HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, Kürt ve kadın katili AKP-MHP iktidarını kadınların göndereceğini belirterek, “21. yüzyıl kadın mücadelesinin kazandığı yüzyıl olacak” dedi.
HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, partisinin Parlamento Kadın Grup Toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
25 KASIM
Buldan’ın değerlendirmelerinin öne çıkan bölümleri şöyle:
Kadın özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren bütün dünya kadınlarını anıyoruz.
Selam olsun eşitlik ve özgürlük mücadelesine karşı olanlara “vardım, varım, var olacağım” diyen Rosa Luxemburg’a…
Selam olsun ‘Dans edemediğim devrim benim değildir’ diyen Emma Goldman’a…
Bir selamı da darağacında celladını yargılayan Sevgili Leyla Qasım’a gönderiyorum.
Selam olsun soykırıma ve cinsiyetçiliğe karşı yaşamı bir kavga olan Sevgili Sakine Cansız’a…
Selam olsun Clara Zetkinlerden Şirin Tekelilere, Gurbetelli Ersözlerlere; Behice Boran’lardan Kader Ortakaya’lara; Sêvê Demir’lerden Hevrîn Xeleflere…
Selam olsun onların bugünkü yoldaşlarına. Cezaevlerinde direnen Sevgili Figen Yüksekdağlara, Gültan Kışanaklara, Sebahat Tuncellere ve bütün arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza selam olsun. Zindanlarda zulme karşı direnen binlerce kadın yoldaşımıza buradan teşekkürlerimi, sevgilerimi gönderiyorum.
Selam olsun köylerinde, işyerlerinde, mahkemelerde, alanlarda; eşitsizliğe, şiddete, sömürüye baskıya karşı direnen, zalimden hesap soran tüm kadın arkadaşlarıma. Dünya bizlerle değişecek, ülkemiz bizim mücadelemizle değişecek; insanlık, yaşam bizim mücadelemizle kazanacak!
AKP iktidarında yaşanan kadın kırımıdır, kadın katliamıdır.
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporunda 153 ülke arasında 130. sırada bulunan Türkiye’de her ay onlarca kadın erkekler tarafından katlediliyor. 2013 yılında 237 kadın katledilirken sadece 6 yıl içerisinde bu sayı ikiye katlanmış 2019 yılında 474 kadın, erkek şiddetiyle katledilmiştir. 2020 yılının ise 10 aylık zaman diliminde bile sadece medyaya yansıyan verilere göre 453 kadın erkekler tarafından katledilmiştir. Kelimenin tam manasıyla bu bir kadın kırımıdır, katliamıdır.
Kadının canına, emeğine, bedenine yönelik suçlar önlenmek istenmiyor.
AKP iktidarı kadının can güvenliğini sağlamak yerine erkeğin cüzdanını düşündü.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa acilen uygulanmalıdır.
Kadına yönelik suçlarda erkek faile ceza vermemek için kılı kırk yarıyorlar.
Kürt illerindeki şiddet, tecavüz, katletme, kaybetme özel savaş politikasının bir parçasıdır.
Üniformalarının arkalarına sığınan failler gerekli cezaları alıncaya kadar mücadele edeceğiz.
KÜRT KATİLLERİ
Mevcut siyasi iktidar cezasızlık politikasını yıllardır Kürtlere karşı işlenen suçlarda birebir uygulamaktadır. Hepinizin tanık olduğu üzere elinde sadece su şişesiyle, yüzünde gençliğin ışıltısı, yüreğinde baharın coşkusuyla geldiği Newroz alanında polisler tarafından katledilen Kemal Kurkut davasında failler tahliye edilerek hukuk ayaklar altında çiğnenmiştir. Bir insanlık ayıbı, adalet tarihinin kara bir lekesi olarak AKP dönemine eklenmiştir.
Nitekim AKP döneminde sayısız çocuk, devletin silahıyla vuruldu. Uğur Kaymaz 12 yaşında ve bedenine 13 kurşun sıkıldı. Yine Roboskî’de TSK’ya ait savaş uçaklarının gerçekleştirdiği bombardımanla 19’u çocuk 34 kişi katledildi. 12 yaşındaki Ceylan Önkol koyun otlatırken katledildi. 10 yaşındaki Cemile Çağırga kendi evinin önünde, 7 yaşındaki Muhammed ile 6 yaşındaki Furkan Yıldırım evinde uyurken katledildi. Ve burada adını sayamayacağımız daha niceleri, nice çocuk…
Peki, çocuklar katledilirken AKP hükümeti ne yaptı? Failleri cezasızlıkla hatta terfi ile ödüllendirdi her zaman olduğu gibi. Uğur Kaymaz’ı öldüren 4 polis beraat ettirildi, Roboskî Katliamı’nın üzerinden 9 yıl geçti, kimse bu katliamdan kaynaklı yargılanmadı. Ceylan Önkol’un öldürülmesinin üzerinden tam 11 yıl geçti, faili hala meçhul tutuluyor. 14 yaşında gaz fişeğiyle vurularak öldürülen Berkin Elvan’ın davası 7 yıldır sürüncemede tutuluyor. Rabia Naz dosyasının üstünün kapatıldığını hepimiz biliyoruz. Burak Oğraş cinayetinin şüphelisinin yurt dışına kaçmasına bu hükümet tarafından izin verildi, göz yumuldu.
Her bir canımızın hesabını adalet önünde tek tek soracağız!
EKONOMİK ÇÖKÜŞ
Baskı, savaş ve halk karşıtı politikalar yürüten AKP-MHP ittifakı bunun bir sonucu olarak ülkeyi son derece ağır bir ekonomik krizin içerisine sürüklemiştir. AKP-MHP ittifakının sebep olduğu bu kriz; ülkeyi, halkımızı, özellikle de kadınları çok derinden etkilemiş, gelecek on yıllarını ipotek altına almıştır. İçinde bulunduğumuz ekonomik buhran pandemi sürecinin de yönetilememesiyle halkı açlıkla, yoksullukla terbiye etme siyasetine dönüştürüldü.
Pandemi tedbirleri yandaş sermayedarlar dışında toplumun bütün kesimlerini güvencesiz bıraktı.
Halkın maruz kaldığı kötü tabloyu iyileştirecek sosyal politika yok; bolca yalan var, bolca zam var.
Özellikle kadınlar bu sürecin en ağır faturasını ödemektedirler.
Kayyumlara milyonluk fıstıklı kadayıflar, sınırsız yağma, halka, kadınlara gelince acı reçete!
Esas acı reçeteyi halk onlara yazıyor, ilk seçimde içecekler!
‘BU MECLİS İÇİN DEVRİM NİTELİĞİNDE’
Biz kadınlar bugün sadece baskıya, cinsiyetçiliğe ve sömürüye karşı durmuyoruz; aynı zamanda kadın özgürlükçü, eşitlikçi, adil bir sistemi de inşa ediyoruz. Eşbaşkanlık sistemini bu kadın özgürlükçü sistemin önemli bir sac ayağı olarak oluşturduk. Nitekim HDP’nin mirasını devraldığı siyasi gelenek eşbaşkanlık sistemi ile Türkiye siyaset tarihinde bir ilke imza atmıştır! Sadece parlamentodaki kadın sayısını artırmadık aynı zamanda Meclis’i kadın özgürlük mücadelesinin bir sahnesine dönüştürdük. Bu açıdan eşbaşkanlık sisteminin bir parçası olarak HDP Meclis Kadın Grubu bu meclis için bir devrim niteliğindedir.
Halk iradesine darbe yapmalarının temelinde kadın düşmanlığı var.
İrademizi yok sayanlara en iyi cevabı Amed’de, Van’da, Mardin’de halk verecektir.
Yarattıkları krizi yönetemeyince ‘reform zamanı geldi’ demeleri işledikleri suçların itirafıdır. AKP ve ortağı reform yapacak zihniyette de dürüstlükte de basirette de değildir.
ROJAVA KADIN DEVRİMİ
Bugün kadınlar, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya ve Avrupa’ya Şili’den, Arjantin’e, Meksika’dan Mısır’a, Sudan’dan, İran’a, Polonya’dan Kürdistan’a kadar baskı ve sömürüye karşı durarak yeni bir yaşamın öncüsü olmaya devam ediyor. Rojava’da ve Şengal’de bugün kadınlar kadın düşmanı çetelere karşı demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir yaşam inşa ediyor. Rojava’da inşa edilmiş Jinwar, dünya kadınlarının hayata geçmiş özgürlük ütopyasıdır. Rojava’daki kadın devrimi Ortadoğu’dan bütün dünya kadınlarına ışık saçan bir güneş parçasıdır.
Ve yine ülkemizde de kadınlar bugün itibarıyla, en büyük muhalif güçtür. Kadınlar erkek şiddetine, açlığa, yoksulluğa, faşizme karşı direniyor; demokratik, adil ve eşit bir düzen kurmak için mücadele veriyor. İktidarın kadın mücadelesinin altını boşaltma ve değersizleştirme girişimlerine karşı bugün milyonlarca kadın tek adam rejimine karşı çıkıyor.
‘BİRLEŞİRSEK DÜNYA DURUR!’
HDP, faşizme karşı korkusuzca direnen kadınların partisidir.
Darbe anayasasına karşı halkların anayasasını oluşturacak demokratik yapı kadın ittifakıdır.
İnanın ki kadınlar; bir araya gelirsek, mücadele edersek dünya durur
Haydi kadınlar, bizim olanı bizden çalanlardan alma zamanı! Bizleri dört bir taraftan kuşatan erkek iktidarlara gücümüzü, örgütlülüğümüzü, dayanışmamızı, ittifakımızı gösterme zamanı! Şimdi kadınların zamanı, şimdi bizlerin zamanı! İnanın ki kadınlar, bir araya gelirsek, mücadele edersek dünya durur!
21. yüzyıl kadın mücadelesinin kazandığı yüzyıl olacaktır.
Meclis’teki tüm kadın milletvekillerine sesleniyorum; Meclis’i görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağıralım.”