HPG Komuta Konseyi Üyesi Haki Armanc, Şengal Dağı’nda yüz binlerce Êzidîyi DAİŞ teröründen özgürleştiren, şehit HPG Komuta Konseyi Üyesi ve Botan Saha Komutanı Egid Civyan’ın mücadeledeki rolünü ANF’ye değerlendirdi.
Armanc, Civyan’ın son eylemini şöyle değerlendirdi:
“Bu eylem Kürt gençliğine, gerillaya katılma ve faşizme karşı mücadeleyi yükseltme çağrısıdır. Direniş tarihimizde bizi en çok zorlayan konuların başında Heval Egid gibi değerli komuta ve savaşçılarımızın bir nebze olsun yaşamlarından bahsedebilmek ve onlar hakkında yazabilmektir. Özellikle de o arkadaşı yakından tanımışsan, onunla birlikte kalıp birçok zorluğa göğüs germiş, değer üretmiş ve aynı mevzide direnmişsen, bu insanı daha da zorlamaktadır. Heval Egid’in şehadeti, son yıllarda Kuzey’deki en ağır şehadetlerimizdendir. Heval Egid, birçok alanda sorumluluk düzeyinde başarılı pratik sahibi olmuştur. İlk gerilla yıllarını Zagros ve Güney’in zor alan ve dönemlerinde pratik yürüttü.
‘İŞGALCİLERİN PLANLARINI BOZDU’
Egid, yüzlerce arkadaşın öncüsü olmuş ve tüm ağır saldırılara rağmen fedaice, Önderlik ve şehitler çizgisinde müthiş direnerek düşmanın gerillayı Botan’dan zayıflatıp tasfiye etmeye dönük planını boşa çıkartarak, bu zorlu sürecin öncülerinden olmuştur. Tasfiyeciliğin en fazla tahribat yaratığı bölgelerden biri olan Kato bölge sorumluluğunu üstlenmiş ve kısa sürede alanda gerillacılık tekrardan gelişmeye yol açmıştır. Heval Egid bu yıllarda sadece çizgi mücadelesi yürütmemiş, bununla birlikte Kato Jîrka’da komutası altında yapılan eylemler sadece bölgeyle sınırlı kalmayarak Botan sahasında olumlu etkiler yapmıştır. Birçok eylem ve pratikler yürütmüştür. Heval Egid ile her ne kadar farklı alanlarda pratik yürütmemiş olsak da yaşadığı son 12 yılda yürüttüğü pratiğin yakında bilgi sahibiyiz. Egid arkadaş, Kürdistan özgürlük mücadele tarihinde hiçbir zaman sarsılmayan gerçek bir savaşçı ve komutanın başarılı bir pratiğin yaratıcısı olmuştur. Egid arkadaş Kuzey alanlarında ve birçok kez işgalcilerin planlarını bozdu.
‘BİR HALKIN KADERİNİ BELİRLEDİ’
Bilindiği gibi 2014 yılında Êzidî halkımız DAİŞ tarafından soykırımdan geçirilmek istendi. Êzidî halkımızı soykırımdan kurtarmak ve korumak için oraya giden arkadaşların komutanı olarak görevlendirildi. Egid arkadaşın Şengal’deki pratiği bilinmektedir, şu an Êzidî halkımız Şengal üzerine gelişebilecek saldırılara karşı öz savunma gücü haline gelebilmişse bunda Egid arkadaşın emeği büyüktür. Kuşkusuz Zeki arkadaşın emeği orada yüce ve anlamlıdır, ancak askeri anlamda Egid arkadaşın rol ve misyonu belirleyiciydi. Savaşçıyı eğitmekten tutalım silahlandırmaya kadar birçok askeri anlamda orada kurumlaşma ve sistem oluşturmada öncülük görevini üstlenmiştir. Gençlerin, kadınların, kendilerini ve toplumu nasıl savunabileceğini öğreterek bu anlamda bir irade ve savunma gücü haline getirdi. Şengal’den geldiği ana kadar örgütsel yaklaşımından taviz vermemiş, saldırılara karşı komuta düzeyinde soğukkanlı yaklaşmış ve meşru savunma çizgisinde düşmanı püskürtmüş, işgal edilen ve kuşatma altındaki yerler DAİŞ’in elinden devrimci harekâtla özgürleştirilerek, Êzid’i halkımızın soykırım ve esaretten kurtarılmasına öncülük yapmıştır. Orada DAİŞ’i yenilgiye uğratmada etkili bir rol sahibi oldu.’’
‘DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMDE ÖNCÜLÜK YAPTI’
Armanc, Yeniden Yapılanma Hamlesinde, Civyan’ın komutanlığına da dikkat çekerek, şunları kaydetti:
‘‘Botan’da bu hamleyle yeni gerilla tarzını oturtmada, var olan eksikliklere karşı çözüm gücü olma, gerilla gücündeki eski alışkanlıkları terk etme ve profesyonel gerillacılığı komutası altında arkadaşlarla başaracağına dair müthiş bir çaba içerisinde olup büyük bir umut vermekteydi. Bu konularda yoğunlaşması yerinde, sürece cevap olabilecek güçteydi. Profesyonel gerillacılıkta her konuyu en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü. Bu yoğunlaşmalarla büyük bir heyecanla çalışmalara başladı. Bilindiği gibi arkadaşın şehadetine kadar büyük çabası ve emeği vardı. Botan’da değişim ve dönüşümün öncülüğünü yapmaktaydı.
Kısacası Heval Egid öylesi bir kişiliğe sahipti ki bu devrimin yükünü kaldırmak, her zaman her yerde öncülük yapmak isteyen arkadaşlardandı. Elinin ve gücünün yettiği her yere yapabileceği bir şey varsa pratikleştirmeye çalışırdı. Bütün enerjisini devrimin hizmetine koymaya çabalayan özverili çalışan bir komutandı. Fikir-zikir-eylem birlikteliğinin hakikat yolunda yön belirleyen Apocu bir öncüydü. Kürdistan halkı ve ezilen hakların özgürlüğü için tüm yaşamını özgürlük mücadelesine adayan bir PKK militanıydı.
Egid arkadaşı sadece askeri başarılarla sınırlandırırsak, yetersiz olur, bunun yanında çizgiye olan bağlılığı ve bir an bile emeksiz yaşamın anlamsız olduğunun farkında olup ve bu yaşam tarzını layıkıyla yaşama bir ilke olarak benimsemişti. Bunun için yaşamın her anını anlamlı değerlendirerek Önderlik ve şehitlerin bağlılık gereği hep çalışmak, değer üretmek esas amacıydı. Hiçbir zaman boş durmayan, nerede ve ne zaman zor bir görev olduğunda, oraya koşan bir Egid’di. Egidler’in diyarında hem Egid olmayı başaran ve temsil eden bir halk öncüsüydü. Bunu sözle değil, pratiğiyle adım adım yaşayarak gösteriyordu. Devrimci yaşamı estetik ve güzel kılmak adına her anının dolu yaşanması gerektiği bunu bir resim-video çekilmesinden tutalım yaşam ve arkadaşlar hakkındaki yazılarıyla anı ölümsüzleştirerek, tarihe mal ederdi. ‘Zaferin ayrıntılarda gizli olduğu’ felsefesiyle bütün yaşamın her ayrıntısıyla ilgilenmekteydi. Her zaman bu yaşama bir belge bırakılması gerektiğini sadece fikir değil pratiğinde de gösteren bir arkadaştı. Arkadaşlarla bu çerçevede ilgilenir bu felsefeyle yaşamalarını, edindiği tecrübeleri aktarırdı.
Dağların ezilen halklar için varlıklarını sürdürme ve özgürlüklerini koruma kaleleri anlamına geldiğini yazmıştı. Dağlara bu şekilde önem verip, anlam yükleyerek süreci tarihle birleştiriyordu. Özelliklede Botan coğrafyası ona böylesi bir umut, inanç ve pekiştiriyordu.
Egid arkadaş, Botan’da en son gönderdiği bir yazı da Süleyman Soylu’nun konuşmasından bahsetmişti. Soylu konuşmasında, ‘Botan’ı işgal operasyonu yapacaklarını, gerillayı komple dağdan çıkaracaklarını’ belirtmişti. Soylu’nun bu sözlerine karşılık Heval Egid, ‘bu cahilin dağların kime ait olduğunu bilmeyerek geri zekalı olduğunu, bu kadar tarihten yoksun kalmış cahil şahsa dağların; direnişçilerin yeri ve yuvası olduğu bilmeyecek kadar tarihten yoksun olduğunu’ yazmıştı.’’
‘BÜYÜK BİR SORUMLULUK BIRAKTI’
Armanc, yurtsever bir çevreden gelen büyük komutan Egid’in mücadele yıllarını da şöyle anlattı:
‘‘Kürt ve Kürdistan’ın yaşam değerlerine bağlı gururla savunan, geliştiren ve yurtseverlik duygusunu yaşayan bir arkadaştı. Bu son yıllarda çok büyük komutanlar son nefesine kadar savaşarak şehitler kervanına katılmışlardır. Bu değerli komutan arkadaşlar daha küçük yaşta, gençliklerinden ta ki bu yaşa gelene kadar bu yaşamın her türlü zorluğuna her anını anlam vererek, Önderlik ve Şehitlere bağlı kalarak kendini yüksek görev edinerek yetiştiler. Bu değerli arkadaşların mücadeleleri, yaratıkları değerler ve edindikleri tecrübelerle, bizim yaşam ve savaşımıza bir perspektifi konumundadırlar. Bunun için bu arkadaşları sürekli anmak ve yaşatmak gerekir. Nasıl ki onlar ardıllarını topluma ve tarihe mal ettilerse, şehitlerin bıraktığı yerden bayrağı alarak öne taşımayı başardılarsa, bizim de o şekilde bu arkadaşları toplum ve tarihe mal etme sorumluluğumuz vardır. Bize büyük bir miras bıraktılar, anılarına bağlılık gereği her şeyden ve herkesten önce yoldaşları olarak yaşamlarını kendimizde cevherleştirerek mücadeleyi büyütmeliyiz. Önderlik, Partimizin kuruluşundan, ordulaşmaya ve her ani yeni bir hamlesel çıkışa kadar şehit arkadaşların anılarına olan bağlılıkla gereği hamleler geliştirdi. Apocu militanlar olarak bizlerde de böyle bir mücadele ruhu ile, onumuzdaki görevlerimize yaklaşmak, temel görevlerimizdendir.
Hem şahsımızda bunu geliştirmemiz gerekiyor hem de başarılı bir pratik yürütmek için yaşamımızı buna göre planlayıp, amaca ve hedefe kilitlenerek, zaferi elde etmede ısrarcı olmamız gerekiyor. Şehitler son nefeslerine kadar bu halk ve ülke için tüm güçlerini adayarak kendilerini feda ettiler. Şehitlerle yaşayarak ve yaşamsallaştırılarak ancak faşist devlet ve sisteminin halk ve hareketimize karşı psikolojik savaş ve imha politikalarını boşa çıkarabilir, başarılı bir pratik ve mücadele sahibi olabiliriz. Bu bizim için temel enerji ve moral kaynağı olup, zafer perspektifidir. Yaşamı güzelleştirme ve yaratmanın gücü olmaktadır. Şehitlerimizin yaşamlarını ve hakikatlerini görmezsek zayıf düşüp moralsiz ve isteksiz bir katılımın sahibi oluruz. Şehitlerin hakikatinde kendini yaratan ve bilen şahıs nerede olursa olsun vicdani bir sorumlulukla mücadeleye sarılacağı gibi hiçbir zaman düşmeyecek ve yenilmeyecektir. Yaşamın sırrı, bu arkadaşların yaşama olan derin bağlılıklarında ve pratiklerinde gizlidir. Birçok arkadaş bize miras olarak günlük ve yazılarını bırakmıştılar. Bu arkadaşlar yaşamlarıyla, duruşlarıyla eylemsellikleriyle, sürekli gözlerimizin önündedirler. Bunun için böylesi süreçlerde bu arkadaşların duruşları bizim için hayati önemdedir. Hareketimize ve halkımıza karşı vahşice saldırıların olduğu bu dönemde kişiliğimizde Önderliği ve şehit arkadaşları yaşatarak işgalci düşmanı yenilgiye uğratarak Özgür toplum ve ülkeyi yaratabiliriz. Ancak bununla mümkündür. Bunun dışında bireysel bir yaşamla ve çalışmayla katılıp başarmak mümkün değildir. Bizi ayakta tutacak ve ileri taşıyacak güç budur. Önderlik bu şekilde hamle üstüne hamle ile bütün saldırılara karşı Partiyi büyüttü ve geliştirdi. Hareketimiz daha ilk başlarken bu tarz ve yaklaşımla başladı ve gelişti. Bu bilinç ve inançla ancak Egid arkadaş gibi binlerce şehidimize layık olabiliriz.’’
‘EGİDLER’İN ÇİZGİSİNDE YÜRÜYECEĞİZ’
HPG Komuta Konseyi Üyesi Haki Armanc, konuşmasının sonunda gerillanın direniş çizgisine de şöyle dikkat çekti:
“Başta tüm Botan, özelde Gever halkımızın bu değerli Egid, Canfeda ve Hebûn komutanlarımızın ışık tutuğu zafer yollarında yürüyeceğine, bu değerli kahramanların bıraktıkları mirasına sahip çıkacaklarına inanıyoruz. Egid arkadaş tüm yaşamının genelinde Botan, Gever halkına, özelliklede Gever gençliğinden ve yurtseverliğinden, sevgi ve gururla bahsederdi. Başta Gever ve tüm Botan gençliğinin onlarcası Egidlerin adını alarak bu değerli Komutanın silahını yerde bırakmayarak özgürlük gerilla saflarına katılacağı, bir vicdan ve ahlaki görev olduğunu bu bilinçle faşizme karşı mücadele etmeye çağırıyoruz. Ertelenemeyecek bir görev ve sorumluluktur.
Egid arkadaş Apocu fedai ve donem sorumluluğuna uygun olarak hamleci, atak, mücadelemizin ağır yükünü omuzlayan, en önemli ve kritik eylemlere karar verebilen, hem savaşan hem da savaştıran bir komutan olduğunu, son anında bile bize göstermişti. Son anını bile zafere yürümek anlayışı ile nasıl faşist türk devletinin operasyonun koordine komutasını imha ederek saldırı ruhuyla şehadete ulaştığını bize göstermiştir. Faşist sistemin sürdürücüleri olan bakanları o eylemi ve ağır kayıplarını basına yansıttığında, ne kadar zorlandıklarını açıklamalarında görülmekteydi. Egid, Canfeda ve Hebûn Arkadaşların son eylemleri, düşmana vurdukları ağır darbe işgalci sistemi sarstı ve büyük korku içerisine soktu. Türk devletinin yaptığı imha operasyonuna karşı büyük bir devrimci eylemine dönüştürerek yenilgiye uğratmışlardır.
Egid arkadaş ve yanında şehit düşen arkadaşların, yaşamları, duruşları hedef ve amaçları bizim için yerine getirilmesi ve başarılması gereken bir talimattır. Onların çizdiği yolda yürüyeceğiz. Biz yoldaş ve savaşçıları olarak her zamankinden daha fazla görevimizi başarıyla yerine getirerek, bu değerli büyük şehitlerimizin anılarını Özgür Kürdistan’da yaşatacağız. Onların şahsında şehitlere verdiğimiz sözümüzü yineliyoruz.’’