İşine aşık ve gerçek bir yoldaş: Dilovan Gever

0
879

 Elinde kamerasıyla ve yüzünde bir an olsun düşmeyen gülümsemesiyle cephe cephe dolaşarak hakikat arayışçılığı yapan Dilovan Gever, gerçeğe gözünü kapatanlara inat halkların DAİŞ çetelerine karşı direnişini an be an kayda aldı. Meslektaşları Dilovan’ı “İşine aşık ve gerçek bir yoldaştı” sözleriyle anlatıyor.   “Kobanê benim için çok farklı bir yerde duruyor. Ben Kobanê kentindenim, Kobanê’ye geldiğim zaman kendimi şehitlerin şehrinde hissediyorum. Kobanê’de düşman ve savaş gerçekliğini, yoldaşlığı, özgür yaşamı ve dünyadaki en değerli insanları tanıdım..” Dilovan Gever… Türkiye ve ona bağlı grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük 9 Ekim 2019’daki saldırıları sırasında gazeteci Dilovan Gever (Dilan Ölmez) de yaşamını yitirdi. 13 Ekim günü Girê Spî’de arkadaşlarıyla birlikte haber takip eden Dilovan, hava saldırısı sonucu katledildi. Yekîneyên Parastina Jin (YPJ) Basın İrtibat Merkezi üyesi olan Dilovan, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinden. DAİŞ’in Kobanê’ye saldırdığı 2014 yılında yapılan seferberlik çağrılarına cevabı üniversiteyi bırakarak yönünü devrim topraklarına vermek olur. Kobanê özgürleşene kadar mevzilerde yer alan Dilovan, daha sonra eline aldığı kamerasıyla DAİŞ’e karşı verilen mücadelenin en yakın takipçisi olur. Öyle ki kamuoyu DAİŞ’in fiili olarak Kuzey ve Doğu Suriye topraklarından bitirildiğini ve bayrağının düşürülerek yerine YPJ bayrağı dikildiğini ilk olarak Dêrazor’un Baxoz kentinde bulunan Dilovan’dan duydu. Dilovan o gün şu sunumu yapıyordu: “Bugün burada insanlığa karşı olanların karanlık bayrağı değil, huzurun ve başarının bayrağı dalgalanıyor. Şunu diyebiliriz Rojava’da DAİŞ çeteleri bitirildi. Gün YPJ savaşçılarının başarısının günüdür, gün insanlığın başarısının günüdür. DAİŞ çeteleri bitti. Gün halkların özgürlüğünün günüdür.” En sıcak çatışmaların yaşandığı cepheleri dolaşarak direnişi anı anına duyuran Dilovan, hakikat arayışçılığını yoldaşlarına miras bıraktı.  Dilovan’ı katledişinin birinci yılında mücadele arkadaşları anlatıyor.  

‘Çalışmasına büyük bir ciddiyetle yaklaşıyordu’ 

Dilovan ile ilk olarak Dêrazor hamlesinde çalışmaya başladığını söyleyen Amargi Rohenda, Dilovan’ı haberlerinden tanıdığını söylüyor. Amargi, “Dilovan’la ilk telefonda konuşmuştuk. Benle konuştuğunda sanki yıllardır konuşuyormuş gibi konuştu ve o sıcaklığı verdi. Büyük bir heyecanla konuşuyordu. Bu durumda bende ona nasıl cevap vereceğimi şaşırdım. Beni yıllardır tanıyormuş gibiydi. Daha sonra Dilovan arkadaş merkeze geldi. Onunla daha fazla vakit geçirip tanıma şansım oldu. Her çalışmasına büyük bir ciddiyetle yaklaşıyordu. Çalışmadayken çevresini unutuyor yaptığı işin devam etmesini istiyordu. Öyle bir aşkla çalışıyordu ki ona saatlerce bakıyordum. Onun o çalışması bizleri de sevk ediyordu” sözleriyle Dilovan’ı anlatıyor.  

‘Çalışma arkadaşlarıyla yakından ilgilenirdi’ 

Dilovan’ın çalışma arkadaşlarıyla yakından ilgilendiğini ve onlara kameradan montaja, fotoğraf çekimine kadar her şeyi ince ayrıntısına kadar anlattığını belirten Amargi, Dilovan’ın arkadaşlarına her şeyi öğretmeye çalıştığını ifade ediyor. Dilovan’la çalışmaya giderken büyük bir aşk ve şevkle gittiğini dile getiren Amargi, Diovan’ın çalışmaya yaklaşımını şöyle anlatıyor: “9 Ekim saldırılarından önce Dilovan arkadaşla bir çalışmaya gittik. Heval Arin ve Rewan’ın anmasıydı. Dilovan’ı göremiyorduk. Eline aldığı kamerayla her savaşçının detayını almak istiyordu. Yine kendisini sadece basından biri olarak görmüyordu. Her çalışma için elinden geleni yapıyordu. Bu yüzden her arkadaş Dilovan’ı anlatıyor. Her kesin üzerinde bir etkisi vardı. Çok seviliyordu.” 

‘Bu sefer başarı farklı olacak’ 

9 Ekim saldırılarını takip emek için merkez olarak hazırlandıkları sırada Dilovan’ın yüzünde bir gülümseme olduğunu kaydeden Amargi, merkezden çıktıkları ve arkadaşlarıyla vedalaştıkları sırada Dilovan’ın “Her daim başarı bizimdir ama bu sefer başarı farklı olacak” dediğini aktarıyor. Amargi, Dilovan’a neden böyle bir cevap verdiğini sorduğunda ise şu cevabı alıyor: “Bu sefer ben nerede olursam olayım YPJ savaşçısının olduğu her cephede orada olacağım. Olduğum yeri bırakmayacağım.” ‘Kimse Dilovan’ın şehit düştüğüne inanmak istemedi’ Dilovan’la katledildiği gün konuştuğunu söyleyen Amargi, “Dilovan ‘Yanımdaki arkadaşı gönderdim. Şuan çatışmalar çok yoğun. Onun burada kalmasını istemiyorum. Ben tek burada kalacağım’ dedi. Daha sonra merkezde olan bütün arkadaşları tek tek sordu. Daha sonra telefonu kapattık. Dilovan arkadaş o gün şehit düşmüştü ama biz bilmiyorduk şehit düştüğünü. Arkadaşlara sürekli soruyorduk Dilovan’ı, neden telefonlarına cevap vermediğini merak ettik. Ama arkadaşlar bizlere o dönem söylemek istemedi. Daha sonra bizleri bir araya getirip Dilovan arkadaşın şehit olduğunu açıkladılar. Bana Dirbêsiyê’deki arkadaşlara Dilovan’ın şehit düştüğü haberini verme görevi verildi. Bu bana çok ağır geldi. Çünkü daha ben Dilovan’ın şehit düştüğünü kabul etmemişken arkadaşlara nasıl söyleyecektim. Diloavan hepimiz üzerinde büyük bir etki yarattı. Kimse onun şehit düştüğüne inanmak istemedi. Bizler basın alanında şehit düşen bütün arkadaşların yolunun takipçisi olacağız. Onların yapmak istediklerini bizler sürdüreceğiz.” 

‘Dilovan muazzam bir konuşma yaptı’ 

Ruken Cemal da DAİŞ’e karşı Dêrazor’da yürütülen direnişte Dilovan ile birlikte haber takibi edenlerden. Ruken, zaferin ilan edildiği o gün çekilen tarihi görüntüleri Dilovan ile beraber çektiklerini söyleyerek, o güne ilişkin şunları aktarıyor: “Dilovan kulağından rahatsızlanmıştı. Ama tedavisini olduktan sonra tekrar Dêrazor’a geldi. O gün çektiğimiz görüntüler aslında çok açıktı. O görüntüler 8 yıllık direnişin nişanesiydi. Dilan isimli YPJ savaşçısının Baxoz’da DAİŞ bayrağını sökerek YPJ bayrağını diktiği zaman o görüntüyü yakalamak için Dilovan arkadaşla beraber aşağıdaydık. Dilovan’da büyük bir heyecan vardı. O sırada yer yer çatışmalarda yaşanıyordu. Bizler tam Baxoz’un içindeydik. Bizlerin savaşçıların da görüşünü almamız gerekiyordu. Dilovan gazeteci olarak kendisinin de bir sunum yapmak istediğini söyledi. Dilovan arkadaş o gün muazzam bir konuşma yaptı. Onun o konuşması o gün çok ayrı bir coşku yarattı. O görüntüleri çekip alandan çıktıktan sonra ‘Bu aşamayı da gördüm ya benim için tamamdır’ dedi Dilovan. Kobanê’de çok sayıda arkadaşını kaybeden Dilovan,  o gün Baxoz’da bu şehit düşen arkadaşlarının intikamını aldı adeta. O gün onun yaşadığı mutluluk ve coşkusu anlatılamaz.” 

‘Doğal bir sorumluluk alırdı’ 

Dilovan’la savaş cephesinin ardından birçok çalışmada da beraber çalıştıklarını dile getiren Ruken, Jinwar’a gittikleri habere değiniyor. Dilovan’ın buradaki kadınlar ile çok yakın bir ilişki kurduğunu belirten Ruken, “Jinwar’da yaşayanların hayat hikayesini dinledikten sonra haberini yapabiliriz dedi. Çalışmada çok atılgandı. Dilovan ile gittiğimiz haberlerde içimiz rahattı. Bilirdim ki bir zorluk çekmeyeceğiz. Doğal bir sorumluluk alıyor ve kendi gücüyle çalışmasını yürütüyordu. Çalışmasını da çok kısa zamanda bitiriyordu aynı zamanda” diyor.  

‘Yaşadıkları anlık değildi’ 

Dilovan’ın uzun süre arşiv çalışmasında da yer aldığının altını çizen Ruken, yaşamını yitiren mücadele arkadaşlarının cenazelerini fotoğraflayarak belgelediğini dile getiriyor. Çektiği bu fotoğrafların Dilovan’ı çok etkilediğini belirten Ruken, “Dilovan o günleri, gördüklerini yazmak istiyordu. Daha sonra denk geldik bir şeyler karalamaya başlamıştı. Dilovan’ın yaşadıkları onun için anlık değildi. Yaşananlar beyninde ve yüreğinde kalıcı oluyordu. Bu yaşadıkları onun kişiliğini güçlü kılmıştı” diye anlatıyor.  Hemen hemen her yıl YPJ basınında yer alan arkadaşlarından birinin yaşamını yitirdiğine şahitlik ettiklerini söyleyen Ruken, en önde olmaya devam edeceklerini vurguluyor. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz