ÖHD, ÇHD ve EHB, İstanbul Barosu’nun çağrısıyla yarın Çağlayan’da gerçekleştirilecek olan “savunma mitingi” için katılım çağrısı yaptı.
Hukuk örgütleri ve İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, hükümetin baroların seçim sistemini değiştirmeye yönelik girişimine karşı yarın saat 12.30’da Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi karşısında gerçekleştirilecek olan “savunma mitingi”ne katılım çağrısı yaptı.
DURAKOĞLU: MESLEĞİMİZİ KORUYACAĞIZ
Yargı sisteminde kriz yaşandığına dikkati çeken Başkan Mehmet Durakoğlu, böylesi bir dönemde avukatların ses çıkarması gerektiğini vurguladı. Yarın bu amaçla mitingde bir araya geleceklerini dile getiren Durakoğlu, “Hem kendimizi ifade etme olanağına sahip olacağız hem de baroların böylesi bir iktidar karşısında boyun eğmeyeceklerini, direneceklerini göstereceğiz. İstinasız bütün avukatlar çağırıyoruz. Çünkü içerisinde bulunduğumuz durum konum itibarıyla şu ya da bu görüşte olan avukatlar açısından farklılık yaratmıyor. Öncellikle mesleğimizi ilgilendiren bir konuyla karşı karşıyayız. O yüzden de siyasi ayrım gözetmeksizin, hepimizin bir araya gelmesi gerektiği bir evredeyiz. Mesleğimizi koruyacağız” diye seslendi.
ÖHD: ÖNCÜSÜ OLMAK İSTİYORUZ
Yarınki mitinge katılacaklarını belirten Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şube Eşbaşkanı Arzu Eylem Kayaoğlu, “Baroların inisiyatifinde gerçekleştirilecek olan bütün eylem ve mitinglere katılma kararı aldık. Hatta öncüsü ve çağrıcısı olmak istiyoruz” dedi. Kayaoğlu, “Bu anlamda bütün avukat arkadaşlarımızı, hukukçuları hatta hukuk öğrencilerini, sivil toplum kuruluşlarını ve derneğimiz üyesi avukat arkadaşlarımızı mitinge özel olarak çağırıyoruz” dedi.
Yargının iktidar tarafından siyasallaştırılmasının önüne geçebilecek tek yer olarak barolar ve avukatların kaldığına dikkati çeken Kayaoğlu, “İktidarın bu kadar fazla barolara saldırmasının asıl sebebi de bu. Hem savunma hem de barolar kendi yanına çekemediğinden belli başlı kalmış olan kurumlardan biri. Bu nedenle saldırılar çok fazla yoğunlaştırdı. Aslında en büyük saldırı insan haklarına yönelik bir saldırıdır. Bu nedenle insan hakları savunucularının baroların avukatların yanında yer alması gerekiyor” diye konuştu.
ÇHD: AMAÇ İŞLEVSİZLEŞTİRMEK
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil ise, mitinge katılacaklarını paylaşarak, “çoklu baronun” esasen İstanbul’da çok sayıda baronun kurulmasının önünü açtığına işaret etti. Yeşil, “Cumhurbaşkanının işaret ettiği gibi aslında baroları klasik bir dernek statüsüne indirip siyasi eğilmelerine göre ayrıştırmayı ve daha da önemlisi kodlamayı fişlemeyi amaçlıyor. Böyle bir durumda bir avukatın hangi baroya mensup olduğunun mahkemeler nezdinde değerlendirilmesi, bilinmesi olumsuz tavırlara birtakım fişlemelere yargıda sorunlara yol açacaktır” vurgusu yaptı.
“Bu avukatları hem ayrıştırmayı hem işlevsizleştirmeyi amaçlayan bir girişim” diyen Yeşil, şunları söyledi: “Uzun süredir İstanbul, Ankara ve İzmir’de iktidar blokunun desteklediği avukat grupları seçimleri kazanamıyor. Tarihte de kazandıklarına dair bir şey yok. Mevcut hali ile kazanma durumları da yok. Bu hali ile makul baro yaratmak istiyorlar. Bu çerçevede hem avukatların hem hukuk büroların ayrıştırması, makul baro yaratılması ve benden olmayan avukatın dışlandığı bir düzenlemenin yapılmak istenmesine karşı tüm meslektaşlarımızı, hukukçuları, akademisyen, hakim, savcıları yarınki açıklamaya katılmaya çağırıyoruz.”
EHB: YARIN ÇAĞLAYAN’DA OLACAĞIZ
Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatlarından Sezin Uçar da, “İstanbul barosunun yapmış olduğu çağrı ekseninde biz de yarın mitingde olacağız. Baroların görüşü alınmadan bir tasarı planlanıyor. Buna karşı da tepkiler var. Durakoğlu’nun daha önce bütün siyasal taleplerden azade bir şekilde orada olacağına dair bir açıklama yaptı. Sonuçta çoklu baro sistemi bugün vazgeçilmiş olsa da nispi temsili sistemi esasen siyasi argümanlarla karşımıza çıkan bir şey. Bugüne kadar hegemonya kuramadığı alan meslek odaları. Orada varlığını sürdürme adına gerçekleştirmeye çalıştığı bir yasal değişiklik. O nedenle bunun bir siyaset dışı olarak görülmesi doğru değil. Hukukun bu kadar siyasetten uzak ele almak doğru bir çağrı değil. Baroların bu tasarıyla ilgili tüm avukatları kapsayacak. Genç avukatların, işçi avukatların, kadın avukatların yaşayacağı sorunları da kapsayacak bir şekilde derinleştirmesi ve ilerletmesi gerekiyor. Kadın avukatlar meslekte yaşadığı cinsiyet ayrımcılığına karşı orada olacak. İşçi avukatlar meslektaşları tarafından sömürülmesine karşı orada olacak. Stajyer avukatlar da kendi yaşadıkları sorunlara karşı orada olacaklar. Çoklu baro sistemine karşı farklı gerekçelerle karşı çıkan pek çok avukat orada olacak” diye konuştu.