Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Genel Konseyi, Rojava Devrimi’nin yıl dönümünde yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “19 Temmuz 2012 tarihi, Rojava, bölge ve dünya halkları için bir milat niteliği taşımaktadır. 20. Yüzyıla damgasını vuran devrimlerin, 21. yüzyılda da esas yönelim olacağının ilk habercisi Rojava Devrimi olmuştur. Halkların gücü ve özverisinin nelere kadir olduğu, Rojava Devrimi ile bir kez daha kanıtlanmış, yaşlı, genç, kadın, erkek, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani Rojava halkları hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak özgür yaşama giden yolun büyük bedeller pahasına açılacağının muazzam örneğini sunmuşlardır” denildi.
‘HALKLAR ÖZ GÜCÜYLE DEVRİMİ GELİŞTİRDİ’
Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
“Emperyalistlerin, bölge gerici devletlerinin, çetelerin ve faşist Türk devletinin tüm saldırılarına karşı Rojava halkları öz gücüne dayanarak 11 yıl boyunca devrimi sahiplenmiş, savunmuş ve geliştirmişlerdir. Devrim, farklı ulus ve inançtan halkların bir arada özgürce yaşayabileceğini pratikte göstermiştir.
Rojava toprakları, enternasyonalist dayanışmanın en güzel örneklerine tanık olmuş, dünyanın dört bir yanından komünist enternasyonalist devrimciler, devrimi savunmak için Rojava’ya akın etmişlerdir.
Rojava Devrimi aynı zamanda bir kadın devrimi olarak da, 21. yüzyıl kadın devrimlerinin işaret fişeği olmuştur. Bin yıllar öncesine giden kölelik zincirini, devrimin büyük coşkusuyla kırmışlardır kadınlar. Tüm benlikleriyle yeni yaşamı inşası, devrimin savunulması ve geliştirilmesinde büyük katkılar sunmuşlardır. Ulusal kurtuluşlarının yanında cinsel kurtuluşlarının da yolunu açan devrimde engelleri bir bir aşma kudreti sergilemişlerdir. Bu devrime en çok ihtiyaç duyanın, en fazla ezilen, iki kat daha baskılanan kadınların olması şaşırtıcı değildi. Devrim, kadınların toplumsal, siyasal, ekonomik, askeri her alanda kendisini en güçlü biçimde var etmesini sağlamış, eşit temsilini mümkün kılmıştır. En üst yönetimden komünlere kadar en etkili rolü üstlenmiş, devrimin sahiplenilmesinde en büyük çabayı sergilemiştir. 2012’den beri kuşatma ve saldırı altında olan devrimin savunulmasında aktif olarak yer alıp bir karış toprağı işgalci güçlere teslim etmemek için canlarını devrime siper etmeye ve kendi devrimlerini korumaya devam ediyorlar.
‘FAŞİST TÜRK DEVLETİNİN SALDIRILARI ARTARAK SÜRÜYOR’
Rojava Devrimi ile birlikte halkların özgürlük arayışını boğmak isteyen faşist Türk devletinin başından itibaren Rojava Devrimi’ne yönelik saldırıları artarak sürmektedir. Kürt halkının nerede olursa olsun her türlü kazanımına karşı olan faşist Türk devleti Rojava, Güney Kurdistan ve Kuzey Kurdistan’da tasfiye saldırılarına hız vermiş, işgal saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Rojava’da, işgal ettiği bölgelerde çeteleri ile birlikte işlediği suçlara her gün bir yenisi eklenirken, bu bölgelerde özellikle kadınları hedef almakta, özel savaş yöntemleriyle, önce kadınların iradesini kırmaya çalışmaktadır. İşgal ettiği bölgelerdeki saldırılarının yanında yeni bölgeleri işgal etme ve Rojava Devrimi’ni tümden boğma hesapları yapmaktadır. Faşist Türk devleti gerçekleştirdiği saldırılarda, özel olarak Rojava Devrimi’nin öncü kadınlarını hedef almakta, böylece onlar şahsında Rojava kadın devriminin kazanımlarını yok etmeyi ve yaratmış olduğu etkiyi kırmayı amaçlamaktadır.
‘AKTİF DİRENİŞE GEÇİLMELİ’
Bugün Rojava Devrimi’ne yönelen tüm saldırılara karşı enternasyonalist dayanışmayı büyütmek gerekmektedir. Türkiye-Kuzey Kurdistan emekçi-ezilen halkları ve kadınlar başta olmak üzere tüm dünya halkları Rojava Devrimi etrafında kenetlenmeli, Rojava Devrimi’nin her alanda savunulması, enternasyonalist bir görev olarak görülmelidir. Faşist Türk devletinin saldırılarına karşı aktif direnişe geçilmeli, birleşik mücadeleyle tasfiye planları boşa düşürülmelidir. Rojava Devrimi’nin kadınlar ve tüm dünya halkları için büyük bir umut olduğu unutulmamalı, bu umut en güçlü biçimde savunulup, büyütülmelidir.
Bugün 11 yıl aradan sonra Rojava Devrimi ayakta, dünya halklarına ve kadınlara hâlâ umut oluyorsa, devrimi son nefeslerine kadar savunan, Arîn Mîrkan, Avesta Xabûr, Hevrîn Xelef, Kader Ortakaya, Sarya Özgür, Ceren Güneş, Aynur Ada, Helîn Karaçox ve daha binlerce ölümsüzleşenimiz sayesindedir. Kuzey-Doğu Suriyeli kadınlar ve halklar sayesindedir. Enternasyonalist bayrağı Rojava’ya taşıyıp dalgalandıran komünist, enternasyonalist devrimciler sayesindedir. Devrimi savunmak ve yaşatmak için ölümsüzleşenlerimizin devrettiği bayrağı dalgalandırmaya devam edecek, Rojava Devrimi’ne dönük saldırılara karşı her alanda savaşacak, kadınların birleşik devrim mücadelesini büyütecek, 21. yüzyılı kadın devrimleri yüzyılı yapacağız.”