Güven: Kürdistan Özgürlüğü için Özgürlük yolu İmralı’dan geçer

0
720

DBP 5’inci Olağanüstü Kongresi’nde konuşan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, “Bundan sonra kimse Kürtleri yok sayarak siyaset yapamayacaktır. 2020 yılı statümüzü kazanma yılı olacaktır. Bugün ne yaşıyorsak yaşayalım sonu muhteşem olacak” dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Örgütü, “Ulusal birlik ruhuyla özgür topluma doğru yürüyoruz” şiarıyla 5’inci Olağanüstü Kongresi’ni Demirok Tesisleri’nde gerçekleştirdi. Kongreye Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekilleri Remziye Tosun, Semra Güzel, Nuran İmir, Dersim Dağ, İmam Taşçıer, Musa Farisoğulları, HDP Genç Kadın ve Gençlik Meclisleri, HDP ve DBP İl Örgütü, Tevgera Jinên Azad (TJA), Diyarbakır Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Barış Anneleri Meclisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Kürdistani partiler katıldı.

Kongrenin gerçekleşeceği salona “Tifaqa mayinde azadîyek mayinde” (Kalıcı ittifak kalıcı özgürlük), “Rêxistinkirina jinê bi rêxistinkirina jîyanek e azad e” (Kadın örgütlülüğü özgür yaşamı örgütlemektir), “Bo arama û azadî yekîtiya netewî’ (Huzur ve özgürlük için ulusal birlik) pankartları asıldı.

Kongre demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

‘Birlik olarak bu komployu boşa çıkarmalıyız’

İlk olarak konuşan DBP Amed İl Eşbaşkanı Garip Kandemir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride değinerek, “40 yıldır komplocu zihniyete karşı direniyoruz. Kürdistan halkı kanıyla bu zulme karşı mücadele ediyor. Kürt iradesini yok saymak için her yerde savaş açtılar. Kürt direnişi ile bu komplo boşa çıkarıldı. Devlet kendi çıkarlarıyla hareket ediyor. Komploda yer alan güçler Kürtler’i yok etmek için çalıştılar. İktidar kendi varlığını Kürtler’in yokluğu üzerinden sağlamaya çalışıyor. Kürtler buna karşı birlik olmalıdır. Birlik olarak bu komployu boşa çıkarmalıyız. Kongremizin birliğin güçlenmesine vesile olmasını umuyorum” diye konuştu.

Garip’in konuşması ardından Kürtlerin demokrasi mücadelesini konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı.

‘15 Şubat ulusal bir komplodur’

Daha sonra söz alan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, yaşanılan sürecin “Örgütsüz bir halk özgürleşemez” sözünü hatırlattığını söyleyerek, bu örgütlülüğün öncülüğünü yapan ve emek verenleri selamladı. Leyla, “Özgürlük için onlarca partimiz kuruldu, hepsi kapatıldı. Bizim partilerimiz yasaklandı ama biz hiçbir zaman vazgeçmedik, mücadelemize devam ettik. Çalışmalarımızı aralıksız sürdürdük. Dün 15 Şubat’tı. Kürt halkı iyi biliyor ki 15 Şubat yalnızca Abdullah Öcalan üzerindeki komplo değildir. Ulusal bir komplodur. Tüm Kürdistan üzerinde yürütülmüştür. Sıradan yaklaşmamalıyız. Önderlerimiz asıldı, tutuklandı. Şex Said darağacına asıldığında ‘Bizi şimdi asabilirsiniz ama yarın torunlarımız size karşı duracak’ demişti. Biz onun torunlarıyız. ‘Abdullah Öcalan’ı tutuklarsak Kürtler biter’ dediler. Ama aynı şekilde yüzlerce kişi ayaklandı” diye belirtti.

‘Kaderimizi kendimiz çizeceğiz’

Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de dikkat çeken Leyla, “Tecrit insanlık suçudur. Bu tecridi kaldırana kadar biz ayakta duracağız. Kalıcı bir direniş sergileyeceğiz. Biz kaderimizi kendimiz çizeceğiz, bu iyi bilinsin” dedi.

‘2020 yılı statümüzü kazanma yılı olacaktır’

Kürtler arasında oluşturulacak ulusal birliğin önemine de işaret eden Leyla, şu hususlara dikkat çekti: “Başûr referandum diyor oraya saldırıyorlar, Rojava’da özgürlük diyorlar ona saldırıyorlar. Biz sadece bir parça üzerinde düşünmemeliyiz. Ulusal birlikle bu saldırılara karşı mücadele edebiliriz. Niye Kürt partileri birlik olamıyor? Biz önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bizim birinci hedefimiz ulusal birlik olmalı. Birlik ve beraberlik ruhuyla bir araya gelmeliyiz. Bu çalışma kutsaldır ve hep birlikte bu çalışmayı sürdüreceğiz. Bütün AKP-MHP faşizmine, faşizmin yürüttüğü katliamlara rağmen halkımız ayakta ve birliktedir. Ulusal birlik yükselerek devam ediyor ve Kürtler artık statüsüz yaşamak istemiyor. Erdoğan’a, Bahçeli’ye, Kılıçdaroğlu’na rağmen biz statümüzü alacağız. Halkımızla birlikte başaracağız. Koşullar bizim için elverişlidir. 2020 yılı statümüzü kazanma yılı olacaktır. Bundan sonra kimse Kürtleri yok sayarak siyaset yapamayacaktır. Cenevre’den, Soçi’den, Astana’dan geri döndüler. Kürtler olmadan gittikleri her yerden de geri dönecekler. Dünyada en örgütlü, bilinçli, haklarına sahip çıkan güç Kürt halkıdır. Biz yönümüzü halkımıza çeviriyoruz. Halkımızla birlikte başaracağız. Bugün ne yaşıyorsak yaşayalım sonu muhteşem olacak.”

‘Özgürlük yolu İmralı’dan geçer’

Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise 15 Şubat’ın Kürt halkı, Ortadoğu ve Türkiye halkları için kara gün olduğunu dile getirdi. Saliha, “Abdullah Öcalan bu bölgede demokrasinin öncülüğünü yapıyordu. Komplo ile birlikte Ortadoğu’da demokrasiyi yok etmek istediler. Komplo startı 21 yıl önce Şam’da verildi ve hala devam ediyor. 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana mutlak tecrit derinleşti. Demokrasi karşıtı siyasi operasyonlarla halkları yok etmeye çalıştılar. Düşman hukuku işlettiler. Kürdistan’ın her bölgesinde tecrit uygulanıyor. Abdullah Öcalan şahsında tüm Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu halkı tecrit altındadır. Tecritle birlikte Kürdistan’da ve Türkiye’de diktatörlüğü geliştiriyorlar. Buna karşı her gün direnişte olmamız gerekiyor. Kürdistan özgürlüğü için özgürlük yolu İmralı’dan geçer. Yerimizde durmayarak direnişi büyütüp diktatörlüğe ‘Hayır’ demeliyiz. Komplo ve tecritle Kürt kazanımlarını yok etmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

‘Örgütlülüğümüzü büyüteceğiz’

Kürt ulusal birliğine de değinen Saliha, Kürt halkının kazanımlarını korumak için bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. “Şahsi çıkarlarımızdansa halkların çıkarlarını düşünmemiz gerekiyor” diyen Saliha, “Türkiye yalnızca kendi gücü ile değil ulusal devletler gücüyle saldırıyor. Bizler de bu devletlere karşı birliğimizi oluşturmalıyız. Nasıl Molla Mustafa Barzani’nin, Qazi Muhammet’in, Abdullah Öcalan’ın önceliği birlik olduysa bizim de bu birliği sağlamamız gerekiyor. Bizim için kırmızı çizgi halkın değerleri olmalı. Her gün Türkiye’de siyasi operasyonlar gerçekleştiriyorlar. Annelerimize saldırıyorlar. O kadar düşmüş ve çaresiz kalmışlar. Bizler bu zulm, savaş ve inkarlarınıza karşı halklarla beraber sokaklara çıkacak, direnişimizi büyüteceğiz. Onların yok olması yakındır. Bizim de bunun için örgütlenmemiz gerekiyor. Demokratik Modernite, Demokratik Ulus modeli Ortadoğu’da bir örnek durumundadır. Bizler bunu geliştirmek için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü paradigmamızla örgütlülüğümüzü büyüteceğiz” dedi.

Konuşmaların ardından yapılan seçimde DBP Amed İl Eşbaşkanlığına Seval Gülmez ve Mehmet Bakır seçildi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz