük hareketi ve Rêber Apo’dur. Rêber Apo bir ordu gibi bu faşizme karşı mücadele ediyor. Eğer bugüne kadar bu rejim amacına ulaşamadı ise bunda Rêber Apo’nun tutumunun çok büyük önemi var. Bu yüzden artık Rêber Apo’yu özgürleştirme zamanı. Bu hamle de bunun için geliştirildi” diye konuştu.
‘DİYARBAKIR ZİNDANINDAKİ DİRENİŞ 12 EYLÜL SİSTEMİNİ DAĞITTI’
40 sene önce 12 Eylül’de özgürlük hareketini ve sol hareketlerini ortadan kaldırmak, demokrasi, sosyalizm, insan haklarını ve kadın haklarını yok etmek için faşist bir darbe yapıldığını hatırlatan Avesta, o dönem Diyarbakır zindanında yaşanan direnişe dikkat çekerek, “Amed zindanında Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Ali Çiçek, Akif Yılmaz, Sakine Cansız arkadaşların başlattığı direniş faşizmi yendi ve 12 Eylül sistemini dağıttı. Komplocu güçler tarafından kurulan ve 1999 yılında daha aktifleşen 12 Eylül sistemi AKP-MHP rejimi tarafından devam ettiriliyor.
Hatta faşist Kenan Evren’den bile daha fazla soykırım saldırılarında bulunan Erdoğan-Bahçeli bu şekilde başarıya ulaşmak istiyor. Kürtleri, kadınları, halkları, kültürleri soykırımdan geçirmek istiyorlar. Buna karşı 12 Eylül’de ilan edilen bu hamle çok anlamlıdır. İçeriği de çok önemli. ‘Tecride, Faşizme, İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı.’ Hamle ilan edilmeden önce birçok tartışmalar ve değerlendirmeler yürütüldü. Hamlenin ilan edilmesinden kısa bir süre sonra halk bu hamleyi coşkulu bir şekilde karşıladı, sahip çıktı, desteklerini sundu. Bu çok anlamlı ve önemli.
Sadece Kürdistan’da değil tüm dünyada Kürtler, dostları, demokrasi ve sosyalist güçler, ekolojistler, kadın hareketleri gördüler ki varlıkları tehlike altında ve bu faşizmin yıkılması lazım. Bu faşizm yıkılmaz ise halklar değerleri ile yaşayamayacaklarını gördüler. Herkes bu hamlede kendine yer bulabilir. Faşizme karşı duran herkes bilmeli ki bu onların hamlesidir. Kadınların hamlesidir” ifadelerini kullandı.
‘FARKLI VE ZENGİN EYLEMLER GELİŞTİRİLMELİ’
Bugün Kürdistan ve Ortadoğu’da kadınlara yönelik Erdoğan zihniyeti ile ahlaksızca saldırıların yürütüldüğünü vurgulayan Avesta devamla şunları belirtti: “Taciz ve tecavüz saldırıları hız kesmeden devam ediyor. Çocuklara, kadınlara, gençlere ve halkların kültürlerine karşı saldırılar sürüyor. Kadınlar artık sokaklarda tek başlarına işlerini yapamaz hale gelmiş durumdalar. Bu kadınların da hamleye sahip çıkmaları gerekiyor. Sadece Kürdistanlı kadınlar değil, bu zihniyete karşı duran ve kazanımlarını korumak isteyen tüm kadınlar bu hamlede yerini almalı, ‘kadın soykırımına, faşizme hayır, vakit özgürlük vakti’ demeliler.
Her alanda idaresizleştirilmeye çalışılan, saldırıya uğrayan gençler, bu faşizme karşı daha güçlü bir şekilde ayaklanmalı. Örneğin Alevi halkımıza, Êzidî halkımıza ve bölgede yaşayan diğer halklarımıza yönelik de çok büyük tehlikeler var. Toplumun bu durumu görmesi ve bu bilinçle hamlede yer alması lazım. Dediğim gibi hamleye destek vermek, açıklama yapmak önemli ama artık farklı eylemlerle hamleye sahip çıkılması gerekir. Eylemler geliştirilmeli ve faşizm yıkılmalıdır. Bugüne kadar yapılanlar elbette çok önemli ve inanıyoruz ki halkımızın bu tutumu bundan sonra da devam edecektir. 4 parça Kürdistan’da bu tutum devam edecektir ve bu hamle mutlaka değişim-dönüşüm sağlayacaktır. Faşizmin hedefine ve amacına ulaşmasına engel olacaktır.
