İstanbul ve Ankara’da, hasta tutsaklar için açıklamalar yapıldı. Açıklamalarda, tutsaklar Şevket Bilici ve Nazime Avras’ın durumlarının ağır olduğu vurgulandı.
Ankara’da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 320’nci haftasında hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi binasında açıklama yaptı. İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi Sevil Turgut, bu hafta Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde kalan Şevket Bilici’nin durumuna değindi.
Turgut, 3 ay içerisinde 3 tutsağın karantina koğuşlarında yaşamını yitirdiğini aktardı.
Turgut, yaşadığı hastalıkları ve zorlukları yazdığı mektupla İHD’ye gönderen Bilici’nin sağlık durumuna ilişkin ise şunları aktardı:
“2018 yılında aynı yıl içerisinde 2 kez kalp krizi geçirdi ve kalp rahatsızlığından kaynaklı 3 kez anjiyo olmuştur. Başta ana damar olmak üzere 4 kalp damarının tıkalı olduğunun tespiti üzerine bu damarlara stent takılmıştır. Kalp damarlarında yüzde 45 daralma vardır. Mevcut durumda da sol tarafında büyük oranda hep ağrı ve uyuşukluk hissetmektedir. Kansızlık rahatsızlığı vardır ve nefes alışverişlerinde büyük zorluk çekiyor. Mide ve ülser rahatsızlığı, bağırsak sorunları, içten kanamalı hemoroid, sinüzit ve baş ağrıları, yüksek tansiyon, düşük tansiyon rahatsızlıkları, gül dökümü hastalığı ve alerjik rahatsızlıkları da bulunmaktadır.”
Bilici’nin her geçen gün sağlık durumunun daha da kötüye gittiğine işaret eden Turgut, “Serbest bırakılsın” diye belirtti.
İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çektiği ‘F Oturumu’ eylemleri kapsamında sanal medya üzerinden açıklama yaptı. Bu hafta Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Nazime Avras’ın durumuna dikkat çekildi.
Komisyon üyesi Meral Nergis Şahin, 17 Ekim günü Kırıkkale Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından darp edilerek katledilen Serkan Tümay’ı anarak konuşmasına başladı.
Şahin, “Salgın sürecinde sağlık hakkı yanında temel hak ve özgürlüklere yönelik ihlallerde de artış yaşanmıştır. Nitekim hasta mahpus Nazime Avras’ın da tutuklu bulunduğu Gebze Kadın Kapalı Hapishanesinde; mahpus odalarında baskın tarzında aramalar yapıldığı, eşyalarının tahrip edildiği, kitap, defter ve yazı malzemelerinin çöp poşetlerine doldurularak götürüldüğü ve tüm çabalarına rağmen bu eşyaların geri verilmediği, korona bahanesiyle dışarıdan dergi, gazete ve kitap almalarının yasaklandığı, yazdıkları mektupların özellikle Kürtçe olanların karşı tarafa ulaştırılmadığı, yine korona tehlikesi bahanesiyle kanser, şeker, tansiyon hastası mahpusların hastaneye götürülmediği ve hapishanede tedavi edilmeleri için gerekli hiçbir düzenleme yapılmadığı, bildirilmiştir” dedi.
Ardından konuşan Komisyon üyesi Mehmet Acettin de şunları aktardı:
“5 ay boyunca Bitlis E tipi hapishanesinde tutulur ve sonrasında Gebze Kadın Kapalı hapishanesine sevk edilir. Kardeşinin aktardığı bilgilere göre; ameliyatla tüm rahmi alınmasına ve kanamasının tekrar başlama riski olmasına rağmen, hastanede sadece 2 gün tutulduktan sonra, apar topar hapishaneye götürülür. Ameliyatın ardından sağlık kontrolü için hapishane idaresine defalarca hastaneye sevk başvurusunda bulunan Avras’ın talebi geçerli bir gerekçe gösterilmeden her defasında reddedilir. Hatta en son yaptığı hastaneye sevk başvurusuna idare tarafından ‘iyisin, idare et’ gibi bir yanıt verilir.”
Acettin, Avras’ın derhal serbest bırakılmasını istedi.