Kayyım mı AKP’den çıkar, AKP’mi kayyımdan? – Erkan KOBANLI

0
823

Seçimlerde aldığı hezimet sonucunda HDP tarafından kazanılan belediyeleri hazmedemeyen AKP rejimi, halkın iradesini hiçe sayarak olabildiğince saldırganlaşan tutumlara girişti. 

Kaybettiği belediyelere de kayyım yöntemi ile el koyan AKP, faşizmin 2020’li versiyonlarını hayata geçirmiş oldu. 

Toplumun gözünün içine baka baka tüm iradesine saldıran ve hiçe sayan bu yapı, Türkiye ve Kürdistan’da hiç olmadığı kadar diktatöryel bir sistemi tesis etmekte faal durumda. 

Kaybettiği noktaları atanan kayyımlar aracılığıyla ele geçiren iktidar, bu ‘çok görevli’ valiler eliyle de partilerinin faşist politikalarını hayata geçiriyor. 

Valiler, atanan belediye başkanları birer AKP parti çalışanı gibi saha faaliyetleri yürütürken, devlet imkanları eliyle yanlış uygulamalara kanalize ediliyorlar. 

Bunun son örneklerinden birisi de Amed yani Diyarbakır’da yaşandı. 

HDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’nın yerine atanan Kayyım Vali Hasan Basri Güzeloğlu şimdi de AKP’nin teşkilat toplantısına başkanlık yaptı.!

Bir de alanen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin resmi Twitter hesabından duyurulan açıklamada, “Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkan Hasan Basri Güzeloğlu, Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı Serdar Budak ve İlçe Başkanlarının da katılımıyla düzenlenen video konferans görüşmesine başkanlık etti” denildi. 

Meşhur bir şiirin mısralarıyla ifade etmek gerekirse ‘nereden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça’ biçiminde değerlendirilmesi gereken bu yaklaşım, ülkenin geldiği uçurumun anlaşılması açısından çok önemli. 

Devletin tarafsız bir noktasında olması gereken kurum ve yapıların böylesine partisel çıkarlara ‘meze’yapıldığı bir ortamda hiçbir demokratik tutumdan bahsetmek mümkün olmayacaktır. 

Bu tür uygulamalar eskilerde kalmış diktatöryel pratiklerin günümüzde hayat bulmasıdır. 

Kürt halkının sandıktaki iradesini gasp eden bu biçimler, AKP’nin kayyımlar aracılığıyla demokrasiyi katletmesinin en belirgin işaretidir. 

Dolayısıyla kayyımlar AKP’den, AKP’de kayyımlardan ürer tezi yanlış olmayacaktır. AKP rejimi, kazanamadığı Kürt seçmenlerin oy potansiyelini ‘çökme’ yaklaşımıyla ele geçirmekte ve utanmadan bunlardan övgüyle bahsetmektedir. 

Her ne yapılırsa yapılsın, merkezden atanan kayyımlar halkta geçersizdir. Kürtlerin dilini, iradesini ve doğal taleplerini görmezden gelen kayyım pratikleri düşmanlık teorisinin en şeffaf kanıtlarıdır. 

Kayyımlar AKP’nin ‘vali kılıflı neferleri’ olarak yürüttükleri bu görevlerden, gelecek bir dönemde de utanç duyacaklardır. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz