KEMAL SÖBE
Diktatörlüklerin karakteristik yapıları aynıdır. Kan içerek varlıklarını sürdürürler. Faşizmin şekli, biçimi ve rengi farklı olsa da özü aynıdır. Vahşet ve barbarlık faşizmin varlık nedenidir. İran denilen İslam maskeli devlet, her gün kan akıtıyor, hem de din ve İslam adına. İslam’ın zerresiyle bir gram bile ilgisi olmayan İran denilen İslami maskeli dinci devlet, din şeriat adına en temel insan haklarını hiçe sayıyor, yasalarla ve yönetmeliklerle temel insan haklarına müdahale ediyor, topluma vahşet saçıyor. Din ve İslam denince, akla şalvar, sakal ve kadının saçının teli geliyor. Adalet, hak, sevgi ve barış akla gelmiyor. Bütün Müslüman ülkelerde din ve inanca yaklaşım böyledir. İran denilen devleti gerçekten vahşi cahiller yönetiyor. Eski kıyafetleri giymenin, kadının yüzünü gözünü kapatmanın neresi Müslümanlıktır? KURAN’da, kadının saçı görünmeyecek diye bir şey yazıyor mu? Yazsa bile, kadının saçı görünürse öldürün mü diyor?
İran denilen vahşet ülkesinde her gün basit nedenlerden dolayı insanlar ya hapse atılıyor ya da öldürülüyor, idam ediliyorlar. İnsan, giydiği elbiseden dolayı hiç dövülür mü-öldürülür mü? Bu ne vahşet-barbarlık. Daha birkaç gün önce, bir Kürt kadını, saçı görünüyor diye ahlaksız polisler tarafından işkenceyle öldürüldü. Bir kadını böyle çok özel ve basit bir nedenden dolayı öldürmekten daha büyük bir ahlaksızlık ve vahşet olmaz. Hangi uygar-medeni-demokratik ülkede kadınların kıyafetine müdahale edilmiş? Bir insanın ne çeşit yemek yiyeceğine bir devlet yasalarla karar verebilir mi? Yani devlet-polis, kadınlara-erkeklere şu yemeği yiyeceksin diye baskı yapabilir mi? Yemek ve kıyafet çok özel kişisel durumlardır ve ne devlet ne de başka biri müdahale edebilir. Devlet toplumun nasıl giyineceğini yasalarla belirleyemez. İnsanlar, nasıl giyineceklerine kendileri karar verirler.
Devletin toplumun özel hayatına ve bireylerin özel kıyafetlerine, yaşamına karışma hakkı ve yetkisi yoktur. Devletin topluma hizmet etme gibi bir görevi vardır. Müslüman ülkelerde din ve İslam denince kadınların saçının görünmemesi ve erkeklerin sakal bırakması akla geliyor. Hiçbir İslam ülkesinde kul hakkına yani insan hakkına önem verilmiyor. İnsanların ne gibi kıyafetleri giyebilecekleri kişisel tercihleri olup kul hakkı kategorisine girer ve saygı duymak gerekiyor. Hiç kimse kimsenin kıyafetine karışamaz, müdahale edemez. İran’da İslam yok İslam maskeli bir faşizm var. Türkiye’de de laiklik maskesi altında beyaz faşizm var. Bu durum, kendilerine müslüman diyen bütün ülkelerde barizce yaşanılıyor. Afyonlaştırılmış din ile toplum üzerinde devlet terörü estiriliyor. Gerçek İslam’da insan hakları gözetilir, hak ve adalete önem verilir ve dinde gelişime kapalılık yoktur. Yani din modernleşmeye ve çağdaşlığa karşı değildir.
Din demek hayatın kendisidir, kültürdür, edeptir, ahlaktır. Ahlaksız, edepsiz, kültürsüz bir din olur mu? Bir din modernleşmeye, gelişime ve çağdaşlığa kapalı olabilir mi? Bir din toplumu ortaçağın karanlığına mahkûm edebilir mi? Eğer afyonlaşmış bir din ise, eğer egemenlerin dini ise bunu yapar ve nitekim yapıyor da. Yüzlerce yıl önce giyilen kıyafetleri topluma zorla giydirmek din değildir, faşizmdir, zulümdür ve gericiliktir. Allaha inanmakta kul ile Allah arasında olan bir durumdur ve bu özel duruma da kimse müdahale edemez. Devlet, insanlara Allaha inanacaksın ya da inanmayacaksın diye dayatmada bulunamaz. Devlet, dine karışamaz normalde. Dünyada, bazı Müslüman ülkeler dışında hangi ülkelerde bu vahşet var? Kadınlara zorla türban giydirme, erkeklere de zorla sakal bıraktırma. Böyle bir duruma sakallı-şalvarlı faşizm denir. Eski kıyafetlerde ısrar etmenin neresi Müslümanlık oluyor?
Gerçek İslam öldürme diyor, hırsızlık yapma diyor, yalan söyleme diyor, zina-ahlaksızlık yapma diyor, kimsenin hakkını yeme diyor, kimseyi sömürme diyor, kimseye zulüm yapma diyor ve bu gibi ölçüler koyuyor yaşamın merkezine. Hangi Müslüman ülkede bu saydığımız ölçüler var? Hiçbir Müslüman ülkede bu saydığımız ölçüler ve kriterler yok. Bütün Müslüman ülkelerde zam, zulüm, insan öldürme ve faşizm var. Bütün Müslüman ülkelerde korkunç bir cehalet var. İran’daki İslami görünümlü faşist rejiminde yıkılma zamanı geldi. İslam adına her türlü kötülüğü yapıyorlar, insanlara eziyet ediyorlar, emek sömürüsü yapıyorlar, toplumu açlığa mahkûm ediyorlar ama devleti yönetenlerde saraylarda şatafat içinde yaşıyorlar. Uygarlığın ve medeniyetin geliştiği alanlardan biri olan İran’da bu İslami maskeli sakallı-şalvarlı faşizmin yok edilmesi gerekmektedir…