‘Heftanin bir direniş, bir çağrıdır’

0
1233

YJA Star Komutanı Feride Alkan: Heftanin bir direniştir. Açığa çıkan direniş, bir çağrıdır. Kürdistan, Ortadoğu gençliğine, faşizmden sömürgecilikten, işgalden acı çekmiş, onunla yaşamak istemeyen herkese gerillaya çağrıdır.

Türk devletinin düzenlediği işgal ve soykırım saldırılarına karşı YJA Star ve HPG gerillalarının yeni taktikle düzenlediği direniş, 15 Ağustos Atılımı’nın 36’ıncı yıl dönümüne ilişkin gazeteci Çınar Göktaş’ın sorularını yanıtlayan YJA Star Komutanı Feride Alkan, “Kuşkusuz, 15 Ağustos faşizme ‘dur’ demenin, inkara, imhaya ‘dur’ demenin, onurluca, insanca yaşamaya cesaret etmenin, bunun için ne bedel gerekiyorsa göze almanın ama köleliğe, boyun eğmeye, diz çökmeye tenezzül etmemenin duruşu olarak ortaya çıktı” dedi.

Alkan sorulara şu yanıtları verdi:

Cenga Heftanin hem 15 Ağustos’a yakın bir sürece giriyor hem de 2 ayını doldurmak üzere. Nasıl geçti bu 2 ay?

Kıran kırana bir iki ay geçti. Öncelikle 15 Ağustos’a da yakınlaştığımız bugünlerde büyük komutan Mahsum Korkmaz yoldaş şahsında Cenga Heftanin’de ölümsüzleşen bütün kahramanları saygıyla selamlıyorum. Kamuoyu da halkımız da yakından takip ediyor; Cenga Heftanin önemli bir gündem oluşturdu. Kürdistan halkının işgal karşısındaki direnişi adına. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin, gerillaların işgal karşısındaki kararlı tutumu adına. İkinci ayını doldurmuş durumda. Dolu dolu, yoğun geçen, kıran kırana iki aydan bahsedebiliriz. Yakın zamanda Pirbula’da dillere destan, üzerine çokça konuşulabilecek, filmler yapılabilecek, romanlar yazılabilecek direniş yaşandı.

Henüz 19 yaşında gencecik bir gerilla yoldaşımız olan, Pirbula’ya sızmaya çalışan askeri büyük bir direniş ruhuyla karşıladı. 8 koldan arkadaşların saldırısıyla 22 asker işgalci içindeki hain ihanetçilerle birlikte yok edildiler. 8’i ağır yaralandı, diğerleri de adeta, deyim yerindeyse arkalarına bakmadan eşyalarını bırakarak alanı terk etmek zorunda kaldı. Akşama kadar yoğun teknikle kıran kırana mücadele yaşandı. Cenazelerini ancak akşama doğru yoğun teknikle alabildiler. Gece boyunca da çok yoğun hava saldırısı yaptılar. Bu büyük direnişin tek şehidi, ilk düşmanı karşılayan olduğu için, diğer yoldaşlar pozisyon alıncaya kadar fedakarlık yaptığı için heval Warşin oldu. İki ayda yaşananları sadece bu olayda özetlersek şu ortaya çıktı; yani bir şekilde Heftanin’in işgaliyle Güney Kürdistan ve genel olarak Kürdistan’ın işgalini yaygınlaştırmaya çalışan düşmana orada dur denildi. Sen istediğin zaman istediğin yere gidemezsin, denildi. Sen psikolojik, özel savaşla topluma kendini çok güçlüymüşsün gibi yansıtabilirsin, istediğin zaman Mısır’a, Libya’ya, İdlib’e, Akdeniz’e girerim, diyebilirsin ama Kürt özgürlük hareketi gerillalarının olduğu yerlere istediğin zaman istediğin biçimde giremezsin.

NATO’nun ikinci büyük ordusu olsan da bütün faşizan örgütlenme ile onun tekniği ile donanmış olsan da Kürdistan özgürlük gerillasının iradesi karşısında durumun budur. 36 yıldır böyledir. Bütün sömürgeci, emperyalist devletlerin desteği ile Kürdistan’da Önder Apo öncülüğünde yürütülen mücadeleye karşı çok yönlü yürütülen savaşta birçok iktidar devrildi. Bütün hesapları bugüne kadar boşa çıkarıldı, 36 yıllık bir tecrübeye bir ruh var. Önder Apo öncülüğünde büyük komutan Agit yoldaşın ruhu, kararlılığı temelinde Heftanin’in ispatladığı; Kürdistan özgürlük mücadelesi işgali kesinlikle durduracak, Kürdistan’dan söküp atacak, pozisyondadır. Bu kutsal topraklarda galip gelecek olan kesinlikle direniştir, bitmeye mahkûm olan işgal ve ihanettir. Heftanin direnişinde somutlaşan budur. Bu propaganda değildir, slogan değildir; orada savaş bilançosuyla somutlaşmış realitedir.

Bu iki aylık süreç içerisinde yaşananları somut savaş tarzına, HPG’nin yeniden yapılanması diyebilir miyiz?

Bunu rahatlıkla değerlendirebiliriz. HPG YJA Star açısından, profesyonelleşme dediğimiz, modern gerilla dediğimiz, yeni bir dönem başlamıştır. Bu model çok somut olarak Heftanin’de uygulanmıştır. Somut, taktik olarak, tarz olarak, teknik hakimiyet olarak, düşman tekniğini boşa çıkarma anlamında uygulanmıştır. Bunun sonucudur ki 50 uçak sabaha kadar Xantur’u bombalasın ama bizim oradaki kaybımız sadece Çekdar yoldaş olsun. Bunun sonucudur, bütün tekniğiyle Şeşdare’yibombalasın fakat Esmer yoldaşın direnişinde düşmanın orada onlarca cenazesi olsun. Zeryan arkadaş iki silahla akşama kadar tek başına bir tepeyi savunabilsin, geçit vermesin. Zeynep yoldaşın Kartal Tepesi’nde bir sabotajcı olarak onlarca askeri, işgalciyi öldürmüş olması; bu tarzın sonucudur. 6-7 keşif uçağı altında karadan, havadan onlarca teknik altında eylem yapabilmesi, hiç kayıp vermeden dönebilmesi yeni tarzın sonucudur. 2 aylık direnişte modernlemiş, profesyonelleşmiş gerilla yani kendisini minimize etmiş fakat tarzıyla, disipliniyle düşmanın sırtını dayadığı hatta propaganda ettiği, askerine cesaret olarak aşıladığı teknik savaşının çok da bir şey ifade etmediğini Heftanin gösterdi. Yoldaşların önderlik felsefesiyle kendilerine perspektif edindikleri, ‘en büyük teknik insandır’ yaklaşımının başardığını ortaya çıkarmıştır.

YJA Star’ın da yeni bir aşamaya taşındığını söyleyebilir miyiz? Ya da Heftanin YJA Star’ın yeni aşaması için ön açıcı olabilir mi?

Bütün savaş tarihimizde olduğu gibi profesyonelleşen modern gerilla çağında da kadın öncülüğü, dolayısıyla kadın ordusu olarak YJA Star öncülüğü belirleyicidir. Kuşkusuz bir bütündür savaş. Son mermisine kadar savaşıp düşmanın eline sağ geçmemek için uçurumdan atlayan Rüstem yoldaş da bir duruştur. Düşmanı hezimete uğratıp bombasıyla kendisini feda eden Memyan yoldaş da bir duruştur. Buna ruh olarak da modern gerilla disiplini tarzı anlayışı olarak da öncülük eden Zelal, Zeryan, Esmer, Zeynep, Berivan, Amara, Warşin yoldaştır. Dolayısıyla bütün savaş tarihimizde işgalciliğe, düşmana, faşizme, ihanete karşı özgürlük ısrarının temsili olarak hem ruh anlamında hem özgürlük ısrarı ve inadı anlamında; Kürdistan’a özgürlük geleceğini, işgalin, onursuzluğun bitirileceğini, bunun bu savaşla olacağını YJA Star gerçeği olarak bu arkadaşlarımız Heftanin’de somutlaştırmıştır. Kürdistan’ın geneli için böyledir. Birkaç gün önce Pervari’de bir kirpide sabotaj eylemi ile 12 askeri, işgalciyi ortadan kaldıran kadın yoldaşların durduğu yer de budur ki öyle yerde eylem yapmak kolay değildir. Ama bir kadın birimi başarılı eylemiyle, YJA Star öncülüğünün savaştaki ısrarını göstermiştir. Yani Gülnaz Karataş-Beritan yoldaşın ‘savaştıkça varız, savaştıkça büyür ve güzelleşiriz’ gerçeğinin YJA Star’da tarza, pratiğe dönüştüğünü Heftanin göstermiştir.

Cenga Heftanin’in 15 Ağustos’un güncellenmiş hali olduğunu belirtebilir miyiz?

Kuşkusuz,15 Ağustos faşizme “dur” demenin, inkara, imhaya “dur” demenin, onurluca, insanca yaşamaya cesaret etmenin, bunun için ne bedel gerekiyorsa göze almanın ama köleliğe, boyun eğmeye, diz çökmeye tenezzül etmemenin duruşu olarak ortaya çıktı.

Bugün bu ruh, 36 yıllık savaşımızda, bütün Kürdistan’da, Efrîn’deki Kürt kadınlarında da Serêkaniyê’deki Muhammed’in çığlıklarında da Hevrîn Xelef’in heybetli duruşunda da Kürdistan’da özgürlüğe yemin etmiş olmanın, asla işgalle yaşanamayacağına söz vermiş olmanın, bunun için ne bedel gerekiyorsa göze amanın ve mücadele etmenin ruhudur. Bu ruhun başlangıcı, eylem, cesaret noktası 15 Ağustos’tur. Heftanin cenginde, gerçekten de bir ceng meydanıdır, zılgıtlarla, cesaretlerle “Ev der Heftanin e” demenin başka ifadesi olamaz. Artık köleliğe başkaldırmış, kesinlikle bu kutsal toprakların işgal ve ihanetle daha fazla kirletilemeyeceğine, bunun duruşunu ortaya çıkarmış ruhtur. Bu ruhun başlangıç noktası, cesaret kaynağı Önder Apo öncülüğündeki Kürdistan özgürlük mücadelesidir, büyük komutan Mahsum Korkmaz ile somutlaşan, silahlı, örgütlü mücadele çizgisidir. Biz bu mücadeleyle ülkemizi, halkımızı zulümden kurtarabileceğiz. Bunun ısrarı, inancı, bu konudaki başka hiçbir şeye ihtimal vermeme, bu tarihi kişiliklerde somutlaşmıştır. Katlanarak bu ruh Heftanin’de yaşanıyor.

Savaş bir bilanço ise aynı zamanda, iki aylık bilanço 300’den fazla düşman ölüsü olduğu gerçekliğidir. Dünyanın hiçbir yerinde yaşanmayan savaş yaşanıyor. Yemen’de, Libya’da, İdlib’de, dünyanın hangi sıcak savaş bölgesinde bir gecede 50 uçak durmadan vuruyor? Dünyanın hangi ülkesinde binlerce asker bu yoğunlukta operasyonel durum içindedir? Her arkadaşın şehadeti büyük acı ve değerdir ama hepsi onur ve özgürlük içindir, dolayısıyla bilançoya baktığımızda istifa eden sözleşmeli askerlere baktığımızda, “hastayım” deyip geri dönmeyen askerlere baktığımızda, ölen işgalcilere baktığımızda, hain korucular ile askerler arasındaki sıkışmaya, psikolojik sorunlara baktığımızda ve buna karşılık gerilla şehadetlerine baktığımızda, bu bilanço kesinlikle ortaya şunu çıkarıyor; işgal orada yenilmiştir.

İki aylık süreçte bile bir sendrom oluştu, değil mi?

Bize yansıyan budur. Erzak-su sıkıntısı üzerinden tutalım, cenazelerin arazide kalmasından tutalım, birbirini öne sürmeye baktığımızda, bir sendrom vardır. Bu sendromu yaşatan artık modernleşmiş, profesyonelleşmiş, bunun taktiğini ve tarzını yakalamış gerilla duruşudur. Cenga Heftanin olarak ifade ettiğimiz 2 aylık direniş savaşıdır.

Mahsum Korkmaz, Heftanin’den Botan’a geçti. Gerillaya katkısı nedir Mahsum Korkmaz’ın? Onun ruhuyla savaştığını söylüyor gerillalar…

Mahsum Korkmaz bir duruştur; işgal, imha konsepti karşısında. Cesaretin şahlanması, örgütlenmesi, eyleme dönüşmesi, taktik-tarz kazanmasıdır ve bu olmuş bitmiş bir olay değildir. Günceldir, devam eden bir süreçtir. Mahsum Korkmaz komutanlığı, günlük olarak Kürdistan Özgürlük Savaşı’na öncülük yapan pozisyondadır. Önderimizin felsefesi perspektifleri, 36 yıllık tecrübe elbette Mahsum Korkmaz yani bir ruh olarak, bir duruş olarak somutlaşmıştır.

Heftanin bu anamda Kuzey-Güney-Rojava üçgeninde çok stratejik önemdedir. ’92 Güney Savaşı’nda da hiç düşmeyen, aslında işgali yenilgiye uğrayan bir yerdir. Düşünün ki büyük komutanımız Azime yoldaşın, Mihriban Saran’ın koordine ettiği gecede 36 yere saldırılmıştır ve hepsi de düşürülmüştür. Hem kadın gerillalığı açısından hem de genel olarak Heftanin her zaman direnmiştir. Gerillanın direniş kalesidir. Düşman Kuzey-Güney-Rojava üçgeninde olduğu için yoğun yönelmiştir. Kuzey ile Güney’i birbirinden koparmak istemiştir, burayı işgal ederek Rojava’ya da hakim olmak istemiştir, bunun için de hep yoğun yönelmiştir. ’85’ten beri büyük operasyonlar hep yapılmıştır ama gerilla hep önemli direniş sergilemiştir, önemli başarılar elde etmiştir. Bu Behdinan, Botan ruhudur, Mahsum Korkmaz öncülüğünde somutlaşan 36 yıllık tecrübedir bugüne yansıyan. Bir başarı, direniş geleneği olarak varlığını sürdürmüştür. Büyük eylemlerin, direnişlerin yeri olmuştur. Düşmeyen bir kale olarak hem Botan’ı tamamlayan, onun parçasıdır. Botan halkı direngen halktır, ’91 Güney serhildanlarında önemli rol oynamıştır, ’92’deki Güney savaşında da önemli başarılara imza atmıştır…

Mahsum Korkmaz’ın bu kadar başarılı olmasının kadına yaklaşımıyla da ilgisi yok mudur?

PKK’de başarının püf noktası, bir Önderlik felsefesi olarak elbette kadın özgürlük çizgisi, bu noktadaki ısrar, kadının özgürlüğe susamışlığını örgütleme yeteneği… Çünkü kadın demek toplum demektir, halk demektir, binlerce yılın baskı, sömürü altında, özgürlüğe susamış halkı toplumu cinsi demektir, yurtseverliği, değerlere bağlılığı, dil, kültür demektir. Bütün bunları örgütleme yeteneği önderlikte bir felsefe, mücadele çizgisi olarak PKK’nin esas gücünün püf noktası olmuştur. Rojava devrimiyle de bütün dünya görmüştür, zaten olan şey görülmüştür. Önderliğin bu çizgisi, felsefesi PKK’de başarılı, komutan ve devrimci olarak başarılı bütün kadın ve erkek yoldaşlarda da oturmuştur. Kim önderliği kavramış bu konuda, inanmış, buradan mücadeleye yaklaşmış, o başarılı olmuştur. Bunların başında da büyük komutan Agid yoldaş gelir. Daha o süreçte, Hanım Yaverkaya ile 15 Ağustos hamlesini örgütleyen -Havva arkadaş zaten Eruh’ta komutan olarak o sürece katılan yoldaştır- Agid yoldaşın kadın yoldaşlarına güveni, gericiliğe, dörtlü çeteciliğe karşı kadın özgürlük çizgisine inancını koruyan, kadınla güç olmayı esas almıştır. Önderliği en iyi anlayan, uygulayandır bu konuda da.

Cenga Heftanin kahramanlarını bize anlatabilir misiniz?

Bir kahramanı anlatmak kolay değildir. Kahramanı en iyi anlatan onun pratiğe dönüşmüş tutumudur. Gerçekten hangi cümle Esmer yoldaşı tarif edebilir ya da Warşin, Zeynep, Zeryan yoldaşı tarif edebilir, kestirmek güçtür. Hepsi de Kürdistan’ın çeşitli bölgelerinden faşizme, işgale inkarcılığa büyük öfkeyle PKK’ye katılmış, kadın özgürlük çizgisinde inat etmiş, yurtseverlik değerleri güçlüdür. Warşin arkadaş mesela 18 yaşındadır. Ama ondaki yurtseverlik, militanlık, özgürlük inancı onu büyük bir kahraman kılmıştır. Esmer yoldaş öz savunma direnişleri sürecinde bir tutum olarak, devletin demokratik mücadeleye asla gelmeyen, çözüme gelmeyen yaklaşımı karşısında demokratik alan mücadelesinin yeterli olmayacağını, faşizmin ancak gerillayla, silahlı mücadeleyle yenilebileceğine ikna olmuş, gerillaya karar kılmıştır. Şırnak şehir savaşına tanıklık etmiş, oradaki o genç insanların direnişine tanıklık etmiş, vahşeti görmüştür. Cizre vahşetinin, Nusaybin’deki direniş karşısında düşmanın yoğun yönelimlerinin ancak gerilla direnişiyle son bulacağına inanmıştır. 2016’da dağlara gelmiştir. Büyük kahraman olarak tarihe geçti. Hakeza Zeynep, Zelal yoldaş da öyle. Kendini Beritan çizgisinde uçurumlar militanı yapan, son ana kadar savaşıp kendini uçurumdan atan Rüstem yoldaşın gerçeğidir.

Bunlar Kürdistanlı yiğit kadınlar ve genç erkekler olarak, bu halka gerçekten özgür bir yaşam, onurlu yaşam bahşedilsin diye, zindanlardaki zulüm ortadan kalksın diye, 20 yılını doldurmuş İmralı esareti ortadan kalksın diye cesaretle faşizmin üzerine giden, faşistlerin korkmaya değer olmadığını kamuoyuna, dünyaya gösteren yiğitler. Faşist Türk devleti özel, psikolojik savaşıyla, zindanlarıyla topumu nefes alamaz hale getirmiş. Bu genç kadın erkekler faşizmin o kadar da güçlü olmadığını, korkak olduğunu, bu yüzden bu kadar saldırganlaştığını, saldırıya durursak yıkılabileceğini göstermişlerdir.

Modern gerillacılık Heftanin ile mi sınırlı, diğer gerilla alanlarına da yansıyacak mı?

Gerillanın modernize olması bir bütün durumdur. Değişen dünya koşullarında gerillanın kendisini yenileme ihtiyacıdır. Değişen teknik, savaş araçları karşısında, değişen dünya koşulları karşısında kendisini çağa, döneme uyarlamasıdır. Ancak kendimizi koşullara uyarlarsanız karşınızdaki işgal gücünü Kürdistan’dan çıkarabilir, yenebilir, faşizmi yıkabiliriz. İşgalci devletin faşist ordusu üzerinden ve bütün özel savaş araçları aygıtları üzerinden kıran kırana çok yoğun bir savaş var. Sıcak bir savaş var, hem psikolojik savaştır, sıcak savaştır 36 yıldır süren bir savaştır. NATO desteklidir. Bugün kendisi aynı zamanda paramiliter güçlerle DAİŞ olarak örgütlemiştir. İşgalci devletlerle mücadele yürütmek adına bizim kendimizi koşullara göre ayarlamamız, güncellememiz ile ilgili bir süreçtir, modernizasyon dediğiniz olay. Fakat bunun örgütlü olarak elbette daha pratik yeri bu süreçte Heftanin oldu. Biliyorsunuz, biz ilk şehit Delal Amed Hava Kuvvetleri şehidimiz olan Doğa arkadaşımızı da ilan ettik. Mücadelenin değişik alanlarında emeği geçmiş, kendisini geliştirmiş ve hava kuvvetlerinin gelişiminde de öncülük yapmış, önemli katkılar sunmuş bir arkadaşımız Doğa arkadaş.

Heftanin’de de işgale karşı, işgalcilere karşı önemli eylemler yaptılar fakat bu savaşın bir sonucu olarak Doğa arkadaş şehit düştü. Hava Kuvvetleri ile hem de karadan yenilenmiş tarz ve taktiklerle modern gerillayı daha somut uyguladığımız yer Heftanin oldu. Fakat bu bir süreç, bir bütün olarak yeniden yapılanma dediğimiz, 2-3 yıllık sürecin giderek somutlaşması durumu. Bu kendisini gerillanın mücadele yürüttüğü bütün alanlarda pratikleştiren süreç. Bunun sonucu olarak Bakur’da, Botan’da, Serhat’ta, Amanos’ta, Amed’de, Dersim’de bunun sonucu olarak önemli gerilla varlığı vardır, Garzan’da da. Önemi eylemler açığa çıkıyor. Siirt Pervari’deki eylem de bunun sonucudur. Yani bu süreçtir. Yenilenmiş, profesyonelleşmiş, karşı teknikle tekniğe dayalı işgal ordusunu, faşizmi aşma noktasında yetkinleşmiş haliyle kesinlikle Kürdistan’da silahlı mücadelede önemli sonuçları çıkaracaktır.

Heftanin bir direniştir. Açığa çıkan direniş bir çağrıdır. Kürdistan, aslında Ortadoğu gençliğine, faşizmden sömürgecilikten, işgalden acı çekmiş, onunla yaşamak istemeyen herkese gerillaya çağrıdır. Kürdistanlı gençlerin, kadınların ve erkeklerin Kürdistan dağlarına gelme çağrısıdır. Başur’dan, Bakur’dan önemli katılım var. Bununla birlikte Heftanin direnişi faşizm karşısında toplumumuza ‘korkmayın, ayağa kalkın ve artık yeter deyin, cesaret edin’ çağrısıdır. Korkuyla iktidarını kalıcılaştırmaya çalışan iktidar söz konusu zaten. Özel, psikolojik savaşla bunu yoğunlaştıran, istihbarat, polis devleti uygulamaları söz konusu. Heftanin direnişi korkmaya gerek olmadığını gösteriyor, ‘ayağa kalkın’ çağrısıdır. Aydınıyla, akademisyeniyle, bütün muhalefetiyle bütün olarak kadın erkeğiyle, Alevisi, antikapitalisti, demokrat İslamcısıyla bütün topluma ‘ayağa kalk, faşizme dur de’ çağrısıdır. Bunun için birlik olmak, örgütlü olmak, el ele vermek gerek. Bu temelde ayağa kalkınca, eyleme durunca mutlaka faşizmin alaşağı edileceğinin çağrısıdır. Bu çağrının kadınlar başta olmak üzere bütün toplum tarafından, özellikle de gençler tarafından bir gerilla çağrısı olarak alınacağını biliyoruz. 36. özgürlük mücadelesi yılında, 15 Ağustos ruhuyla Heftanin’de somutlaşan bu çağrının toplumumuzda karşılık bulacağına inanıyoruz.

15 Ağustos Diriliş Bayramı’nın zulme, baskıya, inkar ve imhaya sıkılan ilk kurşunun tetikleyicisi olan ruhunu selamlıyorum, kahraman şehitlerimizi anıyorum. Bu topraklarda ihanetin, işgalin biteceğini, işgalcilerin yanında kendisine yer edinen, hala onlara dayanan, Heftanin operasyonuna da katılan korucular, kontralar başta olmak üzere, ki bunların da isimlerini vermek lazım, halkın kendisi de bunlara karşı duruş geliştirmelidir. Kendi halkına, kültürüne düşman bu kesimlerin korucu, kontra adı altında işgalin Kürdistan’da yaşamasına adeta vesile olan bu kesimlerin de hem bu çağrıya uyması, silkinmesi, bir halkın öldürülerek bitilemeyeceğini, tarihin hükmünün Kürt halkının direnişinden yana olduğunu, er geç bunun hakim olacağını kavraması lazım; tutumlarını, duruşlarını değiştirmeliler. Toplumda da bunlara karşı duruş olması gerekiyor. PKK öncelikle ihanete, köleliğe işbirlikçiliğe sıkılmış bir kurşundur. Bunda ısrar edenler kendilerini gözden geçirmeliler.

Bu temelde bir kez daha bu çağrının yaratıcısı, bu ruhun yaratıcısı şehitlerimizi saygıyla anıyorum. 15 Ağustos Diriliş Bayramı’nı kutluyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz