Ekonomide batık ülke Türkiye

0
767

Türkiye’nin ekonomisini etkileyen temel makro ekonomik verilere göre; ekonomideki sürdürülebilirlik kritik hal almaya başladı. Koronavirüs salgınını yüksek rakamlarda seyreden işsizlik, enflasyon, döviz kuru gibi sorunlarla karşılayan Türkiye ekonomisinde, salgın baskısı altında sorunlar daha da derinden hissedilecek.

Özellikle işsizliğin artması, hane halkı harcamalarındaki düşüş, turizmden gelen gelirin ortadan kalkması, küresel belirsizlikler, artan risk, likiditenin reel sektöre akamama sorunu, zayıf seyreden yatırım harcamaları ve kısa vadede ödenmesi gereken 170 milyar dolarlık dış borcun vadesinin kısalması, Türkiye’nin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan gelişmesine katkı sağlamayı vadetmiyor.

Güncel ekonomik veriler:

Türkiye ekonomisi 2019 yılının ilk iki ayında yüzde 2,4 ve yüzde 1,6 şeklinde iki kez üst üste küçülme yaşarken, 2019’un genelinde yüzde 0,9, büyüme kaydetti. Ancak Uluslararası Para Fonu (IMF), 2020’de Türkiye ekonomisinin yüzde 5 küçüleceğini öngördü. Yayımlanmayan 2020 ilk çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin uzman öngörüleri ise IMF tahminleri doğrultusunda seyrediyor. Öyle ki yayımlanan 2020 Mart ayı sanayi endeksine göre, üretim endeksi eksi 2’ye düştü. Mart ayında sanayi üretimi yıllık yüzde 2 ve aylık yüzde 7,1 azalış kaydetti.

İşsizlikte yüksek artış bekleniyor

Türkiye’nin kronik sorunu olan ve pek çok sektörü doğrudan etkileyen işsizlik, her geçen yıl artmaya devam ediyor. 2019 yılında bir önceki yıla göre bir milyon yeni işsizin çıktığı Türkiye’de koronavirüs salgınında etkisiyle kapanan on binlerce işletme, işsizlikte patlama yaratabilir. IstanPol’un araştırmasına göre, salgın nedeniyle 3,2 milyon kişi işini kaybedebilir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıkladığı 2020 Şubat ayı işsizlik rakamları, her ne kadar işsizliğin 502 bin kişi azaldığını ifade etse de, geniş işsizlik oranlarında artış devam ediyor. Buna göre Türkiye’de 2018 yılı Aralık ayında yüzde 19,6 olan geniş işsizlik oranı, 2019 yılı Şubat ayında yüzde 20,9, 2020 yılı Şubat ayında ise 22,1 gibi bir seviyeye ulaştı. Uzmanlar, Mart 2020 sonrasında işsizliğin gerçek rakamlar itibariyle yüzde 35-40’lara, dar işsizlik itibariyle yüzde 22 aralığına çıkacağı bir sürecin yaşanacağını belirtiyor.

Enflasyon

Enflasyon, kur krizinin derinleştiği 2018 yılına 20,30 gibi yüksek bir rakamla girdi. Sonrasında aşağı çekilen enflasyon, çift hanelerde seyretmeye devam ediyor. Ancak uzmanlar halkın enflasyonunun, yani fiyat artışlarına yansıyan enflasyonun yüzde 30’larda olduğunu söylüyor. Açıklanan Nisan 2020 verilerine göre; enflasyon, petroldeki sert düşüşlere rağmen yükselişini sürdürerek, bir önceki aya göre yüzde 0,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,94, 12 aylık ortalamalara göre yüzde 12.66 arttı. Kurdan gelen maliyet ile arz ve talepte yaşanan şok olgusunun devam ettiği bu günlerde, enflasyonun artması ise kaçınılmaz görülüyor.

Bütçe açığı

Türkiye ekonomisinde yaşanan bir diğer önemli sorun ise bütçe açıkları. 2019 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 15,5 artan bütçe açığı sorunu, 2019 yılında da yüzde 69 oranında artarak 123,7 milyar liraya çıktı. Bütçe açığı sorununun devam ettiği 2020 yılının Ocak ayında, Merkez Bankası’ndan gelen 40,5 TL’lik kâr transferi sayesinde 21,5 milyar TL fazla veren bütçe, salgının fazla hissedilmediği Şubat ayında ise 7,4 milyar TL açık verdi. Türkiye’nin salgın etkilerini hissettiği Mart ayında ise rekor bütçe açığı oluştu. Buna göre Türkiye’nin, Mart ayında merkezi yönetim bütçesi gelirleri 47,4 milyar lira, giderleri 91,2 milyar lira olarak kayıtlara geçti. Böylece Mart ayı bütçe açığı 43 milyar 719 milyon lira gibi yüksek bir rakam oldu.

Dövizde yaşanan dalgalanma

2018 ve 2019 yıllarında gelişmekte olan ülke para birimleri içinde, Arjantin Pesosu’nun ardından ABD doları karşısında en fazla değer kaybeden para birimi olan Türk Lirası’nda kötü performans sürüyor. Geçtiğimiz gün 7,2690 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkan dolar ile kur yükseliş ve düşüş arasında gidip geliyor. Kurdaki kötümserlik hali, beraberinde TL’deki değer kaybını da arttırdı. Böylece TL, yılbaşından bu yana dolar karşısında yaklaşık yüzde 18 değer kaybetti. Türkiye’nin 5 yıllık Kredi temerrüt swapı (Credit default swap-CDS) ise 642 baz puana yükseldi.

Dış borç

Başta döviz kuru olmak üzere enflasyonu arttırıcı etkisi olan dış borç sorunu da Türkiye ekonomisinin bir diğer yaralı hali. İthalata bağımlı yapısı nedeniyle dışa bağlı. Türkiye’nin yıllık borç ödemesi 170 milyar dolar düzeyinde. Merkez Bankası kasasındaki altın ve döviz rezervleri; ne 12 aylık cari açığı ne de vadesi gelen dış borcu fonlayabilir düzeyde. Türkiye’nin bir yılda ödemekle yükümlü olduğu 174 milyar dolarlık dış borcu var. Söz konusu dış borca karşılık Merkez Bankası’nın net rezervi de eksilerde. Hem Merkez Bankası’nın rezerv durumu hem turizmin bitik olması hem de son verilere göre Türkiye’nin ihracatının yüzde 40 oranında azalması, dış borç konusunda zora düşeceği işaretleri veriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz