Amed de aralarında avukat ve doktorların da olduğu operasyonların iktidarın reform açıklamalarının ardından geldiğine dikkati çeken HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Hukuk reformu, adalet gibi kavramları kullanmaya başlayınca hemen ardından büyük hukuksuzlukları barındıran kararlar ve uygulamalar ortaya konuluyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Diyarbakır’da sabah saatlerinde yapılan operasyonlarda avukatlar ve Türk Tabipler Birliği (TTB) Onur Kurulu üyesi Şeyhmus Gökalp’in gözaltına alınmasına tepki göstererek, söze başlayan Günay, “Hukuk reformu, adalet gibi kavramları kullanmaya başlayınca hemen ardından büyük hukuksuzlukları barındıran kararlar ve uygulamalar ortaya konuluyor” dedi.
Avukatların her gün, her saat adliye koridorlarında dava takip eden, gözaltı kararı veren savcılarla görüştüğünü hatırlatan Günay, “İfadeye çağırmayıp gece yarısı evlerinin basılması ne demek? Bu örnek yargının ne kadar keyfi hale geldiğini ne kadar sopaya dönüştürüldüğünü somut olarak gösteriyor” diye belirtti.
‘TOPLUMU KANDIRMAKTAN VAZGEÇİN’
Adalet Bakanlığı’na seslenen Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Reform ve adaletten söz edip toplumu kandırmaktan vazgeçin. Adaleti, hukuku katlediyorsunuz her gün. İşi, hukuksuzluğa uğrayan insanlara yardım etmek ve esas olarak da adaleti sağlamak olan avukatları derhal serbest bırakın. Her gün adliyede dava ve savcılıklarda gözaltı takibi yapan avukatların hasta muayene eden hekimlerin ve yine kimi kurum temsilcilerinin iktidarın talimatıyla hukuksuzca gözaltına alınmaları sonrası bir infazda yandaş medyadan geliyor. İktidarın hukuksuzluklarına, faşizan zorba uygulamalarına toplumda rıza üretmek adına hak savunucularının, muhaliflerin alıkonulmasana ‘terör operasyonu’ diyerek son dakika servis ediyorlar. Siz de aynı sizden öncekiler gibi tetikçi olarak yargılanacaksınız. Çünkü yaptığınız tek şey bu haberlerle faşizme su taşımaktır. Yargı, yandaş basın iktidarın tetikçisi olmaktan vazgeçmeli. Neyse ki özgür kalmaya kararlı basın var ve halkımıza gerçekleri duyurmaya devam ediyor.”
‘KRİZ ALBAYRAK’IN İSTİFASI İLE AYYUKA ÇIKTI’
Günay, AKP-MHP iktidarının çoklu krizinin derinleştiğini ve yönetemez hale geldiklerini defalarca dile getirdiklerini hatırlatarak, uygulanan yanlış politikaların ülkeyi uçuruma sürüklediğini söyledi. Günay, “Savaş harcamalarından tutalım da israf ekonomisine kadar, ülkeyi soyup soğana çeviren yandaş müteahhitlere kadar iktidarın yol açtığı kriz derin ve yapısaldır. Bu kriz Berat Albayrak’ın istifasıyla ayyuka çıkmıştır. Bu iktidar şahlanışta değil, bataklıktadır. Reformda değil aldatmacadadır. Yaşanan tüm ekonomik krizleri güvenlik siyasetinin arkasına sığınarak gözden kaçırmaya çalışan faşist blok, ekonomik krizi daha fazla örtemediği için tasfiye sürecine girmiştir. Kaçınılmaz son, iktidarı beklemektedir” dedi.
‘KURKUT DAVASINDA REFORM SÖZÜ BİTTİ’
İktidarın kendi bekasının derdine düştüğü için reform açıklamalarını yaptığını dile getiren Günay, “18 yıllık AKP iktidarı bunun sayısız örnekleriyle doludur. Her seferinde dağ fare doğurmuştur. Söyledikleri ne bir heyecan yaratıyor ne de kimse inanıyor. Reform söyleminin nasıl kocaman bir aldatmaca olduğu bu sabah ve bundan birkaç gün önce ortaya çıktı. Hepimizin gözü önünde Kemal Kurkut’u öldüren polis için beraat kararı verildi. O kararla iktidarın reform siyaseti bitti. Zulme uğramamayı Kemal’in ailesine de anlatabilecek mi bu iktidar? Kemal Kurkut’un çıplak bedeniyle haykırdığı adalet çığlığı susmayacaktır. Katiller, katillerin önünü açan siyasi iktidar ve siyasi iktidarın emir eri olan yargı, er ya da geç bunun hesabını verecektir. Bunun hızlanması için HDP olarak her alanda sizin zulmünüze karşı mücadele edeceğiz” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU’NIN TEHDİT EDİLMESİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edilmesine tepki gösteren Günay, şunları söyledi: “Siz reform derken, bir siyasi parti lideri açık açık tehdit edildi. Peki bu mafya artığına kim sahip çıktı? Reform yapacağını söyleyen iktidarın ortağı. Hukukta ve demokraside reform dediğiniz şeyin koca bir yalandan ibaret olduğunu bu halk görüyor. Demokrasi ve hukuk mücadelesi veren partimize yönelik işlediğiniz suçlar demokrasiye yaklaşımınızı ortaya koymuştur.”
