Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve yanındaki tutukluların aile görüşü de “disiplin cezası” olduğu gerekçesiyle yasaklandığı ortaya çıktı.
Avukat Rezan Sarıca, uygulamanın İmralı tecrit sistemini bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması talebiyle 27 Kasım’da cezaevlerinde başlayan açlık grevleri 13’üncü gününe girerken, İmralı’daki tecrit gün geçtikçe ağırlaştırılıyor.
15 Mart 2015’ten bu yana sadece 5 Haziran, 12 Ağustos 2019 ve 2 Mart 2020 tarihlerinde aile görüşmeleri gerçekleştirildi. İmralı’da çıkan yangının ardından en son 2 Mart tarihinde aile görüşü yapılmıştı. 2 Mart’tan sonra ailelerin hiçbir başvurusuna olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmezken, 30 Eylül tarihinde aile görüşlerine “disiplin cezası” gerekçesiyle yasak getirildiği ortaya çıktı. 4 Aralık’ta yapılan başvuruya verilen ret cevabıyla Öcalan ve İmralı’daki diğer tutuklulara disiplin cezasının verildiğini öğrenen Asrın Hukuk Bürosu avukatları, getirilen yasağın içeriğine ilişkin ise hiçbir bilgiye ulaşamadı. Ayrıca yasağın kaç aylık ya da ne kadar süre zarfında olduğu da öğrenilemedi.
AVUKATLAR ENGELLENDİ
Bursa 1’nci İnfaz Hakimliği, geçtiğimiz 23 Eylül’de de, Öcalan’la birlikte İmralı’da tutulan diğer tutuklular Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’a, Öcalan’ın 2009 yılında kaleme aldığı 156 sayfalık “Yol Haritası” gerekçesiyle 6 aylık avukat görüş yasağı getirmişti.
KULLANDIRILMAYAN HAKKA YASAK
Avukatlarının yanı sıra aile ile de görüşmesi engellenen Öcalan, 21 yıldır tutulduğu İmralı’da yasal bir engel olmamasına rağmen sadece bir kere 27 Nisan 2020 tarihinde telefonla görüşme hakkını kullanabildi. Öcalan’ın telefonla görüşme hakkı keyfi bir şekilde engellenirken, 7 Eylül’de Öcalan’a 6 aylık telefonla görüşme yasağı da getirildi.
GEREKÇE BİLİNMİYOR
Öcalan’ın müdafiliğini üstlenen Asrın Hukuk Bürosu Avukatlarından Rezan Sarıca, Öcalan ve diğer tutukluların ailelerinin her hafta düzenli olarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na görüşme başvurusunda bulunduğunu belirterek, başvurulara uzunca bir zamandır cevap verilmediğini söyledi. Olumlu ve olumsuz cevap verilmemesinin idari anlamda fili bir ret cevabı olduğunu ancak gönderilen yazılı bir cevabın söz konusu olmadığını söyleyen Sarıca, “4 Aralık tarihinde yapılan son aile başvurunun ret edildiğine dair cevap geldi. Ret cevabında gerekçe olarak disiplin cezalarından bahsediliyor. Dosyanın içeriğini görmediğimiz için disiplin cezasına ilişkin gerekçenin ne olduğunu da henüz bilmiyoruz” diye konuştu.
2 AY SONRA ÖĞRENDİLER
Aile görüşü için 2020 yılı içinde yapılan başvurularda ilk defa “disiplin cezası” gerekçe gösterilerek reddedildiğini söyleyen Sarıca, getirilen disiplin cezasını 2 ay sonra öğrenebildiklerini ifade ederek, “Bu nedenle itiraz etme hakkımız da ortadan kalkmış oluyor ve ceza kesinleşiyor” dedi. Uzun süredir müvekkillerine verilen disiplin cezalarının kendilerinden gizlendiğini ifade eden Sarıca, bunun nedenlerinden birinin ise cezalara zamanında itiraz etmelerinin önünü kapatmak olduğunu söyledi.
İTİRAZLARI RET EDİLDİ
5, 12 ve 28 Ekim tarihlerinde 3 kez Bursa İnfaz Hakimliği’ne aile görüşlerinin önünde bir engel olmadığı halde görüşmelerin gerçekleşmediğine ilişkin başvurularda bulunduklarını hatırlatan Sarıca, “İnfaz Hakimliği kanunundan kaynaklı cezaevlerinde bulunan müvekkillerimizin dışarıdaki görüşleri inceleyecek ve düzenleyecek yetkilinin İnfaz Hakimliği’nin görevleri kapsamında olduğunu söylemiştik. Ancak mahkeme bize ilgili yönetmelik gereği karar veremeyeceğini öncelikle cezaevine başvurmamız gerektiğini bildirerek 3 başvurumuzu da reddetti” ifadesinde bulundu.
TEK KİŞİNİN EMRİ İLE KARAR VERİLİYOR
Mahkemenin ilgili yönetmelik kastının hangisi olduğunu açıklamadığını kendilerinin de bunu bilmediklerini ifade eden Sarıca, “Ortada bir kanuni referans söz konusu değil. Bizler zaten mahkemeye cezaevine başvurduğumuzu delilleriyle ortaya koyduk. Yetkili makamın mahkeme olduğunu belirttik ve araştırma yetkisi olduğunu hatırlattık. Ancak mahkeme karar vermekten kaçındı ve başvurularımızı reddetti. Mahkeme verdiği ret kararı ile idarenin önüne geçemeyeceğini yargı ile idarenin kuvvetler ayrılığı ilkesine göre değil yargı ve idarenin tek kişinin emirleri ile karar verdiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘TECRİT SİSTEMİNİN NASIL İŞLEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ’
Ekim ayı içinde mahkemeye görüşme için başvurduklarında 30 Eylül tarihinde aile görüşüne ilişkin disiplin cezası verildiğini öğrendiklerini ancak bunun kendilerine bildirilmediğini söyleyen Sarıca, “Hukuki olarak disiplin soruşturması başladığı gibi bize haber verilmesi gerekiyor. Ancak yapılan uygulama bakıldığında İmralı tecrit sisteminin nasıl işletildiğini bize bir kez daha gösteriyor” diye konuştu.