Cizre’de 2015 yılındaki öz yönetim direnişinde şehit düşenler anıldı.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde Aralık 2015 tarihinde başlayan öz yönetim direnişinde şehit düşenler HDP Cizre ilçe binasında düzenlenen etkinlikte anıldı. Anmaya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanları Leyla Güven,Berdan Öztürk, HDP Şırnak Milletvekilleri Nuran İmir, Hasan Özgüneş ve direnişte şehit düşenlerin aileleri katıldı.
Şehit düşenlerin anısına saygı duruşuyla başlayan anmanın salonuna, “Biz direndik, diz çökmedik bizimle gurur duyun” pankartı asıldı.
Anmada ilk olarak konuşan HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir öz yönetim direnişinde şehit düşenleri anarak, mücadelelerini yükselteceklerinin vurgusunu yaptı.
‘ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ TÜM PLANLARI ALAŞAĞI ETTİ’
Ardından konuşan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP hükümeti 14 Aralık 2015 tarihinde bir karar alarak çöktürme planını devreye soktu. Bu planı Kürtler üzerinden adım adım gerçekleştirdiler. Ama öz yönetim direnişi bu planı alaşağı etti. Bugün baktığımızda bu planı devreye sokanların hepsi bir bir yok oldu. Bu sistem Kürtleri yok etme ve yok görme üzerine kuruldu. Bu düşmanlıklarını günümüze kadar da getirmişlerdir. Evet, tarihten beridir Kürtler sürekli olarak katliamla yüz yüze kaldı, göç etti ama Kürt hiçbir zaman özgürlük mücadelesinden vazgeçmedi. Umudumuz, inancımız olduğu sürece bizler kazanacağız. Umutluyuz, inançlıyız. Mehmet Tunç şahsında yasakta yaşamını yitiren bütün canları anıyorum. Zafer Kürt halkının ve Ortadoğu halklarınındır” ifadelerine yer verdi.
‘ZAFER BİZLERİN OLACAK’
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ise “Direnenleri tanıdığımız için mutluyuz ve gururluyuz. Bizler sizin için ne yapsak azdır. Çünkü Kürt halkı fedakar bir halk ve yaşamı uğruna ölecek kadar seven bir halk” dedi.
Kürt halkın çok direngen olduğuna dikkat çeken Güven şöyle konuştu: “Ortadoğu’da hiçbir halk Kürt halkı kadar direngen değil. Herkes Kürt halkı ne istiyor? Neden Kürt çocukları büyümeden ölüyorlar? Bu topraklarda ne oldu? Ama bizler defalarca dedik bizler Kürdüz, ülkemiz de Kürdistan’dır. Şehirlerde, sokaklarda ve zindanlarda biz Kürdüz diyoruz ve demeye de devam edeceğiz. Meclis’te arkadaşlarımız günlerdir direniyor. Biz Kürdüz diyorlar. Özyönetim sürecinde Silopi’de bir anne kalktı dedi ki, ‘Ben Kürdüm, Kürdistan’ım’ dedi. Bizler de tam olarak buyuz. Bizler insanlık için mücadele veren bir halkız. Bizlere işkence edebilirler, bizi tutuklayabilirler ama irademizi teslim alamazlar. Bizler teslim olmayacağız. Bizler teslim olmadığımız için deliriyorlar, çıldırıyorlar. Belki canımızı yaktılar, yüreğimizi yaktılar. Ama sonuç olarak zafer bizlerin oldu. Başaramayanlar onlar oldu. Bizler yıkılan evlerimizi yeniden inşa ettik, sokaklarımızı yeniden yaptık. Bu uğurda canlarını verenler de mücadelemize güç verdi ve güç veriyorlar. Bizler hiçbir zaman diz çökmedik ve direnerek de amacımıza ulaşacağız” dedi.
‘HALKIN DİRENİŞİNİ BASTIRAMADILAR’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecritte de değinen Güven sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Öcalan şahsında 22 yıldır Türkiye halkların üzerinde bir tecrit uygulanıyor. Dışarısı içerisi, neresi olursa bizler için fark etmiyor. Bizler direniyoruz. Direnmeyi bize tarih öğretti. Seyit Rızalardan, Şêx Saitlere direniş devam ediyor. Bundan kaynaklı direnenlerin düşmanları şu anda düşünmekte ne yapacaklarını bilemiyorlar. Bunlardan bazıları ‘Bunları göç ederek yok edebiliriz’ bazıları, ‘Hepsini öldürelim bitsinler’ diyor. Ama öldürmekle, göç etmekle bitiremediler. Her şeyi denediler. Denemedikleri hiçbir şey kalmadı. Ama başaramadılar. Nasıl ki Demirel, Çiler, Ecevit gitmişse bunlarda o şekilde gidecekler. Hepsi gitti, biz kaldık. Neden? Çünkü biz halkız. Onların zulmüne baş eğecek bir halk yok. Bundan kaynaklı Botan halkının bu uğurda destansı bir direnişi var. Sadece Cizre değil, Silopi, Nusaybin, Yüksekova ve Sur direndi. Bu direnişe karşılık katliamla cevap verdiler. Çünkü çaresizdiler ve halkın direnişini bastıramadılar. Halkımız teslim olmadı ve direndi. Dünyada bu direnişi duymayan kalmadı. Bizler onlarla gurur duyuyoruz. Mücadeleleri mücadelemize güç katacaktır.”
Anma, mevlidin verilmesi ve “Bijî Berxwedana Botanê” ve “Şehîd Namirin” sloganlarının atılması ile son buldu.