AKP-MHP faşizminin son yıllarda Kürt halkının adını tarihten silebilmek için elindeki tüm imkânlarla saldırdığı biliniyor. Fiziki araçlardan psikolojik savaş aygıtlarına kadar her şeyi bu soykırım savaşına seferber eden faşizm, ihaneti de temel bir yöntem olarak kullanmaktadır. Bir türlü baş eğdiremediği Kürt halkına içerden devşirdiği kendi varlığına düşmanlaşmış kişiliklerle darbe vurmaya amaçlamaktadır. İnsanın tüylerini ürperten cinste bir bozukluk sergileyen kişilikleri ağına çekebildiğini de Kürt halkı son dönemlerde gördü, görüyor. Faşizmin bu noktada öncellikle değer ailelerini hedeflediği bu sayede aynı zamanda insanı insan yapan değerlere saldırdığı da biliniyor. Faşizm ajanlaştırma ve ihanete çekme politikasında öncellikle PKK hareketine bağlı kesimleri temel hedef haline getirmiştir. AKP-MHP faşizmi özgürlük hareketine yönelik insanlık dışı saldırılarla sonuç alamamakta, ancak ihanet gibi yüz karası yöntemlerden medet ummaktadır. Özgürlük ve onur direnişinde bu tür ahlaki yoksunluğa uğrayan kişiler kuşkusuz moral bozukluğuna yol açmaktadır, fakat bu kişilerin asla başaramayacağını, mücadele diyalektiğinin ihanete karşı direniş çizgisi olduğu ve son kırk yılda ihanetçileri bozguna uğrata uğrata geliştiğini de bilmek gerekir.
Kürt halkının varlık ve onur mücadelesinin kalelerinden Botan’ın kalbi olarak Cizre her koşulda düşmana boyun eğmeyen direnişçiliğin cisimleştiği kentlerin başında gelmektedir. Cizra Botan’ın Kürt halkının tümünün yüreğinde nasıl anlamlar taşıdığı uzun uzadıya anlatılmayacak kadar açıktır. Bu konuma tarihsel yurtsever geçmişine uygun bir şekilde yıllar boyunca sürekli serhildana kalkarak gelmiştir. 90’larda isyan bayrağını önde taşıdığı gibi, özyönetim direnişinin zirvelerinden biri olmuştur. Binlere varan şehidi Cizre’nin onurlu kimliğini damla damla oluşturmuştur. Mehmet Tunç, Asya Yüksel’de simgeleşen Cizre’nin direnişçiliği, yurtseverliği en üst noktaya çekmiş ve Kürt halkının gurur duyduğu bir tutum sergilemişlerdir. Tüm bu nedenlerden dolayı her koşulda ayakta kalmasını, direnmesini bilen Cizre düşmana dert olmuştur. Düşman her tür savaş aracı ile saldırdığı gibi ihanetin kirli yüzünü de Cizre’de devreye koymuştur.
Soykırımcı, faşist TC’nin bu politikalarının yansımasını Cizre’de Sosin Çömlek adlı kişi örneğinde bir kez daha görmekteyiz. Yurtseverliği ile bölgede tanınan bir aileye mensup olan bu kişi, Cizre halkının yakından bildiği biridir. Demokratik, yurtsever kurumlarda yer almakla kalmamış, sorumluluk düzeyinde görevler yüklenmiştir. Demokratik özgür yaşamı inşasının öncüsü olan kadın hareketinde yer almıştır. Özyönetim sürecinde halk meclis bünyesinde olan bu kişi arkadaşları tarihi bir direniş sergilerken kendisini gizlemiş, direnişi değil pasifizmi esas almıştır ve gittikçe kendi halkına düşmanlaşan bir tutum sahibi olmuştur.
Düşmanın yardımı ve yönlendirmesiyle direniş döneminin hemen ardından Sosin Çömlek, Başurê Kürdistan’a geçmiştir. Bu kişi uzun süre MİT ile çalıştığını halkın gözünden saklayabilmiş ve Başur’da da yurtsever ortamlarda bulunmuştur. Fakat buradaki davranışları da halkına yabancılaşmanın nelere yol açabileceğinin örneği olmuştur. Cizre direnişini kişisel konumu için istismar etmekten çekinmemiştir. Burada hedeflediği noktalara ulaşamayınca tekrardan MİT’in onayı ile Bakur’a dönmüştür. Tekrardan yurtsever kurumlarda yer almaya ve bu şekilde düşmanına daha fazla hizmet etmeyi esas alan bu kişi 2019 Mart yerel seçimleri öncesi ve sonrası yurtsever ortamları bulandıran, dedikodu kaynağına dönüştürmüştür.
Bu unsur demokratik siyasette görev almamasına karşın kendini bu şekilde yansıtmış ve TC’nin psikolojik savaşının bir parçası olmuştur. Fakat bu pratiği kendi halkına, kendi değerlerine ihanet etmenin sadece bir boyutunu oluşturmuştur. Bu kişi doğrudan MİT elemanıdır ve onun tüm hareketleri MİT’in yönlendirmesinde ve bilinçlidir. Bu durum sadece pratiği ile değil, farklı kaynaklardan ulaşılan bilgiler doğrultusunda da netleşmiştir. Şöyle ki:
a) Sosin Çömlek’in MİT ile bağlantısını Burçak Yiğit isimli kontra sağlamıştır.
b) Sosin Çömlek MİT Cizre Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak Murat kod isimli MİT ajanına bağlı olarak çalışmaktadır.
c) MİT Sosin Çömlek’i Başur sınırına kadar getirmiş ve onlarla paralel çalışan Parastin çalışanı Enes isimli kişiye teslim etmiştir.
d) Başur’da ajan faaliyetlerini Parastin’da görevli Bawer Şerif’e bağlı olarak yürütmüştür.
e) Çömlek’in Türkiye’deki yasal sorunları MİT aracılığıyla çözülmüş ve Bakur’a da bu temelde dönmüştür.
Bu kişinin Kürt halkına verdiği maddi ve manevi zararların boyutu büyüktür. Hakkındaki iddialara karşılık gerekli mekanizmalar sayesinde halkın gözünde kendini savunma ve aklanma olanaklarını yaptığı suçları göz önüne alarak, kullanmayı aklından bile geçirmemiştir.
Bu örnek tüm Kürt halkına soykırımcı, faşist TC’nin her tür oyununa karşın duyarlı olunmasının önemini göstermektedir. Sosin Çömlek gibi kendini yurtsever gösteren fakat aslında sömürgeci, soykırımcı güçler adına çalışan kişiler sonuç alamaz. Gündelik, maddi istekleri doğrultusunda kendi toplumuna beraber ihanet eden birinin bu kimliğinden arınmadan, halk ve Özgürlük hareketince gerekenler yerine getirilmeden toplumsal yaşamda yer alamazlar. Bu tip kişilere dair alınması gereken önlemleri yurtsever Kürt halkı, hele de Cizre’deki gibi yaşamlarını yurtseverlik üzerine kuran insanlar çok iyi bilmektedir.
Hem bu tip kişilere olanak tanımamak, hem de TC’nin yeni hamlelerine karşı uyanık olmak halkın öncellikli görevleri arasındadır. Bu tür insanların Kürt halkının ve mücadelesinin değerlerini kirletmeye, kendi kişisel bozukluklarını toplumumun içinde sürdürme hakları yoktur. Halkımızın bu konuda yapılması gerekenleri pratikleştireceğine eminiz. Kürdistan’ın dört parçasında olduğu gibi Botan’da direnişi yükseltenlerin faşizmi yeneceği ve özgür önderlik ve Özgür Kürdistan’ın kazanacağı kesindir.
Ek olarak;
Sosin Çömlek Cizrelidir, hukuk okumuştur. Mem û Zin Kültür Merkezi’nde çalışmıştır. Cizre direnişlerinde yer almıştır. Cizre direnişi sonrası babası ve Amcasıyla birlikte gözaltına alınıp hemen akabinde serbest bırakılmış, ardında Başur’a geçmiştir. Geçişi MİT tarafından sağlanıp, Habur gümrük kapısına kadar götürülmüştür. Burada, Burçak Yiğit tarafından Enes adlı Parastin asayiş elemanına teslim edilmiştir.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi