Yazılı bir açıklama yapan HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) şunları belirtti: “13 Ağustos 2020 tarihli açıklamamızda 26 Temmuz günü sabah saatlerinde işgalci TC ordusunun Hakkari’nin Çelê (Çukurca) ilçesine bağlı Stuna alanında kontraların desteği ile bir işgal operasyonu başlattığı, bu operasyonda güçlerimiz ile işgalci TC ordusu arasında çatışmaların yaşandığı, bu çatışmalarda 2 işgalcinin cezalandırıldığı ve 4 işgalcinin yaralandığı, düşman birliklerine karşı kahramanca savaşan Delil ve Şervan yoldaşlarımızın ise şehadete ulaştıkları bilgisini kamuoyu ile paylaşmıştık.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Delil Sipan
Adı Soyadı: Deniz İbrahim Tek
Doğum Yeri: İstanbul
Anne – Baba Adı: Nurhan – Abdurrahman
Şehadet Tarihi ve Yeri: 26 Temmuz 2020 / Çelê
Kod Adı: Şervan Xizan
Adı Soyadı: Sıtkı Tagay
Doğum Yeri: Bitlis
Anne – Baba Adı: Melike – Mithat
Şehadet Tarihi ve Yeri: 26 Temmuz 2020 / Çelê
DELİL YOLDAŞ GERİLLAYA AŞK İLE BAĞLIYDI
Kürt inkarcılığı üzerine kurulan sömürgeci Türk devleti, soykırımcı karakterli varlığını sürdürebilmek için sürekli soykırım plan ve projeleri geliştirmiştir. Bu plan ve projelerin hedefi Türkiye içerisinde yaşayan başta Kürt halkı olmak üzere tüm farklı kimlik ve inançtan olan halkları asimile ederek Türkleştirmektir. Bu çerçevede yüz yıldan beri geliştirilen Şark Islahat Planı ve sonrasında onun devamı olan planlar Kürt halkının binlerce yıllık ülkesi olan Kürdistan’ın Kürtsüzleştirilmesi esasına dayandırılarak Kürt halkı köksüzleştirilmek istenmiştir.
Fakat sömürgeci soykırımcı Türk devletinin tüm bu kirli politikalarına karşı Kürt halkı yaşadığı acı geçmişini yüreğinde ve zihninde hep canlı tutmuş, katliam ve sürgünlerle dolu geçmişini ülkemiz Kürdistan’ın özgürlüğü için mücadele gerekçesi yapmıştır.
Böyle bir gelenekten gelen Delil yoldaşımız da ülkesinden binlerce kilometre uzakta dünyaya gelmesine karşın halkının bu gerçekliğini yüreğinde hep hissetmiş ve Partimiz PKK öncülüğünde geliştirilen ve tüm Kürdistan’ı etkisi altına alan özgürlük mücadelesine bir an önce katılmayı kendisi için en önemli bir görev olarak belirlemiştir.
Delil yoldaşımız halkımızın özgürlük direnişinin kaleleri haline gelen özgürlük dağlarına geldiğinden itibaren aşkla bağlı olduğu gerillayla bütünleşmekte zorluk yaşamamıştır. Daha ilk günden itibaren müthiş bir azimle gerillacılığın tüm özelliklerini öğrenmeye ve bu öğrendiklerini yaşama geçirmeye çalışmıştır. Delil yoldaşımız büyük bir emek ve mütevazilikle öğrendiği gerillacılığı en zorlu mücadele alanlarında pratikleştirerek kısa bir zaman içerisinde öncü bir militan olmayı başarmıştır. Yoldaşlarına büyük bir sevgi ile bağlı olan Delil yoldaşımızın en büyük istemi, yıllarca birlikte mücadele ettiği ve faşist Türk devletinin saldırıları sonucu şehadete ulaşan yoldaşlarının intikamını almak olmuştur. Bunun için askeri sanatta profesyonelliği hedeflemiş ve dönemin askeri çizgisine uygun bir gerilla olmanın çabası içerisine girmiştir. Bunun yanı sıra Önder Apo’nun paradigmasını öğrenmek ve bu paradigma çerçevesinde doğru bir yaşamın sahibi olmak için sürekli bir arayış içerisinde olmuştur. Delil yoldaşımızın bu arayışları onu fedai çizgisinde bir katılımın sahibi olmasını sağlamış ve bunu yaşamının tüm ayrıntılarına yansıtmasını bilmiştir.
ŞERVAN YOLDAŞ YURTSEVERLİKTEN TAVİZ VERMEYEN BİR AİLEDE BÜYÜDÜ
Şervan yoldaşımız Kürtlük bilinci ile yaşamaktan ve yurtseverliklerinden bir an bile taviz vermeyen Bitlis’in Hizan ilçesinde yurtsever bir ailede dünyaya gelmiştir. Çocuk yaşlarından itibaren Garzan bölgesinde yaşanan serhildan ve kahramanlık destanlarını dinleyerek büyümüş ve giderek yurtseverlik bilinci edinmiştir.
Fakat faşist Türk devletinin halkımızı soykırımdan geçirme politikalarına karşı yurtseverliğin tek başına yeterli olmayacağına inanmış ve bu soykırım politikalarının ortadan kaldırılması için daha aktif ve radikal bir mücadelenin gerekliliğine inanmıştır. Bunun için en doğru ve sonuç alıcı mücadelenin gerillalaşmak olduğuna inanan Şervan yoldaşımız Kürdistan’ın özgür dağlarıyla buluşmasını bilmiştir.
Gerillaya katıldığı ilk andan itibaren sadeliği ve doğallığıyla dikkat çeken Şervan yoldaşımız, büyük bir ciddiyet ve sorumluluk bilinciyle devrim çalışmalarına katılmıştır. Soykırımcı Türk devletinin ancak askeri olarak yenilgiye uğratıldıktan sonra Kürt halkı üzerindeki imha ve inkar politikalarından vazgeçeceğini çok iyi bilen Şervan yoldaşımız bu temelde yüksek askeri niteliğe ulaşmak için profesyonelleşmenin gerekliliğine inanmıştır. Savaşta öncü olabilmenin aynı zamanda yaşam içerisinde de öncülük yapmaktan geçtiğini iyi bilen Şervan yoldaşımız, bu bilinçle büyük bir emek ve azimle bulunduğu her alanda fedailiğin ve öncülüğün temsilcisi olmuştur.
Başta kahraman şehit yoldaşlarımızın değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kürdistan halkına başsağlığı diliyor ve kahraman şehitlerimizin mücadelesini zafere ulaştırana dek mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.”