Çin’in salgın ile ilgili haberleri hâlâ bebeklik safhasında iken susturma girişiminin küresel krize yol açtığı bilinmektedir. Aynı şekilde Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın koronavirüsü bahane ederek yetkilerini artırması da gözardı edilmemelidir.
Filipinler’de, ABD Başkanı Donald Trump’ın en sevdiği Doğu Asya lideri Rodrigo Duterte, küresel salgını ulusal acil durum ilan etmekte kullanarak hem ek bütçe ile ilgili bir güç ve hem de özel şirketleri ele geçirme yetkileri elde etti.
İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi, bir zamanlar demokratik reformlarla model olarak gösterilen Türkiye’nin artık otoriter mantaliteli liderlerin örnek aldığı bir ülke haline geldiğini yazıyor.
Erdoğan’ın acil durum yetkileri elde etmek için küresel bir salgına ihtiyaç duymadığını, bunu 2016 darbe girişiminden sonra yaptığını yazan gazete bunu siyasi muhaliflerini temizlediği olağanüstü hâl tedbirleri ve geniş, kontrolsüz bir güç elde ettiği anayasa değişikliklerinin izlediğinin altını çiziyor.
Hükümetin infaz düzenlemesiyle hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlülerin üçte birini serbest bıraktığını da aktaran gazete, katı suçlular serbest bırakılırken, aralarında demokrasi ve insan hakları savunucuları ve siyasi tutukluların da bulunduğu muhalifleri serbest bırakmayı reddettiğini de vurguluyor.
Hükümetin HDP’ye ait belediye başkanlarını görevden almaya devam ettiğine de işaret edilen haberde, “Bu, terörle ilgili suçlamalardan sonra belediye başkanlarının görevden alınması ve yerine hükümetin kayyım atamalarıyla başlayan 2016 darbe girişiminden sonraki bir süreçtir. Geçen yılki yerel seçimlerden sonra bile bu durum hız kesmeden devam ediyor” deniyor.
“2023 yılına kadar herhangi bir seçimin yapılmayacağı Türkiye’de Erdoğan ve iktidardaki AKP, gelecekteki başarılarının büyük kısmının Covid-19 kriziyle uğraşma ya da ele alma biçimine bağlı olduğunun çok farkındalar” denilen yazıda Türkiye’nin şu anda koronavirüsün en fazla görüldüğü yedinci ülke olduğunun da altı çiziliyor.
Bu nedenle devlet yetkililerinin, İstanbul, Ankara ve İzmir belediyelerini kontrol eden muhalefetin, bir hükümet görevlisi tarafından denetlenmedikçe bağış toplama faaliyetlerine öncülük etme girişimlerini engellediklerine vurgu yapılan haberde şu görüşler dile getiriliyor:
“Başka bir deyişle hükümet, koronavirüs ile ilgili sıkıntıları hafifletmeye yönelik çabalar için kredi elde etmek istiyor ve bundan dolayı cumhurbaşkanı yedi aylık maaşını bağışlıyor, hastane açılışları yapıyor, vergi indirimleri sağlıyor ve yüz maskelerini ücretsiz olarak dağıtıyor. Ancak krizi ele alış biçimlerinde bir komedi var. Mesela hafta sonu sokağa çıkma yasağı, yürürlüğe gireceği gece yarısına iki saat kala ilan ediliyor. Bunun üzerine fırınlar ve gıda pazarlarının önünde ve içinde kuyruklar oluşuyor.
Dünya Covid-19 ile, Türkiye yardımlara el koymakla meşgul
ANF’nin geçtiği haberde ‘Pandemide can kaybı 180 bine dayandı. Özellikle tutsakları ve sağlıkçıları ölüme sürüklediği, verileri gizlediği için tepki çeken AKP-MHP iktidarı, HDP’nin yardımlarına da el koydu.’
Yine ANF’de Cafer Tar imzalı yazıda:
Sağlık bakanlığınca açıklanan en son verilere göre vaka sayısı 90 bin 980’e Covid-19 virüsünden kaynaklanan ölümler de 2140’a ulaşmış durumdadır. Ki bu rakamlar Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından şaibeli bulunmakta hem vaka sayısının hem de Covid-19’a bağlı ölümlerin açıklanan rakamların çok üzerinde olduğu iddia edilmektedir. TTB’ye göre, Türkiye vaka ve ölü sayısını DSÖ’nün kodlamasına göre kaydetmiyor.
Covid-19’un sebep olduğu insani kayıplar yanında ekonomik tahribat da çok önemlidir. IMF salgın sonrası yayınladığı raporda yaşanan durumu “büyük tecrit” olarak nitelemektedir. IMF Dünya ölçeğinde büyüme tahminini 2020 için yüzde 3,3’ten yüzde eksi 3’e revize etmiştir. IMF bu yıl ABD’nin yüzde 5,9 ve Euro Bölgesi’nin yüzde 7,5 daralacağını, Çin’in ise sadece yüzde 1,2 oranında büyüyebileceğini ön görmüştür.
Yine aynı IMF raporuna göre bu yıl Türkiye ekonomisi yüzde 5 daralacak ve işsizlik oranı 17,2’ye çıkacaktır.
Amerikan New York Times gazetesi (NYT), Türkiye’de corona virüsü kaynaklı ölümlerin resmi açıklamaların çok ötesinde
New York Times, İstanbul’daki ölüm kayıtlarından derlediği bilgiye dayandırdığı haberinde, Türkiye’nin resmi rakamların ve demeçlerin gösterdiğinden çok daha büyük bir corona virüsü felaketiyle karşı karşıya göründüğünü yazdı.
Habere göre; son iki yılın haftalık ölüm ortalamaları baz alındığında, 9 Mart-12 Nisan arasındaki süreçte sadece İstanbul’da beklenenden 2 bin 100 daha fazla ölüm kayıtlara girdi. Bu sayı, yetkililerin o dönemde tüm Türkiye için açıkladığı corona virüsü ölümlerinden çok daha fazla.
Gazeteci Cüneyt Özdemir, Türkiye’deki corona virüs ölümleriyle ilgili New York Times’ın yaptığı habere sosyal medya kanalından tepki gösterdi. Özdemir, ‘Erdoğan nefreti bunların gözünü kör etmiş’ dedi.
Özdemir şu ifadeleri kullandı;
“Türkiye’de kaç ölüm var, 4 bin 100 ekle bin 100 daha 5 bin 200. Peki Amerika’da kaç ölüm var? 44 bin. Bu Erdoğan düşmanlığı bunların gözünü kör etmiş durumda. Bir de uluslararası bir nefret yani. Adam nefret ediyor yani. Erdoğan ağzıyla kuş da tutsa… Ha bu doğru mudur, doğru da olabilir fakat haberin üslubuna bakıyorsunuz, bütün üslup tamamen bir karalama haberidir. Biz de gazeteciyiz, bu haberler nasıl oluyor, nasıl yapılıyor biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tabi Özdemir’in, biz de gazeteciyiz, bu haberler nasıl oluyor, nasıl yapılıyor biliyoruz.” diyor. Evet, bizde gazeteciyiz bu haberler nasıl oluyor yapılıyor biliyoruz. bunun adı Erdoğan’a göz kırpmaktır. İleriye dönük hesaptır. Ama geç kalmış olabilirsin.