İnkarcı özel savaş rejimi son zamanlarını yaşıyor

0
879

KEMAL SOBE

Kurulduğu günden bugüne kadar Kürt karşıtı olup, bütün devlet politikasını Kürtleri kültürel olarak yok etmeyi amaç edinen Türk devleti kuruluşunda günümüze kadar karanlık bir siyasi atmosferde varlığını sürdürmüştür. Kürt karşıtı olarak şekillenen devlet aygıtı aynı zamanda diğer muhalif olan kesimler üzerinde de günümüze kadar baskı ve zulüm uyguluyor.

Yüzyıldır anti demokratik bir karakterde varlığını sürdüren devlet aygıtı hem Kürtlere hem de diğer muhalif olan kesimlere karşı adeta bir cinayet şebekesi gibi çalışmış, kendisine muhalif olan, kendisinden hak talep eden herkesi kendisine düşman olarak görüp günümüze kadar bu anti demokratik, baskıcı karakterini devam ettirmiş, bu faşizan yapısıyla adeta zirveye çıkmıştır.

Devletin mantığı anti halkçı olduğu için halktan gelen her hangi bir hak talebini kendisine karşı yapılmış bir saldırı olarak görüp ‘gerekeni yaparız’ deyip halka  karşı tehditler savurup, saldırılar  yapıp, yapmadıklarını bırakmıyorlar. Çünkü devletin halka hizmet etme gibi bir anlayışı hizmet etme gibi bir zihniyeti olmadığı için halktan gelen her hangi bir talebe kulakları kapalı elleri de silah ve coptadır. Halkın herhangi bir hak talebini ”vatan hainliği, teröristlik” olarak gören bir devlet, halkın üzerinde hakimiyet kurup kendi sistemini halka dayatmaktan, zulümden başka bir 
şey yapmaz. Çünkü ben halka hizmet değil, halk bana hizmet eder zihniyetinde bir devlet var. 

Yıllarca hem Kürtler hem de Türkiye emekçi halkı üzerinde bir baskı sistemi oluşturup bir saltanat kurdular.

 Bu saltanatı oluşturmayı da karanlıkta beslenen yarasa politikacıları devrede tutarak  yaptılar, yapıyorlar. Bütün bu anti demokratik ve anti halkçı yarasa siyaseti halkların bilinçsizliği ve örgütsüzlüğü üzerine kurulmuş, inşa olmuştu. Tabiki gün gelir bir güneş doğar bütün karanlıkları
aydınlatır, yarasalara korku salar. Mezopotamya’da doğan özgürlük güneşi Anadolu’nun her tarafına Özgürlüğün ışıklarını saçmış yarasaların korkulu rüyası olmuştur. Türkiye’nin demokratikleşmesini kendi sonları olarak gören onlarca yıllık yarasa zihniyeti can havliyle kendisine
muhalefetin geliştiği her tarafı tehdit edip canavarca saldırmaktadır.


Çünkü öleceğini bilen canavarlar saldırgan olurlar. Halkı kandırmakla, aldatmakla, yalanla halkların üstünde egemenlik kurmanın artık sonuna geliniyor. Türkiye zor ve sancılıda olsa artık bir devrimin değişimin eşiğine gelmiş bulunuyor. Baskıcı devlet aygıtı ve yarasa politikacılar, demokratikleşmeyi ve Kürt sorununun çözümünü kendi sonlarını getirip, Türkiye’yi aydınlatacağı için istememekteler. Ama artık devrim ışığı yanmış, her taraf aydınlanmaya başlamıştır. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin yaktığı devrimci ışık başta Kürdistan ve Türkiye olmak üzere bütün Ortadoğu’yu aydınlatıp insanlık için yeni bir dünyanın kapısını açacaktır…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz