Garê direnişi sonrası Amerika ve Avrupa güçleri için, Arap devletleri için, Türk devleti ve İran için yeni bir resim ortaya çıkarttığını söyleyen Berwarî, “Artık herkesin hesabını gözden geçirmesi gerekiyor” dedi.
Türk devleti,Güney Kürdistan topraklarında bulunan Garê’ye düzenlediği ve 13’ü esir 16 askerin öldürülmesiyle sonuçlanan operasyonun yankıları sürüyor.
Operasyonun amaçlarını ve Güney Kürdistan’da yansımalarını siyasetçi ve Duhok Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kamuran Berwarî değerlendirdi. İsveç Başbakanı Olof Palme cinayeti ve Şemdin Sakık’ın emriyle 1993’te Elazığ-Bingöl karayolunda 33 askerin kurşuna dizilmesi olaylarıyla PKK’nin “terör örgütleri” listesine alındığını hatırlatan Berwarî, Türk devletinin Garê operasyonuyla PKK’nin bu listeden çıkarılma çabalarını boşa çıkarmaya çalıştığını söyledi.
‘Türk devletinin amacı PKK’yi terör listesinden çıkartmayı engellemekti‘
Irak ordusu ve yerel bazı güçlerin de desteğiyle operasyonun yapıldığını ifade eden Berwarî, amacın esir askerleri kurtarmak değil, öldürmek olduğunu savundu. “Eğer amaç esirleri kurtarmak olsaydı, 2015 yılından bu yana yüzlerce yol ve yöntemle, hiç kan dökülmeden bunun başarılabilecekti” diyen Berwarî, “Operasyonun en önemli amaçlarından biri de esirlerin öldürülüp suçun PKK’ye yüklenerek, PKK’nin ‘terör örgütleri’ listesinde kalmaya devam etmesini sağlamaktı. Türk devleti ve bazı Avrupalı güçler, İsveç Başbakanı Olof Palme’yi öldürerek cinayeti PKK’ye yüklemişlerdi. Öte yandan Şemdin Sakık ve bazı ajanlarının eliyle kendi askerlerini öldürtmüşlerdi. Bu planlar sonucunda PKK terör örgütleri listesine alınmıştı. Garê operasyonun en önemli amaçlarından biri de bunun bir devamı olarak PKK’nin Avrupa ve Amerika’da terör örgütleri listesinden çıkarılma çabalarını etkisizleştirmekti” diye belirtti.
‘Erdoğan’ın planı Güney Kürdistan bölgesini işgal etmek‘
Operasyonun bir diğer amacının da Federe Kürdistan Bölgesi’ni “işgal” etmek olduğunu vurgulayan Berwarî, “Eğer başarılı olsalardı, Irak ordusu ile Şengal’e ve Rojava sınırına da saldıracaklardı. Böylece Rojava ve Başur’u birbirinden koparmayı planlamışlardı. Görüyoruz ki Erdoğan hükümetinin siyaseti ve stratejisi Garê’de tamamıyla kırıldı ve son buldu” diye belirtti. Berwarî, operasyonun başarısızlığı ile Türk devleti yanı sıra yerel, bölgesel ve küresel güçlerin de hesaplarının yenilgiye uğradığını savunarak, bu güçlerin Ortadoğu ve Kürtlere yönelik plan ve stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi. Berwarî, “Garê savaşı sonrası Amerika ve Avrupa güçleri için, Arap devletleri için, Türkiye ve İran için yeni bir resim ortaya çıktı. Kürdistani güçler için de yeni bir resim ortaya çıktı. Artık herkesin hesabını gözden geçirmesi gerekiyor” diye konuştu.
Garê’de ortaya çıkan sonuç, Kürt mücadelesini yüz yıl ileriye taşıdı ve Neo-Osmanlıcılık hayallerine son verdi
Operasyonun çok çeşitli hesaplarla gerçekleştiğine dikkat çeken Berwarî, şöyle devam etti: “Garê’de ortaya çıkan sonuç, Kürt mücadelesini yüz yıl ileriye taşıdı ve Neo-Osmanlıcılık hayallerine son verdi. Bunun iyi görülmesi lazım. Barışçıl, demokrasi ve özgürlükçü güçler bu savaşta büyük bir başarı elde etti. Garê başarısı, Türkiye’yle hareket eden bazı Kürt güçlerine de önemli bir mesaj verdi. Bazı Kürt kesimlerinin kendini küçük görmesine ve başkalarıyla hareket etmesine gerek olmadığını öğretti. Bundan sonra tüm Kürt güçleri, Türk askerlerini Başur’dan tamamıyla çıkarmaya odaklanmalı. Başur Kürdistan’ı Türk devletinin çok yönlü etkilerinden kurtarmaları gerekiyor.”
‘Artık herkes bilmeli ki Kürt halkını yok etme ve Kürdistan’ı işgal etme hayalleri son buldu’
Ortaya çıkan sonuçlar itibariyle yerel ve uluslararası alanda hiç kimsenin Erdoğan’ın ve AKP-MHP siyasetiyle yürümeye mecbur olmadığını ortaya çıkardığının altını çizen Berwarî, şöyle konuştu: “Artık Önder Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması ve PKK’nin terör listesinden çıkarılmasının vakti geldi. Siyasi ve diplomatik çalışmaların hem Kürdistan’da hem Dünya’da ön plana çıkması gerekiyor. Hem Ortadoğu’da hem 4 parça Kürdistan’da kan dökmeye son verilmelidir. Artık herkes bilmeli ki Kürt halkını yok etme ve Kürdistan’ı işgal etme hayalleri son buldu. Bu planlar hiçbir zaman başarı kazanmadı, kazanmayacaktır.”
‘Güney Kürdistan’a yansımaları‘
Berwarî, operasyonun Güney Kürdistan’daki yansımalarını ise şöyle özetledi: “Operasyon başladığında Başur güçlerinin de yer alması gibi bir korku vardı ama bu olmadı. Halk bir bütün olarak hem operasyona hem de Türk askerlerinin bölgeye girmesine karşı çıktı. Pek çok yerle protestolar düzenlendi. Başur halkı da Türk devletinin yenilgisi olarak adlandırdı. Bu zaferle Başur halkı devrimci bir irade ve Kürdistani duygularla kendi kaderini belirleyebileceğini gördü. Başarı büyük bir coşkuyla karşılandı. Halk bu başarıyla kendilerini, Bakur Kürdistan’ı, Rojava Kürdistan’ını, Şengal’i koruyacak olanların kimler olacağını daha iyi anladı.”
Kaynak: https://mezopotamyaajansi.com/