Özgün müziğin usta ismi Ahmet Kaya’nın hayatını kaybetmesinin üzerinden 19 yıl geçti. Geçen bunca yılda ise Türkiye’de hiçbir şeyin değişmediğini belirten Kardeş Türküler grubu üyesi Vedat Yıldırım, “Bugün de Kürt bir sanatçı aynı konuşmayı yapsa yine ırkçı saldırıların hedefinde olacaktır” dedi.
Türkiye’de, tarihe damgasını vuran birçok devrimci ve demokrat aydın, düşüncelerinden dolayı yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldı. Kimi yazdığı şiirde, kimi yazdığı yazıda kimi söylediği şarkıda doğup büyüdüğü toprakları uzak diyarlardan andı. Ahmet Kaya da bunlardan biri. Sürgün edildiği Paris’te, duyduğu memleket hasretini “Ya beni sararsa memleket hasreti” dizelerine döken Kaya’nın, hayata gözlerini burada yummasının ardından 19 yıl geçti.
Şarkıları yüzünden başı sık sık polis ve yargı ile belaya giren Kaya, 10 Şubat 1999’da Magazin Gazetecileri Derneği’nin Princess Otel Kongre Salonu’nda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı. Ödülü alırken yaptığı konuşmada sarf ettiği “Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var. Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını biliyorum” sözleri nedeniyle lince maruz kaldı. Davetliler hakaret edip, çatal ve bıçak fırlattıkları Kaya’yı bunlarla da yetinmeyip “vatan haini” olarak yaftaladı.
Yaşanan olayın ardından Kaya, ana akım medyada da hedef haline geldi. Ertuğrul Özkök, Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptığı dönemde Kaya’ya hakaret içeren “Vay şerefsiz” manşetini atmıştı. Hakkında birçok dava açılan Kaya, 16 Haziran 1999’da Fransa’ya sürgüne gitmek zorunda kaldı. Kaya sürgünde yaşadığı özlemi ve sitemi, şu sözlerle ifade etti: “Burada, bu şarkımı söylerken, benim Türkiye’de yaşadığım çok zor günlerde, bir merhabasını istediğim, fakat o merhabayı benden esirgeyen ulusal anlamda bu kaderi paylaştığım, bütün arkadaşlarıma ve dostlarıma ince bir sitemdir. Umarım, beni anlarlar.”
‘HOŞÇAKAL’
Memleket hasreti ağır gelen Kaya, 16 Kasım 2000’de, “Hoşçakalın Gözüm” isimli albümünün çalışmaları sırasında, Paris’deki evinde bir gece geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Cenaze merasimi Paris Kürt Enstitüsü’nde yapılan Kaya, 17 Kasım 2000’de 30 binin üzerinde kişinin katıldığı törenle kendisi gibi sürgünde yaşamını yitirmiş yönetmen Yılmaz Güney’in defnedildiği Paris’in Père Lachaise Mezarlığı’a defnedildi.
‘KÜRTÇE ÜZERİNDEKİ BASKI DEVAM EDİYOR’
Kaya’ya yapılan saldırının üzerinden 20 yıl geçtiğini belirten Kardeş Türküler grubu üyesi Vedat Yıldırım, “Buna rağmen Türkiye’de Kürtlere ve Kürtçeye bakış açısı değişmiş değil. Kürt sorununda silahla çözüm arayanlar Kürtlerin dili üzerinde de baskısını ağırlaştırarak devam ediyor. Kayyumlar ile birlikte belediyelerin Kürtçe çalışma yapan birimleri kapatılıyor. Festivallerde Kürtçeye yer verilmiyor. Muhtemelen benzer bir gecede Kürt bir sanatçı aynı konuşmayı yapsa yine ırkçı saldırıların hedefinde olacaktır. Yani 19 yıldır değişen bir şey olmadı” dedi.
‘KAYA BİZİM İKİ GÖZÜMÜZDÜR’
Kaya için “Hep Sonradan” adlı bir tiyatro oyunu yaptıklarını da hatırlatan Yıldırım, “Ahmet Kaya şarkılarını söylemek, onu insanlara hatırlatmak bizim için gururdu. Kaya bizim iki gözümüzdür” diye konuştu.