İlham Ehmed: AKP’nin Kürt fobisi tehlikelidir

0
216

MSD Yürütme Kurulu Eşbaşkanı İlham Ehmed, Konya’da Kürt ailesine dönük katliamı, Suriye krizinin çözümü ve Rusya’nın krizi derinleştirmedeki rolüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘AKP’NİN KÜRT FOBİSİ TEHLİKELİDİR’

Konya’da 7 kişilik Kürt aileye dönük ırkçı katliama tepki gösteren İlham Ehmed şunları söyledi: “Bu katliam Türk devletinin Kürtlere karşı gerçekleştirdiği ilk katliam değildir. AKP hükümetinin politikaları yüzünden Kürtlere karşı birçok katliam gerçekleştirildi. AKP rejiminin Kürt fobisi çok tehlikeli bir politikadır ve Türkiye toplumu için tehdit oluşturuyor. Katliam gerçekleştirmeleri için hücre yapılanmasına ve silahlanmaya gidildiğini duyduk. AKP zihniyeti ve politikaları yüzünden felaketler oldu. Uluslararası kamuoyunu Türk devletinin Kürtlere karşı katliamlarını durdurmaya çağırıyoruz. Özellikle Türk devletinin müttefiki ülkeleri Türk devletine müdahale etmeye Kürtlere karşı ırkçı ve soykırım politikalarına son vermesi için uyarıda bulunmaya çağırıyoruz.”

 ‘ÖZERK YÖNETİMİ’N TANINMASI SURİYE İLE İLGİLİ BİR KONUDUR’

Özerk Yönetim’in resmi olarak tanınmasına dikkat çeken İlham Ehmed, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim’in batılı devletlerle doğrudan ilişkileri var. Özelikle DAİŞ’e karşı yürütülen mücadele ve bölge ekonomisi hakkında görüşmeler oluyor. Uluslararası Koalisyon güçleri de özelikle bu iki başlık hakkında iletişim içinde. MSD olarak siyasi konularda da devletlerle ilişkilerimiz var.  Bu konu doğrudan Suriye, Suriye krizi ve çözümüyle ilgilidir. Ancak bazı devletler şu ana kadar sorunun çözülmesinden ziyade onu daha fazla derinleştirmek için çaba sarf ediyor” dedi.

‘SURİYE KRİZİNE YAKIN ZAMANDA BİR ÇÖZÜM GÖRÜLMÜYOR’

Şam hükümeti ve Suriye’deki diğer taraflar üzerindeki baskılara rağmen Suriye krizine yakın zamanda bir çözüm görülmediğini belirten İlham Ehmed, “Suriye krizine çözüm bulunmamasının nedeni Suriye’deki uluslararası güçler arasındaki anlaşmazlık ve çıkar ilişkileri, Suriye’de krizi çözebilecek gerçek bir iradenin olmamasıdır. Krizin yeniden Dera gibi Suriye’nin bölgelerine geri döndüğünü görüyoruz. Burada yaşanan olayların Suriye’nin diğer bölgelerinde de yaşanması ihtimali uzak değil” şeklinde konuştu.

‘RUSYA GERÇEK BİR ARABULUCU DEĞİL’

İlham Ehmed, Rusya’nın Suriye krizindeki rolüne ilişkin şunları belirtti: “Rusya birçok kez bizimle Suriye rejimi arasında arabulucu rolü oynamak istedi. Ancak bu girişimlerin hepsi sonuçsuzdu. MSD Şam hükümeti ile diyalogda ısrarcı. Rejim irade sahibi değil. Diyalogların başlaması, krizin çözümüne ilişkin anlaşmalara varma ve anayasasının değişmesinde kararlı değil. Ciddi engeller var. Bunlardan bazıları da dış müdahale ve ülke içindeki aktörlerin rejim zihniyetine yakın olması. Bütün bunlar krizin sonlandırılması amacıyla yapılan diyalogların önünde engeldir. Öte yandan Türkiye ve İran gibi bazı taraflar Suriye krizinin çözümünü engelliyor. Suriye krizine müdahale konusu yalnızca Rusya’nın sorumluluğunda değil. Şam hükümeti ile Ankara arasında istihbarat ilişkileri var. Rusya, Suriye’de anlaşmazlık yaşayan taraflar arasında arabulucu değil Şam hükümetinin yanında rol alıyor. Rusya’yı bağımsız davranmaya ve Suriye krizinde olumlu rol almaya çağırıyoruz.

Şam hükümetinin ve yanlılarının Özerk Yönetim’i “Suriye’yi parçalıyor” şeklindeki açıklamalarını, “Provakatif amaçlı” diye tanımlayarak, “Bu açıklamalar çözümü engelliyor ve Suriye krizinin ömrünü uzatıyor. Demokrasi, adalet ve eşitlik isteyenler bu açıklamaları Suriye kimliğine ve Suriye’nin toprak birliğine karşı görüyor” ifadelerini kullandı.

‘ARAP ŞEMSİYESİ ALTINDA TOPLAMA GİRİŞİMİ HÜKÜMETİN SURİYELİLERE TUZAĞIDIR’

Suriyelileri Arap şemsiyesi altında toplama girişiminin, Şam hükümetinin bölgedeki tüm halklara karşı hazırladığı bir tuzak olduğunu vurgulayan İlham Ehmed, “Rejim Arap şemsiyesi altında olmayanları ‘parçalayan ve bağımsız’ olarak suçluyor. Suriye kimliği, ırkı ve inancı ne olursa olsun tüm Suriyelileri bir arada topladığı gibi Suriyelileri birleştirebilir, eşit haklarını güvence altına alabilir ve temel çözümü getirebilir.  Ancak Arapçılık ve rejim bunu komplo ve parçalama olarak görüyor. Despot Türk devleti ve toplumun bütün yapılarına tek kültür, tek toprak dayatması yapanlar aynı dili konuşuyor. Bu konu Suriye’deki toplumlar için ciddi bir sorun. Sürekli Suriye’nin renkliliğinden bahsediliyor ancak Arapçılık Suriye’nin renkliliğini bozuyor” şeklinde konuştu.

‘DAİŞ’E KARŞI MÜCADELE İNSANİ BİR MİSYONDUR’

QSD’nin DAİŞ’e karşı verdiği mücadeleye dikkat çeken İlham Ehmed, bu mücadelenin insani bir misyonunun olduğunu belirterek, uluslararası kamuoyunun bu mücadeleye destek vermeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Batılı güçlerin desteğinin devam ettiğini ancak bu konunun yalnızca askeri olarak ele alınmasının hata olduğunu kaydeden İlham Ehmed, “Kişi veya üyeler DAİŞ’e katıldıklarında zihniyet olarak katıldılar” dedi.

‘ASKERİ DESTEK YETERLİ DEĞİL, ÖZERK YÖNETİM’E DE DESTEK VERİLMELİDİR’

DAİŞ zihniyetine karşı mücadelenin önemine vurgu yapan İlham Ehmed, askeri desteğin yanında sivil desteğin de verilmesi gerektiğini dile getirdi. İnsanların yaşamlarını idame ettirebilmeleri için iş imkanlarının da sunulması gerektiğini söyleyen İlham Ehmed, “Bu yöntem teröre karşı mücadelenin en doğru yoludur. Özerk Yönetim’e siyasi destek verilmelidir ve Suriye krizinin çözümü için gerçekleştirilen uluslararası toplantılara dahil edilmelidir. Çünkü Özerk Yönetim, demokrasi ve değişim konusunda önemli bir rol oynayabilir” ifadelerini kullandı.

‘ÖZERK YÖNETİM’E ULUSLARARASI ALANDA DESTEK VERİLEREK TERÖR HEM FİKİRSEL HEM DE ASKERİ OLARAK BİTİRİLEBİLİR’

Özerk Yönetim’e uluslararası alanda destek verilerek terörün hem ideolojik hem de askeri olarak sınırlandırılabileceğine işaret eden İlham Ehmed şunları söyledi: “Muhalefet arasındaki farklı ulusal şahsiyetlerle demokratik değişimi getirebilecek tarihi ilişkilerimiz var. İlişkilerimizi genişletmeye ve yeni gerçek ilişkiler kurmaya, krize ilişkin somut adımlar atmaya ve bir çözüm üzerinde anlaşmaya çalışıyoruz.  Rejim kabul etse de etmese de çözüm için Suriye’deki taraflar arasında bir anlaşmanın olması gerek. Bu kapsamda çalışıyoruz ve Suriye’deki muhaliflerle ilişkilerimiz iyidir.”

ANHA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz