İşgal Karşıtı Ulusal Konferans, sonuç bildirgesini yayınladı

0
237

İşgal Karşıtı Ulusal Konferans 4 Eylül günü yaptığı konferansın sonuç bildirgesini yayınladı.

“İşgalci ve gerici devletlerin hem Kürdistan halklarına karşı düşmanlığı, hem de var olan statülere karşıtlığı sürüyor. Özellikle Türk devleti, Kürtlere ve Kürdistan’daki diğer halklar ile inanç gruplarına karşı barbarca saldırılarından geri adım atmış değil” denilen sonuç bildirgesinde 2018 yılının başlarında Efrîn’e karşı bir saldırı başlatıldı ve 58 günlük bir direnişin ardından Efrîn’in işgal edildiği belirtildi.

Sonuç bildirgesinde şunlar dile geldi: “9 Ekim 2019’da bu kez Girê Spî ve Serêkaniyê hedef alındı ve Rojava’nın adı geçen iki kenti de işgal edilen kentler arasında yer aldı.

Geçtiğimiz yılın 9 Ekim gününde imzalanan bir anlaşma ile bu kez Şengalli Êzidîler ile Şengal’deki diğer halklar ve inançların iradesi gasp edilmek istendi. O günden beri Şengal’e dönük saldırılar sürüyor, Şengalliler katlediliyor. Benzer saldırılar acımasız bir biçimde Maxmur Mülteci Kampı’na dönük de sürüyor.

24 NİSAN’DA BAŞLATILAN SOYKIRIM SALDIRILARI SÜRÜYOR

Türk devleti 24 Nisan 2021’de, Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde kapsamlı bir saldırıyı bu kez Güney Kürdistan’a dönük olarak yaşama geçirdi ve bu saldırılar hala devam ediyor.

Söz konusu saldırılar karşısında Kürdistan halkları ile yapılanmalarının fedakarca direnişi sürüyor. Aynı zamanda Dünya’nın dört bir yanında Kürdistanlıların tepkileri de giderek artıyor.

KÜRDİSTANLI KADINLARA YÖNELİK SALDIRI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Dikkat çeken birçok sorun var. Kürdistanlı kadınların tüm hakları yok sayılıyor. Özellikle Efrîn’de kadınlar işgalci güçler tarafından kaçırılıyor, katlediliyor, tecavüze uğruyor. Kürdistan’ın demografisi değiştiriliyor. Kürtler ve diğer halklar ata topraklarından sürülüyor. Kürt Özgürlük Hareketi hala bir çok devlet tarafından terörist olarak yaftalanırken; birçok Kürdistanlı yönetici, kadın ve şahsiyet de kriminalize ediliyor.

Bu kirli uygulamalara karşı şimdiye kadar herhangi bir devlet ya da uluslararası kurumdan bir ses çıkmış değil. Bu sessizliği protesto ediyor ve tüm kesimlerden Kürtlere dönük terörist tanımlamasına karşı çıkmasını ve Kürtlere destek vermesini talep ediyoruz. Kürt halkı DAİŞ gibi tüm dünyayı tehdit eden barbar bir örgütün alan hakimiyetine son vererek yalnız kendilerini değil dünyayı da ciddi bir tehlikeden korudu.

Biz, İşgal Karşıtı Platform tarafından düzenlenen Ulusal Konferans katılımcıları olarak 4 Eylül 2021 günü Hollanda’da bir araya geldik. Her şeyden önce işgale karşı mücadele veren, Kürdistan topraklarını ve insanlarını koruyan tüm güçleri selamlıyor, bu uğurda canlarını feda edenleri hürmetle anıyor ve işgalciliğe karşı mücadele veren tüm girişimlere desteğimizi ilan ediyoruz.

Öte yandan konferansımız bir kez daha ilan eder ki; Kürdistan toprakları, tüm Kürdistanlıların yaşam alanıdır. Bu realite, her ulusal gücün Kürdistan topraklarında yaşamasının meşru kaynağını ve çalışmalarını özgürce yapabilmesinin temelini oluşturur. İşgalci ve gerici devletlerin tamamı ya da bir kısmı, bu durumu gerekçe göstererek ülkemizin işgaline yeltenemez.

KARARLAR

Bu görüşlerimiz paralelinde konferansımızda alınan bazı kararları da Kürdistan ve dünya kamuoyuna sunmayı bir görev biliyoruz.

1. İşgalciliğe karşı başarılı bir sonuç elde etmek için Kürdistanlı güçlerin iç ilişkileri karşılıklı saygı çerçevesinde sürdürmesine gereksinim vardır. Tüm Kürdistanlı güçler işgalciliğe karşı ortak tutum almalı, hiçbir şekilde işgalcilerin uygulamalarına ortak olmamalıdır.

2. Tüm Kürdistani parti, örgüt ve kurumlara çağrımızdır. Karşılıklı saygının geliştirilmesi ve tehlikenin bertaraf edilmesi için bir an önce en üst yönetim birimlerinin katılımıyla bir komite oluşturmalı ve çalışmalarına başlamalıdır.

3. Kürdistanlı şahsiyetlerin de bu sürece ilişkin büyük sorumluluklarının olduğu inancındayız. Kürdistanlı tüm şahsiyetler işgalciliğe karşı sert tutum almalı ve Kürdistani güçleri etkili bir biçimde uyarma görevini yerine getirmelidir.

4. Türk devleti gücünü uluslararası güçler ile kurumların sessizliğinden alıyor. Bu sessizlik nedeniyledir ki kimyasal silah da dahil tüm silahları pervasız bir biçimde kullanıyor. Bu kirli uygulamalara karşı sessizlik, savaş suçları ile insanlığa karşı işlenen suçların ortaklığı anlamına gelir. Buradan tüm uluslararası güçlere ve kurumlara çağrı yapıyor, Türk devletinin işlediği suçlara karşı sessiz kalmamalarını ve Kürdistan halklarının taleplerine destek vermelerini istiyoruz.

5. İşgal Karşıtı Platform’un çalışmalarını daha etkili biçimde sürdürmesi için hem genişlemeye, hem de desteğe ihtiyacı var. Bu amaçla konferansımız farklı komiteler oluşturulması yönünde irade belirlemiş ve Kürdistanlı partiler, siyasi gruplar, aydınlar ve şahsiyetlerle iletişimi güçlendirmek için bir komite oluşturulmasına karar vermiştir. Ayrıca bir iletişim komitesi kurarak Kürdistan basınının dilinin pozitifleştirilmesi çabalarını sürdürmek; uluslararası alanda siyasi partilerle, yabancı parlamentolarla ve Avrupa devletleriyle lobi ve diplomasi faaliyetlerini sürdürmek üzere de üçüncü bir komite oluşturulması kararına varmıştır.

Tüm taraflara İşgal Karşıtı Platform’un çalışmalarını kolaylaştırmasını ve komitelerinin çalışmalarına destek vermesini bekliyoruz.

İşgal Karşıtı Ulusal Konferans katılımcıları olarak bir kez daha Kürdistan ve dünya kamuoyuna insanlık değerlerini dikkate almaları çağrısında bulunuyor; işgalci Türk devletinin barbar saldırılarına son vermesi için rol almalarını talep ediyoruz.”

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here