2015 yılından bu yana derneğin başkanlık görevini yürüten Jama, uzun yıllardır kadınlara yönelik baskı ve şiddete karşı mücadele ediyor. Dernek, yardım amacıyla başvuruda bulunan kadınların sayısında belirgin bir artış olduğunu söylüyor. Bunun nedeni olarak da son yıllarda namus kültürü ve kadın sünnetinin gelenek olduğu ülkelerden gelen ilticacıların sayısındaki artışı gösteriyor.
KADIN SÜNNETİ ARTTI, BİLGİLENDİRME AZALDI
Sünnet edilen kadınların sayısının artmasına karşın konu hakkındaki tartışmalarda ve toplumu bilgilendirmede belirgin bir azalma olduğu gözleniyor.
Aftonbladet gazetesinin sorularını yanıtlayan Luul Jama, “1990’lı yıllarda Somali’den büyük göç olduğunda İsveç daha iyiydi, ama sonra tartışmalar durdu. İnsanların konu hakkında konuşmaları zor. Kadınların cinsellik ve sağlıkları söz konusu” dedi.
“Eğer biz bu konu hakkında konuşamazsak zarar gören kadın ve genç kızlar nasıl neler yaşadıklarını anlatacak” sorusunu soran Jama, kadın sünneti ve cinselliğini konuşmanın aşırı ölçüde utanç verici olarak görüldüğüne dikkat çekti.
KADIN SÜNNETİ TECAVÜZE BENZEYEN CİNSEL ŞİDDET
Kadın sünneti Çocuk Hakları Sözleşmesi ve insan hakları sözleşmelerine yönelik bir suç olarak kabul ediliyor. Buna rağmen dünyada 200 milyon civarında kadının sünnet edildiği tahmin ediliyor. Sünnet sırasında kadınların klitoris ile iç ve dış dudaklarının kesildiği söyleyen Jama, “Bu çok zalimce bir suç, küçük kızların sadece cinsel organları kesilmiyor. Bu tecavüze benzeyen cinsel şiddet ve saldırıdır” diyor.
Jama, sünnet edilen kadınlarda fiziki sakatlığın yanı sıra psikolojik sorunların görüldüğünü ve derneğe müracaat eden kadınların kaygı, pişmanlık ve posttraumatik stresten şikayet ettiklerini belirtti.
HİÇ KİMSE SÜNNET SUÇUNDAN CEZALANDIRILMADI
İsveç’te kadın sünneti 1982 yılından buyana yasak. Yasalara aykırı olarak davrananalar sünneti yurtdışında yaptırsalar bile 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Ancak Luma’ya göre bugüne kadar hiç kimse bu suçtan ceza almadı.
Sosyal Sağlık Genel Müdürlüğü’nün belirlemelerine göre 2012 ile 2018 yılları arasında 5 bin kadın sünnet edildikleri için yardım başvurusunda bulundu. Sosyal Sağlık Genel Müdürlüğü’nün raporunda sünnet edilenler içinde İsveç’te doğmuş 18 yaşın altında 10 kadının sünnet edildiği bilgileri de yer alıyor. Jama, bu kadınların sünnet edildiklerinin polis ve yetkili kurumlara bildirilmediğine ve böylece faillerin cezasız kaldığına dikkat çekiyor.
HÜKÜMET, NAMUS VE TÖREDEN KAYNAKLI SORUNLARI VE SÜNNETİ CİDDİYE ALMALI
Jama, hükümetin namus ve töreden kaynaklı sorunları ve kadın sünnetini ciddiye almasını istiyor. Toplumda sünnetle ilgili uyarı ve bilgilerin yaygınlaşmasını, sağlık, okul, sosyal hizmet kurumları ve polisin işbirliği yapmasını öneriyor. Kadın sünnetine karşı bir ulusal strateji belirlemenin gerekli olduğuna vurgu yapıyor.
Jama, kendi ülkesi Kenya’daki çalışmaları gündeme getirerek sünneti önleyici çalışmaların önemine dikkat çekiyor.
