HPG BİM, 20 Şubat 2017 ile 13 Ağustos 2018’de Medya Savunma Alanları’na yönelik düzenlenen hava saldırısında şehit düşen Şerzan Baz kod adlı Arafat Balta ile Mervan Amed kod adlı Ramazan Üçdağ’ı andı.
HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) işgalci Türk ordusunun düzenlediği hava saldırılarında şehit düşen her iki gerillalarının AKP’nin kandırarak, HDP önünde oturttuğu ailelerin çocukları olduğunu da belirtti.
HPG BİM, “Son bir yılda özel savaş partisi faşist AKP eliyle bazı gerilla aileleri kandırılarak bu tarihi hakikatlerden soyutlanmış bir halde çocuklarının tekrar dönmesi için MİT oyununa alet olmuş, HDP önünde oturarak yurtseverliklerine gölge düşürmüşlerdir. Oradaki ailelerin iyi bilmesi gerekir ki, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ne ve halkının onur davasına ihanet etmek Kürdistan’da alnında hep kara bir leke ile dolaşmak, lanetli bir yaşama mahkûm olmak demektir. Onurlu hiçbir Kürt gencinin ve özgürlük bilinci edinmiş Apocu militanın buna tevessül etmeyeceği, onlarca yıl da bekleseler bu şekilde katiyen sonuç alamayacakları bilinmelidir” dedi.
HPG BİM açıklamasında şunları belirtti: “20 Şubat 2017 günü Amediye’nin Sêgirê alanına işgalci TC devleti tarafından yapılan hava saldırısı sonucu Şerzan (Arafat Balta) yoldaşımız ölümsüzler kervanına katılmıştır.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Şerzan Baz
Adı Soyadı: Arafat Balta
Doğum Yeri: Amed
Anne – Baba Adı: Sabiha – Mehmet
Şehadet Tarihi ve Yeri: 20 Şubat 2
Kod Adı: Mervan Amed
Adı Soyadı: Ramazan Üçdağ
Doğum Yeri: Amed
Anne Adı: Mevlüde – Recep
Şehadet Tarihi ve Yeri: 13 Ağustos 2018 / Medya Savunma Alanları
Tüm demokratik halklar varlıklarını korumak ve özgürce yaşayabilmek için toplumsal karakter kazandıkları günden bu yana hep mücadele içerisinde olmuşlardır. Devletçi uygarlıkların, egemenlerin ve zorbaların tahakkümünü kabul etmeyen toplumlar sürekli demokrasi içinde özgürce yaşamak istemişlerdir. Dünya halklarının tarihi verilen bu amansız özgürlük mücadeleleriyle doludur.
PKK KÜRT HALKININ KAHRAMANLIK TARİHİNİ YENİDEN YAZDI
Her toplum varlığını ve özgürlüğünü, kendisi için korkusuzca mücadele etmiş ve şerefli tarihini yazmış kahramanlarına, yani kendi öz evlatlarına borçludur. Bir toplumu toplum yapan, gurur duyulacak en anlamlı değerlerini yaratan o halkın kahramanlarıdır. Kürt ve Kürdistan’ın varlığının yok sayıldığı, adının bile tartışma konusu olduğu koşullar ortamında Önder Apo ve öncülük ettiği partimiz PKK, Kürt halkının kahramanlık tarihini yeniden yazan en güzide evlatlarını nefes nefese mücadelesiyle tarihin sahnesine çıkarmıştır. ‘Her şey bitti’ denilen bir dönemde, ‘Hayır, her şey yeni başlıyor’ diyerek yola çıkan PKK hareketinin onurlu kadroları yarım asrı bulan Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ile Kürdistan’da yepyeni bir özgürlük romanının sayfalarını yazmış, on binlerce şehidi ile bin yılların gurur kaynağı olacak olan büyük bir kahramanlık destanı yazmıştır ve halen de yazmaya devam etmektedir. Hiç kuşkusuz bu kahramanlık destanı kolay yazılmamakta, Kürt halkının varlık ve özgürlüğü kolay ve sıradan bir mücadele ile elde edilememektedir. Halkımız 40 yıldır her gün serhildan halinde olup, Kürdistan’ın her yerinde direnmekte, gerilla Kürdistan dağlarında 40 yıldır en zorlu savaşımı vermekte ve Önderliğimiz yarım asrı aşan özgürlük mücadelesinin son 22 yılında İmralı’da nefes nefese mücadele etmektedir. Özgür yaşamanın kolay olmadığı ama en anlamlı ve değerli hakikat olduğu Önder Apo’nun ‘Ey yaşam ya seni özgürce yaşayacağım ya da hiç yaşanmamış sayacağım’ düsturu ile belleklerimize kazınmıştır.
Sömürgeci, soykırımcı Türk devleti Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ni ve Kürt halkının varlığını her türden soykırımcı imha yöntemini farklı şekillerde defalarca denemesine rağmen ne tasfiye edebilmiş ne de özgürlük davasının büyümesini engelleyebilmiştir. Bunu yapamadığını görünce de başka bir özel savaş oyununa başvurarak Kürdistan halkının kahramanları olan gerillanın kandırılarak dağa çıkarıldıklarını propaganda ederek itibarsızlaştırmak, kahramanlığına gölge düşürmek istemiştir. Oysa herkes bilmektedir ki, derin bir bilinç, sarsılmaz bir irade, büyük bir kararlılık, bitmez bir azim ve mücadele tutkusu olmadıkça Kürdistan dağlarında bırakalım bir gün, bir saniye hiç kimse duramaz. Kürdistan gerillasını bu dağlarda tutan büyük hakikat arayışı, özgürlük sevdası, mücadele tutkusu, halka, şehitlere ve Önder Apo’ya duyduğu sonsuz bağlılık olmasaydı yarım asrı bulan özgürlük destanının yazılamayacağı en aşikâr hakikattir.
AİLELER MİT OYUNUNA ALET EDİLİYOR
Son bir yılda özel savaş partisi faşist AKP eliyle bazı gerilla aileleri kandırılarak bu tarihi hakikatlerden soyutlanmış bir halde çocuklarının tekrar dönmesi için MİT oyununa alet olmuş, HDP önünde oturarak yurtseverliklerine gölge düşürmüşlerdir. Oradaki ailelerin iyi bilmesi gerekir ki, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ne ve halkının onur davasına ihanet etmek Kürdistan’da alnında hep kara bir leke ile dolaşmak, lanetli bir yaşama mahkûm olmak demektir. Onurlu hiçbir Kürt gencinin ve özgürlük bilinci edinmiş Apocu militanın buna tevessül etmeyeceği, onlarca yıl da bekleseler bu şekilde katiyen sonuç alamayacakları bilinmelidir. 40 yıllık bir mücadele hakikatinin ve dağlarda olmamızın 6 yıllık bir parti olan HDP ile izah edilemeyeceği, bunun bir düşman propagandası olduğu, gerillayı Kürdistan dağlarına çıkaranın ve bu dağlarda on yıllarca tutanın TC’nin sömürgeci soykırımcı uygulamaları olduğu kadar meşru ve haklı özgürlük davamız olduğu, bu özgürlük davamız zaferle taçlandırılana kadar da gerillanın her daim bu dağlarda savaşacağı asla unutulmamalıdır. Gerilla ailelerinin sergileyecekleri en onurlu duruş çocuklarının mücadelesine sahip çıkmak, yurtseverlik görevlerini yerine getirmek ve faşist düşman karşısında mücadele etmektir.
Tüm bu hakikatlerin bilincine varmış ve Apocu fedai militan olma iradesine erişerek Kürdistan dağlarında mücadele eden Şerzan ve Mervan yoldaşlarımız sömürgeci soykırımcı TC devletinin gerçek yüzünü görerek Kürt gençleri için en onurlu yol olan gerillaya Kürdistan’ın başkenti Amed’den gelerek katılmışlardır. Her iki yoldaşımız da militanca katılımın yanında fedai çizgide yürüyerek mücadele etmenin çabası içerisinde olmuşlardır. Mütevazi ve emekçi kişilikleri ile tüm arkadaşlarının sevgisini kazanmış ve kararlı bir yürüyüşün sahibi olmuşlardır. Her iki yoldaşımız da şehadete ulaşana kadar onurlu duruşlarından ve mücadele etmekten asla taviz vermemişlerdir.
Şerzan ve Mervan yoldaşlarımız işgalci TC ordusunun her gün sayısız kere bombaladığı Kürdistan coğrafyasında gerçekleşen hava saldırıları sonucu, Türk devletinin bombalarıyla şehadete ulaşmışlardır. Her iki yoldaşımızın ailesine bu hakikati görmeleri, düşman gerçeğini tanımaları ve çocuklarının kahramanca anılarına ve mücadelelerine doğru temelde sahip çıkmaları çağrısında bulunuyoruz. Her iki şehidimiz biz yoldaşları ve tüm Kürt halkı için her daim başımızı dik şekilde anacağımız, gurur duyacağımız, anılarını mücadele gerekçesi yapacağımız ve mücadelelerini mutlaka başaracağımız bir yiğitliği sergilediler.
Bu temelde şehitlerimizin ailelerine, tüm şehit ailelerine ve yurtsever Kürdistan halkına başsağlığı diliyor, şehitlere olan bağlılık ve amaçlarını gerçekleştirme sözümüzü yineliyoruz.”