Fransa’nın başkenti Paris’te 2013’te Sakine Cansız ile birlikte katledilen Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in yaşamı sürgünde geçse de onlar mücadele etmekten vazgeçmedi. Yolculukları Mezopotamya’dan Avrupa’ya uzanan kadınlar, bugünün kadın özgürlük mücadelesi yoluna ışık oldu.
Mezopotamya topraklarında can bulup fidan oldular. Bu toprakların üç farklı diyarından üç fidan bir yolda buluştular. Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbîn) ve Leyla Şaylemez (Ronahî)…
Kürt özgürlük mücadelesi ve Kürt kadın özgürlük mücadelesi, tarihler 9 Ocak 2013’ü gösterdiğinde büyük bir siyasi suikasta, katliama tanıklık etti. Fransa’nın başkenti Paris’te, merkezi tren istasyonu Gare du Nord yakınındaki Kürdistan Enformasyon Bürosu’nda Kürt siyasetçiler Sakine, Fidan ve Leyla MİT üyesi Ömer Güney tarafından katledildi. Kürt kadınların, Türkiyeli kadınların ve dünya kadınlarının alanlara çıkarak gösterdiği öfkesi, aradan geçen 8 yıla rağmen hiç dinmedi. Üç kadının bıraktığı yerden kadın özgürlük mücadelesi öfkeyle, kararlılıkla sürdü, sürüyor.
PKK kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Avrupa Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in dünyanın dört bir yanındaki yoldaşları onların yolunda yürüyor… Sakine gibi Fidan ve Leyla da ömrünü özgürlük tutkusunun peşinden gitmeye adar…
15 Şubat onun için dönüm noktası
Fidan Doğan, 17 Ocak 1982’de Maraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Hançıplak köyünde dünyaya gelir. Ailesi, o henüz 2 yaşındayken Fransa’ya yerleşmek zorunda kalan Fidan, 9 yaşındayken ailesinin yanına gidebilmek için göç yollarına düşer.
Fidan, mülteci kamplarıyla da bu yaşlarında tanışır. Zorlu bir sürecin ardından Avrupa’ya geçer, orta ve lise eğitimini Fransa’nın Strasburg kentinde tamamlar. Diasporada olsa da yurtsever bir ailesi olduğu için Kürt kültürü ve Kürt ulusal mücadelesi içerisinde büyür Fidan. Fransa’da Strasburg Kürt Kültür Derneği’ne gitmeye başlayan Fidan, kültürel faaliyetler içerisinde yer alır.
15 Şubat 1999’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirilmesinden etkilenen Fidan, duygusal bağlılığını aşarak aktif şekilde mücadeleye katılır. Bu süreçte Avrupa’da gençlik çalışmalarına dahil olur ve “Rojbîn” adını kullanma kararı alır.
Halk diplomasisinden yana
Rojbîn, 2002 yılında kadın hareketi adına Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilciliği görevini üstlenir. Birçok Avrupa ülkesinde diplomatik faaliyetler yürüten Fidan, bu görevi yürütürken Avrupa’da sayısız siyasetçi ile temasta bulunur. Ancak bu kadar üst düzey siyasetçi ile görüşse de o, halk diplomasisine en çok inananlardan biridir. Onun en dikkat çeken yönü ise çalışmalarındaki ciddiyeti, girişkenliği ve ikna gücüdür.
Rojbîn, 2007 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın zehirlenmesine karşı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı Adası’na bir heyet göndermesi talebiyle gerçekleştirilen ve 39 gün süren açlık grevi eyleminin dış kamuoyuna dönük sözcülüğünü de yapar.
Enformasyon Bürosu Sorumlusu olur
Yıllar içerisinde diplomasi alanında kendisini geliştiren Rojbîn, 2011 yılında, uzun yıllar emek verdiği Paris’teki Kürdistan Enformasyon Bürosu’nun sorumluluğuna atanır. Burada yürüttüğü diplomasi faaliyetleri ile ülkesinde süren savaşı uluslararası platformlarda duyurmaya çalışır.Rojbîn, sosyal forumlardan senatolara, parlamentolardan Avrupa Konseyi’ne kadar siyaset ve diplomasi kurumlarının Kürt delegasyonunun diplomatik figürü olur. Katledildiği güne kadar da çalışmalarına aralıksız devam eder.
Sürgünle başlayan bir mücadele…
Paris’te katledilen 3 kadından biridir Leyla ve en genci… Leyla Şaylemez’in Avrupa’ya yol hikayesi, o doğmadan önce Diyarbakır’ın Lice ilçesinden başlar. Lice’de yaşayan ailesinin devlet baskısı sonucu Mersin’e göç etmesine denk gelir Leyla’nın doğuşu.
1 Ocak 1989’da Mersin’de dünyaya gelen Leyla, çocukluk dönemini Mersin’de geçirir. Buradaki yaşamlarından da baskılar eksilmeyince 8 yaşındayken ailesiyle birlikte sürgün yaşamına başlar. Bu sürgün yolları Avrupa’ya kadar uzanır. Hiçbir eşyaları olmadan Almanya’nın Saksonya-Anhalt eyaletinde bulunan Halle şehrine yerleşen Leyla ve ailesi, uzun yıllar zorlu şartlarda yaşam mücadelesi verir. Ailesi çocuklarının Alman okullarındaki eğitimlerinin yanı sıra kendi kültürel değerlerinden uzak kalmamaları için çocuklarını Kürt derneklerine götürür. Kürt kültür derneklerine gelen Leyla, folklor grupları içerisinde yer alır. Avrupa’daki yaşam koşulları, Avrupa’da bulunma nedenlerini irdeledikçe devlet baskısı karşısında öfkesi daha da büyüyen Leyla, Sakine gibi öfkesini kavgaya dönüştürme kararı alır.
2008 yılında gençlik çalışmalarına aktif olarak dahil olan Leyla, 2 yılın ardından 2010’da PKK’ye katılır. Leyla, bir süre sonra yeniden Avrupa’ya dönerek burada gençlik çalışmalarını sürdürür. Sorumluluklarını yerine getirirken disiplin ve özveri ile yaklaşan Leyla için tüm yaşamı mücadele ile geçer. Mücadelesindeki kararlılığıyla ve samimiyetiyle tanınan Leyla, 8 yıl önce 9 Ocak günü Sakine ve Fidan ile katledilir…
Üç Kürt kadının MİT tarafından katledilişinin üzerinden 8 yıl geçmiş olsa da bu siyasi katliam hala aydınlatılmış değil. 8 yıldır Kürtlerin, kadınların faillerini haykırdığı katliamın ardından, katledilmelere, baskılara inat mücadele daha da büyüdü.
Kaynak:http://jinnews.com.tr/