Ebdî: Türk devleti elinden gelse yarın saldırır ama yapacak güçte değil artık

0
757

QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Türk devleti olası operasyonlarına dair, “Elinden gelse yarın saldırır. Ancak istediği her şeyi yapabilecek güçte değildir” dedi. Ebdî, birlik çalışmalarının da olumlu yönde ilerlediğini belirterek, ağır ilerleyişin nedenine değindi.  

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasındaki birlik görüşmeleri, Birleşmiş Milletler (BM) Bağımsız Uluslararası Suriye Soruşturma Komisyonu’nun Efrîn ve Serêkaniyê’de işlenen savaş suçları, İstanbul ve Soçi anlaşmaları, Federe Kürdistan Bölgesi sınırında yeni askeri alanların oluşturulması ile Türkiye’nin olası yeni askeri operasyonlarına ilişkin Hawar Haber Ajansı’nın (ANHA) sorularını yanıtladı.  

SERÊKANİYÊ VE GİRÊ SPÎ’DEKİ DURUM

Türk devletinin paramiliter güçler ile ele geçirdiği Serêkaniyê ve Girê Spî’yi Türkleştirmeye çalıştığını kaydeden Ebdî, söz konusu yerlerin durumuna ilişkin Türk devleti ile garantör ülkeler arasında anlaşmalar yapıldığını belirtti. Ebdî, “ABD ve Türk devleti arasında 17 Ekim’de İstanbul’da, 23 Ekim’de Soçi’de Rusya ile anlaşmalar imzalandı. Bu anlaşmalara göre iki tarafın da anlaşmaya uyması ve anlaşma çerçevesinde hareket etmesi gerekiyor. Anlaşmalar gereği bölge demografyasıyla oynamamalı. Bölge halkına karışılmamalı. Halkın bölgedeki varlığı tehlikeye atılmamalı. İşlediği suçlara karşı kendisi durmalı. Ancak maalesef Türk devletine bağlı çete grupları için bölgede suç işlemek adeta mubah görülüyor. Türk devleti işlenen bu suçlara, anlaşmaların bir tarafı olarak karşı duracağına bu suçların gerçekleşmesinin önünü açıyor, sevk ediyor” dedi.   

GARANTÖR ÜLKELERE ÇAĞRI

Son dönemlerde farklı alanlara da saldırı düzenlendiğine dikkati çeken Ebdî, “Sınır hattında da sürekli olarak alanlarımıza dönük saldırılar gerçekleştiriyorlar. Sivilleri tutukluyor, işkence yapıyor, öldürüyorlar. Tabi bu genel siyasetlerinin bir sonucudur ve ciddi bir sorundur. Buna karşı anlaşmalara taraf olan garantör ülkeler tutum sahibi olmalı ve saldırıları durdurmalıdırlar” diye konuştu. Ebdî, Rusya ve ABD’ye sorumluluk çağrısı yaparak, “Türk devleti sürekli hem tuttuğu sözlere hem de yapılan anlaşmalara uymuyor. Her iki devletin de Türk devletine karşı tutumları sadece tavsiye düzeyinde kalıyor. Oysa bu devletlerden beklenen güçlü bir tutum sahibi olmalarıdır” ifadelerini kullandı.  

‘TÜRKİYE ELİNDEN GELSE YARIN SALDIRIR’

Türk devleti her zaman yeni askeri operasyonlar gerçekleştirme gibi bir amacının olduğunu kaydeden Ebdî, “Öyle propaganda edildiği gibi, burada Türk devletinin bazı düşmanları olduğu için saldırmıyor. Bu büyük bir yalandır. Türk devletinin asıl derdi Kürt halkıdır. Hiçbir şekilde Kürtlerin burada bir statü sahibi olmasını kabullenmiyorlar. Türk devleti, Kürtlerin en ufak özgürlük hakkına dahi tahammül edemiyor. Türk devleti sürekli olarak, ‘Başurê Kürdistan’da Kürtlerin bir statü sahibi olmasına izin vermekle bir hata yaptık, bu hatayı burada tekrarlamayacağız’ diyor. Dolayısıyla elinden gelse yarın da saldırır. Türk devleti kesinlikle bu bölgeyi işgal amaçlarından vazgeçmiş değildir. Buraları işgal etmekle sadece Kürtlerin statüsünün önüne geçmiş olmayacaktır, aynı zamanda dış siyaseti için de kullanıyor, kullanacaktır. Libya’ya, Azerbaycan’a gönderdiği çeteleri buradan gönderiyor” dedi.  

‘TÜRK DEVLETİ HER İSTEDİĞİNİ YAPAMAZ’

Ebdî, şunları söyledi: “Ancak şu gerçeği de bilmek gerekir. Türk devleti bu dünyada istediği her şeyi yapabilecek güçte değildir. Öyle gösteriyor olabilirler ama gerçek böyle değildir. Çok derin sorunları var. İçeride ciddi sorunlar yaşıyor. Eğer bugün saldırılar gerçekleştiriyorsa da kendi güçlülüğünden değil, aksine güçsüzlüğünden kaynaklı yapıyor. Türk devleti bugün bu bölgede öyle her istediğini yapamaz. Hem bölgesel dengeler buna izin vermeyecek, hem de bizim yürüttüğümüz diplomatik, siyasi, askeri hazırlıklar buna izin vermeyecektir. Şimdi denilse ki, Türk devleti yeniden saldırır mı saldırmaz mı diye, evet Türk devleti fırsat bulduğu anda saldırır ama bu o kadar da kolay olmayacaktır.” 

‘ŞİMDİ ULUSLARARASI ANLAŞMALAR VAR’ 

Serêkaniyê ve Girê Spî’ye dönük operasyon öncesi uluslararası anlaşmaların olmadığını anımsatan Ebdî, “Ama şimdi var. Bölgede bulunan hem Koalisyon güçlerinin hem de Rusya’nın bu anlaşmalardan kaynaklı sorumlulukları var. Bu sorumluluklarını yerine getirmek durumundalar. Tabi biz de dediğim gibi hem askeri hem de Özerk Yönetim olarak eskisinden çok daha güçlü durumdayız. Bugün dünya halklarının, uluslararası güçlerin, devletlerin bize olan desteği bir yıl öncesinden çok daha güçlüdür. Gerek dünya halkları olsun, gerek küresel güçler olsun gerekse ilişkide olduğumuz dostlar olsun bizim davamızın haklılığını, adaletini çok daha iyi fark etmiş durumdalar. Aynı zamanda hepsi de saldırıların kendisiyle ne tür zararlar getireceğini de görmüş durumdalar. O açıdan biz eskisinden daha güçlü durumdayken onlar güçsüzdür. Bu da eski saldırı olanaklarının azaltıyor. En önemlisi de eğer biz QSD güçleri, Özerk Yönetim ve Kuzey ve Doğu Suriye halkları sorumluluklarımızı, görevlerimizi çok daha iyi yerine getirebilirsek, örgütlenebilirsek o zaman Türk devletinin bize saldırması hiç de kolay olmayacaktır” şeklinde konuştu.  

BM RAPORU: OLUMLU ANCAK YETERSİZ 

BM’nin raporuna değinen Ebdî, rapordaki maddelerin kısmı bir gerçekliği içerdiğini ifade etti.  Ebdî, “Gerçek, belirtilenlerden çok daha fazladır. Fakat yine de bu raporu olumlu değerlendiriyoruz. Türk devleti ve çetelerinin suçları ilk kez belgelenmiş oldu. Bu iyi bir adım fakat tek başına yetersizdir. Bu suçları işleyenlerden hesap sorulmalı. Bir tutum alınmalı. Hesap sorulmalı ve aynı zamanda BM kadar bu sorunla alakalı tüm devletler tarafından siyasi tutum da ortaya konulmalı. Bu konuda da eskiye oranla bir gelişme var diyebiliriz” diye konuştu.  

SINIR HATTINDAKİ YIĞINAK 

Ebdî, Irak Federe Kürdistan Bölgesi ile olan sınır hattına yapılan askeri yığınak ve karakollara dair soruyu da yanıtladı. Ebdî, “Kuzey ve Doğu Suriye ile Başurê Kürdistan arasında bu tarz sınırların ve karargâhların yapılmasına hiç gerek yok. 8 yıl önce hangi pozisyondaysak bugün de aynı yerdeyiz. Hiçbir zaman sınır hattında güçlerimizi fazlalaştırma, fazladan tedbir alma gereği duymadık. Belki bazen kaçakçılığa karşı tedbirler arttırılabilir. O açıdan alınan tedbirlere de anlam veremiyoruz ve yerinde atılmış bir adım değildir. Kuzey ve Doğu Suriye ile Başurê Kürdistan arasındaki sınırlarımız normal olmalıdır.” 

BİRLİK GÖRÜŞMELERİ: OLUMLU İLERLİYOR 

Ebdî, PYNK ve ENKS arasındaki görüşmelerin ise olumlu yönde ilerlediğini kaydetti. Her iki taraf arasında garantör olduklarını dile getiren Ebdî, “Tarafların görüşmelerini ABD ile birlikte sürdürüyoruz. PYNK ve ENKS arasındaki görüşmeler şu ana kadar olumlu şekilde ilerliyor. Her iki tarafta siyasi konularda ortaklaştılar. Her iki taraf da işgal edilen bölgelerde izlenecek siyaset üzerinden mutabık kaldılar. Bu olumlu bir durumdur. Türk devletinin özellikle Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’ye yönelik saldırılarını kabul etmeyerek karşı olduklarını belirtiyorlar” dedi.  

SÜRECİN AĞIR İLERLEMESİNİN NEDENİ 

Ebdî, şöyle devam etti: “Yine her iki taraf da, Türk devleti tarafından işgal edilen Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî alanlarını, işgal edilmiş alanlar olarak nitelendiriyorlar. Bu bölgelerin özgürleştirilmesi ve yeniden Suriye’nin bir parçası olmasında hemfikirdirler. Biz bu görüşmelerin başarılı olacağına, sonuç alınacağına inanıyoruz. Bu görüşmeler sonrasında ortaya çıkacak sonuç, işgal altındaki alanların özgürleştirilmesinde olumlu etki edecektir. Kürtlerin bu konularda tutumu bir olacak ve dolayısıyla küresel güçler üzerindeki etkileri de daha güçlü olacaktır. Süreç olumlu ancak ağır ilerliyor. Bana göre bu ağır ilerlemenin nedeni de iki tarafın da ciddi olmalarıdır. Kimi konularda uzun uzun görüşmeler gerçekleşiyor, tartışmalar yapılıyor. Çünkü her iki taraf da yapılacak bir anlaşmanın pratik karşılık bulmasını istiyor. Her şeyi netleştirmek istiyorlar. Bu da özünde olumlu bir durumdur. Şimdiye kadar temel bazı konular da anlaşmalar sağlanmış denilebilir. Garantör taraflar olarak bu görüşmelerin tarihi bir anlaşmayla sonuçlanacağına da inanıyoruz. Bu anlaşma uzun erimli, hatta kalıcı olacaktır.   

BÖLGE HALKINA ÇAĞRI 

Ebdî, son olarak bölge halklarına seslenerek, “Rojava’da ortaya çıkan Kürtlerin birlik görüşmeleri, yine bölgede yaşayan halkların birlikte yaşamı paylaşmaları noktasında yürüttüğümüz çalışmalar ve en önemlisi de Arap ve Kürt halkının birliğinin sağlanması ve ekonomik kazanımlar, idari sistemimizin iyileştirilmesi ve sistemimizi daha fazla güçlendirmek için planlarımız, projelerimiz var. Bunu geliştirmek gerekir. Kürt, Arap, Süryani, Asuri bütün halklarımızdan bu projeleri daha fazla desteklemelerini istiyoruz. Halkımız kazanımlarımıza sahip çıkmalı ve 9 yıllık kazanımlarımızı zafer ile taçlandırmalıyız” dedi.  

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz