Komalên Civakên Kurdistan (KCK) Yürütme Konseyi (YK) Eşbaşkanlığı, işgalci Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yönelik artan saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifade ve vurgular yer aldı:
“Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yönelik işgal saldırıları artarak sürmektedir. Bu amaçla Başûrê Kurdistan’a yoğun askeri sevkiyat yapılmaktadır. KDP, resmi yolları işgalci Türk ordusuna açmış, Türk ordusunun bulunduğu yerlerin kontrolünü bütünüyle Türk ordusuna terk etmiştir. Öyle ki işgalci Türk ordusu bulunduğu yerlerde kontrol noktaları kurmuştur. Bu da gösteriyor ki Türk devleti işgal saldırılarını genişlettikçe aşama aşama Başûrê Kurdistan’daki idareyi ele geçiriyor.
YENİ VE TEHLİKELİ BİR DURUM
Zırhlı araçlar da dahil asker ve mühimmat sevkiyatının açık ve resmi yollar kullanılarak yapılması ortada bir mutabakatın olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar gerçekleşen işgal saldırıları KDP’nin örtük desteğiyle olmaktaydı. Türk devleti KDP’den aldığı desteğe dayanarak Irak devletine rağmen işgal saldırılarını yapıyordu. Şimdi ise Irak hükümetinin onayıyla olmaktadır. KDP ise artık açıktan işgale destek vermektedir. Bu, yeni ve tehlikeli bir durumdur. Bu tehlikeli duruma dikkat çekiyor, uyarı ve aynı zamanda halkımıza ve demokratik kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunuyoruz.
IRAK HÜKÜMETİ İŞGAL VE SOYKIRIM POLİTİKALARINA DAHİL OLMUŞTUR
Hareket ve halk olarak direnişimiz karşısında başarısız kalan soykırımcı sömürgeci Türk devleti, Kürt soykırımını gerçekleştirmek için daha fazla gücü soykırım ve tasfiye konseptine dahil etmeye çalışıyor. Bu güçlerden biri de Irak devletidir. Özellikle Başûrê Kurdistan’ın işgal edilmesinde KDP’nin desteğinin yetmediğini gören Türk devleti, Irak devletini yanına almaya çalışmıştır. Türk devleti, özellikle 2023 sonbaharında ve kışında gerilla karşısında verdiği ağır kayıplardan sonra bu gerçeği anlamıştır. Bu tarihten sonra Irak devletini işgal ve soykırım konseptine dahil etme arayışına girmiştir. Faşist şef Tayyip Erdoğan’ın Nisan ayında Irak’a yaptığı ziyaret bu amaçla olmuştur. Ne yazık ki Irak hükümeti Türk devletinin dayatmalarına karşı güçlü bir duruş sergileyememiş ve yapılan mutabakatlarla işgal ve soykırım politikalarına dahil olmuştur. Hareketimizin Irak’ta yasaklı örgüt olarak ilan edilmesi bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur. Aksi halde Irak halkı ve devletiyle her zaman dostluk ve dayanışma içerisinde olan bir hareket olarak Irak hükümetince yasaklı örgüt ilan edilmemiz nasıl açıklanabilir?! Irak hükümetinin ekonomik ilişkiler vb. çeşitli gerekçeler öne sürerek yapılan mutabakatların bu amaçla olmadığını söylemesi gerçekçi ve doğru değildir. Bunu o zaman dile getirmiş, Irak hükümetinin de dahil edilerek tehlikeli bir sürecin geliştirilmek istendiğini belirtmiş ve ilgili bütün kesimlere ikazlarda bulunmuştuk. Şimdi bunun aşama aşama pratikleştirilmek istendiğini görüyoruz. Başûrê Kurdistan’a yönelik gelişen yeni işgal saldırıları halkımıza karşı yürütülen soykırım konsepti temelinde anlaşmalar yapıldığını ortaya koyuyor.
BU CİDDİ TEHLİKENİN IRAKLILARCA GÖRÜLMESİ GEREKİR
Biz Irak’ta herkesin Türk devletiyle yapılan kirli anlaşmalara taraf olmadığını biliyoruz. Birçok Iraklı yurtsever, demokratik güç Türk devletiyle geliştirilen ilişkilerin Irak’ın çıkarlarına olmadığını görüyor ve geliştirilen bu ilişkileri benimsemiyor. Ne var ki gittikçe mevcut Irak hükümeti eliyle Irak devleti halkımıza ve Hareketimize karşı geliştirilen konseptin içerisine çekilirken buna karşı güçlü bir tutum sergilenmiyor. Bu Irak adına ciddi bir yetersizlik ve aynı zamanda ciddi bir tehlikedir. Dolayısıyla kesinlikle Irak’ın yararına olmayan bu ilişkilerin sonlanması için daha güçlü siyasi tutumların alınması gerekir. Irak hükümetinin Türk devletiyle girdiği ilişkiler kesinlikle Irak devletinin ve halkının yararına değildir. Başûrê Kurdistan’ın işgaline yönelik saldırıların artması bunu kanıtlamaktadır. Bu gerçeğin tüm Iraklılarca görülmesi gerekir. Özellikle Iraklı aydınlar, Irak’ın yararına olmayan ve kardeşlik ortamını bozan yaklaşımlara karşı tutum almalı, Irak toplumunu bu konuda bilgilendirmelidir.
TÜRK DEVLETİ IRKÇI, YAYILMACI AMAÇLAR GÜDÜYOR
Türk devleti milliyetçi, ırkçı, yayılmacı amaçlar güdüyor. Kürt düşmanı bir zihniyete sahiptir ve birincil amacı Kürt soykırımını gerçekleştirmektir. Baştaki hükümet olan AKP-MHP iktidarı da milliyetçi, ırkçı, faşist bir zihniyete sahiptir. Bu yayılmacı amaçlarına ulaşmak dışında başka hiçbir politikaya sahip değildir. Dolayısıyla Irak hükümetine verdiği ekonomik, siyasi vaatlerin hiçbir gerçekçi yönü yoktur. Bazı vaatlere kanarak veya çeşitli vaatler karşılığında PKK’ye ve Kürt halkına düşmanlık yapmak, bu düşmanlığa ortak olmak son derece haksız, yanlış ve tehlikelidir. Irak’ta bu durumun farkında olanlar artık bu tehlikeli duruma karşı güçlü bir tutum almalı ve Irak devletini bu yanlış gidişattan alıkoymalıdır. AKP-MHP iktidarı ve faşist şef Tayyip Erdoğan işgalci, yayılmacı neo Osmanlıcı bir zihniyetle hareket ediyor. Milliyetçi, ırkçı bir proje olan Misak-ı Milli sınırlarını işgal etmek istiyor. Bu amaca ulaşmak için savaşı derinleştirmeye çalışıyor, halkları birbirine karşı kışkırtıyor, kardeşlik ortamını zehirliyor. Bu politikanın mimarı olan faşist Devlet Bahçeli bu gerçeği açıkça söylemiş, amaçlarının Musul’u, Kerkûk’ü, Halep’i, Akdeniz’i, Selanik’i almak olduğunu belirtmiştir.
İHANETİN VE İŞGALİN MEŞRU ZEMİNİNİ OLUŞTURMA AMAÇLANIYOR
Irak’ta son dönemde kimi olayların Hareketimiz üzerine yıkılmak istenmesi gerçekleştirilmek istenen konseptle ilgilidir. MİT ve KDP tarafından organize edilen bu işler Hareketimize yıkılarak ihanet ve işgal meşrulaştırılmak isteniyor. Dolayısıyla bunlar sadece iftira değil, aynı zamanda tehlikeli bir plandır. DAİŞ vahşetine karşı Hareketimizin hem Başûrê Kurdistan hem Irak’ın savunulması için nasıl bir tutum ve çaba içerisinde olduğu herkesçe bilinmektedir. Hareketimiz ve Kurdistan Özgürlük Gerillası bundan dolayı sadece Kürt halkı içerisinde değil, Irak toplumu tarafından da son derece sevgiyle karşılanmaktadır. Irak toplumunun gerillaya ve Hareketimize yönelik bu olumlu yaklaşımları, tasarlanan kirli ve ihanetçi planları gerçekleştirmeyi zorlaştırıyor. Bu tür kirli komplolarla Özgürlük Hareketi Başûrê Kurdistan halkı ve Irak toplumu nezdinde karalanarak ihanetin ve işgalin meşru zemini oluşturulmak amaçlanıyor. Bu kirli senaryolar karşısında hem Kurdistan’da hem de Irak’ta aydınların, demokratik kamuoyunun ve kurumların duyarlı olması gerekir. KDP ve MİT’in geliştirdiği ve Irak hükümetinin de dahil edildiği bu kirli plan teşhir edilerek toplum bilgilendirilmeli ve dezenformasyonun önüne geçilmelidir.
KÜRT AYDINLARI, SANATÇILARI HALKI UYARMALI, HAREKETE GEÇİRMELİ
KDP, Türk devletinin işgal saldırılarına olan desteğini açıktan yaparak Kürt soykırımına açık taraf olduğunu ispatlamıştır. Hiçbir ulusal kaygıya ve hassasiyete sahip olmadığını, bütünüyle ailesel ve dar iktidar çıkarları uğruna hareket ettiğini ispatlamıştır. Ne yazık ki KDP Kurdistan’ın işgaline destek olmakla kalmıyor, Türk devletinin Kürt soykırımına dayalı konseptinin başarısı için siyasi ve diplomatik faaliyetler de yapıyor. Bu esef verici ve tehlikeli bir durumdur. Buna karşı güçlü ve net bir ulusal tutuma ihtiyaç vardır. Kürt halkı ve bütün Kurdistani örgüt, parti ve kurumları güçlü ve net ulusal tutumu ortaya koymalıdır. Yine Kürt aydınlarının bu tehlikeli duruma karşı en güçlü tutumu geliştirmesi gerekir. Kürt aydınları, sanatçıları, yazarları, halkı tehlikeler karşısında uyarmalı, aydınlatmalı ve harekete geçirmelidir.
HEDEFLENEN HALKLARIMIZIN ÖZGÜR GELECEĞİDİR
Gerilla, işgale ve soykırıma karşı büyük bir direniş sergiliyor. Gerillanın bu büyük anlamlı direnişini kutluyor, şehit düşen bütün yoldaşları burada bir kez daha büyük bir saygıyla anıyoruz. Gerillanın direnişi, Kurdistan’ın savunulması olduğu kadar halklarımızın demokratik ve özgür ortak yaşam umutlarının savunulmasıdır. Hedeflenen sadece gerilla ve PKK değil, Başûrê Kurdistan’dır ve halklarımızın özgür geleceğidir. Başta Başûrê Kurdistan’a yönelik olmak üzere gerçekleşen bütün saldırıların hedefinde Kürt halkının kazanımları ve bütün Kurdistan değerleri vardır. Bu açıdan bütün ulusal, yurtsever ve demokratik kurumlar işgal, soykırım saldırıları ve işbirlikçi ihanetçi tutum karşısında gerilla gibi net ve güçlü tutum sahibi olmalıdır. Halkımız, yurtsever, demokratik kurumlar, böylesi bir tutumla işgal ve soykırım saldırılarını püskürtebilir, Kurdistan halkının kazanımlarını koruyabilir. Şunun önemle anlaşılması gerekir. Ortada kesinlikle Kürtler arası bir anlaşmazlık veya Kürt örgütleri arasında bir anlaşmazlık yoktur. Böyle yaklaşmamak ve değerlendirmemek gerekir. KDP açıkça Kürt soykırımına dayalı siyasetin parçası durumuna gelmiştir. Bu gerçekliğin herkes tarafından görülmesi ve buna göre doğru yaklaşım sahibi olunması önemlidir.
TOPYEKUN DİRENİŞİ YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Sonuç olarak Başûrê Kurdistan’a yönelik artan işgal saldırıları tehlikeli bir durumun göstergesidir. Gelişen bu tehlikeli durum karşısında herkesi duyarlı olmaya, işgale, ihanete ve soykırıma karşı güçlü tutum geliştirmeye çağırıyoruz. Başta Başûrê Kurdistan ve Irak olmak üzere her yerde bu tutumun ortaya konulması gerekir. Dört parça Kurdistan’da halkımız işgal saldırılarına karşı güçlü bir tutum geliştirmelidir. Yurt dışında bulunan halkımız da Başûrê Kurdistan’ın işgaline karşı tepkisini, tutumunu güçlü bir şekilde ortaya koymalıdır. İçinde bulunduğumuz süreç; topyekûn soykırım saldırılarına karşı her yerde topyekûn direnişi geliştirme ve seferberlik ruhuyla harekete geçme sürecidir. Halkımızı her yerde topyekûn direnişi yükseltmeye çağırıyoruz.