İmralı Zindanında Önder Apo ve Medya Savunma Alanları’nda gerillalar öncülüğünde büyük bir direniş mücadelesi yürütülüyor. Bu direniş toplumsallaştığı oranda, tüm toplum tarafından kavranıldığında ve gerekleri yerine getirildiğinde hem Önder Apo fiziki olarak özgürleşecek, hem de Kurdistan ve Ortadoğu’da yaşanan sorunlara kalıcı bir çözüm sağlanmış olacaktır.
Önderliğin direniş gerçeğini anlamak ve onunla direnişte birleşmek birçok sonuca yol açacaktır. Öncelikle bilinmelidir ki; Önderlik bir kişi değildir. Önder Apo’nun varlığı Kürt halkının varlığı, esareti halkın esareti, özgürlüğü de elbette halkın özgürlüğü anlamındadır. Kürt halkına nasıl yaklaşıldığını görmek isteyenler Önder Apo’ya yaklaşıma bakarak gerçeği kavrayabilirler. Önderliğin durumu halkın durumudur. O işkence altındaysa ise halk işkence altındadır, o direniyorsa halk direniştedir. O kazanınca halk kazanır. Bu anlamıyla şu an da İmralı’da uygulanan sistem, bir insana değil tüm halka uygulanmak istenen bir yok etme, bir soykırım sistemidir. Bu soykırıma karşı zindanda, dağlarda, sokaklarda direnmek demek, Önderlikle bütünleşmek, direnişte birleşmek demektir.
Önder Apo, devrimci sosyalist yaşamı kendisinde ve halkta bir kültür haline getirirken, Kürtler kadar tüm Ortadoğu halklarını da özgürleştirmeyi esas aldı. Önder Apo’nun gerillası sadece Kürtleri değil tüm toplumu savunmak için dağlarda ve sokaklarda faşizme karşı direniyor. Türk devleti ve kapitalist dünya, onun sermayecileri ve savaş lobileri elbette Önderlik çözümünü istemez. Önderliğin çözümü demokratik çözümdür. Önder Apo’nun özgürlüğü demokratik çözümün özgürlük temelinde hayata geçmesidir. AKP-MHP iktidarı herkesi geçti, yıktı ama Önder Apo karşısında başarısız oldu, PKK karşısında kazamadı. AKP-MHP faşist iktidarı Ortadoğu’da hegemonya haline gelmek isterken, Kürt halkının çelikten iradesiyle tam anlamıyla duvara toslamıştır. Bitirdik dediği PKK Ankara’da karşısına çıktığında deliye dönmüş, kırmızıyı görmüş boğa gibi oraya buraya saldırmıştır.
ÖNDER APO VE GERİLLA TÜM ORTADOĞU’YU CANI PAHASINA SAVUNUYOR
Bütün dünya biliyor ki, Önder Apo’nun ve Kürt toplumunun varlığı-özgürlüğü sağlanmadan dile getirilen bir çözüm, yalandır ve kandırmacadır. Kürtler DAİŞ’e karşı savaşında da gösterdi ki; bu halk sadece kendisi için mücadele etmiyor. Önder Apo da artık sadece Kürt halkının değil tüm insanlığın önderi olmuştur. Önder Apo’ya özgürlük kampanyası ve her halktan gençlerin PKK’ye katılması, dünya gençliği konferansı bunun somut ifadeleri olmuştur. Bugüne kadar Tayyip Erdoğan Türkiye siyasetinde herkesi kullanıp attı. Ergenekoncuları, Fethullah Gülen’i, DAİŞ’i hatta bugünlerde Hamas’ı, Filistin’i dahi kullandı. İşin gerçeği Kürtleri de kullanmak istedi. Önder Apo ve gerilla direnişiyle buna izin vermedi. Çünkü Önder Apo herhangi biri değildir. Önder Apo bir halk önderidir. AKP ve Erdoğan herkesi kullanmak isteği gibi Kürtleri kullanamaz. Önder Apo ve gerilla Kürt halkı başta olmak üzere tüm Ortadoğu’yu canı pahasına savunmaktadır.
Ortaya çıktı ki, PKK dışında kimse AKP ve Erdoğan’ı deviremez. Bu Kürt halkı ve Ortadoğu toplumlarının önündeki en büyük görevdir. Bu olmadan özgürlük çok zordur. Önder Apo ve onun devrimcisi olmadan, AKP ve Erdoğan’ı tarihin çöp sepetine atamayız. Önderliğin yaşamını yaşamımızın odağı haline getirmeden, saldırılara yanıt veremeyiz. Direnerek kazanmak için Önder Apo ile birleşmek ve hareket etmek gerekir. Bugün AKP, artık politika yapamaz hale gelmişse bu Önder Apo’nun direnişi ve bu direniş kültürünün Kürt halkının yaşamında öncelik haline gelmesiyle olmuştur. Kürt halkı Önderliği gibi direnme iradesi göstererek kazanmış ve kazanacaktır. Direnmek ve savaşma iradesini büyütmek, devrimi büyütmektir. Kurdistan devrimini Ortadoğu’ya yaymadan, Demokratik Ortadoğu devrimini geliştirmeden AKP ve Erdoğan durdurulamaz. Önderliğin ideolojik, politik ve pratik uygulayıcı olmak, Demokratik Ortadoğu devriminin öncülüğünü yapmak anlamına geliyor.
PKK öncüğünde ortaya çıkan direniş, Ortadoğu’yu da oldukça değiştirmiştir. Ortadoğu’da her ülke değişmiştir. Öncelikli olarak Türkiye’nin stratejik ve jeo-politik önemi ortadan kalmış, köhnemiş ve 100 yıl sonucunda tasfiye edilmiş bir Türkiye gerçeği ortaya çıkmıştır. Aynı zaman da geçen yüzyılda tarihi fırsatları kaçırmış ve büyük acılarla yüz yüze kalmış halklar için tarihi bir fırsat yaratılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti 100 yıl sonunda bir fiyasko ile karşı karşıya iken Önder Apo’ya Özgürlük, Kurdistan’a Çözüm hamlesi ile demokrasi mücadelesi açısından devrimin Ortadoğu düzeyine yükseltilmesi durumuna ulaşılmıştır. Bu ideolojik ve politik durumda Rojava’da başlayan özgürlük devriminin tüm Ortadoğu’da yaşanması mümkün hale gelmiştir. PKK ve halkımız DAİŞ’i yenerken, Ortadoğu’nun pratik devrimci konumuna ulaşmış ve yeni bir seçenek olarak dünya halklarından büyük ilgi toplamıştır. PKK Ortadoğu’da her ülkede gericiliğe karşı büyük bir mücadele verirken, bu topraklarda özgür geleceği yaratacak yegane güç olarak da kendini büyütmüştür. Önderliği, gerillası ve halkıyla, büyük emekler ve bedeller vererek kültürü, demokrasisi ve siyasetiyle yeni bir çağın öncüsü olduğunu ispatlamıştır.
Bu bakış açısıyla Önderliğin özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için devrimi büyütmeli ve tarihi sorumluklarımıza sahip çıkarak, yeni ve özgür bir Ortadoğu’yu yaratmak için gece gündüz çalışmalıyız. Unutmayalım ki; Ortadoğu devriminin özü, PKK’nin on yıllarca süren mücadelesinin kalbinde saklıdır.
Ekin RONÎ