Soykırıma karşı ilan edilen bu hamlede bilinçli bir şekilde hareket etmek gerekiyor. Siyasi, toplumsal, kültürel, ekonomik soykırım var, işgal var, sömürgecilik var bütün bunlara karşı da herkesin farklı, zengin ve kitlesel eylemler yapılmalı. Eylemlerle hamleye katılmak önemli. 4 parçadaki Kürdistan ile farklı ülkelerde yaşayan halkımıza ve bölge halkına bir kez daha çağrıda bulunuyorum; 14 Temmuz ruhu ile, Cenga Heftanin ruhu ile, ‘kimse güneşimizi karartamaz’ şiarı ile komploculara karşı duran şehitlerimizin inancı ile 7’den 70’e herkes bu hamleye katılmalı. Yaşamları tehlikede olan Kürdistan çocukları bile bu hamlede önemli bir rol oynayabilirler. Yine tüm Kürdistan dostları, aydınlar, yazarlar, sanatçılar, sosyalist ve demokratlar da bu hamlede yer almalı çünkü bu hamle onların da hamlesi. Rollerini oynamalı ve daha güçlü bir şekilde hamlede yer almalılar.”
ŞENGAL’DE ÇOK BÜYÜK OYUNLAR OYNANIYOR
Son günlerde Şengal’de çok büyük oyunların oynandığına dikkat çeken Avesta, “Şengal’e yönelik bir komplo geliştiriliyor. Bundan bir sürece önce ABD Dışişleri Bakanı bir açıklamada bulundu. Açıklamasında, ‘Irak, KDP ve Türkiye bizimle hareket etmeli ki meşru olmayan güçleri Şengal’den çıkaralım’ dedi. Bu aslında komployu pratiğe geçirmenin başlangıcıydı. Bu güçler DAİŞ’in Şengal’de 2014 yılında başaramadığını başarmak istiyor. Şengal’e yönelik saldırılar bu şekilde devam ediyor. Farklı farklı saldırılar gerçekleştiriyorlar. Hem havadan saldırıyorlar hem insanların topraklarına dönmelerini engellemek için saldırıyorlar, halkı kamplarda esir alıyorlar. Halkın öncülerini katlediyorlar. Mam Zeki’den tutalım, heval Zerdeşt’e kadar halkın öncülerini hedef aldılar ve katlettiler.
Basından takip ediyoruz, Şengal toplumuna karşı Erdoğan ve çetelerinin perspektifleri ile çok ahlaksızca ve vicdansızca oyunlar oynanıyor. En Son Şemmar aşiretinden 2 kişi şehit edildi. Sonra şehit edilenlerin üzerine Ezidxan asayişi üyelerinin kıyafetlerini attılar ve bunun üzerine bir başka değerli aşiret olan Hebabi aşiretinden 4 kişiyi tutukladılar. Bu oyunlar göz önündedir. Êzidî ve Arap toplumu bu oyunların farkında. Özellikle Şemmar aşireti ile Êzidî toplumumuzun birbirine zararı dokunmamıştır şimdiye kadar. Şemmar aşireti Êzidî toplumumuzun dostudur. Rojava’da, Kuzey-Doğu Suriye’de, Irak’ta çok değerli bir tutum sergiliyorlar. Şemmar aşireti fermanda DAİŞ çetelerine karşı özgürlük hareketi ile omuz omuza savaştı.
Neden Şemmar aşiretini hedef aldılar? Çünkü Şengal halkını topraklarından kaçırmak istiyorlar. Bu siyasi ve ideolojik bir komplodur, örgütlü ve bilinçli bir şekilde devreye konulmuştur. Kimse bu olaya farklı yaklaşmasın. Hedef gösterdikleri aşiretimiz çok saygıdeğer bir aşirettir. Fermanda hepsi Şengal dağındaki direnişte yerlerini aldılar. Tek bir insanı bile Şengal’i terk etmedi. Şengal’de kalarak Kürt özgürlük hareketi ve savaşçıları ile zorlu şartlarda omuz omuza savaştı, fermana engel oldular. Şengal’de oluşan kurum ve kuruluşlardaki yerlerini aldılar. Genç kadınları, erkekleri YBŞ’de, YJŞ’de, Ezidxan asayişinde yer aldılar” diye konuştu.
