HDP’ye yönelik siyasi soykırıma dünyanın her yerinden tepkiler gelmeye devam ediyor. Almanya’dan Avrupa Parlamentosu’na, Kıbrıs’tan Endonezya’ya kadar partiler, HDP ile dayanışma mesajı verdi.
Almanya’dan Sosyal Demokrat Parti ile Yeşiller Partisi, Avrupa Parlamentosu Sol Grubu, Endonezya Halkın Demokrat Partisi ve Kıbrıs AKEL, siyasi soykırıma karşı HDP’yle dayanışma mesajı verdi.
‘IŞİD SALDIRILARI PROTESTO EDİLMİŞTİ’
Alman Federal Hükümeti ortağı olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) adına açıklama yapan Federal Parlamenter Dietmar Nietan, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de muhalefete yönelik gerçekleşen son gözaltı dalgasını kınıyorum. Geçmişteki keyfi gözaltı ve tutuklamalara baktığımızda bu son gözaltıların da siyasi motivasyonlu olduğu ve HDP’yi yıldırmayı amaçladığı görülüyor. Türkiye’deki bu keyfi gözaltılar artık sona ermelidir. Gözaltına alınanlar Ekim 2014’teki Kobani protestolarını yönetmekle suçlanıyorlar. O sırada Kobanê kentine düzenlenen IŞİD saldırısına ve Türk rejiminin terörist birliklere süren desteğine karşı insanlar protesto gösterisi yapmıştı.
HDP, o dönemde yaşanan şiddetli çatışmaların arka planına ışık tutulması için yıllardır meclis soruşturma komisyonu kurulması çağrısında bulundu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidar partisi bu talepleri reddetti. SPD olarak HDP ile dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
YEŞİLLER’DEN DAYANIŞMA MEKTUBU
HDP’ye yönelik saldırılara daha önce yaptığı açıklama ile tepki gösteren Alman Yeşiller Partisi, bir dayanışma mektubu yayımladı. Eş genel başkanlar Annalena Baerbock ve Robert Habeck, Genel Sekreter Michael Kellner, Eş Genel Başkan Yardımcısı Jamila Schäfer, Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Sözcüsü Ricarda Lang ve Parlamento Grubu Başkanı Marc Urbatsch imzalı dayanışma mektubunda şöyle denildi:
“HDP’li muhalif politikacıların Türkiye’de gözaltına alındığını büyük bir endişe ve kaygıyla öğrenmiş olduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine muhalif olanlara karşı adalet ve hukukun üstünlüğü prensibini değil, tam aksine baskıyı ve susturmayı esas almaktadır. Bu tutuklamalar gösteriyor ki rejim yine acizlik içinde ve nafile çabalarla eleştirel sesinizi kısmaya çalışmaktadır.
Muhaliflere ve HDP’ye karşı yürütülen bu otokratik siyaseti ve gerçekleştirilen bu baskıları en şiddetli şekilde kınıyoruz. Ayhan Bilgen, Ali Ürküt, Nazmi Gür, Can Memiş, Sırrı Süreyya Önder, Alp Altınörs, Ayla Akat Ata, Altan Tan, Emine Ayna ve demokrasi-adalet bayrağını yükseklerde tutan diğer HDP’li tüm arkadaşlarla dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Türkiye’de mücadele eden bütün demokratik güçlerin yanındayız!”
‘TÜRKİYE GİDEREK KÖTÜLEŞECEK’
Avrupa Parlamentosu’ndaki sol grup olan Avrupa Birleşik Solu-İskandinav Yeşil Solu’nun (GUE/NGL) açıklamasında ise “Türkiye hükümetini, demokratik muhalefete yönelik baskıyı bir an önce sona erdirmeye ve siyasi tutukluları serbest bırakmaya çağırıyoruz. Gözaltıların gerekçesi gülünç olmanın ötesinde. Türkiye yargısı, gözaltına alınanları Ekim 2014’te Türk güvenlik güçleri tarafından şiddetle bastırılan ve çok sayıda kişinin öldürüldüğü gösterilerden sorumlu olmakla suçladı. Bu gösteriler, o zamanlar IŞİD tarafından kuşatılmış olan Kobanê halkıyla dayanışmak için yapılmıştı” denildi.
“Bu tutuklamalar hukukun üstünlüğü ilkesi altında haklı gösterilemez ve hatta keyfidir ve siyasi saiklerle yapılmıştır” vurgusunda bulunulan açıklamada, şunlar da kaydedildi:
“Erdoğan rejimi, HDP’yi kriminalize etmeye ve Türkiye’deki demokratik muhalefeti bölmeye çalışmaktadır. Bu gelişmeler, Türkiye’nin ekonomik durumu her geçen gün kötüleşirken olmaktadır. Yoksulluk ve işsizlik hızla artıyor, Türk lirası serbest düşüşte ve ülkenin döviz rezervleri tükendi. AKP ve Erdoğan tarafından temsil edilen siyasal İslam ile MHP tarafından temsil edilen aşırı sağ milliyetçiliğin koalisyonu giderek seçmen kaybederken, geniş bir parti ittifakı kurma olasılığı ise artmaktadır. HDP’nin dengeyi bozmada önemli bir rolü vardır. Bunun olmasını önlemek ve iktidarını korumak için Erdoğan Türkiye’de HDP ile her türlü siyasi iş birliğinin gayrimeşrulaştırıldığı bir siyasi atmosfere ihtiyaç duymaktadır.
Bu gözaltılar konusunda çok endişeliyiz. Siyasi olarak hesaplanmış bu adım, Türkiye’deki demokratik muhalefete yönelik baskının kapsamının giderek artacağını gösteriyor. Önümüzdeki birkaç gün içinde, Ekim 2014’te parti liderliğinde yer alan mevcut HDP üyeleri hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılması amacıyla yeni işlemlerin başlatılması çok muhtemeldir. Avrupa Komisyonu, Erdoğan’ın Doğu Akdeniz’deki krizi müzakere etme istekliliğini Türkiye’deki artan baskıdan dikkati dağıtan bir unsur olarak görmemelidir. Sivil ve demokratik muhalefetin susturulduğu ve baskı altına alındığı bir gidişat, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmeyecek, aksine daha da kötüleştirecektir.”
KIBRIS AKEL: YANINIZDAYIZ
Kıbrıs’tan AKEL Merkez Komitesi de şu açıklamayı yaptı:
“Partinizin yönetici ve üyelerinin gözaltına alınması nedeniyle size tam dayanışmamızı gönderiyoruz. Bu, Türkiye’deki ilerici muhalefetin ve aynı zamanda komşu Suriye’de IŞİD’in saldırılarına Türkiye’nin verdiği desteğe karşı mücadele edenlerin seslerini kısmak için Erdoğan’ın otoriter rejiminin ortaya koyduğu bir başka çabadır. Bu son gelişme eski eş genel başkanlarınızın, milletvekillerinizin, belediye başkanlarınızın ve yerel temsilcilerinizin de arasında olduğu binlerce siyasi tutuklusu olan partinize yönelik bir başka saldırıdır. AKEL olarak, Erdoğan’ın politikalarına muhalif düşünceleri ya da siyasi inançları nedeniyle Türkiye hükümeti tarafından mağdur edilmekte olan tüm ilerici güçlerin yanındayız.”
ENDONEZYA’DAN MESAJ: HDP’Lİ KARDEŞLERİMİZİ DESTEKLİYORUZ
Endonezya Halkın Demokrat Partisi (PRD) ise şunları belirtti:
“HDP’nin yönetici ve üyelerinin Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından gözaltına alınmasını şiddetle kınıyoruz. Gözaltı gerekçesi Erdoğan rejiminin hem siyasetçilere, gazetecilere, hak savunucularına, sanatçılara hem de genel olarak Türk halkına karşı anti-demokratik eylemlerinde hep kullandığı manipülatif bahanelerdir. Endişemiz, Türkiye’nin hükümetin isteklerine uymayan herhangi bir siyasi düşünce için büyük bir hapishane haline gelmesidir. HDP üyeleri, Türkiye parlamentosunda en büyük üçüncü parti olan yasal bir partinin üyeleridir, sürekli hapis ve tehditlere maruz kalan suçlu muamelesi görmeyi hak etmiyorlar. Bunun Erdoğan yönetiminin anti-demokratik eylemlerinin, sadece HDP’nin Türk halkının gönlünü fethetmeye başlayan alternatif bir parti olarak ortaya çıkmasından duyduğu korkuyu gösterip gösterdiğini merak ediyoruz.
Türk devletinin ve hükümetinin ülkesinde egemen olduğunu biliyoruz. Ancak Türkiye, dünyada yalnız değildir. Türk devleti, evrensel insan haklarını tanıyan dünya toplumunun bir parçasıdır. Tıpkı Amerika Birleşik Devletleri ve diğer yerlerdeki ırk ayrımcılığına ve şiddete karşı dünya nasıl sesini yükseltiyorsa, bugün dünya kesinlikle Erdoğan yönetiminin kötü davranışlarına karşı da sözünü söylüyor. Bu nedenle, Endonezya Cumhuriyeti hükümetinden, siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep etmesi ve tüm anti-demokratik eylemleri durdurması için Türkiye’nin büyükelçisini derhal çağırmasını istiyoruz. Daha adil, daha demokratik, barışçıl bir Türkiye ve dünya için mücadeleye devam etmeleri için HDP’deki kardeşlerimizle dayanışma ve desteğimizi ifade ediyoruz.”