HPG, Zap’ta şehit düşen 2 gerillanın kimliğini açıkladı

0
164

HPG Basın İrtibat Merkezi, şehit 2 gerillaya ilişkin şunları belirtti:

3 Haziran 2021 günü Zap’a bağlı Cîloya Biçûk alanında gerçekleşen düşman saldırısında değerli yoldaşlarımız Andok ve Destan yoldaşlarımız şehadete ulaştı.

2021 yılında Medya Savunma Alanları’na yönelik başlayan işgal saldırılarını Zap alanında fedaice karşılayan ve saldırıların ilk anından itibaren işgalci orduya ağır darbeler vuran Andok ve Destan yoldaşlarımız Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesi’nin öncü militanları olarak mücadele tarihimizdeki yerini aldı. Başûrê Kurdistan’ın yiğit evladı, Helebçeya Şehîd’in fedai militanı Andok yoldaşımız ve yurtsever Nisêbîn halkımızın kahraman evladı Destan yoldaşımız savaştaki cesaretleriyle düşmana korku salarak tüm Kürt gençliğinin örnek alması gereken bir duruş sergilediler. Yüreği cesaret dolu, özgürlük ve ülke aşkıyla çarpan halkımızın seçkin ve fedai evlatları olan Andok ve Destan yoldaşlar, birer halk kahramanı ve gençlik öncüleri olarak daima hatırlanacaktır.

Andok ve Destan yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, şehitlerimizin anılarını mücadelemizde yaşatacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:

Kod Adı: Andok Axîn
Adı Soyadı: Warzer Yasin
Doğum Yeri: Helebçe
Anne – Baba Adı: Zuhre – Yasin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 3 Haziran 2021 / Zap
Kod Adı: Destan Dêrsîm
Adı Soyadı: Mehmet Sait Acat
Doğum Yeri: Mêrdîn
Anne – Baba Adı: Kevser – Mehmet Nuri
Şehadet Tarihi ve Yeri: 3 Haziran 2021 / Zap

ANDOK AXİN

Derin bir yurtseverlik bilincinin hakim olduğu Başûrê Kurdistan halkımız yüz yılı aşkın bir süredir ülkemiz Kurdistan’ın özgürlüğü için mücadele etmekte ve bedel ödemekte. Talancı Osmanlı Devleti’nden, İngiliz emperyalizmine ve daha sonra kurulan yapay Irak devletine kadar ne zaman özgürlüğü ve varlığı tehlike altına girmişse bir an bile düşünmeden mücadele etmekten geri durmadı. Özellikle Saddam rejiminin tüm fiziki soykırım saldırılarına karşı her zaman direniş içinde olarak onurlu bir duruşun sahibi oldu. Faşist Saddam rejiminin Helebçe ve Enfal saldırılarıyla yüzbinlerce insanımızı katletmesi Başûrê Kurdistan halkımızı daha direnişçi kılarak, ülkemizin özgürlüğü için durmak bilmeden ve her türlü fedakarlığı göze alarak mücadeleye sevk etti. Yoksulluk, açlık ve sürgün demeden her zaman özgürlüğü ve onuru için mücadele ederek belli kazanımlar elde eden değerli Başûr halkımız, ulusal birliğe önem vermiş ve bu temelde Kurdistan’ın diğer alanlarında yürütülen özgürlük mücadelelerine de gerekli desteği vermekten geri durmadı.

Andok Axîn – Warzer Yasin yoldaşımızın değerli ailesi de Başûrê Kurdistan halkımızın bu genel özelliklerine sahip, yurtsever bir ailedir. Andok yoldaşımızın babası Mam Yasin ömrünü Peşmerge olarak geçirerek, halkımızın özgürlüğü için her türlü fedakarlığı yapmaktan ve bedeli ödemekten geri durmayan değerli bir şahsiyettir. Yine yoldaşımızın değerli annesi Dayê Zohre de terbiyeli, ahlaklı ve ulusal bilince sahip evlatlar yetiştirerek onları halkımızın özgürlük mücadelesine hazırladı. Böylesi değerli bir ailenin ferdi olan Andok yoldaşımız Helebçe ya Şehîd’de doğdu. Doğduğu kentin tarihi öneminin farkında olan ve yurtsever bir bilinçle büyüyen Andok yoldaşımız daha çocukluğundan itibaren özgürlük mücadelemizi tanıdı. Ailesinden özgürlük mücadelemize katılımın olması Andok yoldaşımızı etkileyerek, onun da çalışmalara katılmasını teşvik etti. İlk olarak devrimci, yurtsever gençlik çalışmalarında yer alan Andok yoldaşımız, belli bir süre bu çalışmada kalarak Başûrê Kurdistan gençlerini bilinçlendirme ve örgütleme çalışması yürüttü. Bu çalışmalardayken yaşadığı derin yoğunlaşmalarla Kurdistan’da yürütülen mücadelenin esas olarak ideolojik savaş olduğunu bilince çıkardı. Kurdistan’ın özgürlüğü için yola çıktığını iddia eden kesimlerin belli kazanımlardan sonra nasıl karşıtlarına benzeştiğini gözlemleyen Andok yoldaşımız bunun için esas olanın demokratik ve sosyalist bir anlayışla yürütülen özgürlük mücadelesi olduğunu düşündü. Zihniyet devrimine büyük önem verdi ve kendisinden başlayarak temas ettiği her insandaki iktidarcı zihniyetle mücadele etti. Bu çalışmalarda belli bir düzey kazanan ve büyük bir örgütsel ve ideolojik tecrübe edinen Andok yoldaşımız her zaman kendisini eksik görerek daha fazla mücadele etmenin arayışında oldu. Bunun da ancak gerilla saflarına katılarak mümkün olabileceğini düşünen yoldaşımız 2017 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı.

Mücadele tarihimizin en yoğun saldırılarının yaşandığı bir dönemde büyük bir iddia ve kararlılıkla gerilla saflarına katılan Andok yoldaşımız, bu kararlılığına denk bir duruşun sahibi olarak daha gerilla yaşamının ilk günlerinden itibaren kendisine öncülük misyonu biçti. Yaşamın en küçük bir ayrıntısından, eğitime kadar her alanda her zaman en önde olmayı bildi. Duyarlı, disiplinli ve pratik zekasıyla, beraber eğitim gördüğü yoldaşlarına da yardım eden Andok yoldaşımız olgun kişiliği sayesinde tüm yoldaşlarının saygısını kazanmayı başardı. İdeolojik netliği ve Partimize olan derin bağlılığı sayesinde ideolojik, yaşamsal eğitimlerin yanı sıra askeri eğitimlerde de başarılı sonuçlar alarak her türlü görev ve sorumluluğu üstlenmeye aday oldu.

Yeni savaşçılar eğitiminden sonra 2018 yılında Zap alanına geçen yoldaşımız, ilk pratiğini bu alanda yaptı. Pratikçi bir gerilla olmasından kaynaklı Zap alanına uyum sağlamakta herhangi bir zorluk yaşamayan Andok yoldaşımız, birçok çalışmada yer aldı. Özellikle savaş tünellerini yapımında eşsiz bir emeği ve çabası olan yoldaşımız, gerillanın yeniden yapılandırılması projesine tüm benliği ile inandı. Yeniden yapılanma projesinde derinleşmek için derin bir yoğunlaşma yaşayan yoldaşımız, aynı zamanda yoldaşlarını da yoğunlaştırarak öncülük görevini yerine getirdi. Zorlu arazisi ve muhteşem doğası ile bilinen Zap’da birçok alanda görev yürüten yoldaşımız bulunduğu her alanda samimiyeti, mütevazılığı ve yoldaşlarına olan sevgisi ile, yoldaşlarını saygısını kazandı. En temel yoğunlaşmalarından biri Türk soykırımcı sistemine karşı mücadelesini büyütmek ve gelişen saldırılara cevap olmak olan Andok yoldaşımız, bu temelde her zaman düşmana karşı gerçekleştirilecek eylemlere dahil olmak istedi. Bunun için kendisini askeri olarak yetkinleştiren yoldaşımız, her an hazır bir şekilde eylemlere katılacağı zamanı bekledi. İşgalci Türk devletinin saldırılarını sıklaştırması, her gün halkımıza yönelik katliamlar gerçekleştirmesi ve Önderliğimiz üzerindeki tecrit sistemini kalıcılaştırması Andok yoldaşımızda büyük öfkeye neden oldu. Bu temelde Zap alanına işgal amaçlı gelen sömürgeci Türk ordusuna karşı her zaman eylem halinde olarak işgalcilere büyük darbeler vurulmasını sağladı. Bu eylemlerde edindiği tecrübelerle, mücadelesini daha da keskinleştiren Andok yoldaşımız öncü bir komutan adayı olarak gelecek vadeden yoldaşlarımızdan oldu.

Sömürgeci Türk devleti 2021 yılında büyük hazırlıklar yaparak ve ihanetçi, işbirlikçi kesimleri de yanına alarak kısa bir sürede Medya Savunma Alanı’nı işgal edebileceğini düşündü. Bunun için Avaşîn, Zap ve Metîna’ya yönelik geniş çaplı saldırılar başlattı. Andok yoldaşımız her zaman hazır ve tetikte bir gerilla olarak bu işgal saldırılarını Zap alanında karşıladı. Özellikle Cîloya Biçûk alanına yönelik gelişen ve yoğun çatışmaların yaşandığı saldırılarda en önde savaşan yoldaşlarımızdan oldu. Düşmana ağır kayıpların verdirildiği Cîloya Biçûk Direniş Alanı’nda fedailik tarzındaki savaşı ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan oldu. Savaş sürecinde eylemlere katılımının yanı sıra yaşamda da yoldaşlarına öncülük yapan Andok yoldaşımız, tüm yoldaşları için güç ve moral kaynağı olmayı başardı. Düşmanın tüm imkanlarını kullanarak geliştirdiği saldırılara karşı; yoldaşlıktan aldığı güç, Önderliğimiz ve şehitlere olan derin bağlılığı ile fedaice savaşan Andok yoldaşımız Destan Dersîm yoldaşımızla birlikte gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaşarak halkımızın özgürlük tarihindeki onurlu ve şerefli yerini aldı.

DESTAN DÊRSÎM

Kurdistan Özgürlük Mücadelemize aktif katılımları ve binlerce şehidiyle adını altın harflerle yazan Nisêbîn, serhildan ve direniş kenti olarak onurlu savaşımızda yerini aldı. Soykırımcı ve faşist Türk devletinin ve onun işgalci ordusuna onlarca yenilgi yaşatan, direniş ve serhildan kültürünü çizgi haline getiren bu güzide kentimizin yurtsever halkı nice Egîdler yetiştirdi. Böyle bir direniş geleneğinden gelen Destan yoldaşımız Nisêbîn de yurtsever bir aile doğdu, Kürt ve Kurdistani değerle büyüdü. Sadece ailesinin değil, tüm Nisêbîn halkının yurtseverliği, özgürlük davamıza olan inanç ve bağlılıkları Destan yoldaşımızın kişiliğinin şekillenmesinde belirleyici oldu. 90’lı yıllarda yaşanan serhildanların ve Bagok’un zirvelerinde mücadele eden gerillanın kahramanlık destanlarıyla büyüdü. Destan yoldaşımız daha küçüklüğünden Türk devletinin faşizan politikalarına, katliam ve baskılarına tanıklık etti ve bunları kabul etmeyerek kendisinde bir kine dönüştürdü. Örgütlülüğün ve güç olmanın önemini dinlediği hikayelerde öğrenen Destan yoldaşımız bir arayış içerisine girdi. Ülkemizin parçalanmışlığını, oluşturulan yapay sınırı ve bunun somut örneği olan Nisêbîn-Qamişlo sınırını hiçbir zaman kabullenmedi. Halk gerçekliğimizin farkında olan Destan yoldaşımız arayışları temelinde devrimci gençlik çalışmalarına katıldı. Bilinçli bir şekilde çalışmalarda yer alan Destan yoldaşımız düşünsel ve pratik anlamda kendisini geliştirme fırsatı yakaladı. 2013 yılının başında Mêrdîn’de hem duruşu hem de pratiğiyle müthiş etkiler oluşturan büyük komutanımız Akîf Bagok’un (Mehmet Şirin Cebe) şehadeti herkesi etkilediği gibi Destan yoldaşımızda da intikamının alınması ve silahının yerde bırakılmaması gerektiği bilincini geliştirdi. Yaşanan bu şehadetle çalışmalara daha fazla katılarak rotasını belirledi. Rojava Özgürlük Devrimi’ni yakından takip eden Destan yoldaşımız, devrimi ve açığa çıkan yeni yaşamı büyük bir coşkuyla karşıladı. DAİŞ faşizminin halkımıza yönelik saldırılarına karşı kendini sorumlu gören binlerce Bakur’lu genç gibi Destan yoldaşımız da devrimin kazanımlarını korumak için Rojava özgürlük güçlerine katıldı. Bu alanda gelişen birçok hamlede yer alarak etkili bir şekilde rol oynadı. Bakurê Kurdistan’da 2015 yılından itibaren başlayan soykırım saldırıları ve bunun sonucunda gelişen özyönetim ilan ve direnişiyle, Destan yoldaşımız yüzünü bu sefer doğup büyüdüğü Nisêbîn’e döndü. Destan yoldaşımız, sömürgeci Türk devletinin polisinden, ordusuna büyük hezimetler yaşadığı ve tarihe Nisebîn Sendromu olarak geçen bu destansı direnişte aktif ve ön saflarda yerini aldı. Nisêbîn Özyönetim Direnişi’ndeki destansı mücadelenin ardından hayalini kurduğu dağlara, gerilla saflarına katıldı.

Destan yoldaşımız, devrimci gençlik çalışmalarıyla başlattığı işgal ve soykırıma karşı mücadelesini Kurdistan dağlarına taşırarak taçlandırdı. Gençlik çalışmaları ve Rojava ve Nisêbîn’de edindiği savaş tecrübelerini aldığı temel eğitimlerle derinleştiren Destan yoldaşımız yabancısı olduğu dağ koşullarına adapte olmayı başardı. Özgürlük bilinciyle saflarımıza katılan Destan yoldaşımız, sadece özgür yaşam alanlarına gelmekle özgür olunmayacağını; bunun ancak kendini sürekli eğitmekle ve kesintisiz mücadeleyle gerçekleştirebileceğini söylem ve pratiğiyle kanıtladı. İdeolojik ve örgütsel anlamda belli bir derinliği yakalayan Destan yoldaşımız, Rêber Apo’nun öncü ve fedai bir militanı olmak adına çok çaba sarf etti. Rêber Apo’yu daha iyi anlamak ve ideolojisini yaşamsallaştırmak için azimli ve özverili bir şekilde katılım sağladı. Destan yoldaşımız, Rêber Apo’nun ideolojisiyle kendini var eden ve her boyutuyla öncülük eden Kadın Özgürlük Mücadelesi’nden çok etkilendi. Kadın özgürlük çizgisinde kendini sürekli sorguladı ve kadın yoldaşlarla doğru temelde yoldaşlık etme arayışında oldu. Yine bizleri var eden yoldaşlık ilişkilerine derinden bağlanarak, yaşama komünal-kolektif bir şekilde katıldı ve değerlere değer katmasını bildi. Destan yoldaşımız coşkun bir nehir misali mücadelesini tempolu ve istikrarlı bir şekilde sürekli büyüttü. Demokratik Modernite Gerillacılığı’nın tarz ve taktiğine sahip uzman bir gerilla olmak için askeri akademilere giden Destan yoldaşımız, sadece verili olanla kendisini sınırlamadı ve var olanı yeterli görmedi. Sürekli sorgulayan, araştıran ve geliştiren tarzıyla akademiden başarılı bir şekilde mezun oldu.

Eğitimden sonra Zap alanına geçen Destan yoldaşımız, büyük bir tutku ve coşkuyla pratiğe dahil oldu. Rêber Apo’ya layık olmak, şehitlerimizin intikamını almak ve mücadeleyi büyütmek amacıyla yaşama daha aktif katıldı. Destan yoldaşımız, işgalci Türk ordusuna geçit vermeyen savaş tünellerinin hazırlanmasında büyük emek sahibi oldu. Sömürgeci Türk devleti 2015 yılından itibaren başlattığı topyekûn imha ve soykırım saldırılarını 2021 yılına kadar kesintisiz bir şekilde sürdürerek; 2021 yılının başında bu saldırılarını Garê saldırısıyla sonuca ulaştırmak istedi. Fedai komutanımız Şoreş Beytüşşebap öncülüğünde tarihi hezimete uğrayan Türk ordusu bu yenilgisini örtbas etmek için aynı yıl Medya Savunma Alanları’na yönelik yeni işgal saldırıları başlattı.  Destan yoldaşımız işgal operasyonuna karşı en ön cephede yerini alarak, işgalcilere darbe vurulan ilk eylemlerde yerini aldı. Destan yoldaşımız şehit düştüğü ana kadar büyük bir intikam hıncıyla işgalcilerin üzerine yürüdü. Rêber Apo’nun fedaileri olan özgürlük gerillaları; Apocu ideoloji ve iradeyle, yeni tarz ve taktik açılımla 2021 yılından bugüne kadar işgalci Türk ordusunun ahlaksız ve namertçe saldırılarına karşı direnerek Kurdistan tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bu tarihin yazılmasında Destan yoldaşımız gibi kahraman şehidimizin emsalsiz direnişleri ve fedai duruşları öncülük etti. Destan yoldaşımızın şehadeti bizi derinden etkilese de Rêber Apo’ya, şehitlere bağlılığı, zafere olan inancı ve mücadele aşkı bizlerin bugüne kadar gelmemizde önümüzü aydınlatan meşale oldu.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz