HDP’li milletvekilleri, hasta tutsakların ölüme terk edildiğini belirtti, “İdam cezasını zamana yayarak ve fiilen uyguluyorlar” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, hasta tutsaklara ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Serpil Kemalbay, Meral Danış Beştaş, Dersim Dağ, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kemal Bülbül, Kemal Peköz, Zeynel Özen, Mahmut Toğrul, Mehmet Rüştü Tiryaki katıldı.
‘334 HASTA TUTSAK VAR’
Açıklamayı yapan Beştaş, Türkiye’deki en önemli sorunlardan birinin tutsakların cezaevlerinde ölüme terk edilmeleri olduğunu söyledi. Beştaş, “İnsan Hakları Derneği’nin son verilerine göre; 220 bin kapasiteli Türkiye cezaevlerinde kapasitesini aşan bir şekilde şu anda yaklaşık 280 bin kişi bulunuyor. Bunlar arasında 457’si ağır olmak üzere bin 334 hasta tutuklu bulunuyor. Resmi olmayan ancak çeşitli sivil toplum örgütlerinin verilerine göre, sadece 2019 yılında 50 hasta tutuklu yaşamını yitirdi” dedi.
‘TEDAVİLERİ ENGELLENİYOR; ÖÇ ALINIYOR!’
Beştaş, “Bu mahpusların tedaviye erişim hakları engelleniyor. Sağlık hakları engelleniyor, yaşam hakkı ellerinden alınıyor. Bunların birçoğu 25-30 yıldır cezaevlerinde tutulan kişiler ve bu yıllar içinde yaşlı, yaşamını tek başına idame ettiremeyen, istedikleri gıdayı tüketemeyen, hastalıkları nedeniyle hijyenik koşullarda kalmaları gereken insanlardan söz ediyoruz. Bu mahpuslar cezaevlerinde olmasalardı, hastanelerde tedavi ediliyor olacaklardı. Ama şimdi disiplin cezalarıyla bir de hücrede kalma cezası veriliyor. Bunun anlamı devlet bu mahpuslardan öç alıyor demektir” diye konuştu.
‘DEVLET SORUMLUDUR’
Sivas Katliamı sanığı Ahmet Turan Kılıç’ın Cumhurbaşkanı tarafından affedilerek tahliye edilmesine değinen Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ahmet Turan Kılıç mı sadece yaşlı, sadece o mu hasta, sadece onun hakkında mı rapor var? Hayır. Onun gibi onlarca, yüzlerce kişi aynı hatta daha vahim durumlarda. Bu af meselesinin bir siyasi saikle gerçekleştiği noktasında tabi ki hiçbir tartışma yok. Gülistan Abdo Gebze M Tipi Cezaevi’nde 1994 yılından bu yana tutuklu. Tedavi edilmediği için bacağı kangren oldu. Sol bacağı kesilerek protez takıldı. En son kafasını çarpmıştı, ciddi kırıklar vardı. Fakat buna rağmen ne doktor kontrolleri yapılıyor ne de tahliye talepleri kabul ediliyor. Hasta tutuklu Ramazan Kıran’ın ailesi Adana‘da yaşıyor. 24 yıldır tutsak, 24 yıldır annesi onu göremiyor. Bundan daha büyük bir işkence, zulüm olabilir mi? Hüseyin Polat yaşamını yitiren hasta mahpuslardan biri. Mide kanamasından öldü ve hastaneye götürüldü ama yer olmadığı gerekçesiyle geri götürüldü. Buna nasıl normal bir ölüm diyebiliriz. Tutukluların, hükümlülerin yaşam hakkından devlet sorumludur. Bunun hesabını vermesi gereken iktidar aygıtıdır, yürütmedir.”
‘İDAM CEZASI!’
Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) tutumunu da eleştiren Beştaş, ATK’nin AKP’nin bir komisyonu gibi çalıştığını ifade etti. Beştaş, “Yüzde 80-90 bile olsa çoğu zaman rapor vermiyor” dedi.
Beştaş, şunları da kaydetti: “Hastaların hala cezaevinde tutulması, buna karar vermiş savcıların kaldırılmış idam cezasını uyguladıklarını bize gösteriyor. Kelepçeli muayeneyi dayatarak, ilaçlarını vermeyerek, revire götürmeyerek, tedavi süreçlerini engelleyerek, bir başına tutarak, idam cezasını zamana yayarak ve fiilen uyguluyorlar.”