“Türkiye, Ermenilere yönelik nefret suçları işliyor. Terörist grupların işlediği tüm suçların sorumluluğu Türkiye’dedir.”
Ermenistan’ın Rusya Büyükelçisi Vardan Toğanyan, Türk devletinin 4 bin çeteyi Azerbaycan-Ermenistan krizinde Kafkasya’ya taşıdığını açıklarken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Türk devletinin çeteleri Kafkasya’ya çete taşıdğına ilişkin kesinleşen bilgiler olduğunu, Türkiye’nin konuya ilişkin NATO’ya izahat vermesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası tüm çağrılara rağmen Türk devleti Azerbaycan-Ermenistan krizine müdahil olurken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) verilerine göre, Türk devleti en az bin 450 çeteyi Azerbaycan’a gönderdi ve bölgede ateşkesin sağlanmaması için sürekli olarak gerilim yarattı.
SOHR’un verilere göre bölgede son 28 saatte 26 Suriyeli çete öldürülürken, çatışmaların başından bugüne göre kadar öldürülen çete sayısı bu şekilde 107’ye ulaştı.
‘ULUSLARARASI BARIŞ İÇİN TEHDİT OLUŞTURUYOR’
Konuya ilişkin konuşan Karabağ Gözlemevi Direktörü Artak Baglarian, çetelerin savaşa dahil olmasının büyük tehlike oluşturduğunu ifade etti. Çetelerin sadece Karabağ’ın güvenliğini değil dünyanın güvenliğini tehdit ettiğini söyleyen Baglarian, “Çetelerin savaşlarda kullanılmasının yarattığı ağır sonuçlar bütün dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Fransa, Rusya, ABD ve Minsk grubunun yayınladığı birçok raporda bu sonuçlar açıkça yer aldı. Türk devletinin Karabağ’a çete taşıdığı açık bir şekilde bu raporlara da yansıdı. Türkiye, bu şekilde bölgenin barışına darbe vuruyor” diye konuştu.
Baglarian sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, Ermenilere yönelik nefret suçları işliyor. Terörist grupların işlediği tüm suçların sorumluluğu Türkiye’dedir. Ermenilere yönelik yeni katliamlar gerçekleştirmek istiyorlar. Karabağ askeri güçleri bölgeyi Türk tehdidine karşı korumak için tedbirler alıyor.”
ULUSLARARASI HUKUK BUNA NASIL MÜSAADE EDİYOR?
Artak Baglarian, uluslararası hukukun bu konudaki yorumuna ilişkin şöyle devam etti: “1949 Cenevre Sözleşmelerinin 47. Maddesi, çetelerin militarizasyonuna karşı uluslararası anlaşmadır, 1989’da çıkarılan ve çetelere desteğin ve eğitimlerine ilişkin diğer birçok konuya değinmiş olan başkaca uluslararası belge de vardı.” Artak Baglarian, “Uluslararası hukukla ilgili tüm belgelerin konuya ilişkin ortak görüşü, çetelerin savaş suçlusu olduğunu ve militan veya rehine gibi muamele görme haklarının bulunmadığı, uluslararası hukuka göre hiçbir savaşa katılmalarına izin verilmemesi gerekir. Onlar savaş suçlusu ve uluslararası hukuka göre soruşturulmaları gerekiyor. Bu aynı zamanda terörist grupların militarizasyonunun bir savaş suçu olduğu ve uluslararası toplum tarafından cezalandırılması gerektiği anlamına geliyor” dedi.
‘KARABAĞ VE SURİYE’DEKİ SUÇLAR BENZER’
Newyork Times’ın kamuoyuna sunduğu son raporda, Suriye’de Türk devleti bağlantılı çetelerin işlediği savaş suçlarını, şiddeti ve eylemleri belgelediğini ifade eden Baglarian, “Azerbaycan Türk devletinin yardımıyla bu tür suçları bölgelerimize taşımaya çalışıyor. Dağlık Karabağ ve Suriye’deki olayların benzer olduğu, özellikle de Azerbaycan’da Türkiye’nin desteğiyle işlenen savaş suçlarının aynısı olduğu açıktır” diye konuştu.
‘TÜRK DEVLETİ CEZALANDIRILMALI’
Baglarian, Türk devletinin uluslararası hukuka göre cezalandırılması çağrısında bulunarak: “Türk devleti Suriye ve Dağlık Karabağ’daki tüm savaş suçlarından sorumlu tutulmalıdır. 6 Ekim’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk devletinin insan hakları ihlallerini sona erdirmesi için uluslararası sözleşmelere uymaya çağırarak Türk devleti için geçici tedbir kararı almıştır” diyerek, Adalet Divanı’nın Türkiye’yi uluslararası mahkemede yargılaması gerektiğini söyledi.
Uluslararası topluma insan hakları ihlallerini bildirme ve insan hakları ihlalleri konusunda daha aktif olması gerektiğini söyleyen Baglarian son olarak, “Bölgesel olaylara uluslararası kamuoyu tepki gösterdiğinde, insanlığa karşı işlenen suçlar bütün dünyada durdurulabilir” ifadelerini kullandı.