Ahmet BİRSİN
Kürt halkı açısından tarihi Newroz kutlamasının ardından Ulusal Kahramanlık Haftası’na da girilmiş oldu. Halkların tarihinde olduğu gibi Kürt halkının tarihinde de her dönemin ve hatta her anın kahramanları hep olagelmiştir. Ancak bazı kahramanlıklar vardır ki, bunlar çağa, çağlara damgasını vurur. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan ve ölümsüz komutan Mahsum Korkmaz yani Egit sadece bir an’a ya da bir döneme değil, zulüm eden tüm faşist, soykırımcı, sömürgeci, diktatör ve hegemonlara karşı verdikleri direnişle Kürt halkının tarihine, bütün bir insanlık tarihine damgalarını vurmuşlardır. Ne Mazlum Doğan’ın 21 Mart 1982’de 12 Eylül faşizmine karşı Amed zindanında yaktığı ateş sönmüş, ne de 15 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ilçesinde Komutan Egit’in Türk işgalciliği ve sömürüsüne karşı başlattığı direniş ve özgürleşme hamlesi gerilemiştir. İşte bundandır ki bu, Apocu militanların eylem ve şehadet tarihleri Kürt halkının tarihinde Ulusal Kahramanlık Haftası olarak yerini almıştır.
KAHRAMANLIK PKK’NİN EN TEMEL KESİNTİSİZ ÇİZGİSİDİR
Önder Öcalan’ın PKK 3. Kongresinde 28 Mart 1986’da Gabar Dağı’nda Türk ordusuyla girdiği çatışmada şehit düşen Komutan Egit’i “Ulusal Kurtuluşta Partileşmenin Sembolü” olarak tanımlamıştır. Bu yönüyle 28 Mart’ı “Ulusal Kahramanlık Günü” olarak ilan ederken, Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın şehit düştüğü gün olan 21 Mart’tan Komutan Egit’in şehit düştüğü 28 Mart’a kadar olan haftayı da “Ulusal Kahramanlık Haftası” olarak kararlaştırmıştır. Her ne kadar bu tarihte bir güne, bir anlama kavuşturulmuşsa da Kahramanlık, PKK’nin daha ilk çıkış, ilk grup aşamasında Önder Öcalan şahsında açığa çıkarılmış ve bunun duruşu dışında bu mücadelenin ilerleyemeyeceği görülmüştü. Dolayısıyla kahramanlık, PKK’nin en temel kesintisiz çizgisi olduğu belirtilebilir.
FEDAİCE BEDELLER ÖDENDİ
Kimsenin Kürdüm diyemediği, “Kürdistan sömürgedir” sözünü bile ağzına alamadığı, Kürtlük için bırakalım mücadele etmeyi, örgütlenmeye bile cesaret edemediği, sömürgeciliğe bir kurşun dahi sıkmadığı-sıkamadığı bir dönemde Önder Öcalan ucunda idam olacağını bildiği halde örgütlendi, parti kurdu. PKK dağda ve zindanda sömürgeciliğe, işbirlikçiliğe ve her türden gericiliğe karşı kahramanlık çizgisinde mücadele yürüttü. Kürt halkının varlığı ve özgürlüğü için fedaice her türlü bedeli ödemekten çekinmedi. Hem Türk devletinin hem NATO’nun hem faşistlerin ve hem de yerel gerici, işbirlikçi hainlerin saldırısı karşısında ayakta durmayı, mücadeleyi canı pahasına ilerletmeyi her koşulda esas aldı.
HAMLE VE ATILIM BİR ÖNDERLİK KARAKTERİ OLARAK PKK’NİN HER MİLİTANINA SİRAYET ETTİ
En zor süreçlerde gerilla fedaice kahramanlık çizgisinde ilerleyerek büyük atılımları gerçekleştirerek bugüne kadar geldi. PKK’nin hamle ve atılımlar partisi olduğunu 50. Önderlik doğuşunu incelediğimizde rahatlıkla görebiliriz. Hamle ve atılım bir Önderlik karakteri olarak PKK’nin her militanına sirayet etti. Dünden bugüne bakıldığında Kürtlük için yaprağın dahi kımıldamadığı bir dönemden Kürt halkını bugünlere taşıdı. Bu yönüyle PKK mücadelesinin bir kahramanlık yürüyüşü olduğunu fazlasıyla ispatlanmış durumda.
Bu nedenledir ki Kürt halkı Önder Öcalan ve partisini tanıdığı günden bu yana derin bir yurtseverlik bilinciyle özgürlük mücadelesi içinde yerini almış, en seçkin evlatlarını bu uğurda vermekten çekinmemiştir.
Sömürgeciliğin her türlü baskı ve katliamları karşısında Önderliği ve partisi PKK’den vazgeçmemiş, direnen halk gerçekliği bu biçimiyle açığa çıkarılmıştır. Diğer yandan başta Bakurê Kurdistan olmak üzere, her parça Kürdistan’da en zor süreçlerde halk kahramanları açığa çıkarak döneme, an’a damgasını vurmuşlardır.
TÜM BİRLEŞİMLERİN ŞEHİTLER ORDUSU
Kürt halkının ve halkların varlığı ve özgürlüğü için PKK’nin mücadelesine bakıldığında kahramanlık çizgisinde şehitler ordusunun oluştuğunu göreceğiz. Şehitler ordusu Kürt, Türk, Türkmen, Laz, Çerkez, Arap, Alman, Rum, İngiliz, Arjantin, neredeyse her halktan, her topluluktan, her dinden, her mezhepten yüreği insanlık için atan en seçkin kahramanlardan oluşmaktadır. Büyük bir tutkuyla Kürt halkına ve halklara yapılan saldırı karşısında dilini, kültürünü, yaşamını, doğasını, tüm tarihsel değerlerini korumak için en önde yürüyen kahramanlardır. Bu anlamda PKK halkların kahramanlık çizgisi ve ocağıdır.
Hatırlanırsa AKP-MHP faşizmi NATO’nun gücünü arkasına alarak 1 Kasım 2015 darbesinden bu yana PKK’ye ve Kürt halkının tüm kazanımlarına saldırı gerçekleştirmektedir. “Çöktürme Planı” olarak bilinen soykırım saldırısı 7 yılı aşan bir süredir aralıksız olarak sürdürülmektedir. Sonuç, PKK Kürt halkının bütün kazanımlarını korurken, AKP-MHP faşizmi çökme aşamasına geldi.
KAHRAMANLIK RUHU AKP-MHP FAŞİZMİNİ ÇÖKME AŞAMASINA GETİRDİ
Elbette bu kara faşizm kendiliğinden bu aşamaya gelmedi. AKP-MHP faşizmini çökme aşamasına getiren PKK’de gerçekleşen Apocu kahramanlık ruhudur. Şayet bu ruh olmasaydı, binlerce asker karşısında, onca teknik ve kimyasal silaha karşı Garê, Avaşîn, Metîna, Werxelê, Mam Reşo, Zendura ve daha onlarca sayacağımız yerde nasıl direnilebilirdi? Her biri ayrı ayrı birer destan ve kahramanlık öyküsüdür.
Önderliği mutlak bir tecrit altına alınırken, partisi imha ile karşı karşıya kalmışken, halkı soykırıma uğrarken bütün olumsuz koşullara rağmen büyük bir kararlılıkla, bütün yeteneklerini ayaklandırarak, tüm enerjisini üst seviyeye çıkararak, canı dahil kendisinde ne bitiyorsa büyük bir coşku ve moralle mücadeleye akıtarak savaşmanın kendisi kahramanlık değil de nedir? İşte PKK’de gerçekleşen bu kahramanlık ruhu sonucu bugün AKP-MHP faşizmi çökme aşamasına gelmiştir.
NEWROZ GİBİ ULUSAL KAHRAMANLIK HAFTASIDA BU YIL FAKLI GEÇECEK
Kürt halkı olarak bugün Ulusal Kahramanlık Haftası’nın 37. yıl dönümünü yaşıyoruz. Newroz gibi Ulusal Kahramanlık Haftası da 2022’de çok daha farklı geçeceğini şimdiden göstermektedir. Türk sömürgeciliğine bağlı onca insansız hava aracı Medya Savunma Alanları üzerinde gezmesine rağmen gerillaların Newroz kutlamaları ve kararlılıklarına bakıldığında Ulusal Kahramanlık haftasına çok güçlü hazırlandıkları anlaşılmaktadır.
Bunun en önemli nedeni 23 yıldır Önder Öcalan’ın katı bir tecrit altında tutulması, kendisinden hiç haber alınmamasının Kürt halkı ve gerillasında yarattığı büyük öfkedir. Bu yönüyle bütün Kürt halkı ve gerillası Newroz kutlamasında da görüldüğü gibi Önder Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kilitlenmiştir. Newroz’da milyonlar Önder Öcalan’ın özgürlüğünü haykırmıştır. Önder Öcalan’ın fiziki özgürlüğü aynı zamanda Özgür Kürdistan olduğunu görmek gerekiyor. Bunun için de çok güçlü bir duruş ve mücadeleye ihtiyaç vardır.
GERİLLA KAHRAMANLIĞI KADAR HALK KAHRAMANLIĞININ ZAMANI GELDİ
Diğer yandan üçüncü dünya savaşı koşullarında içinden geçilen uluslararası konjonktür, özellikle Türk ordusunun ve çetelerinin Rojava’yı işgal için fırsat kollamaları, KDP’nin Türk devleti ortaklığıyla Medya Savunma Alanları başta olmak üzere; Şengal ve Maxmur gibi alanlara saldırı planları dikkate alınması gereken bir süreçten geçilmektedir. En önemlisi de Kürt halkının büyük bir bedel ve emekle yarattığı değerleri korumak gibi kader tayin edici bir sürece girildiğini görmek gerekiyor. Bu nedenle bu sürecin en büyük yükünü elbette PKK öncülüğünde gelişen gerilla üstlenecektir. Bu noktada Kürt halkı olarak en büyük desteği gerillaya vermek elbette önemli olmaktadır. Ancak bununla da yetinmemek gerektiği açıktır. Gerilla kahramanlığı kadar, halk kahramanlığının zamanın geldiği görmek gerekiyor.
Kaynak: ANHA