Kenya’da bilgilendirme ve eski geleneklerle mücadele sonucu 1980 yılından bu yana sünnet edilen kadınların sayısının yarıya indiğini söylüyor. “Bazıları için bu geleneğin kuşaklarda derin kökleri var. Kızların sünnet ettirilmesi için çevreden gelen sosyal baskı büyük. Bundan dolayı tutumuzu ortaya koymalıyız. İsveç’te kadın sünneti yasak ve hiçbir çocuğun sünnet olmaması gerekir. Eğer biz küçük kız çocuklarının bu zalimliğe uğramalarına hiç kimse cezalandırılmadan izin verirsek topluma hangi sinyalleri göndeririz?” dedi.
KADIN SÜNNETİNDEKİ ARTIŞ PARLAMENTONUN GÜNDEMİNDE
Öte yandan Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabaveh, artış gösteren kadın sünnetlerini bu hafta verdiği yazılı bir soru önergesiyle parlamentonun gündemine getirdi.
Kakabaveh, Sosyal İşler Bakanı Lena Hallengren’den kadın sünnetini engellemek için İsveç’in her tarafında geçerli olacak ulusal ilkeler belirlemesini istedi. Bakanın Kakabaveh’in sorularına bu ayın sonuna kadar yanıt vermesi bekleniyor.
Kadın sünnetine karşı mücadele eden Existera adlı kadın kuruluşu, son 5 yıl içinde İsveç’te sünnet edilen kadın ve kız çocuğunun sayısının iki kat arttığını açıkladı.
“Biz kesilirken dünya bakıyor” başlıklı bir rapor yayımlayan Existera, 14 bini 18 yaşın altında toplam 75 bin kadın ve kız çocuğunun sünnet edildiğini belirledi. Dernek yöneticilerinden Luul Jama, “Çocuklarımız İsveç’te sünnet ediliyor ve bundan dolayı kimseye ceza verilmiyor” diyerek devlet kurumlarının kadın sünnetlerine müdahale etmemesine tepki gösterdi.
2015 yılından bu yana derneğin başkanlık görevini yürüten Jama, uzun yıllardır kadınlara yönelik baskı ve şiddete karşı mücadele ediyor. Dernek, yardım amacıyla başvuruda bulunan kadınların sayısında belirgin bir artış olduğunu söylüyor. Bunun nedeni olarak da son yıllarda namus kültürü ve kadın sünnetinin gelenek olduğu ülkelerden gelen ilticacıların sayısındaki artışı gösteriyor.
KADIN SÜNNETİ ARTTI, BİLGİLENDİRME AZALDI
Sünnet edilen kadınların sayısının artmasına karşın konu hakkındaki tartışmalarda ve toplumu bilgilendirmede belirgin bir azalma olduğu gözleniyor.
Aftonbladet gazetesinin sorularını yanıtlayan Luul Jama, “1990’lı yıllarda Somali’den büyük göç olduğunda İsveç daha iyiydi, ama sonra tartışmalar durdu. İnsanların konu hakkında konuşmaları zor. Kadınların cinsellik ve sağlıkları söz konusu” dedi.
“Eğer biz bu konu hakkında konuşamazsak zarar gören kadın ve genç kızlar nasıl neler yaşadıklarını anlatacak” sorusunu soran Jama, kadın sünneti ve cinselliğini konuşmanın aşırı ölçüde utanç verici olarak görüldüğüne dikkat çekti.
KADIN S
“Biz kesilirken dünya bakıyor” başlıklı bir rapor yayımlayan Existera, 14 bini 18 yaşın altında toplam 75 bin kadın ve kız çocuğunun sünnet edildiğini belirledi. Dernek yöneticilerinden Luul Jama, “Çocuklarımız İsveç’te sünnet ediliyor ve bundan dolayı kimseye ceza verilmiyor” diyerek devlet kurumlarının kadın sünnetlerine müdahale etmemesine tepki gösterdi.
2015 yılından bu yana derneğin başkanlık görevini yürüten Jama, uzun yıllardır kadınlara yönelik baskı ve şiddete karşı mücadele ediyor. Dernek, yardım amacıyla başvuruda bulunan kadınların sayısında belirgin bir artış olduğunu söylüyor. Bunun nedeni olarak da son yıllarda namus kültürü ve kadın sünnetinin gelenek olduğu ülkelerden gelen ilticacıların sayısındaki artışı gösteriyor.
KADIN SÜNNETİ ARTTI, BİLGİLENDİRME AZALDI
Sünnet edilen kadınların sayısının artmasına karşın konu hakkındaki tartışmalarda ve toplumu bilgilendirmede belirgin bir azalma olduğu gözleniyor.
Aftonbladet gazetesinin sorularını yanıtlayan Luul Jama, “1990’lı yıllarda Somali’den büyük göç olduğunda İsveç daha iyiydi, ama sonra tartışmalar durdu. İnsanların konu hakkında konuşmaları zor. Kadınların cinsellik ve sağlıkları söz konusu” dedi.
“Eğer biz bu konu hakkında konuşamazsak zarar gören kadın ve genç kızlar nasıl neler yaşadıklarını anlatacak” sorusunu soran Jama, kadın sünneti ve cinselliğini konuşmanın aşırı ölçüde utanç verici olarak görüldüğüne dikkat çekti.
KADIN SÜNNETİ TECAVÜZE BENZEYEN CİNSEL ŞİDDET
Kadın sünneti Çocuk Hakları Sözleşmesi ve insan hakları sözleşmelerine yönelik bir suç olarak kabul ediliyor. Buna rağmen dünyada 200 milyon civarında kadının sünnet edildiği tahmin ediliyor. Sünnet sırasında kadınların klitoris ile iç ve dış dudaklarının kesildiği söyleyen Jama, “Bu çok zalimce bir suç, küçük kızların sadece cinsel organları kesilmiyor. Bu tecavüze benzeyen cinsel şiddet ve saldırıdır” diyor.
Jama, sünnet edilen kadınlarda fiziki sakatlığın yanı sıra psikolojik sorunların görüldüğünü ve derneğe müracaat eden kadınların kaygı, pişmanlık ve posttraumatik stresten şikayet ettiklerini belirtti.
HİÇ KİMSE SÜNNET SUÇUNDAN CEZALANDIRILMADI
İsveç’te kadın sünneti 1982 yılından buyana yasak. Yasalara aykırı olarak davrananalar sünneti yurtdışında yaptırsalar bile 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Ancak Luma’ya göre bugüne kadar hiç kimse bu suçtan ceza almadı.
Sosyal Sağlık Genel Müdürlüğü’nün belirlemelerine göre 2012 ile 2018 yılları arasında 5 bin kadın sünnet edildikleri için yardım başvurusunda bulundu. Sosyal Sağlık Genel Müdürlüğü’nün raporunda sünnet edilenler içinde İsveç’te doğmuş 18 yaşın altında 10 kadının sünnet edildiği bilgileri de yer alıyor. Jama, bu kadınların sünnet edildiklerinin polis ve yetkili kurumlara bildirilmediğine ve böylece faillerin cezasız kaldığına dikkat çekiyor.
HÜKÜMET, NAMUS VE TÖREDEN KAYNAKLI SORUNLARI VE SÜNNETİ CİDDİYE ALMALI
Jama, hükümetin namus ve töreden kaynaklı sorunları ve kadın sünnetini ciddiye almasını istiyor. Toplumda sünnetle ilgili uyarı ve bilgilerin yaygınlaşmasını, sağlık, okul, sosyal hizmet kurumları ve polisin işbirliği yapmasını öneriyor. Kadın sünnetine karşı bir ulusal strateji belirlemenin gerekli olduğuna vurgu yapıyor.
Jama, kendi ülkesi Kenya’daki çalışmaları gündeme getirerek sünneti önleyici çalışmaların önemine dikkat çekiyor.
Kenya’da bilgilendirme ve eski geleneklerle mücadele sonucu 1980 yılından bu yana sünnet edilen kadınların sayısının yarıya indiğini söylüyor. “Bazıları için bu geleneğin kuşaklarda derin kökleri var. Kızların sünnet ettirilmesi için çevreden gelen sosyal baskı büyük. Bundan dolayı tutumuzu ortaya koymalıyız. İsveç’te kadın sünneti yasak ve hiçbir çocuğun sünnet olmaması gerekir. Eğer biz küçük kız çocuklarının bu zalimliğe uğramalarına hiç kimse cezalandırılmadan izin verirsek topluma hangi sinyalleri göndeririz?” dedi.
KADIN SÜNNETİNDEKİ ARTIŞ PARLAMENTONUN GÜNDEMİNDE
Öte yandan Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabaveh, artış gösteren kadın sünnetlerini bu hafta verdiği yazılı bir soru önergesiyle parlamentonun gündemine getirdi.
Kakabaveh, Sosyal İşler Bakanı Lena Hallengren’den kadın sünnetini engellemek için İsveç’in her tarafında geçerli olacak ulusal ilkeler belirlemesini istedi. Bakanın Kakabaveh’in sorularına bu ayın sonuna kadar yanıt vermesi bekleniyor.
ÜNNETİ TECAVÜZE BENZEYEN CİNSEL ŞİDDET
Kadın sünneti Çocuk Hakları Sözleşmesi ve insan hakları sözleşmelerine yönelik bir suç olarak kabul ediliyor. Buna rağmen dünyada 200 milyon civarında kadının sünnet edildiği tahmin ediliyor. Sünnet sırasında kadınların klitoris ile iç ve dış dudaklarının kesildiği söyleyen Jama, “Bu çok zalimce bir suç, küçük kızların sadece cinsel organları kesilmiyor. Bu tecavüze benzeyen cinsel şiddet ve saldırıdır” diyor.
Jama, sünnet edilen kadınlarda fiziki sakatlığın yanı sıra psikolojik sorunların görüldüğünü ve derneğe müracaat eden kadınların kaygı, pişmanlık ve posttraumatik stresten şikayet ettiklerini belirtti.
HİÇ KİMSE SÜNNET SUÇUNDAN CEZALANDIRILMADI
İsveç’te kadın sünneti 1982 yılından buyana yasak. Yasalara aykırı olarak davrananalar sünneti yurtdışında yaptırsalar bile 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Ancak Luma’ya göre bugüne kadar hiç kimse bu suçtan ceza almadı.
Sosyal Sağlık Genel Müdürlüğü’nün belirlemelerine göre 2012 ile 2018 yılları arasında 5 bin kadın sünnet edildikleri için yardım başvurusunda bulundu. Sosyal Sağlık Genel Müdürlüğü’nün raporunda sünnet edilenler içinde İsveç’te doğmuş 18 yaşın altında 10 kadının sünnet edildiği bilgileri de yer alıyor. Jama, bu kadınların sünnet edildiklerinin polis ve yetkili kurumlara bildirilmediğine ve böylece faillerin cezasız kaldığına dikkat çekiyor.
HÜKÜMET, NAMUS VE TÖREDEN KAYNAKLI SORUNLARI VE SÜNNETİ CİDDİYE ALMALI
Jama, hükümetin namus ve töreden kaynaklı sorunları ve kadın sünnetini ciddiye almasını istiyor. Toplumda sünnetle ilgili uyarı ve bilgilerin yaygınlaşmasını, sağlık, okul, sosyal hizmet kurumları ve polisin işbirliği yapmasını öneriyor. Kadın sünnetine karşı bir ulusal strateji belirlemenin gerekli olduğuna vurgu yapıyor.
Jama, kendi ülkesi Kenya’daki çalışmaları gündeme getirerek sünneti önleyici çalışmaların önemine dikkat çekiyor.
Kenya’da bilgilendirme ve eski geleneklerle mücadele sonucu 1980 yılından bu yana sünnet edilen kadınların sayısının yarıya indiğini söylüyor. “Bazıları için bu geleneğin kuşaklarda derin kökleri var. Kızların sünnet ettirilmesi için çevreden gelen sosyal baskı büyük. Bundan dolayı tutumuzu ortaya koymalıyız. İsveç’te kadın sünneti yasak ve hiçbir çocuğun sünnet olmaması gerekir. Eğer biz küçük kız çocuklarının bu zalimliğe uğramalarına hiç kimse cezalandırılmadan izin verirsek topluma hangi sinyalleri göndeririz?” dedi.
KADIN SÜNNETİNDEKİ ARTIŞ PARLAMENTONUN GÜNDEMİNDE
Öte yandan Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabaveh, artış gösteren kadın sünnetlerini bu hafta verdiği yazılı bir soru önergesiyle parlamentonun gündemine getirdi.
Kakabaveh, Sosyal İşler Bakanı Lena Hallengren’den kadın sünnetini engellemek için İsveç’in her tarafında geçerli olacak ulusal ilkeler belirlemesini istedi. Bakanın Kakabaveh’in sorularına bu ayın sonuna kadar yanıt vermesi bekleniyor.