Dilimiz, Kürtlüğümüz ve Evrenselliğimiz – Dılzar DİLOK

0
939

Bugün Kürt diline dil bilimcilerin yaptığı katkı büyük olmakla birlikte, bir zayıflık olarak duran parçalılık, bireycilik, aydın hastalıkları, Kürt dilini ilkel milliyetçiliğin hamiliğinde ele alan zihniyetin kurumsal ve pratik yansımaları, Kürt dilinin gelişmesinin ve kurumsallaşmasının önünde büyük engeldir.

Biz Kürtler müstesna bir halkız. Batı aksanıyla Kürtçe konuşan, kendini siyasal-yaşamsal olarak Kürtçe ifade eden İspanyol, Alman, İngiliz ya da başka halklardan-ülkelerden insanları görünce gönlümüz hoş oluyor. Böyle durumlarda Kürt olmanın dünya insanları tarafından kötü görülmediği, suçlu, terörist görülmediği hatta örnek alınacak bir topluluk olduğu hissini yaşıyoruz. Bir anlamda ezilen olmadığımızı görüyoruz. Enternasyonal kimliği olan kadınların, gençlerin Kürtçe öğrenerek yeni enternasyonal tanımına ulaştıklarını farkediyoruz.

Ancak kendimiz Kürtçe konuşma, Kürtçenin toplumsal-kurumsal bir dil olarak statü kazanması, yeni özgür Kürtlük temelinde Kürt olarak varolma ve bunu toplumsallaştırma konusunda aynı duyarlılığı göstermediğimiz gerçeğini de, benliğimize zincirlenmiş bir ceset gibi gittiğimiz yere götürüyoruz. O cesetten kurtulmanın arayışlarını, çabasını yeterince gösteremiyoruz. Bir yandan dilimize dair güzelleme yaparken diğer taraftan dilimizle birlikte oluşan toplumsallığımızı kurumlaştıramıyorsak, dilimizi ev içi sınırlarında ya da resmiyetlerin sınırlayıcılığından öte düşünemediğimiz sürece, dilimizin vitrinlik konuma düşmesinden bizler sorumlu olacağız. Aslında suçlu olacağız.

Bu kötümser olasılık kadar iyimser olasılıklar da var. İngilizcenin tüm dünyada ikinci dil olarak benimsenmesi gerçeğini sarsacak dönemlere kapı aralayacak düzeyde bir mücadele içinde olduğumuz da bir gerçek.

Önder Apo’nun ideolojisi, paradigması, özgürlük arayışçısı, özgürlük mücadelecisi dünya insanlığı tarafından örnek alınıyor. Bunun çıkış kaynağı olan Kürdistan ve Kürt dili de, Kürtlerin bu mücadelenin öncü örgütlenmesini yaratmalarından dolayı örnek alınıyor. Dünyanın birçok yerinden özgür yaşam arayışında ve çağını aşma iddiasında olan birçok değerli şahsiyet, Önder Apo’yu tanımak, Onun felsefesini öğrenmek için, Önder Apo’nun yarattığı değerlerin toplandığı Özgürlük Hareketini tanımak için Kürtçe öğreniyor. Birçok Avrupalı değerli insanın ikinci ya da üçüncü dilinin Kürtçe olması yeni bir enternasyonal dalganın, Ortadoğu eksenli, Mezopotamya eksenli, Kürdistan eksenli, Önder Apo felsefesiyle geliştiğini gösteriyor.

Bu gelişmelere hakkını vermek ve doğru yorumlamak için tarihe bakmak faydalı olacaktır.

Tarihte kimi egemen ülkelerin istihbarat ve sömürü amaçlı üyeleri dışında kendi dilinin yanında Kürtçeyi öğrenenler bazı nadir tarihçiler olmuştur. Önder Apo’nun Önderliksel doğuşuna ve PKK’nin Ortadoğu’da öncü demokratik ulus gücü olmasına kadar Kürdistan’a gelip Kürtleri tanımak, Kürt dilini öğrenmek isteyenler sadece Kürtleri sömürmek, ezmek, parçalamak isteyenlerdi. Sömürmek için onları tanımak, egemenleri karşısında daha fazla pazarlamak, kullanmak için Kürtleri tanımaya eğilmişlerdi. Kürtlerin Ortadoğu’daki stratejik konumunu bilen ancak bu stratejik konumu, ezilen statüsünü sürdürme temelinde bölge egemen devletleri karşısında kullanmak için Kürtçe öğrenmişlerdi. Ancak bugün, bu mutlak durum kırılmıştır. Bu kırılma noktası, Ortadoğu’nun olduğu kadar Batı hegemonyasının da kırılma noktasıdır.

Bugünün farkı budur. İstihbarat ya da sömürü amacı olmayan, sömürü karşıtı, egemenlik karşıtı olan devrimci, özgürlükçü örnek insanlar Kürtçe öğreniyor. Kürtçe konuşuyor ve kendi ülkesindeki özgürlük mücadelesini Kürtçe ile yeni bir forma kavuşturuyor, Önder Apo’yu ve Kürt toplumunu tanıyor, kendi mücadelesini Kürtçe aracılığıyla evrenselleştiriyor. Bu anlamda, Önder Apo sayesinde Kürtçe, dünya insanlığının kendilerini, kendi dilleriyle ifade etmenin yetmediği özgürlük mücadelesinin dili oluyor.

Önder Apo’nun Kürtçeye yaptığı bu katkıyı hiçbir dil bilimci yapmamıştır. Şüphesiz dil bilimcilik, anadilde yazın geliştirmek çok önemlidir. Öykü yazmak, dil eğitmeni olmak, dili konuşmak, bunda inat etmek, romanlar yazmak ve dili yaşatmanın mücadelesini vermek büyük ve kutsal bir çabadır. Ancak Önder Apo’nun Kürtçeye yaptığı katkı Kürtçeyi Kürdistan dışına taşıyarak evrenselleştirmek olduğundan katkısı benzersizdir. Hem bir halkın özgürlük destanını yazıyor, hem tercümesini yapacak insanları yaratıyor, hem öğretip konuşturuyor hem anlattırıyor.

Bugün Kürt diline dil bilimcilerin yaptığı katkı büyük olmakla birlikte, bir zayıflık olarak duran parçalılık, bireycilik, aydın hastalıkları, Kürt dilini ilkel milliyetçiliğin hamiliğinde ele alan zihniyetin kurumsal ve pratik yansımaları, Kürt dilinin gelişmesinin ve kurumsallaşmasının önünde büyük engeldir. Öyle ki, Kürtçeyi belli ölçüde öğrenenlerin dahi bunu tasarruf ve kişisel kabullerini kurumsallaştırma aracına yönelen bireyciliği, yeni kuşakların Kürtçe öğrenmesini de zorlaştırıyor. Bölgesel farklılıklar, dilin zenginlikleri ya da lehçeler-şiveler farkından öte bir parçalılık, bireycilik ve kendine görecilik yaşandığı açıktır. Zira toplumsal farklılıklar bir tarihsel toplum geleneğine dayanmaktadır ve zenginliktir. Ancak bireysel farklılıklar güne odaklanan bir bireyciliği büyütmekten başka bir amaç gütmemekte, hatta biraz ötesi, ilkel milliyetçiliğin hizmetine girmektedir. Böyle bir durumda, dilin doğal gelişim seyri de kırılmalara uğruyor, soykırım uygulamaları karşısında Kürt dilinin güçlü konumlanması zorlaşıyor.

Bu anlamda Kürdistan Özgürlük Hareketinin, özgür Kürt basıncılığının Kürt diline yaptığı katkı büyüktür. Birçok kuşak anadilini bu yayın araçlarından öğrendikleriyle tamamlamış ve toplumsallaştırmıştır. Birçok Kürt, Kürtçenin farklı lehçelerini bu yayın araçlarından tanımış, yabancılığını ve parçalılığını kırmış ve ulusallaşmaya doğru adımlar atmıştır. Bugün bu adımların büyütülerek kurumsallaştırılmasına çok daha fazla ihtiyaç vardır.

Bu anlamda Başûr Kurdistan’da Kürtçe konuşulup eğitim görülmesine rağmen Kürtçe gelişmiyor ve dünya dilleri arasına giremiyor. Tam tersine Başûr Kurdistan halkımız, gençler somutunda İngilizceye özendiriliyor, meslek kazanma-hayat kurtarma denilen tanımlamalar ingilizce öğrenmeye odaklanıyor ve Kürtçeye sevgi azalıyor, Kürtçe giderek daraltılıyor. Latincenin bilim dili olması kadar bugün toplumsallığının olmayışı kötü örnek olarak karşımızda durmaktadır.

Kürtçenin tarihselliği kadar güncelliğini zenginleştirmeye, toplumsallaştırmaya ve kurumsallaştırmaya ihtiyaç vardır ve Rojava Kürdistan’daki anadilde eğitim yapılması, devrim içinde devrim denilecek düzeyde bir gelişmedir. Bu uygulamayla Kürtlerin xwebûn olmasının adımları atılmış, Araplaştırma temelinde geliştirilen soykırım durdurulmuş ve Kürtlerin kendi toplumsallıklarını inşa etmesinin büyük bir adımı atılmıştır. Bu devrimlerin tüm parçalarda gerçekleşmesi, dili konuşmak kadar toplumun kendisini yönettiği demokratik sistemlerin kurulması ve ulusallaşmanın kendi toplumsallığını inşayla içiçe geliştirilmesi Kürtler için tek yaşama formu olacaktır. Kürtlerin kendi toplumsallıklarını demokratik temelde gerçekleştirmesiyle demokratik uluslaşma başlar. Bunun dışındaki tüm yaşam ve sistem biçimleri, Kürt dilini giderek sınırlara hapsetmekten ve Kürtleri köleleştirmekten kurtaramayacaktır.

Dilzar DİLOK

Yeni Özgür Politika

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz