Bütün dünya toplumu olarak yaşadığımız ve parça parça gün yüzüne çıkan ve kimi zaman hiçbir biçimde bilinmeyen şiddet olayları son zamanlarda yaşanan virüs nedeniyle daha sık gündem olmuş olabilir. Ama sanki sadece virüs varda bu durumlar yaşanıyor demek doğru değildir. Mesela medya taramaları şeklinde yapılan araştırmaların sonuçlarına bakarsak aslında bu gerçeği görebiliriz. 1 Ocak 2019 ile 1 Ocak 2020 arası bir yıllık bir zaman içerisinde 2563 şiddet suçu basına yansıyarak ifşa edilmiştir. Somut olarak açığa çıkan olaylarda 385 kadın katledildiği, 31 kadın katledilmeye çalışıldığı, 448 kadın darp edildiği, 15 kadın intihara sürüklendiği, 2 kadına karşı nefret söyleminde bulunulduğu, 3 kadına karşı psikolojik şiddet uygulandığı tespit edilmiştir. Yine 5 kadının rehin alındığı, 885 kadının seks işçiliğine zorlandığı, 25 kadına sistematik şiddet uygulandığı, 264 kadının taciz edildiği, 70 kadına tecavüz edildiği, 12 kadına tecavüz girişiminde bulunulduğu, 44 kadının tehdit edildiği, 221 kadının yaralandığı kamuoyuna basın yoluyla yansımış olaylardır. Ama bu bilinen, bir biçimde açığa çıkan olaylardır. Fakat biliyoruz ki bir o kadar da bilinmeyen, görülmeyen, bilinip görülse de üstü kapatılan olay ve yaşanmışlıklar vardır. Mesela Şubat ayı raporlarına bakıldığında 22 kadının katledildiği 12 kadının ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiği görülüyor. Bu kadınların katledilme veya cinayete kurban gitme sebepleri nelerdir diye bakıldığında ise çok normal en insani hakları olan şeyler olduğu görülüyor. Mesela ekonomik bağımsızlık en doğal haktır insan için. Ya da ortak yaşam imkanları kalmamışsa eşler arasında ayrılmak, mutlu olabilecekleri bir hayat kurmak taraflar için en doğal haktır mesela. Veya arkadaşlık yaptığı biriyle yürütemediğini düşünüyorsa her hangi bir tarafın ayrılmak istemesi, hayatına istediği biçimde ve istediği, yaşayabildiği, kendisini mutlu, huzurlu hissettiği insanlarla devam etme kararı alabilmesi insan olmanın en doğal gereğidir.
Ne yazık ki, maalesef bu dile getirilen doğal insani haklar karşısında kadınlar deyim yerindeyse tam bir kuşatma altındadır. Şiddet görmemek, yaşam hakkım var demek, insan olduğunu iddia etmek kadınlara büyük bedel ödemeyi gerektiriyor günümüzde. Hakkını isteyen, özgür yaşam iddiası gösteren, iradesini açığa çıkarıp kendi olma amacı olan kadın direniyor. Babası, abisi veya küçük kardeşi, evliyse başta eş arkadaşı olan erkek ve sonrasında hane içindeki bütün erkeklere karşı direnecek. Çalışıyorsa patrona karşı, okuyorsa öğretmene karşı illaki direnecek başka yol yok, başka yaşam şansı yok. Özel savaş mekanizması olan devletin ve bütün polisi, sözde yargı, hak, adalet kurum ve organlarına karşı kısa ve öz yaşamın her alanında bir savunma ve mücadele, direniş içerisinde olması şart kadının.
Bütün bu saydıklarımız, sıraladıklarımız ve daha dile getirmediklerimiz sadece kadınlar için geçerlidir. Erkek bu söylediklerimizin dışındadır. Onun her şeye hakkı var. Ekonomi zaten ondan sorulur, birlikteliklerin ilerleyip ilerleyemediğini o belirler ve karar verirse ya ayrılır ya da kadının hayatına son verme hakkına sahiptir sonuna kadar. Onu durduracak hiçbir şey yoktur ne yasa ne kanun tanımaz. Tam tersine zor durumda kalsa destekçisi olarak görür. İstediği zaman istediği kadınla gönül eğlendirebilir, isterse birkaç kadını bir arada idare de edebilir bu erkek için sorun olmaz hatta erkeklik şanı da bu yaptıklarından gelir. O erkektir, üstündür, ne yapsa haktır, helaldir. Bütün hak, hukuk zaten erkekten yanadır, onun yaptıklarını ve ettiklerini izah ettiği gibi kabul görmesini ve ona göre muamele gösterilmesini sağlamak üzerinden düzenlenmiştir. Kadın, çocuk tecavüz ve tacizleri evlilikle sonuca bağlanarak çözüm olarak öne sürülmektedir. Kadını katleder namus belası der kendine hak tanınmasını sağlar, taciz yapar, tecavüz eder kadın tahrik unsurudur der kendine haklılık payı verilmesini sağlar.
Ama kadın da insandır. Hatta en çok insan olan kadındır ve Neşet Ertaş üstadın bir sözüdür “kadınlar insandır biz insan evladıyız” sözü. Çok bilgece söylenmiş, içten gelen, ta derinlerde en dipte hissedilerek sarf edilmiş bir sözcük. Bu günlerde çok tartışılan özellikle korona virüs ile gündeme gelen ev içi şiddet durumları yaşandıkça sıkça bu sözü hatırlar ve tekrarlar oldum. Kadın insandır biz insan evladıyız bunu bilelim lütfen.
Solin BAHAR
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi