Türk devletinin 25 Nisan 2017 tarihinde 26 savaş uçağıyla Qereçox Dağı’na gerçekleştirdiği bombardımana sessiz kalan Uluslararası Koalisyon, Türk devletine ilerleyen tarihlerde yeni katliam saldırılarında bulunma izni vermiş oluyordu.
Türk devletine ait savaş uçakları, 25 Nisan 2017 tarihinde Uluslararası DAİŞ ile Mücadele Koalisyonu’nun denetimindeki hava sahasına girerek Türkiye, Suriye ve Irak üçgenindeki Qereçox Dağı’nı bombaladı. Bombardımanda o dönem DAİŞ ile mücadeleye öncülük eden YPG ve YPJ karargahları hedef alındı.
QEREÇOX DAĞI’NIN ÖNEMİ
Güney Kürdistan’daki Çiyayê Bêxêr’in sıradağı konumundaki Qereçox, Irak, Türkiye ve Suriye sınır hattının üçgeninde bulunuyor. Stratejik bir önemdeki dağ, daha önce ticaret kervanlarının buluşma noktası olarak bilinirken altyapı zenginlikleri ile de tanınıyor. Suriye’de ilk petrol kuyusu 1956 yılında burada kazıldı.
YPG VE YPJ KARARGAH MERKEZİYDİ
Qereçox bölgesi, Rojava devriminin ilk yıllarında büyük bir öneme sahipti. Suriye rejim güçlerine uzak bir noktada bulunduğu için o dönemki Savunma Birlikleri tarafından eğitim alanı olarak kullanıldı. Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) kurulması ile birlikte 2013 yılının sonlarına doğru burası YPG ve YPJ genel komutanlık karargahına dönüştürüldü.
Rojava’daki ilk radyo olan Rojava FM de rakım yüksekliği nedeniyle 2013 yılının Nisan ayında bir grup Kürt öğrenci tarafından burada kuruldu. Radyo daha sonra YPG/YPJ basın kurumuna dönüştü.
26 SAVAŞ UÇAĞI BOMBALADI
Türk devletine ait 26 savaş uçağı, 25 Nisan 2017 tarihinde Qereçox Dağı’ndaki YPG ve YPJ karargahları ile radyo binasını bombaladı. Bombardımanda 38 savaşçı şehit düşerken, birçok YPG ve YPJ savaşçısı da yaralandı. Bombardımana ilişkin o dönem açıklama yapan YPG Basın Merkezi, şehit düşenler arasında Reqa’da DAİŞ’e karşı sürdürülen mücadelenin komutanı Rustem Zeydan (Mihemed Xelîl) ve iki gazetecinin e bulunduğunu ve 18 savaşçılarının da yaralandığını duyurdu.
‘TÜRK DEVLETİ AMAÇLARINA ULAŞAMADI’
Saldırının tanıklarından Rojava FM çalışanı Mervan Rojava, Türk devletinin bombardımanında 4 çalışan arkadaşlarını kaybettiklerini belirterek, “Türk devleti, bu saldırı ile halk iradesini kırmayı ve hakikatin sesini kesmeyi amaçlıyordu. Ancak bombardımanının hemen birkaç saat ardından binler bombardıman alanına akın etti ve devrim mücadelesindeki kararlılıklarını vurguladı” diye konuştu.
Türk devletinin aynı zamanda radyonun sesini kesmeyi amaçladığını ifade eden Mervan, “Saldırıdan 6 ay sonra radyoyu daha güçlü bir şekilde yeniden açtık” dedi.
Türk devleti, Qereçox Dağı’na yönelik bombardımana eşzamanlı olarak Şengal, Kisra ve Amûdê köylerine de saldırdı.
ULUSLARARASI KOALİSYON GÖZ YUMDU
Türk devletinin bombardımanını, Uluslararası DAİŞ Karşıtı Koalisyon’un kontrolü altındaki hava sahasını kullanarak gerçekleştirdi. O dönem saldırıya ilişkin Reuters’e konuşan Erdoğan, saldırıdan önce ABD, Rusya ve Güney Kürdistan hükümetine haber verdiklerini açıklamıştı.
Bombardımanın gerçekleştirildiği tarihte, Demokratik Suriye Güçleri (QSD) öncülüğünde Fırat’ın Gazabı adıyla Reqa’yı DAİŞ çetelerinden özgürleştirmek amacıyla operasyon düzenleniyordu. DAİŞ çeteleri, QSD savaşçıları tarafınan ablukaya alınmış ve kentin özgürleştirilmesine adım adım yaklaşılıyordu.
YPG Basın Merkezi’nden saldırıya ilişkin yapılan açıklamada, “Bu namertçe saldırı, Türk devleti tarafından DAİŞ’e destek olmak ve DAİŞ’e yönelik saldırıları hafifletmek amacıyla gerçekleştirildi” vurgusu yapılıyordu.
HALK İRADESİ HEDEF ALINDI
Saldırıyla, DAİŞ’e karşı tarihi zaferler elde eden QSD’ye askeri darbe vurmanın yanı sıra Türk devletinin bölgedeki tüm planlarına engel olan Özerk Yönetim projesini geriletmek için halk iradesi de hedef alındı.
Uluslararası koalisyon başta olmak üzere uluslararası kamuoyunun Türk devletinin bu saldırısına karşı sergilediği sessiz tavır, Türk devletini katliam saldırılarını sürdürmesine zemin hazırladı. Uluslararası kamuoyunun sessizliğinden cesaret alan Türk devleti, 20 Ocak 2018 tarihinde Efrîn, 09 Ekim 2019 tarihinde ise Girê Spî ve Serêkaniyê’ye işgal saldırılarında bulunuyor. Türk devleti, vardığı tüm anlaşmaları ihlal ederek uluslararası kamuoyunun sessizliği eşliğinde şu an Efrîn, Şehba, Eyn Îsa, Til Temir ve Minbic’e yönelik saldırılarını sürdürüyor.