‘AŞİRETLERİ BİRBİRLERİ İLE ÇATIŞARAK ZAYIFLAMALARINI İSTİYORLAR’
Şengal’deki aşiretlerin hepsinin çok değerli ve topraklarına bağlı aşiretler olduğunu söyleyen Avesta, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bu aşiretler oynanan bu oyunu görmeliler. Neden bu iki aşireti karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar? Çünkü 2 aşiretin de birbiri ile çatışarak zayıflamalarını istiyorlar. Bu şekilde o topraklara istedikleri kişileri yerleştirmeyi planlıyorlar. Daha önce de birçok defa uyarısı yapıldı. Êzidî toplumunun, ajanları, ihanetçileri, hainleri, aralarına kabul etmemeleri lazım. Onlara karşı çıkmalı ve kimsenin oyununa gelmemeliler. Şengal Demokratik Özerk Meclisi sadece Êzidîlerin meclisi değil, tüm Şengal halkının, meclisi ve iradesidir.
Şengal Demokratik Özerk Meclisi’nin açıklaması çok değerli ve yerindeydi. Yine şehitleri olan Şemmar aşireti ve liderlerinin tutumu çok olumluydu ve ‘bizi birbirimize düşürmek istiyorlar. Biz beraberiz, birlikte mücadele ediyoruz, faşizme, haksızlığa, komploya karşıyız’ açıklamasında bulundular. Bu vesile ile 2 tarafı da bu değerli tutumlarından dolayı tebrik ediyorum, selamlarımı iletiyorum.
Toplumumuzun bu oyunlara karşı uyanık olması lazım. Bilmeliler ki Türk devleti ve işbirlikçilere onlar için çok kötü kararlar almış durumdalar. Bu kararlarında yeni alınmadığını çok iyi biliyoruz. 2017 yılında Şêx Xidir ve Tel Êzer’e yönelik saldırılar da bu komplocuların eliyle yapıldı. Bu saldırılara karşı bilinçli olmak gerekli. Tarihi hatırlamalıyız. Êzidî halkının Kürdistan’dan, topraklarından sürgün edilmesinin, dünyanın her tarafına dağılmasının sebebi de ideolojiktir, bu halkın kültürünü yok etmek istiyorlar.”
‘ÊZİDÎ HALKIMIZ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKACAKTIR’
Êzidî halkının 2014 yılından sonra bir kez daha Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri ve ideolojisi doğrultusunda kendilerini geliştirdiklerini, bilinçlendiklerini ve örgütlendiklerini vurgulayan Avesta konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Êzidî halkımı büyük bedeller ödedi ama artık kendilerini yönetecek bir aşamaya geldiler. Bu yüzden Êzidî toplumumuz ve Şengal’de, Ezidxan’da yaşayan tüm halkımız bilmeli ki bu hamle onların da hamlesidir. Êzidî halkımızın, ‘fermanlara, komplolara hayır, vakit özgürlük vakti’ demelidir. Bu vesile ile bir kez daha tüm Êzidî halkımıza çağrıda bulunuyorum, değerlerine, kültürlerine sahip çıkmalılar, bu oyunları görmeliler, kimse şüpheye düşmesin, bu oyunlara gelmemeliler.
İnanıyorum ki halkımız değerlerine sahip çıkacaktır. Bu da iç birliğin sağlanması, ulusal birliğin oluşması ile olur. Tüm halkların, oluşumların, kadınların ve gençlerin birlik olması ile büyük başarılar elde edilir. Kürdistan ve Şengal’e yönelik bu tür oyunlar büyük bir mücadele ile boşa çıkarılır. ‘Fermanlara, soykırıma, tecride, faşizme, işgale son, özgürlüğü sağlama zamanı’ demenin vakti geldi. Artık Rêber Apo’yu, Kürdistan’ı ve Kürdistan halkını özgürleşme zamanıdır.