Türkiye’de koronavirüsün cezaevlerine sirayet edilmesi durumunda büyük bir felaketin yaşanacağını söyleyen hukukçular, hükümetten acil önlem alarak, tahliyeler konusunda gerekli kolaylığın sağlanmasını istedi.
Koronavirüs (Covid-19) salgını geçen her dakika daha fazla yayılıyor. Türkiye’de resmi makamlar henüz gerçek sayıyı açıklamasa da koronavirüs şikayetiyle hastanelere yüzlerce kişinin başvurduğu bildiriliyor. Salı gecesi yapılan son resmi açıklamada ilk ölümün gerçekleştiği duyuruldu.
Koronavirüsün en fazla etkilediği ülkelerden biri olan İran, onbinlerce tutuklu ve hükümlüyü adli kontrol şartıyla geçici olarak serbest bıraktı.
Türkiye’de hükümet, henüz bir adım atmazken kamuoyu ve hukukçular yaptıkları açıklamalarda cezaevlerine virüsün bulaşması halinde yaşanacak olan büyük felakete dikkat çekerek, tutuklu ve hükümlülerin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını istiyor.
CEZAEVLERİNDE YAYILMA RİSKİ YÜKSEK
Hukukçu Feyzi Çelik, bu konuda dünya sağlık örgütünün açıkladığı karara dikkat çekti. Söz konusu kararla yargılama faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunu kaydeden Çelik, “Dünya Sağlık Örgütü bunun bir pandemi olduğunu duyurdu. Yani bu hastalık küresel çapta bulaşıcı bir hastalıktır. Aşısı ve tedavisi henüz geliştirilmiş değildir. Cezaevi gibi kapalı ortamlarda yayılma ihtimali oldukça yüksektir. Tutuklu bulunan kişiler adli kontrole serbest bırakılmayı isteyebilirler” dedi.
Çelik şunları ekledi: “Hükümlüler ise sağlık nedeniyle infaz ertelemesi talebinde bulunabilirler. Bunun Anayasal dayanağı da vardır. O da Anayasanın 56/1 maddesinde yazdığı gibi ‘Herkes sağlıklı bir çevrede yaşamak hakkına sahiptir.’ Devlet bu konuda gerekli kolaylıkları sağlamak zorundadır. HSK’nin yargılamanın durdurulması yönünde tavsiye kararı da vardır. Bu görev yargılaması devam eden davalarda ilgili mahkemeye, hükümlü dosyalarda kişinin tutulduğu yer savcılığıdır. Bu yüzden derhal infaz yasasında belirtilen ‘Acil durumlar’ göz önünde bulundurularak tahliyeler başlatılmalıdır” diye konuştu.
SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI TEHDİT ALTINDA
Hukukçu Cemil Demir de, son bir kaç yıldan bu yana tutuklu sayısındaki ciddi artışa bağlı olarak cezaevlerinde kapasitenin çok üstünde bir doluluk oranının olduğunu belirtti.
Cezaevlerinin kendine ait bilinen ve çokça tartışılan kronik sorunları yanında bu ortamların artık hijyenik olmayan ortamlara dönüştüğü bilinen bir gerçek olduğunu ifade eden Demir, “Tutsakların sağlıklı yaşam hakları zaten ciddi tehdit altındadır. Bu bağlamda hasta tutsaklar sorununa dahi bu güne kadar yapısal bir çözüm bulunamamıştır. Birçok hasta tutsak cezaevlerinde yaşamını yitirmektedir” ifadelerini kullandı.
Gelinen aşamada küresel bir tehdit olan koronavirüs salgını karşısında siyasi iktidarın sessizliğinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Demir, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Çok acil bir şekilde bir çözüm bulunmalıdır. Görünen tek çözüm de kalıcı bir af düzenlemesi veya geçici bir süreyle ivedilikle infazların ertelenmesi olmalıdır. Hukuki durumu tutuklu olanlara ilişkin ise çözüm çok daha kolaydır. İnsanlığı ciddi anlamda tehdit eden bu salgın virüs gerekçesiyle tutsaklar derhal serbest bırakılmalıdır. Veyahut adli kontrol yöntemleri ile çeşitli yükümlülüklere tabi tutularak tutsaklar serbest bırakılabilir. Çünkü tüm insanlığı tehdit eden acımasız bir doğa olayıyla karşı karşıya bulunmaktayız.”