Demokrasi, halk ve devlet – Kemal SOBE

0
1060

Son yüzyıllarda devlet ve demokrasi kavramları iç içe geçmiş ve birbirinden kopmaz kavramlar haline gelmiştir. Hemen hemen her ülkede bu kavram konuşuluyor, tartışılıyor. Aslında içerik ve öz olarak devlet ve demokrasi kavramları birbirine tam tamına zıttır. Devletin olduğu yerde demokrasi hiç olmaz ya da çok zayıf olur bir maske olarak kullanılır mevcut sisteme toplumsal meşruiyet kazandırmak için. Demokrasi kavramının, işleyiş şeklinin ve toplumsal yaşamdaki yerininin çok eski olup binlerce yıl öncesine dayanır. Günümüze kadar dünyanın hiçbir ülkesinde demokrasi tam olarak hiç bir ülkede yüzde yüz topluma ait bir sistem olarak işlevsel hale gelmemiştir, gelememiştir.

Demokrasi sadece birer maske ve toplumu denetleme aracı olarak kullanılmış, toplum egemenlik altında tutulmuştur. Avrupa ülkeleri bile sadece kapitalizmi devam ettirmek için, demokrasiyi kısmen işlevsel kılmıştır, sınıfsal mücadelenin önüne geçmek için. Dikkat edlirse Avrupa ülkelerindeki sol sosyalist hatta komünist partiler bile mevcut sistemin çizdiği sınırların dışına çıkamıyorlar, sosyal demokratlar zaten burjuvazinin yedek bastonu olmaktan öteye gitmiyorlar. Demokrasinin kısmen olsa bile işlevsel olduğu ülkelerde daha iyi bir mücadelenin olması ve devletin zayıflatılması gerekirken, devlet daha güçlü olup, demokrasi güçleride sistemin yedeğine düşüp çürüme yaşıyorlar.

Bir ülkede devlet ne denli zayıflarsa demokrasi ve halk güçleri de o denli güçlenir sistem üzerinde etkili olur. İnsanların çoğunluğu devletin olmadığı yerde demokrasinin olmayacağını yaşamayacağını ve gelişmeyeceği düşüncesindeler. Bu baştan sona yanlış bir anlayıştır. Tam tersi devletin olduğu yerde demokrasi gelişmez, olmaz, olsada zayıf olur, toplumu sisteme eklemlemek için bir siyasi arguman olarak kullanılır. Nitekim özellikle gelişmemiş ve vahşi kapitalizmin olduğu ülkelerde demokrasi sadece ağızlarda ciklet olarak çiğneniyor. Demokrasi toplumun doğrudan hiçbir siyasi aygıta ve kuruma ihtiyaç duymadan çeşitli komünlerle kendi kendisini yönetmesidir. Demokrasiyi sadece beş yılda bir defa sandığa gidip oy kullanmak olarak bilmek, demokrasiden hiçbir şey anlamamak, demokrasiyi bilmemek demektir. Demokrasi eğerki seçimlerden sonra toplumsal yaşamın kendisi olmuyorsa, orada kesin bir aldatma ve kandırma vardır.

Demokrasi halkın kendisini yönetmesiyse seçenlerin seçilenler üzerinde her konuda etkili olması gerekmezmi, seçilenlerin her konuda halka danışması ve seçenlerin emrine girmesi beraber hareket etmesi gerekmezmi? Millet 2300 lira alırken, vekilin 25000 bin lira maaş aldığı bir sisteme demokrasi diyemeyiz. Çünkü gerçek demokraside millet vekilden daha etkili ve yetkilidir. Ama Türkiye’de millet  vekilin karşısında boynu bükük ve ayakkabısı yırtık karnı aç bir şekilde duruyor. Bir ülkede demokrasiyi sadece yönetenler sözde tartışıyorsa, toplumda siyaseti bilmiyorsa ve politika yapmayı yalancılık olarak biliyorsa, o ülkede demokrasinin d’si bile yoktur.

Türkiye’de politikayı sadece Ankara’dakilerin yaptığı ve topluma nasılda tepeden baktıkları biliniyor. Özellikle Türkiye gibi vahşi kapitalizmin olduğu ülkelerde demokrasi sadece devletin toplumu denetim altında tutma ve sisteme meşruiyet kazandırmak için bir maske olarak kullanıldı, hala kullanılıyor.

Demekki devletin olduğu yerde demokrasi olmaz, demokrasinin olduğu yerde de devlete ihtiyaç olmaz. Kendisini yöneten bir toplumun devlete niye ihtiyacı olsun? Devlet toplumsal yaşamda ne işe yarar? Devlet toplumun başına bela olmuş bir ur gibidir, devletin olduğu yerde her türlü kötülük olur. Devletin olduğu yerde toplum özgür olmaz, köle olur. Devlete ihtiyaç duyan bir toplum köleliğe mahkum olur, devlete ihtiyaç duymayan bir toplum ise daha özgür olur, kendi kendisini yönetir. Demek ki devletin olduğu yerde demokrasi olmaz. Devletin olmadığı, halkın her konuda geliştiği siyasal ekonomik koşullarda demokrasi halkı öz yaşamı olarak hayatın ve toplumsal yaşamın kendisi olur.

Demokrasi halkın kendi kendisini yönetmesiyse, ancak komünalizmde halk kendi kendisini yönetebilir. Kapitalizmde bu güne kadar yapılanlar, demokrasi maskesiyle halkı-halkları kandırmaktan başka bir şey değildir…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz