Dünyayı sarsan özgürlük kelebekleri

0
258

ELİF AKGÜL ATEŞ

Evrenin olasılıklar ve belirsizliklerle dolu olağanüstü döngüsü, kaotik eksende cereyan ediyor. Maddenin Quantum olarak tanımlanan mikro düzeyinde, sihirli bir şekilde devinen atomaltı parçacıklar, onu var eden, ona ruh veren örgüde birer ilmek gibidirler. Adeta bir makinenin dişlileri gibi. Bu döngüde her şey, her an büyük değişim ve dönüşüm potansiyeliyle birbiriyle ilişki içindedir.  

Fizikçi Edward N. Lorenz Quantum bilimi ışığında geliştirdiği ‘Kaos Teorisi’ni, doğrusal olmayan, karmaşık, öngörülemeyen olaylar olarak tanımlamaktadır. Buna göre Kaos süreçleri, çok sayıda olasılık ve belirsizliklerle örülüdür. Kaos sisteminde, dünyayı şekillendiren değişikliklerin bir iç mantığı vardır. Düzensizlik düzenin bir parçasıdır. Düzenden düzensizlik, düzensizlikten düzen oluşabilir. Şimdiki durumunu etkileyen etmenler, geçmişte olan etkilere bağlıdır. Bu da sistemin zaman içinde evrimleşmeyi içerdiğinin kanıtıdır. Sistemde var olan aşırı dağınıklıkta, enerji boşalması ile sürüklenme hakimdir. Başlangıç ve kırılma noktaları oluşunca, bu süreç özgür hareketlerle doğal akışla kendiliğinden gerçekleşir. Geri bildirimler sayesinde kendi düzenlerini sürdürür. Bu durum, sistemin bir nevi kendi kendini örgütlemesi olarakta tanımlanmaktadır. 

David Bohm, tesadüf ve olasılık olgularının nitel sıçramaları mümkün kıldıkları savunusunu şöyle tanımlıyor: “Yeterli bir süre verildiğinde tesadüf, şeylerin her türlü kombinasyonunu olası ve hatta gerçekte kaçınılmaz kılar. Tersinmez süreçleri ya da bir sistemi tesadüfi dalgalanmaların etkisinden kurtaran gelişim çizgilerini harekete geçiren bu kombinasyonlardan biri eninde sonunda kesin gerçekleşecektir. Bu nedenle, tesadüfün etkilerinden biri, nitel olarak yeni gelişimin çizgilerinin başlamasını mümkün kılacak şekilde ‘şeyleri kımıldatmaya’ yardım etmektir.”

Toplumsal işleyiş süreçleri de, tıpkı evrende makro ve mikro düzeyde var olan kaotik süreçler gibi, belirsizlik ve olasılıklarla örülüdür. Bu bağlamda Kaos süreçleri, evrenin döngüsünün bir parçası olan insan ve toplumların doğasında da, zincirleme bir reaksiyon şeklinde varlığını sürdürür. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Kaos süreçlerini aynı zamanda insan doğasında yaşanan kargaşa ve bunalım devreleri olup, toplumsal devrimlerin filizlenişlerine gebe süreçler olarak değerlendirir. Quantum dünyasında sezgisellik temel ilkedir. İnsanın doğru bir tercih ve kararlaşmada bulunma süreçelerini etkileyen duyu ve sezgileridir der. Bu süreçler toplumda nitel değişimin de tohumlarını atar. Dolayısıyla içinde sayısız olasılığı barındıran toplumsal kaos süreçlerinde, niceliğin niteliğe dönüşümü, toplumsal değişim süreçlerinin temel işleyişinde yansıma bulur. 

    • Kürt Özgürlük mücadelesinin en zorlu, kaotik süreçlerinde mücadele öncülerinin büyük eylemsel çıkışları, toplum üzerinde Kelebek Etkisi yaratarak, mücadelenin rotasının aydınlanmasında, yeni bir devrimsel aşamaya sıçramasında büyük etki yaratarak, özgürlüğün sembolu olmuşlardır.Kaosta kelebek etkisi

Kelebek etkisi, Quantum teorisinin belirsizlik ve öngörülemezlik ilkesine dayanır. Belirsizlik İlkesi, başlangıç koşullarının detaylarıyla bilinmesinin mümkün olmamasından dolayı, karmaşık sistemin nihayi sonuçlarının bilinemeyeceğini ifade eder. Çünkü sistemleri oluşturan parçacıkların davranışlarını belirlemek mümkün değildir. Dolayısıyla Kaos bir nevi sürprizler bilimi olarak değerlendirilmekte. 

Fizikçi Edward N. Lorenz, hava durumu tahminini modellemek için yaptığı bir deneyde, başlangıç verisini 0.506127 yerine, 0.506 olarak girdiğinde, çok farklı bir sonuç oluşması olayını Kelebek etkisi olarak tanımlar. Lorenz’in, bilgisayar dünyasında tanımladığı Kelebek etkisi, bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin, büyük ve öngörülemez sonuçlar doğuracağını belirlemektedir. Bu süreçlerde parçacıklar domino taşı gibi çevrelerindeki tüm diğer parçacıkları hareketlendirip, büyük dönüşümler yaratabilmektedir. Bu tezini toplumsal işleyişle örneklendirmekte ve bunu matematiksel formatla ispatlamaktadır.

Bu durumu Meksika’da uzay –zamanın isabetli noktasında kanat çırpan bir kelebeğin, Çin’de bir kasırgaya neden olabileceği şeklinde ifade etmektedir. Bu süreçleri etkileyen etmenler çok büyük olabildiği kadar, hiç hesapta olmayan küçücük bir etkende olabilmekte. Bu durumlarda kaotik süreçlerde hiç beklenmedik patlamalarla sıçramalar yaşanabilmektedir. 

‘Özgür olma istemi doğanın özünde vardır’ 

Quantum evreninde var olan ve hiç bir etkinin, gücün sınırlayamadığı dizginlenemez özgür devinim, evrenin bir parçası olan insanın doğasında da bir hakikat olarak var olduğunu kanıtlamaktadır. İnsan dünyası da özünde taşıdığı bu enerji döngüsü, onun özgürlük arayışının dizginlenemezliğini ifadelendirmektedir. 

Dünya üzerinde tüm ezilenlerin mücadele tarihlerinde, onları özgürlük arayışına akıtan öncü kahramanlar olmuştur hep. Tarihte tüm toplumsal hareketlerin gücü, onları bir arada tutan bireylerin, birbirine güçlü bağlarla bağlı birlikteliğinden doğmuştur. Bunlar, güven, şeffaflık, dürüstlük, cesaret, fedakarlık, hesapsızlık, kolektif irade ve dayanışma birlikteliğin ruhunu şekillendirmektedir. Bu birlikteliğin yarattığı sinerji, toplumsal değişimin dönüşümün de dinamizmini belirler.

Bu dönüşümde, insanlığın gelişiminde büyük rol oynayan ve büyük toplumsal devrimleri yaratmada öncü karakterler belirleyici olmuştur. Bunlar, toplumların özgürlük çığlıklarını sembolize eden doğal liderleridir. Tarihin akışını yönlendiren bu önder kişiliklerin, tıpkı atomaltı dünyasında var olan parçacıkların o özgür devinimi gibi, ruhlarında dizginlenemez özgürlük arayışı cereyan eder. Tarihsel süreçlerde gerçekliği hesapsız en rafine haliyle yakalayabilen, büyük engelleri beklenmedik bir şekilde aşmayı başaran insan modelini oluştururlar. Evreni, toplumları, tarihi, sistemleri bir bütün olarak sorgulayarak, eskinin olumsuzluklarını mahkum edip, yeniyi yaratma, mücadelelerinin odağını oluştururlar. Ütopyaları, arayışları, inançları ve idealleri uğruna mücadele ederken, sıradanlığın ötesinde bir gerçeklikle hayattaki varlıklarını sürdürürler. Farklılıkların sentezi olan çok renkli kişilikleri, onları toplumun gözünde olağanüstü bir konuma getirirken, kitleleri adeta hipnotize ederek peşlerinden sürüklerler. 

Toplumsal değişime gebe süreçlerin devrime evrilmesinde bir kelebek etkisi yaratabilen bu toplum önderleri, tarihin gidişatını belirledikleri gibi, kaotik süreçlerde gerçekleştirdikleri olağanüstü çıkışlarıyla, büyük toplumsal dönüşümleri yaratarak, insanlığın gelişiminde büyük rol oynarlar. Spartaküs, Lenin, Kürt Özgürlük Hareketi Önderi Abdullah Öcalan böylesi önderlerdir ve halkların özgürlük tarihlerine damgalarını vurmuşlardır.

Kürt Özgürlük mücadelesinin en zorlu, kaotik süreçlerinde mücadele öncülerinin büyük eylemsel çıkışları, toplum üzerinde Kelebek Etkisi yaratarak, mücadelenin rotasının aydınlanmasında, yeni bir devrimsel aşamaya sıçramasında büyük etki yaratarak, özgürlüğün sembolu olmuşlardır. Mahsun Korkmaz, Hakki Karer, Mazlum Doğan, Kemal Pir’in direniş pratikleri, bir bütün olarak tüm mücadele alanlarında kitleler üzerinde büyük etki yaratarak, devrime motive etmiş, özgürlük mücadelesinin rotasının belirlemiştir. Bu direniş çizgisinin takipçisi Zîlan, Berîtan ve Arîn Mîrkan’ın şahsında yükselen özgürlük savaşçılarının çıkışları, genel mücadele üzerinde Kelebek Etkisi yaratmış, Ortadoğu’nun o karanlık bağrını delerek özgürlüğe kanat çırpmıştır. 

Bugün yeryüzünde milyarlar, Özgürlük Gerillalarının bu ruh ve şiarla yükselttikeleri destansı direnişleriyle, Ortadoğu’nun karanlıklara büründürülmüş despot sisteminin bağrını deşen Rojava Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü sistem modelini izliyor hayranlıkla. 

‘Mazlum halkların direniş meşalesi’

Roma Tre Üniversitesi’nden Prof. Federica Giardini, faşist Türk devleti ve uzantısı IŞİD çetelerinin Efrîn işgali sırasında, Rojava’da gösterilen fedai, onurlu direnişe olan hayranlığını şöyle dile getiriyordu: “Rojava’yı savunmak, işlenen zulme karşı dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi, Ortadoğu’da da her gün direnenleri savunmak anlamına geliyor. Milyonlarca aktivist, düşünür ve akademisyen açısından, Kürt siyasi kültürü, gündelik yaşamın içinde kültürler-arasılığın, farklı ve adil toplumsal cinsiyet ilişkilerinin ve yeryüzüne saygının geliştiği, devletsiz bir özerklik, kendi kaderini tayin, doğrudan demokrasi ve patriyarka ile mücadeleye dayalı olarak farklı bir toplum tahayyülü ve inşasının yeni bir yolu olarak en ön sırada yer aldı. Kürt halkına yönelik bu şiddetli ve şoke edici saldırı, hepimizin alternatif yaşam umutlarımıza yönelik bir saldırıdır; dünyanın dört bir yanında yükselen öfke ve dayanışma, Rojava örneğini sahiplenme ve izleme kararlılığımızın nişanesidir.” 

Yine çok sayıda grup ve halktan oluşan Enternasyonalist Özgürlük Taburu, “Rojava devrimi, başta Türkiye olmak üzere, çevre ülkelerinin güç dengelerini altüst etmiş ve etkisi her geçen gün daha da büyüyen dünya devrimlerinin kalbi, mazlum halkların direniş meşalesi haline gelmiştir” çağrısıyla haykırıyor dünyaya.

Özgürlük Gerillaları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlük felsefesi ışığında, evrenin, doğa bilimlerinin, sosyal bilimlerin, sanatın, felsefenin, inanç sistemlerinin çok boyutlu çözümlenişi, yeniden yorumlanışının yükselttiği bir devrimsel çıkış ruhuyla aydınlatıyor özgürlük rotasını.

Devrimi damarlarında ve hücrelerinde hissederek, etik estetik bir güzelliğe büründüren, o erdemli duruşlarını selamlıyor tüm evren. Dünya tarihinde mazlumların zorbalara karşı yükselttikleri direniş ve savaş sanatında, yeni bir çığırın açılışına şahit oluyor insanlık. Umutsuzluk pençesine hapsedilen tüm mazlumların yüreklerini çoşkuyla dirilişlerini muştuluyorlar. 

İrade, inanç ve karalılık

Kürtleri ölüm sessizliğinden dirilten, yeniden doğuşun anlam arayışına akıtan özgürlük nehirleri, bahar çoşkusuyla taşıyor bugün. Bin yılların çelik zırhlarla kararttığı milyonlarca yürek, onların o göz kamaştıran ışığının sıcaklığına çarpıyor. 

Türk devlet faşizminin ve uzantısı IŞİD çetelerinin, o sınır tanımaz, vahşi, kadın bedenini ahlaksızca, utanmazca gaspına, talana, zulme dayalı onursuz, insanlık dışı saldırısına karşı, yükseltilen destansı direnişle düşmanlarını teşhir edişi, savaş ahlakının dersini veriyor vandallara.

Bu ruh, irade, inanç ve karalılıkla şahlanan Özgürlük Gerillaları, TC faşizminin IŞİD ruhuyla bir karabasan gibi sardığı Xakûrke, Heftanîn, Garê saldırılarını o destansı direnişleriyle nasıl mağlubiyete uğrattıysa, Zap, Metîna ve Avaşîn’e dönük saldırılarını da hezimete uğratıyor.

İşte Özgürlük Gerillalarının yarattığı Kelebek etkisinin, Kürt halkının o dizginlenemez volkan gibi patlayışıdır, çılgına çeviren barbarları. Kürt halkının kanı üzerinden nemalanan emperyalist güçlerin, kendi karanlık yüzleriyle karşılaşarak, vicdan muhasebesi yapmaya zorlayışı.

Bundandır, Erdoğan şahsında somutlaşan, AKP- MHP faşizminin Özgürlük Hareketine böylesine dizginsiz saldırışı. Tarihleri boyunca Kürt kanından beslenen, varlık gerekçesini Kürtlerin imhasına dayatan TC’nin ve o tek yürek ırkçılaşmış kitlelerinin korkulu rüyası oluşu.

Yukarıda da vurgulandığı üzere, kaos teorisine göre, başlangıç ve kırılma noktaları oluşunca, bu süreç özgür hareketlerle sonuca ulaşır. Şu an bu durum, Türk işgal kuvvetleri karşısında Özgürlük Gerillasının destansı direnişiyle ortaya çıkmış bulunuyor. Bu direniş, Türk sömürgeci güçleri açısından geri döndürülemez bir kırılma anına gebedir. Yapılması gereken bu direniş etrafında kenetlenerek, tarihi anı sonuca ulaştırmaktır. 

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz