
FAŞİZM GÜÇSÜZDÜR, YIKILACAKTIR
AKP-MHP faşizmi krizlere boğuldukça, kitlelerinden destek alamadıkça, demokratik güçlerin mücadelesi geliştikçe ve en önemlisi Kürt direnişine çarptıkça daralıyor, içe büzülüyor ve son demlerine doğru ilerliyor. Yıkılıp gideceği vakit yaklaştıkça daha azgınlaşıyor, daha fazla saldırıyor. Fakat tüm bunlar mevcut durumu değiştirmiyor. AKP-MHP faşizmi çürüyor. Bu şaşırtıcı bir durum değil. Bu durum doğal gelişen bir süreç de değil, kuşkusuz tek tek bireylerin toplamında toplumun direniş ile bu sonuç doğuyor. Demokrasi güçleri direniyor. Kürt anası, Kürt genci, Kürt gerillası her koşulda her yerde soluk soluğa direniyor. En başta da Önderlik süreklileştirilmiş işkence sisteminde tek adım geri atmadan direniyor.
AKP-MHP faşizmi eski bir tarifle kâğıttan kaplandır. Çünkü faşizm haksız, vahşi zorbalığın resmidir. Ve toplum üzerindeki saldırılarını uzun süre sürdüremez. Ya toplumsallığı dağıtır, robot bir kitle yaratır ya da toplumun demokratik özü karşısında dağılıp gider. Faşizm toplumun yüzyıllarca direnişle kazandığı hakları hiçe saymak demektir. Toplumu güdülecek sürü, kendisini de kurnaz çoban sanan faşist şefler kendilerini diğer insanlardan üstün sanırlar. Ağızlarından tükürük saçarak topluma bağırmaları bundandır. Faşizm toplumun köle olduğunu düşünür. Modern Nemrutlar toplumun tümünün etraflarındaki sürekli el etek öpen insan müsveddeleri gibi kul olduğunu düşünürler. Onlar otur deyince oturacak kalk deyince kalkacaklar. Karşı çıkan olunca ellerindeki tüm imkânlarla herkesi ezebileceklerini sanırlar. Ağızlarından çıkan her kelimenin ilahi emir olarak görürler.
Örneğin faşist Erdoğan Kürt halkının iradesini gasp edip kayyum saldırısını yapınca bunun ilahi adaletin tecillisi olduğunu düşündü. Madem Kürt halkı onun iktidarının altını oyuyordu, bir türlü yok olmuyordu onun da her şeye yapmaya hakkı vardı. Herkes de bunu alkışlamalıydı ya da en azından baş eğmeliydi. Öyle olmadı. O ceddi gibi padişah değil, Türkiye halkları hele Kürtlerde onun reayası değil. Kaldı ki iki yüzyıldır Kürt halkı kendini dünyanın hâkimi sanan çok devletlû görmüştü. Ferman Faşist şefinse dağlarda Kürdündü.
Faşizm zayıftır. Çünkü hayalden başka bir şey üretmez. Hayali zaferler, hayali fetihler, hayali düşmanlar. İnsanların şoven duygularını okşamaktan başka bir şey yapamaz. Zoru vardır. Zulümü vardır. Fakat zulümle abat olanın sonu berbat olur diye boşa söylememişler. İnsanlara işkence yaparak, kırmaya çalışarak kısa süre iktidar olunabilir fakat toplumsal intikamın da söyleyecek sözü birikir. Zayıflığını güç gösterileriyle saklamaya çalışması boşunadır. Keza deniz bitmiş su görünmüştür. Faşizmin yıkılış sürecinde taraf değiştirmeler başlamıştır, artacaktır da.
Faşizm pişkinliktir. İnsanların gözünün içine bakarak yalan söyler. Tutarlı olmak gibi bir niteliği de böyle bir arayışı yoktur. Faşizmin yarattığı tip ahlaksal bir bütünlüğe sahip değildir. Onun için doğru-yanlış ya da iyi-kötü yoktur. Sadece kendisi vardır. Hayali bir dünyada kurguladığı bir kitle ve sonuna kadar gerçekçi, çıkardan başka bir şey düşünmeyen asalak bir güruh faşizmin toplumda yarattığı görüntüdür. Faşizm farklı olandan, onurlu olandan kendi gibi kalmaya çalışandan nefret eder. Biat etmeyen herkese düşmandır. Düşmanlığı düşmanlık yaratır. Karanlıktan, korkudan ve banallıktan beslenir. Faşizm için geçmiş ya da gelecek yoktur, şimdi vardır.
Faşizm güçsüzdür. Çünkü asıl özelliği yalan olmasıdır. Faşizm demek yalan demektir. AKP-MHP faşizmi ise külliyen yalandır. İttifakları yalan ve çıkar üzerine kuruludur. İktidar için dün birbirlerine küfredenler bugün sarmaş dolaştır. Yakın zamandaki hesap gününde yine birbirine ihanet edeceklerdir. Onların vatanseverliği yalandır. Onların ABD karşıtlığı yalandır. ABD’nin desteği ile değil, onun sayesinde sadece iktidar değil var da olmuşlardır. Onların ekonomi politikaları sayılarla oynan çıkarın kendilerine aktığı yalan bir sistemden ibarettir. Onların milli irade dediği şey yalandır. Millilikleri bile yalandır. Zihinleri, rüyaları ve tabi ki banka hesapları milli değildir. AKP-MHP faşizminin sürekli dillendirdiği Allah korkusu da yalandır. Onlar sadece tahtlarını sallayan Kürtlerden ve demokrasi güçlerinden ve yakınlaşan hesap gününden korkarlar. Birde bir ona bir diğerine yamandıkları iplerini elinde tutan emperyalist güçlerden.
AKP-MHP faşizminin belki tek gerçeği düşmanlıklarıdır. İyiye, güzele, toplumsallığa, demokrasiye ve insanlığın değerlerini düşmanlığı gerçektir. Kürt halkına ise adını duyduklarında bile ürperecek kadar düşmandır, bu gerçektir. Birde insanların etinden kopardıkları gittikçe artan kârları, arabaları, yatları gözü doymayan zenginlik arayışları gerçektir.
Faşizm haksız olduğu için güçsüzdür. Fakat yıkılmasını garanti altına alan haksız olması değildir. Bu dünya her zaman haklıların kazandığı bir dünya değildir. Çoğu haksızın güçle hüküm sürdüğü bir dünyadır. Fakat ahlaki üstünlük her zaman ezilenlere haklılara iradi bir güç katar. Ezilenler haklı oldukları için değil, örgütlendikçe kazanacaktır.
AKP-MHP Faşizm yıkılacaktır. Onu yıkacak olansa direniştir. Bu direniş tüm eşitsiz koşullara rağmen sürmekte ve yükselmektedir. Direniş arkasında binlerce yılın yılmayan geleneği vardır. İyi, doğru, hak, adalet, özgürlük, onur, demokrasi, eşitlik gibi insanı insan yapan değerler kâğıt üstündeki soyut kavramlar değildir. Faşizme yıkacak olan temel sütunlardır. Bu değerlere sarılıp her koşulda, her yerde insanlığın yüz karası olan faşizme direnenler onu yıkacaktır.