Öz yönetim direnişlerinde faşist Türk devleti çeteleri tarafından vurulan Cemile Çağırga’nın anne ve babası tarafından cenazesinin bozulmaması için buzdolabına konulmuştu. Anne Emine Çağırga ve baba Ramazan Çağırga o günlere ilişkin Mezopotamya Ajansı’na konuştular.
Anne Emine Çağırga “Cizir” diye seslendiği kızı Cemile’yi anlatırken, “Cizir vurulduğunda ona 3 kez seslendim. Ses vermedi. Son söylemi de ‘ay ana’ oldu” dedi. Çağırga, kızının vurulmasından sonra kınayı çok sevdiğinden eline ve saçlarına kına sürdüklerini belirtti. Cemile’nin katledilmesinden sonra ambulansı aradıklarını ama güvenlik gerekçesiyle gelemeyeceklerini söylediğini vurgulayan anne Çağırga, anlatımlarını şöyle sürdürdü: “Cizir’in cenazesi kokmasın diye buzdolabına koyduk. O günden beri ne zaman buzdolabının kapısını açsak aynı acıyı tekrar tekrar yaşıyoruz.”
Anne Çağırga, sözlerini şöyle tamamladı: “6 yıldır biz bir güzellik görmedik. Baskı ve işkenceler devam ediyor. Biz artık barış gelmesini istiyoruz. İnsanların yürekleri artık yanmasın. Barıştan kardeşlikten daha güzel bir şey yok. Biz ölene kadar da Cemile’nin davasından vazgeçmeyeceğiz.”
1992’de Cudi Mahallesi’ndeki evlerine havan topunun isabet etmesi sonucu 2 kız kardeşi olmak üzere ailesinden 7 kişiyi kaybeden, kendisi de 23 yıl sonra keskin nişancılar tarafından katledilen Cemile Çağırga’nın (10) babası Ramazan Çağırga da 9 günlük yasaklarda yaşananları anlattı. Çağırga, “Ağır silahlarla ateş yapılıyordu, sular ve elektrikler kesilmişti. Yüksek binalarda keskin nişancılar vardı. Kızım Cemile ve çocuklarımız kapının önündeydi. Yapılan ateşle kızım vuruldu. Kızım yaşamını yitirdi ve bizde eve getirdik. Cemile’nin cansız bedenini getirip yıkadık, ellerine kına yaptık” diye anlattı.
Yaşananları dün gibi hatırladığını dile getiren Çağırga, davadan asla vazgeçmeyeceklerini ve sorumlular açığa çıkarılana kadar hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. Çağırga, “Ne kadar haklı olsak da bizi haksız ilan ediyorlar. Biz adı Kürt, dili Kürt olan kimseyi Türkiye’nin kabul etmediğini gördük. Bu zulme, bu haksızlık ve hakarete karşı ne kadar susacağız” şeklinde konuştu.