‘İKTİDARIN SON ÇIRNIPIŞLARI’
Reform açıklamalarının iktidarın son çırpınışları olduğunu dile getiren Günay, “Devletin kasasını boşaltan, Kürt sorununu şiddetle bitirmek için devletin tüm imkanlarını seferber eden, Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş bir faşizmi son 5 yıldır Türkiye halklarına yaşatan AKP-MHP iktidarının reform söylemleri siyasi ömrünü tüketmiş, raf ömrü doldurmuştur. Size muhalif olan herkesi cezaevine tıktınız, koca bir ülke açık cezaevi gibi yönetiyorsunuz. Devran dönmeye başlar gibi olduğunda, ekonomi iflas ettiğinde, toplum ‘yeter artık dayanamıyoruz, nefes alamıyoruz’ diye haykırdığında, hukukta ve demokraside reform zamanı geldi diyeceksiniz, öyle mi? Cezaevlerindeki kıyameti görmezden gel, bu pandemide bir ülkenin sağlığı ile oyna, işçi ve kadın cinayetlerine dair tek bir önlem alma, mafya ile kol kola her gün tehditler savur; aleni her ırkçı cinayeti cezasız bırak; sonra da ekonomide reform, hukukta seferberlik. Öyle mi? Toplumun sahte reform söylentilerine karnı tok. Hem içeride hem dışarıda Kürt anasını görmesin diye savaşı körükleyenler reform yapamazlar. Kürt sorunu demokratik bir temelde çözülmeden hiçbir reform siyaseti başarıya ulaşamaz. Yapacakları en hayırlı iş bir an önce istifa edip ülkenin başına daha fazla bela olmaktan vazgeçmektir” diye konuştu.
KADINA DÖNÜK ŞİDDET
Cezasızlık politikalarının kadına yönelik işlenen suçlarda yaygın biçim de yürürlükte olduğunu vurgulayan Günay, “Hele ki bu suçların failleri iktidar veya bağlantılı kurumlarda görevli olan kişilerse cezasızlık, sistematik bir hal almaktadır. Çünkü ırkçılık gibi cinsiyetçilik de birçok devlet kurumuna yerleşmiş durumdadır. Kadınların ortak mücadelesini, dayanışmasını ve kadın ittifakını büyüterek her türlü devlet ve erkek şiddetine karşı bu 25 Kasım’da da sokaklarda ve meydanlardayız. Buradan mücadele eden ve alanlarda olan kadınları selamlıyorum” dedi.
PANDEMİ KISITLAMALARI
Pandemi gündemini değerlendiren Günay, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Günay, getirilen kısıtlamaların tek bir amacının halkın tepkisini azaltmak olduğunu ve iktidarın sorumluluğu üzerinden atması olduğunu söyledi. Günay, “Hafta sonları akşam 20:00 ile sabah 10:00 arası aldıkları sokağa çıkma yasağı kararı bunun en net göstergesidir. İktidar, pandemiye karşı önlem alıyormuş gibi yaparak aslında daha büyük sorunlara yol açmaktadır” dedi.
EKONOMİK KRİZ
Ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Günay, “Ekonomiyi ve buna bağlı olarak Türkiye’yi iflasa götüren politikalar sokakta ve anketlerde AKP’nin yüzüne bir tokat gibi çarpınca şimdi her alanda reform yapmaya, rasyonel olmaya karar verdiler. Öncelikle şunu net bir şekilde belirtmek isteriz; Türkiye halklarının karşısına çıkıp israfın, rantın, talanın, yolsuzluğun itirafını açıklamadan ve hesap vermeden tek elden politika değişimine karar vermek sizin haddinize değildir. Biz bu tablonun kader olmadığını biliyoruz. İşsizlik, yoksulluk ve açlıktan, faşizm ve teklikten hep birlikte kurtulacağız” dedi.
‘TALANI DURDURUN’
Kuzey Doğu Suriye’de AKP’nin kontrolündeki cihatçılar tarafından yapılan hak ihlallerine de değinen Günay, şöyle konuştu: “Kuzey Suriye topraklarında suç makinesine dönen cihatçı gruplar, kadınlara, çocuklara işkence etmekten tutalım, doğal kaynakların talanına kadar birçok suç ile gündeme geldiler. Şimdi de tarihi mekanları yağmalama ve talan etme ile gündeme gelmeye başladılar. TSK’nın destek verdiği cihatçı gruplar Girê Spî Kantonundaki tarihi mekanları hedef alarak buraları talan ediyor. Yerel kaynakların aktarımına göre binlerce yıllık geçmişe sahip olan Til Dehlîz, Til Sehlan, Sebî Ebyed ve Faw höyükleri, şimdiye kadar işgalci gruplar tarafından talan edilen tarihi mekanlardan sadece birkaçı. İktidara çağırımızdır; kendi denetiminizdeki bu alanlarda insanlığın ortak değeri olan tarihi mekanların talanını durdurun. İnsanlığa karşı suç işleyen bu grupları desteklemekten vazgeçin ve Kuzey Suriye Halklarının kendi topraklarına dönmelerinin önünde engel olmaktan çıkın.”